bugün

entry'ler (342)

instagram

2000 li yıllarda daha çok zaman geçirirdim sözlükte yeni şeyler öğrenmek keyif veriyordu. Daha çok okuyan tarafta olsam da yıllar sonra sözlüğe girip eski yazılarıma baktım çoğu entrymde bahsettiğim konuları bile unutmusum... hatta bunları ne ara yazdığımı sorguladım. Kısacası o yıllarda daha çok okur yazarlık varmış.

Eee hatırlarsınız yıl 2005 cafedeyiz... malum herkesin evinde PC yok herkesin akıllı telefonu da yok; bir insanın kendi fotosunu çekip durduk yere internete atması abes geliyor. Yıl 2010 civarı dünya salaklasma evresine giriyor. Yıl 2024 gotunu atanlar normal karşılanıyor artık ve ben okuduğum o kelimelerin manasını bile unutmusum . Bu kadar zirvaligin tek cevabı var. iNSTAGRAM.

Facebook, Tiktok vs..

seven ages of rock

rock müziğin tarihinden bahsedeceksen giriş olarak zamanı biraz daha geriye sarıp 10 dakika ayırarak blues müziğin nereden nasıl geldiğine, eski blues culara robert johnson , blues un üç kralı albert king , b.b king ve freddie king vs. elektro gitarın nasıl icat edildiğine ve daha bir sürü şeye değinmek hiçte fena olmazdı doğrusu. hani yerin altında da bi bu kadar var demek için. kısaca zenci müziğinin eviren beyaz çocuk diye geçiştirilmiş bu dönemler . belgesel adı üzerinde 7 dönemi anlattığı için paldır küldür giriyor konuya ve keef abimizin rüyasıyla başlıyor 1960'ları anlatıyor ve eksik kalıyor.

ilk bölümün adı rock müziğin doğuşu ;
--spoiler--
rolling stonesun dönemi saticfaction ile açıp sympathy for the devil kapatması
claptonun yardbirdsden müzik tarzlarının değiştiği için ayrılışı ve yeni grup kuruşu
the kinks in hoparlörü kesmesi
the who nun kekelemesi, sahneyi kırıp geçirmesi ve hippiler
işe ozan olarak başlayıp daha sonra rocker olan bob dylan
--spoiler--

gibi bir kaç olaydan ayrıntısız bahsedip onlarcasını yok saymış dolayısıyla devamını izleyipte bir şey üzerine yoğunlaşacaklar sanıyorsanız aldanıyorsunuz aradığınızı bulamayacaksınız nitekim ilk bölümden sonra kalan 6 bölümü tahlil etmeyi bıraktım çünkü ne tam olarak kronolojik rock müziğinin doğuşundan bahsetmiş ne de bir konu (müziğin gelişimi , teknikler , insanların bakış açısı, ilkler vs.) çerçevesinde ilerlemiş. bölüm adının hakkını verememiş.

4 kişilk bir grupta 3 arkadaşın eskilerden bahsederken konuşulması gereken konuları kendilerinin seçtiği ve sadece o konuların konuşulmasından farkı olmayıp, 4. arkadaşı ötekileştirdiği tavırlı bir anlatıma sahip, özetle bir sağa bir sola savrulmuş belgeseldir. izlenir ama yönetmenine senaristine yapımcısına "ulan şundanda bahsetseydiniz be" demeden... darılmadan izlemek mümkün değil.

keef

the rolling stones'un gitaristi, üstad keith richardsın lakabı.

jimmy page

yıllardır rock metal blues vs dinleyen biri olarak ; sevdiklerim arasında birçok grup değişti bir çok gitar üstadı dinledim, araştırdım, çalmaya çalıştım roberth johnson'dan * *tut da günümüze kadar her kim varsa az çok bilirim ama ben bu adamı atlatamıyorum arkadaşlar. sanırım her zaman ilk sıramda olacak nitekim 10 yıldır değişmedi.

jimmy page bazılarının listesinde ilk sıraya koymasa bile kesinlikle ilk 3 e koyacağı bir gitaristtir.

ode to joy

koroya eşlik etmek için sözlerin okunuşu az çok şu şekildedir ;

frroydı şöune götteğfunkın
toğtıa aus elüüuzium
viyğ betrıitın foyyağtrrunkın
himlışhı dayn haylişhtum
dayne tsavba bindın viydıağ
vas di mo dı şıtreng gı-taylt
alll le menşın wiyğdın brrüüyğda
voğ day zanftığ flügel vaylt


tamamını kendiniz dinleyip çıkarabilirsiniz.

kaynak : https://www.youtube.com/watch?v=G8MeAsy0gGE

beethoven senfoni no 9

hani derler ya ölürken hangi parçayı torunlarına miras bırakmak istersin diye işte bu parçayı. eskiden beri dinlerim hiç farklı orkestralardan dinlemediğim için farkını anlayamamıştım, hoş birazda müzik dinlemek değilde müzik bilgisi almak gerekli herhalde farkı anlamak için kulağa güzel gelen değil sanırım amac kusursuzu aramak . notaları (bkz: legato)yu bası, sopranoyu, şefi , orkestra uyumunu vs kim bunu en iyi icra eden a dostlar ? bu gün 7 8 saattir dinliyorum bazı şeyleri farkettim senfoninin bir çok icrası var fakat hepsinin ufakta olsa farkları mevcut dinledikçe aralarında ki fark büyümeye başlıyor. sanırım en iyi icra ettiren beethoven sağırken yanında duran (bkz: konzertmeister)' i Umlauffmuş. öte türlü işin içinden çıkamak zor

https://www.youtube.com/watch?v=rOjHhS5MtvA

https://www.youtube.com/watch?v=USHg3KypLv8

https://www.youtube.com/watch?v=QkQapdgAa7o

https://www.youtube.com/w...v=huezjsd5BY8&t=2996s (2. ile aynı şef ama orkestra farklı)

https://www.youtube.com/w...v=skA89GTcPII&t=3943s

knight online

söyleyecek o kadar şey var ki bu oyunla ilgili, aslında oyun demekte anlamsız geliyo bi yandan. arkadaşlık, geceleri kurulan exp partileri, pazar kurma, pk atma, oyun haritasında yeni şeyler keşfetme heyecanı. oyunun pazarlayıcısı gibi anlattığıma bakmayın içime işlemiş bu oyun üniversite ve dersler bahanesinin üstüne çarımın soyulmasıyla bırakmak zorunda kalmıştım 5 6 sene önce hala üzerimde etkisi vardı,r arada açar eski videoları seyrederim kimin videosu neyin videosu olduğu önemli değildir sadece oyunun ekranını, müziğini, heycanını merak ederim. bazen pk bazen item basma bazen gem kırdırma farketmez. gece ft si ve bdw si en zevklileriydi belki. bizim için "nayt" değildi bu oyun "knayttı" kavga bile ederdik tartışanlarla hoş hala tartışıyorum nayt değil knayt die. düpe müpe idare ediyoduk, yeni gelen clientlere de alışıyorduk zamanla , ama sonra o ibneler çıktı ortaya oklarıyla sağı solu kastılar önce daha sonra hızlı koştular falan işte. ne mi yaptılar eminim şu an kendileride "biz ne yapmışız bu oyuna be" diyolardır. sözün özü "efsaneydi" ve ne acı ki bitti. uzun süredir girmiyorum oyuna şu an usko yerini steam ko ya falan bırakmış diyolar ne anlama geldiğini dahi bilmiyorum. steam ko pwp tarzı birşeymi oyunda hala koxp varmı? velhasıl geçti gitti belki sonra yeniden başlarım dediğim, gülerek hatırladığım şeyledendir knayt, bir oyun denemez sadece.

edit: arkadaşlar oyunun son durumu hakkında mesaj atıp bilgilendirirseniz sevinirim değişiklikler vs.

westworld

final zamanı musallat oldu başıma. yine bütün bütüne

ironi

tartışma esnasında karşı tarafı eğlendirip, düşündürebiliyorsanız ironi den iyi araç yoktur. kapasitesi almayan ya da kutsalını yıkamayan insanların karşısında ise sizi daha da batıracak olan araçtır. sakın ha sakın "ben dediydim" düşüncesini ironik şekilde anlatıp sıçmayın. araya humor katın. ya da en iyisi siz ironi yapmayın.

(bkz: ölü çocuğun maotikle imtihanı)

barbaros şansal

dozu kaçırmış gibi. farkında olarak mı verdi yoksa içki etkisi mi bilemedim ama "yaramaz çocuk" tavırı bu ülkeye henüz uygun değil. eşeğe anlatır gibi anlatmak lazım.

(bkz: eşek hoş laftan ne anlar)

the last lions

film desem değil tiyatro hiç değil ama gerçekliğinden mi bilinmez en az its a wonderfull life, interstellar, one flew over the cuckoos nest filmleri kadar etki bırakmıştır tepemde. bir belgesel bu kadar uyumlu olamaz olmamalı . insafsızlar müziğin de coşkusunu vermiş alttan sanki ben savaşa gidiyorum .

izlediğim en iyi aslanlı belgesel.

dördüncü boyut

14 15 yaşlarında evren, tanrı ve tanrının yaratış şekliyle ilgili düşünceleri filtrelerken bir gün tuvalette vücudumun yapısını, hava boşluğunu, zaman karmaşasını, atomların bir araya gelişini düşünüp kolumu ağırçekim samuray kılıcı gibi sallayayaraktan "neden kolumun ardın da kalan izlerini göremiyorum ki?" algısızlığıyla beni düşünce boyutunda bir üst seviyeye çıkarmıştır 4. Boyut. Heh onca sene düşündükte noldu sonuç olarak bilemeyizden ileri gidemeyip yaşasın agnostisizm dedik. (bkz: Tanrının formülü)

bizim hikaye

Şu an yine atv de boy göstermekte. Filmle alakam olmasa katiyen yüzüne bakmam ama iş o ki bu film de çok çok küçük bi rol alma zulmüne tabi oldum. Bana getirileri ise uykusuzluk, boşuna sakallarımın kesilmesi, ordan oraya saçma sapan dolaşmak oldu. he yevmiye verceklerdi onu da aracı olan arkadaş cepledi sanırım. Velhasıl gereksiz film.

pawel kuczynski

etkileyici, yapıtlarından çok adamın düşünce yapısını merak ettim.

http://dailypicksandflick...-by-Pawel-Kuczynski47.jpg
http://dailypicksandflick...-by-Pawel-Kuczynski11.jpg

sanırım bu.
http://cdn1.ntv.com.tr/go...91153000&maxWidth=620

bilim

Var olanın çevreye ve popülasyona bağlı evrimleşmesi değil de çevreyi ve popülasyonu var olana -insana- evrimleştirmek (bkz: 21 Yüzyıl) (bkz: robotlar dünyayı ele geçirecek)

pragmatizm

çocukluğunu geçirdiğin mahalleyi,evi ,arkadaşlarını terkedip başka bir mahalleye evin damı akıtmıyor diye taşınmaktır. Bağları koparır, duyguları yok eder. yaşanmışlıklar kalır arkanızda, hissedemezsiniz tekrar çocukluğunuzu. Diyeceğim o ki büyük bir karardır bu adım atmadan önce düşünün, yıllar sonra elinizin değdiğini kuruttuğunuzu hissetmeyin. Sosyopatlıktır.

üniversite arkadaşlığı

anneden , babadan ve bir dedenin nasihatlerinden daha öğreticir. aynı şeyleri liseye kadar tecrübe edip öğrenmiş olmaya rağmen daha ayrıntılı ve daha sert , bazen de daha iyi kavratır insana. en iyi öğretmenler üniversite arkadaşlarıdır.

arkadaş

dikkat!

arkadaş eğer dostluğa kayarsa bunun anlamı farklıdır herşeyi beraber olur en nihayetinde beraber yer, içer, eğlenir, sarhoş olur, saçmalar ,ağlarsınız bile. en kötü tarafınızdan tutun da en söylenmeyecek sırrınıza kadar paylaşırsınız. dostluğun kötü tarafları vardır şüphesiz, şüphe duymazsınız mesela kırılma noktasıyla ayrılık vuku bulunca zamanınıza acırsınız, değmezmiş değmezmiş ulan!

gelelim kırılma noktasına... önemli olan kişi tahlilidir, ne kadar pragmatik olsa bile göz ardı edersiniz. bunun bilinçle alakası yok tam tersi saklar kendisini dost, ya da siz fazla düşkünsünüzdür. bir "zaman" gelir "zaman ayıramam buna" der. dikkatt! değişir ya da siz ahmaksınızdır. eskisi gibi paylaşmaz... ekmeği, suyu veya içkisi değildir bu, en değerlisi, en pahalısı ve geri gelmeyendir. o dakikadan sonra dostunuzla geçirdiğiniz bütün "zamanı" gözünüzden geçirmeniz gerekir. nerde hata yaptım diye ne oldu diye ama cevap yoktur. ben söyleyeyim sözlük cevap ilk tanıştığınız andır. arkadaş "arkadaş olarak kalmalı" demiyorum ama arkadaşınızı iyi seçin dostunuzun ise vuracağı "zamanı" bekleyin. sosyopatlık vesselam. zaman değerlidir..

ve arkadaş aile değildir.

paradoks

bana güvenmeyeceğiniz konusunda bana güvenebilirsiniz.

game of thrones

cerseinin bahsettiği dedikodu muhabbetini bilen hatırlayan varsa yeşillendirebilirse sevinirim.