bugün

http://www.ulkuocaklari.o...ana-rahmet-diliyoruz.html

Mersin’in Tarsus ilçesinde bir süredir kayıp olan üniversite öğrencisi genç kızımız Özgecan Aslan’ın cesedi, maalesef Çamalan mevkiinde yakılmış olarak bulunmuştur. Bu vahşetin faili olarak tespit edilen üç kanı bozuk canavar hakkında ise yasal işlemlerin devam ettiğini öğrenmekteyiz.

Bırakınız bir masumun yakılarak katledilmesini, suçluların dahi ateşle cezalandırılması sadece ve sadece Cenabı Allah’a mahsustur. Yakılarak katledilmek, o kadar tarifsiz bir ölüm şeklidir ki, bunun karşısında havsalalar çaresiz kalmakta ve vicdanlar kanamaktadır. Anadolumuzda Allah sıralı ölüm versin duası edilirken, bir ailenin gencecik evlatlarını, üstelik bu şekilde kaybetmesi, bizlerin yüreğine oturmuş bir kor gibi içimizi yakmaktadır.

Bu kahpe ve namussuz cinayetin failleri olan şerefsizler, insanlığın düştüğü en alçak seviyeyi temsil etmektedirler. Böyle alçakça bir fiili gerçekleştiren kimselerin, Türk toplumu arasından çıkmış olması ise bizi ayrıca üzen ve düşündüren bir olgudur. insanlık çerçevesinin dışında kalmış bu davranış üzerinde yetkililer düşünmeli, eğitim ve ceza adaleti sisteminin etkinliği noktasında derinlemesine bir takım değerlendirmeler ve çalışmalar yapılmalıdır.

Bu aşağılık cinayet, kadına şiddetin ve tecavüz vakalarının yaygınlaştığı bir dönemde gerçekleşmiştir. Kadının şahsiyetinin hiçe sayıldığı ve bir mal gibi algılandığı alt kültürler ile bir teşhir nesnesi olarak algılandığı popüler kültür arasında sıkışmış Türk kadını, siyasi ve iktisadi olarak var olma mücadelesi verirken, çoğu zaman gözden kaçırdığımız yaşam mücadeleleri ise bunlar gibi bir takım aşağılık sefillerce noktalanmaktadır.

Çağın gereği olarak, Türk kadının siyasi ve iktisadi hayatta etkinliğini sağlama hedefimiz ile kadının yaşam hakkını koruyamaz oluşumuz arasındaki derin çelişki, eğitim, güvenlik ve ceza adaleti sisteminin de bu konudaki işlevselliğini yitirdiğini ortaya koymaktadır. Asayişin sağlanması noktasında, siyasi temelli içeriklerle mücadeledeki başarısızlığı Güneydoğu örneğindeki gibi açık olan siyasi iktidar, maalesef salt asayiş sorunları karşısında da etkinlik gösterememekte, suçun önlenmesi ve cezalandırılması süreçleri bürokratik iş ve işlemler kabilinden baştan savılarak gerçekleştirilmektedir.

Öncelikli olarak kadına şiddet, tecavüz ve cinayet gibi insanlık dışı hadiselerin sosyal ve psikolojik temelleri tespit edilmelidir. Türk kültürünün dejenere olmuş hâlinin bir yansıması olarak kadını eve kapatan, eğitimini ve gelişmesini engelleyen zihniyet ile, kadını bir nesne, eğlence ve moda sektörünün üretim girdisi olarak gören sözde çağdaş (!) zihniyet ile aynı kararlılıkta mücadele edilmelidir. Karısına şiddet uygulayan, onu yaralayan bir erkeğe gösterilen elitist tepki, insanların ailece ekran başında olduğu akşam kuşağında yayınlanan bir dizideki 6 dakikalık müstehcen sahnelere karşı da gösterilmelidir. Bu yoğun kültürel saldırı karşısında gençlik kimlik değiştirmekte, yozlaşmaktadır. Tecavüzün normalleştiği ve alışıldığı, cinselliğin alenileştiği, genç ve çocukların her türlü cinsel ve şiddet eğilimli etkiye açık olduğu bir sosyal yapıya, siyaset ve güvenlik bürokrasisinin de başarısızlığı eklenince sokaklar hiçbir evladımız için güvenli olamayacaktır. Başka Özgecanlar katledilmesin, başka ana-babalar böyle bir evlat acısı yaşamasın diye gereken tüm tedbirler alınmalıdır.

Özgecan Aslan kardeşimize Cenabı Allah’tan rahmet, başta ailesi ve sevenleri olmak üzere Aziz Milletimize başsağlığı diliyorum. Suçluların bir an önce adalet önünde hesap vererek, vicdanlardaki insanlık isyanının da sükût bulacağını ümit ediyorum.

Olcay Kılavuz
Ülkü Ocakları Genel Başkanı
14 Şubat 2015
(bkz: şu andan itibaren ocak dışı bunu yapanlar)
işte bu yüzden ülkücüyüm!

şerefsizlere kol kanat geren kadını aşağılık bir ticaret aracı gibi kullanan kafalara bu sözlükte defalarca yazarak cevap verdim bir ülkücü olarak! Adımızı yobaza çıkaran barbarlıkla suçlayan gericilikle itham edenlere her alanda bu cevapları vermeye devam edeceğiz!

(bkz: ahlaki soykırıma karşı Türkçü duruş)
boş beleş bir açıklamadır.

ülkücü deyip kendisine ülkücü diyen herkesi aynı kefeye koyamam. tıpkı tüm kürtleri ve kürtçüleri, tüm akplileri, tüm alevileri, sünnileri, yahudileri (...) aynı kefeye koyamayacağım gibi.

ama bu bir camia ise, cemiyet ise, şöyle yerlerin başına koyduğunuz adamlara, onların dediklerine, yaptıklarına biraz dikkat edin be kardeşim. özgecanın katilleri belli, suçlarını itiraf da ettiler. facebook profilleri de ortada. yaptıkları kurt işareti, döndürdükleri muhabbet de ortada.

şimdiye kadar görüp de görmezden geldiğimiz bazı şeyleri de yazayım mı?

etraftan geçen kızlara laf atmalar, üniversitelerde solcu kızlara ağır küfürler etmeler, onları taciz etmeler, kendilerinden olmayanlara karşı şiddet kullanmalar...

beni kolumdan tutup da ülkü ocaklarına yerleştiren ağabeylerimle, büyüklerimle konuşuyorum bazen. artık eskisi gibi olmadığını, ülkü ocaklarının töresinin bozulduğunu anlatıyorum saygı seviyemi bozmamaya çalışarak. bana kalırsa baştan bozuk bir hareket ama, o kadarını söyleyemem bu insanlara. en azından bu kadarını borçluyum.

fakat onlar da bu millete en azından kendi eksikliklerini, suçlarını itiraf etmek borcuyla yükümlüler. kabul edin artık ağalar, beyler. ülkü ocakları, tefecilerden, faşist köpeklerden, ırkçı piçlerden, apaçilerden, milletin namusuna göz diken iğrenç sapıklardan geçilmiyor. ve siz bunları görmezden geldikçe, bu orospu çocukları da sizin bayraklarınızla, amblemlerinizle facebookda poz verip, sonra da her türlü orospu çocukluğunu yapmaya yeltenecekler. siz de her seferinde gerçek ülkücülük bu değil demek zorunda kalacaksınız diğer bazı yavşaklar gibi.

eğer törenize sadık kalmak niyetindeyseniz, gerçekten bu memleketi seviyorsanız böyle bir açıklama yapmayacaksınız. açacaksınız, araştıracaksınız bu elemanlar nasıl teşkilata girmiş? kimler almış bunları? kimler arkalarını kollamış bunların? ilgisi, ilişiği olan kim varsa atacaksınız teşkilattan. varsa bunda bir suçu ya da eksikliği, ilçe teşkilatı başkanını, il başkanını görevden alacaksınız.

oturduğun yerden hükümet istifa diye bağırmak kolay. samimiyseniz, istifaya önce kendi elemanlarınızdan başlayın.
Karısına şiddet uygulayan, onu yaralayan bir erkeğe gösterilen elitist tepki, insanların ailece ekran başında olduğu akşam kuşağında yayınlanan bir dizideki 6 dakikalık müstehcen sahnelere karşı da gösterilmelidir. Bu yoğun kültürel saldırı karşısında gençlik kimlik değiştirmekte, yozlaşmaktadır.

Bu nasıl bir denyoluk arkadaş? Su cümleler, dekolteyi giyen kadinin tecavüze ugramasini hakli gösteriyor.

Lan önce sen nefsine hakim olsana, bikmadiniz kadını kolelestirmekten, kendi pis cikarlariniza alet etmekten, mal muamelesi yapmaktan.

Yok AKP zihniyetinden farkıniz. Tayyibin stepneleri. Evet.
bunların matbuattaki dişi elemanlarından güler kömürcü'nün aşk ile nameler döktürdüğü idolün sedat peker olması , zaten ülkücü kadınların da bu bakış açısını hakettiğini gösteriyor.