bugün

entry'ler (162)

uludağ sözlük yazarlarının twitter sayfaları

http://twitter.com/toucherleciel

eski adrese döndüm.

sözlük yazarlarının ask fm sayfaları

sıkıntıyı geçirmese de hafifletir umuduyla;

http://ask.fm/toucherleciel

jeux d enfants

çevirisi "cesaretin var mı aşka?" olmayıp, "çocuk oyunu" olan filmdir.
ayrıca,
cap ou pas cap repliğinden sonra;
-Büyüyünce ne olacaksın?
+Ben diktatör olacağım ya sen?
-Ben de turta olacağım. Bir pastanenin vitrininde, kayısılı.
repliğiyle beni benden alan film. marion cotillard güzelliği ve oyunculuğunun yanında, fransız sinemasına ilgi duymanızın başlıca sebebi olabilecek kadar iyidir.

ringo starr

#10068046
anlatmak isteyip de sinir-üzüntü karışımı garip ruh hâlinden bir araya getiremediğim cümleleri dillendiren yazar.

the swell season

geceleyin, falling slowly şarkısından uzak durmanız gereken grup zira hiç iyi gelmiyor.

the dreamers

Filmin anlatmak istediği asıl amacından uzaklaşıp, anlatma biçimine takılan kişiler şimdi o filmi yavaşça yere bırakıp sinema dünyasından uzaklaşsın. zira, cinsellik sadece ve sadece "araç" olarak kullanılmıştır tıpkı film karelerinden alıntılar yapmanın da araç olması gibi. bertolucci edith piaf severleri unutmayıp, filmin sonuna non je ne regrette rien eklemiş bir de.*

otobüste yer vermemek için yapılanlar

kafayı camdan yana çevirip, siz yer vermediğiniz sürece yükselecek "cık cık cık.. yeni nesil.." sözlerini kulak ardı etmektir.

21 kasım 2010 kayserispor galatasaray maçı

Servet Çetin'in dahil olduğu Galatasaray kadrosunu gördükten sonra (ilk 11 -> Ufuk Ceylan, Ali Turan, Lucas Neill, Servet Çetin, Hakan Balta, Barış Özbek, Sabri Sarıoğlu, Ayhan Akman, Elano, Kewell, Pino) umudumu son zerresine kadar kaybettiren ancak Hagi 'nin "biz Galatasarayız." sözünün inancıyla izleyeceğim maç.

zvjezdan misimovic

kadroda kalan galatasaray ruhundan mahrum servet'e, ayhan'a karşılık kendisi kadro dışı bırakılmıştır. hangi sebepten bu kararın uygun görüldüğü tartışılır da, takımın şu an kötüye giden durumunun sadece bir başlangıç olduğunun kanıtıdır bu.

zaman ayrılık zamanı

ali sami yen'i, eski açığı evi gibi benimsemiş galatasaray taraftarının ali sami yen'in yıkılacak olması üzerine dillendirdiği tezahürattır. zamanı gelince, ağlatabilir.

ali sami yen stadı, hayatımın tam ortası.

şuradan dinlenebilir; http://on.fb.me/d1d2ju

galatasaray

taraftarını, sözlük platformlarında kendini "herkesin yazdığına kimse karışamaz" özgürlüğünden yararlanarak aklına eseni yazan rakip takımın taraftarlarıyla başbaşa bırakan takımdır. futbolcuların 90 dakikalık maç sonunda çektiği "bedenen" yorgunluğa karşılık, onlarca kat fazlasını çektiğimiz kafa yorgunluğuna rağmen ağzımdan çıkan tek söz; ulan galatasaray..

başörtülü kız flört edemez

-bu cümleleri genelleme değilmiş varsayın- başı açık insanlar, sadece başı açık olduğu için başkalarıyla birlikte olduğunda başörtülü kişiler onları alabildiğine eleştirip ahlaksız kabul ediyorsa, başörtülü insanın da başındakiyle çelişmemesi gerekir. erkekle el sıkışmaktan çekinen başörtülü kadınların yolda, sokakta erkekle el ele dizdize olması mantıklı gelmiyor. tıpkı dünki 7 kasım 2010 trabzonspor galatasaray maçında başörtülü kadınların tribünde bulunmasının mantıklı gelmediği gibi. kadınların tavırlarına bakılmadan, sadece başındaki örtü sayesinde ahlaklı kabul edildiği bir toplumda yaşıyoruz gerçi. kimseye derdini anlatamazsın.

trabzonspor mağlubiyetine sevinen galatasaraylı

futbol sevincini; galatasaray'ın mağlubiyetleri üzerine kuran bir fenerbahçeli kadar vahim vaka değildir. yok canım.

ntv nin bayan yerine kadın deme saplantısı

çok yerinde bir saplantıdır zira gerekçeleri için; http://www.bayandegilkadin.com/

sabri sarıoğlu

yeri gelir, bir galatasaraylıya saç baş yoldurur; yeri gelir taraftarın sahadaki gülen yüzüdür. en ufak bir futbol bilgisi olmayan insan dahi sabri'nin kötü ortaları üzerine konuşabilir. tıpkı guiza'nın "yine mi gol değil" repliğinden bağımsız düşünülemeyen pozisyon kaçırışları ve bilica'nın kazı merakından konuşabileceği gibi. sabri elbette bir guiza, bir bilica değildir; olamaz. aslan parçasıdır o. bazen kötü ortasıyla, bazen golüyle, iyisiyle kötüsüyle galatasaray'ın sadığıdır. benim anlamadığım, galatasaray ya da futbolcuları üzerinde en ufak bir hakkı olmayan kişilerin sabri'yi kötüleme çabası. "bugün de sabri'nin ortalarıyla dalga geçtim ehehe". sabri, futbolun peygamberi olacak konuma da gelse bu kişilere yaranamaz artık. önemi de yoktur.
güldük, eğlendik, bitti. tamam? daha sağlam şeylerle gelin.

vize haftası yaklaştıkça yapılan saçmalıklar

internette eski sevgilinin profilini ziyaret etmekle ya da en alakasız filmleri izlemekle geçirdiğiniz vakitlerde bir gram uykunuz yokken, vizeler için kitabın kapağını kaldırmanızla birlikte esnemeye başlamanız. oluyor bu.

facebook ta güzel kız görünce dürten insan

facebookta dürtene kızların teklif etmediğini bilmesi gereken insan.

üniversiteye yeni başlayacaklara tavsiyeler

repliklerinizi ezberleyin gelin; http://img577.imageshack....img577/2055/154534000.jpg

toplumdaki öğretmen düşmanlığı

düşmanlıktan çok, hafife alma söz konusudur. kendimden biliyorum, iki-üç yıl sonra öğretmen olacağımı söylediğimde insanlar "hı.. öğretmenliği mi kazandın? bu mudur yani?" der gibi bakıyor. başka toplumların gözünde öğretmenler "gelecek nesli yetiştirecek yüce kişiler" iken, bizim ülkemizde "maaşı iyi. tatili çok. garanti iş." olarak görülüyor. elbette aralarında iyi öğretmenleri ayırt etmemizi sağlayan kötüler de var. fakat öğretmenlik gibi bir mesleğin "ıyy öğretmenlik mi?" şeklinde yorumlanıp, össde yeterli puan alamayınca son çare olarak okunması, içler acısı.

yanındakinin telefon ekranını gözüyle yiyen insan

toplu taşıma araçlarında, sınıfta, kafelerde vs. siz telefonunuzla ilgiliyken, telefonunuzu gözüyle taciz eden insandır. bir diğer örneğini, siz gazete/dergi okurken sizle birlikte okumaya çalışıp siz baktığınızda ilgilenmiyormuş gibi yapan insanlar oluşturur.
tanım; gözü çıkasıca insan.