bir erkeğin meyhane günlüğü

kafasına bir şeyler takılmış olabilir ,

Sabah erkenden kız kardeşi babasından para ister
babası da " bugün para yok " der ve çıkar gider
tüm sorumluluğu üstüne yükleyen erkek kardeş elindeki tüm parayı kardeşine verir ve arkadaşlarına bu durumu söyler , psikolojik baskı olan erkek kardeşin kafasını dağıtmak için arkadaşları meyhaneye götürür , içer içer fakat bir kuruş ödemeden çıkar , biraz kafasını dağıttığını zanneder ama ne yazık ki yanılır .

hayatımın yarısını unutmak istediğim günler. tüm müsibetler beni mi buluyor diye düşünürken başladım içmeye. gazeteye sarılmış köpek öldüren şarabı hayat suyu niyetine çok içtim. zaman ilerledikçe yalnızlık hissim arttı. bari içerken etrafta insanlar olsun diye meyhaneye gittim. buraya ilk gelişim böyle oldu.

kısık sesle çalan alaturka ezgiler bağladı beni. sessizlikten o kadar sıkılmıştım ki hiç gidesim gelmezdi. akşam 9 gibi damlardım. önce bir şişe şarap, arkasında yarım rakı her
gün standart. etraftan dostlarım oldu tabi. masaları birleştirdik çoğuyla. ama herkesin acısı kendine. herkesin hikayesi başka. aslında hikayeler değişse de hepimiz aynı kişiyiz, bahtsız insanoğlu. bu bize miras kalmış ama ne atabiliyoruz ne satabiliyoruz. zamanla bununla yaşamayı öğreniyoruz o kadar.

zaman geçtikçe anladım ki ben en dertsiziyim bu koca denizin. benim üzüntülerimi yaşasa sevinecek bir çok insan var. hayat yaşanarak öğrenilirmiş evet. okuyarak,düşünerek değil. bunu fark etmem hayatımın yarısını alsa da diğer yarısını kurtarabilirim belki.

sabah bir parça peynir ve ekmekle kahvaltı yapmayı özlemişim. soğuk havada sıcak çay bardağını tutmayı, güneşli havada sokakta oturmayı, yağmurda biriken sularda oluşan halkaları izlemeyi, akşam sobanın üzerinde duran demlikten çay içmeyi...

velhasıl özlemeyi özlemişim...