bugün

entry'ler (817)

conchita wurst

ilk albümü "conchita" mayıs'ın 15'inde yayınlanacak ve mayıs sonu- haziran başı gibi de türkiye'de d&r mağazalarında satışa çıkacak olan eurovision 2014 galibi güzel yürekli insan. sanırım hayatımda dinlediğim en iyi albüm olacak.

tess gerritsen

rizzoli and isles serisinin piyasaya en son çıkan kitabı "die again", amerika'da satışa sunulmasından 3 ay sonra nihayet martı yayınları tarafından "diriliş" adıyla satışa sunulmuştur. hemen heyecanlanmayın, şu an stoklarda yok. ön sipariş verilebiliyor, mayıs'tan itibaren stoklara gelecek. uzunca bir süre beklediğim için bugün ön sipariş verilebildiğini öğrendim ve hemen bir fiyat araştırması yaptım. etiket fiyatı 22 tl olan kitabın en ucuz fiyatı şu an idefix'te fakat kargo margo içinde fiyat kitapyurdu'da 70 kuruş daha ucuz. ben idefix'ten 12.10 tl+3,90 kargo= 16,00 tl'ye ön siparişi vermiş bulundum, stoklara geliş tarihi 3 mayıs.

aynı kitap, babil.com'da 16,50+4,40 kargo=20,50 (mng kargo, yurtiçi olsun derseniz kargo 5,20 tl) ve stoklara geliş tarihi 4 mayıs olarak gözüküyor.

kitapyurdu: (13 kişi kitapyurdu üzerinden şimdiden sipariş etmiş gözüküyor) 14,30+1 tl kargo= 15,30 (13 iş günü teslim diyor ama siparişi verdiğin tarihten itibaren mi yoksa stoklara geldiği tarihten itibaren 13 gün mü onu bilmiyorum) kargo yurtiçi tabi, başka seçenekler de var ama fiyat değişiyor. bir de ben buraya pek güvenemiyorum açıkçası.

anadolu ulaşım

2+1 otobüslerinde tekli koltuğu normal bilet fiyatının üstüne 2 tl fark ekleyerek satan firma. tekli olmayan ama geniş koltuklu, ikili koltuklardan birini alayım diyorum; kurumsal üyeliğin indirimiyle bile 24,5 tl'ye geliyor. pamukkale'den tekli koltuk alırım 27 tl'ye daha iyi, en azından onların tüm otobüslerinin tüm koltukları için fiyat aynı. rahatına çok düşkün biri olarak 20 tl'ye bilet satan firmaları değil düzgün firmaları tercih edeyim diyorum ama ya fiyatlar pahalı ya da öğrenci adama her şey pahalı...

yine de ne olursa olsun tekli koltuk başka birşey. 7 lira, 10 liralık farkı da 2-3 gün ekstra para harcamadan kapatabiliyorum, ne mutlu bana.

oda arkadaşı

bazen neden bu kadar salak olduğunu düşündüğün insan olur kendisi. nasıl desem, tamam bazı konularda iyi anlaşıyorsunuz diye özelinizi de onunla paylaşmanız beklentisi içine girebilir. kulak misafiri olduğu telefon konuşmanızla ilgili sorular sorup can sıkabilir. bütün akşam abur cubur yiyip, ağzını bir an bile boş bırakmayıp, sabaha kadar aptal saptal kore dizileri izleyip duran oda arkadaşıma bakıp bazen aklımdan onun nasıl bu kadar boş yere yaşayan biri olduğunu falan geçiriyorum. sonra başka bir şeye dikkatimi verip onu unutuyorum. yine de bu zamana kadar bir kere bile kendisine laf sokmuşluğum ya da kötü bir niyetle yaklaşmışlığım yoktur. özünde iyi biri, adım başı kafadan kontak insana rastlamanızın çok yüksek ihtimalli olduğu şu bok çukuru yurtlarda tamamen yalnız, kimsesiz kalmaktan iyidir. birşey demiyorum, ne yaparsa yapsın zira kendisi ne düşünür bilmiyorum ama benim onunla koruduğum bir mesafem halen var, hep olacak. siz siz olun kimseye karışmayın, sonuçta kim ne kadar salaklık yapıyorsa da kendine zarar, size ne... ama yurt gibi bir ortamda muhakkak mesafenizi koruyun insanlarla.

conchita wurst

hiç aşık olmadığını ve gazeteciler sorduğunda "halen ruh eşimi arıyorum" cevabını vermeye alıştığını itiraf etmiş olan drag queen. conchita, tom'un uzun-kısa ilişkiler yaşadığını, onlarla güzel vakitler geçirdiğini ama aklını başından alacak bir aşkı henüz yaşamadığını belirtmiş.

conchita'yı ön plana çıkarıp tom'u gözlerden uzak tutmaya çalışan bir adam neden viyana'da arkadaşlarıyla takıldığı kulübün adını vermiş ve benimle orada karşılaşabilirsiniz demiş anlamak güç. ya da aşksızlık iyice başına mı vurdu da "ruh eşim beni bulsun" kafasıyla takıldığı mekanın adını bile verdi? ya da insanlarla kafa mı buluyor bu konuda? ilk defa kafamda deli sorular.

babil com

sipariş etmek istediğim kitaplar için kitapyurdu'nun 6 iş günü temin süresi göstermesi ve sitesinin yeni tasarımında sipariş takibiyle ilgili insanların şikayetlerini okumam üzerine ilk kez tercih ettiğim sanal kitapçı. ekşi'de kitapların hasarlı gönderildiğine, temin süreçlerinin gereğinden fazla uzadığına dair olumsuz yorumları okumama rağmen 3 şubatta vermiş olduğum ilk siparişimi bana bugün ulaştırdılar, oldukça hızlıydı. kargonun gelmesi sürpriz oldu zira sistemlerinde sipariş durumunu kontrol ettiğimde kargoya verildiği bilgisine rastlamadım. evde olmaya da bilirdim sonuçta bugün kargo gelmeyecek düşüncesiyle. sistemden bağımsız mı çalışıyorlar anlamadım. neyse, sadece iki kitap almıştım ve kargo bedavaya geldi; kitapyurdu ve idefix ile fiyat karşılaştırması yaptığımda en ucuz fiyat burada olduğu için tercih etmiştim biraz. ilknokta, idefix, d&r gibi sitelerle karşılaştırıldığında paketleme konusunda başarılı bulmadım, tamam kitaplar iade ya da değişim yaptıracak kadar sorunlu değiller ama birinin kapağında ufak tefek sorunlar var, diğerinde bu sorun yok denecek kadar az. içi dışı tertemiz kitaplar yolladı denemez zira kitaplarda baloncuklu kaplama ile paketleme falan yoktu. daha önce alışveriş yaptığım platformlar içi dışı tertemiz kitaplar yollamışlardı, sonuç itibariyle iyi paketlenmemiş. sadece kutuya koyup yollamışlar yani. kitapların gıcır gıcır olmasına çok dikkat eden biri olduğum için bu siteye puanım 10 üzerinden 5 olsun. bir daha sipariş vermem diyeceğim bir durum yaşamadım ama kargonun sisteme girilmemesi ve paketleme konusundaki eksikliği kutuya koydukları bir kalem ve 3 tatlı ayraç ile telafi edemezler, düzeltilmesi lazım.

shiftdelete net

taraf tuttuklarını düşündüğüm teknoloji içerikli site. video ürün incelemelerine pek dayanamıyorum ben bunların. çok yapmacık geliyorlar bana. orta kalite bir ürüne çok iyi kalite diyebiliyorlar. geçenlerde 5 inç'lik bir telefon incelediler ve telefon 720p çözünürlüğe sahipti. günümüzde 4k gibi bişey varken 720p için çok iyi dediler.

aldığı borcu ödemeyen insan

borç vereni çok zor duruma sokan insandır. borç miktarının küçüğü büyüğü yoktur, borç borçtur. bu dünyada her şey parayla. öğrenci adam bir liranın bile hesabını yapar. küçük miktarsa üzülmeyin gibi bir teselli bana saçma geliyor. zararın neresinden dönülürse kardır tabi ama damlaya damlaya göl olur. bir de bu duruma "insan dostuna verdiği parayı ister mi?" şeklinde yaklaşanlar var ki öyleleri dolandırılsın, gasp edilsin falan istiyorum. ha teselli etmek için söyleniyorsa o başka ama yine saçma. ben dostuma verdiğim ödünç parayı geri istiyorsam, dostum (!) beni buna mecbur bırakıyorsa o kişi benim dostum değildir zaten artık. arkadaştır, dosttur deyip istediği zaman verdiğim küçük miktarlar geri gelmeyince iyice anladım ki borç verme işi bana göre değil. 1 liram bile başkasında haksız yere kalsa rahatsız olan bir insanım ben. 3'ün 5'in hesabı yapılır mı, arkadaş arasında lafı mı olur falan demeyin, oluyor. borç olarak aldığı 1 lirayı ödemeyen adama 500 lira borç versek gidecek demek ki. bir de genelde unutur bu tipler senden aldığı parayı, küçük diye. unutur ya da verdiğini, zaten ödediğini zanneder. insanı yalancı bile çıkarır böyleleri. yahu insan borcunu ödeyip ödemediğini bilmez mi? nasıl unutur? hatırlatırsın, neyse verir falan. sonra kendi parası olduğunda cömert ayaklarına yatarlar. "sende yoksa ben vereyim?" "ben ödeyeyim, önemli değil." falan... kendince ima mı ediyor artık, 'bak sen benden borcunu istedin ama ben sana o gözle bakmıyorum, senin gibi cimri değilim' mi demeye çalışır, anlaşılmaz. umursanmaz da. geçen mesela aynı kişi kalktı "senin paran benim param mı var kanka?" dedi. "var tabi" dedim. "sen başkasın ben başkayım. kimseyi ailesi kolay okutmuyor. insan hesabını bilmek zorunda." dedim, "haklısın" dedi ve konuyu kapattık kimse kırılmadan. aslında mesele 5 lira veya 5000 lira borç vermek değil, mesele verdiğin borcun ödenmemesi. giden para 500 olacağına 250 olsun, boşver gibi tesellileri kimse kötü niyetle söylemez, anlarım ama borcu ödememek ayıptır, günahtır.

sonuç olarak, bu insanlar benim arkadaşlık ilişkilerime parayı pulu karıştırmamam gerektiğini bana çok iyi öğretti. 1 lira da olsa borcunu ödemediği zaman soğuyorum ben arkadaş. bu insanın borcuna sadık kalmasıyla alakalı bişey, bu önemli bişey.

ziraat genç kart

aidatsız diye bundan alacaksanız sakın almayın. aldığınızın ertesi günü aidat kesiyorlar. bankasının kendisi banka çalışanlarıyla tezat. kart aidatına itiraz için bankaya gidiyorum, ben bunu ödemeyeceğim dememe gerek bile kalmadan görevlisi "bu paranın kesilmemesi gerekiyordu. bunu iade edeceğiz birkaç gün içinde" diyor, bir haftadır iade işlemi yapılmamasına karşın dalga geçer gibi zart parası zurt parası diye diye fazladan 2-3 tl kilitlediler. bu kredi kartında nakit çekme özelliği yok denmesine karşın 125 tl nakit çekme limiti konulmuş. yahu kredi kartından para mı çekilir? hadi en kötü haller için, hastaneye yetişmek gerekirse taksi parası olsun diye, beş kuruş parasız kalırsın diye, en kötü günler için 50 tl falan nakit çekme hakkı koysalar anlarım. deli gibi ücret kesiyor zaten o işten, 125 tl nedir? ondan sonra türkiye kredi kartı borç batağında boğuluyor oluyor. ben öğrenci adamım, benim kredi kartıyla olan tek işim online yaptığım bazı alışverişler; kitap almak, otobüs bileti almak falan. bana 500 tl kart limiti koyup bir de 125 tl nakit çekim limiti vermesi yeterince kötüyken bir de aidat kesiyorlar.

tanım: aidatsız denildiği halde aidat kesilen öğrenci kredi kartı.

vazgeçtim, kullanmayacağım. güvenim sarsıldı diyeceğim ama zaten bankaya güven olmaz ki deyip bana güleceksiniz burada. kapattıracağım, iptal ettireceğim. yarın öbür gün ne ücreti kesecekleri belli değil.

ziraat bankası

yeni aldığım aidatsız öğrenci kredi kartından 18 tl kart aidatı ücretini ben kartı teslim alır almaz kesen lanet banka. banka görevlisi nakit çekme özelliği yok demesine rağmen ben atm'de baktığımda 125 tl limitli nakit çekme limitini görünce şüphelenmiştim zaten. saf gibi denemek için 10 lira nakit çektim, nakit çekme işleminin gerçekten tanımlı olduğunu gördükten sonra çektiğim 10 tl'yi hemen geri yatırdım ama ücret kesmiş şerefsizler. hadi ben bi hataya düştüm, 2.30 tl girdi de bu kart ücreti nedir? diye düşünüp geçen hafta kartı aldığım şubeye gittim, bana kart aidatı yok denildi ama aidat kesilmiş dedim. ben bunu ödemek istemiyorum dememe bile gerek kalmadan görevli "bu parayı iade edeceğiz" dedi. birkaç gün içinde iade edileceğini söyledi, tamamdır rahatladım diye düşünürken bu paranın bir haftadır iade falan edilmediğini gördüm. yarın tekrar gidip itiraz edeceğim, estrede de kol gibi "kart aidatı" yazıyor yani. hayır ekstre kesilmiş, nakit çekme ücreti kesilmiş, bsmv denen bok da kesilmiş, nakit faizi bile kesilmiş ne bokuma kesmişlerde, neyse toplamda 13 kuruş da böyle kesmişler ama iş iade etmeye gelince onu yapmıyorlar! hayır benim anlamadığım, ben geçen hafta bankaya gidip aidatı söylediğimde zorluk falan çıkarmış olsalar anlarım iade etmeyi geciktirmelerini ama ben derdimi bile anlatmama kalmadan adam "bu kesilmemesi gereken bir para, bunu iade edeceğiz" demişti. kartı kullanmadım bile, ben daha kullanmadan şu an 23 lira mı ne borç gözüküyor, bir de kullansam ne olacak hiç bilmiyorum. yapacağım şey de internetten kitap, otobüs bileti falan almak yani, nakit avansla faln işim olmaz benim. hatta yarın gittiğimde nakit çekme özelliğinin de kapatılmasını isteyeceğim.

iş bankası yıllık 20 tl ücret kesiyor falan ama en azından neyin parasını ödediğimi biliyorum, ben neyin alışverişini yaptıysam onu ödedim şimdiye kadar. zart parası zurt parası kilitlemediler onlar bana hiç. bu ziraat ne biçim bankadır anlamış değilim. ben en iyisi ziraat kredi kartımı kapattırayım şu para iade edildikten sonra. aidatsız diye aldım, iş bankasını kapattırıp bunu kullanmak istedim ama şu hale bak. bizim ziraat ile kyk kredi ilişkimiz iyi, en iyisi ben yalnızca bu ilişkiyi devam ettirip başka şeylerine hiç bulaşmayayım.

klavye sesinden rahatsız olan oda arkadaşı

yurtta kalmaması gerektiğini düşündüğüm oda arkadaşıdır. bir değişik versiyonu ise mause sesinden rahatsız olan oda arkadaşıdır. bilgisayarın ekran ışığından da rahatsız olanları mevcuttur. bunların, mause sesinden rahatsız olduğu için uyuyamadığını insan gibi değil de afedersiniz hayvan gibi ifade etmeye çalışanıyla koca bir sene geçmez benden söylemesi. laptop touchpadindeki bir problemden ötürü mause kullanmak zorunda olduğumu, mause üzerine yorgan örtüp sesi minimum seviyeye almaya çalışacağımı ama bir şekilde mause kullanmak zorunda olduğumu ifade ettiğim halde olaya bencilce yaklaşıp "ben sabah erken kalkıcam, uyuyamıyorum" diye ısrar edenine, yapacak birşey olmadığını tekrar ettiğimde de dediğini yaptıramadı diye beni tehdit edenine sahibim şu aralar maalesef. taviz verdiğiniz takdirde yarın birgün kendisi uyumak için yattığında sizden bilgisayarları da kapatmanızı isteyecek olan oda arkadaşıdır aynı zamanda, benden söylemesi. yurt gibi ortamlarda zeki insanlar diğerlerine saygılı olup aynı zamanda kendilerini de kısıtlamadan yaşayabilirler fakat bu işler tek taraflı olmaz, onu da belirtelim. rahatsız oluyorsa ayrı eve çıkmak gibi bir alternatifi var veya çok daha ucuz bir alternatif var: kulak tıkacı kullanmak. o odalarda hiç kimse diğerleri uyuyacak diye yatıp uyumak zorunda değil. karşınızdaki insan size kendi kusurlarını kabul ettirmeye çalışıyor ve aynı zamanda size tahammül göstermiyorsa o işte bir haksızlık vardır. sonuç olarak tuşlu telefon kullanıyor olsaydınız o uyuyacak diye telefonunuzu mu kapatacaktınız? bazı şeylere de tahammül edilmeli, yurt ne ki, hayatta neler var...

en kolay ingilizce öğrenme yöntemi

ingilizce öğrenmenin en kolay yolu ingilizce'yi hayatınıza dahil etmektir. dersten geçmek için falan öğrenmek istiyorsanız daha çok yolunuz var. her gün ingilizce bişeyler izleyip dinleyin, ingilizce yazılar okuyun, bulun birilerini sanalda muhabbet edin. şarkıyla falan da olmaz ayrıca, şarkıları anlamaya çalışarak ingilizce öğrenilmez. ne acı ki 2015'e geldik halen daha ingilizce bilmeyen birçok insana sahibiz, halen daha en kolay nasıl ingilizce öğreneceğim gibi soruları mevcut insanların.

ayrıca başlıktan da görüldüğü üzre ingilizce'den önce türkçe öğrenmeniz lazım. en kolay ingilizce öğrenme yöntemi nedir arkadaş? ingilizce öğrenmenin en kolay yöntemi yazmak çok mu zor? ya da bunu da mı bilmiyorsun? komik.

uşak üniversitesi

ileride çoluğumu çocuğumu yollamak gibi bir hataya düşmemeye karar verdiğim üniversite. en azından kesinlikle iibf'sine yollamam ben çocuğumu. on sene sonra büyüyüp gelişse de yollamam. bu okulun verdiği eğitimin kalitesini falan içinde okuyan öğrenci bilir. diğer üniversitelerde nasıldır bilmiyorum ama burada ezbere dayalı bir sistem, öğrencilere verilmesi gereken derslerin verilmediği bir başka sistem, bağıl değerlendirme uygulamasına geçiş yapıldığı halde hocalarının da bu bağıl değerlendirme hakkında bilgi sahibi olmadığı sistem gibi saçmalıklara sahiptir kendisi. iyi bilen değil iyi ezberleyen adam geçer dersleri, ezberi kötü olan kalır. buranın iktisat fakültesine gelip ömrünüzden dört yıl feda edeceğinize açık öğretimden okuyun daha iyi zira bu okulda derslere gitmekle dersleri kitapta okumak arasında pek bir fark yok maalesef. işini düzgün yapan birkaç hoca bulursunuz tabi o da şanslıysanız. bütün saçmalıklara razıyım yeter ki verilmesi gereken dersleri versinler, o da yok. mezun olduğunuzda büyük bir bilgi eksikliği yaşamak istemiyorsanız bu okulu tercih etmeyin. uşak'ta yaşayıp okula yapılan yeni fakülte binalarına bakıp "ne güzel, gelişiyoruz" demek kolay, içinde öğrenci değilseniz toz pembe görmenize şaşırmamak gerek bazı şeyleri.

edit: ben içinde okuyan bir öğrenci olarak söylüyorum bunları. birçok arkadaşım 1-3 olayına takılıp sınıf tekrarı yapmak zorunda kaldı mesela, herhalde ezberleri iyi değildi ya da bilmiyorum. yalnızca olumsuzluklardan bahsetmiş olmak istemiyorum, üniversite köyde falan değil, şehir merkezine kampüsten "sıklıkla" kalkan otobüslerle 20-30 dk içinde gidilebiliyor, trafik sıkıntısı olmuyor. alışveriş yapmak, bir kafede oturmak, sinemaya hatta bazen bara gitmek isteyen insanlar için barı da var, avm'si de, kafesi de var. o konuda sıkıntınız olmasın. apart ve ev kiraları pahalı fakat okul çok fazla öğrenci aldığı için bu yıl yeni gelen birçok öğrenci yer bulma konusunda sıkıntı yaşadı. kyk'ya başvuran insanların 1600, 1800. sıralarda yedek olanlarını gördüm mesela ben bu yıl. yeni gelecek olan varsa yurt murt hikaye yani, kapasite oldukça az geliyor artık. kyk'ları kötü değil; erkekler için yarı özel kyk, kızlar için genel kyk'sı var. kyk'ya yerleşebilirseniz ne mutlu, yok eğer yerleşemezseniz özel yurtlar çok kazık ve 6 kişilik odalara 300-450 tl vermek zorunda kalabilirsiniz. kız kyk'sı 4, erkek kyk'sı 3 kişilik bu arada.

uyku felci

halkımızın karabasan diye adlandırdığı ve hatta halktan bazı kimseler tarafından tıbbi açıklaması, yani bizzat uyku felci lafı veya uyku felcinin açıklamasının kabul edilmediği durum.

bilimsel açıklamayı kabul etmemekte ısrar edip "o bir üç harfli olayı" diye bir tarafını yırtan insanları barındıran bir milletiz.

hülya avşar ın en büyük sanatsal başarısı

berlin in berlin filminde yaptığı mastürbasyon. ayrıca bazı kesimlere göre yaptığı yalakalıklar başarı olarak nitelendirilebilir, bana göre öyle değil.

mastürbasyon sahnesi dışında bir başarı göremiyorum ben kendisinde.

çok yakışıklı bi erkeği reddetmek

teklif eden erkek yakışıklı olduğu kadar aptal veya vasıfsızsa veya başka yönlerden uygun değilse yaptığım eylem. yakışıklılığın her şey olduğunu düşünenler tarafından mal ilan edilmeme şaşırmadım.

internetten alışveriş yapmak

ürünlerin oldukça uygun fiyatlarla satın alınabildiği online alışveriştir. bu zamana kadar birçok kez teknoloji ürünleri ve kitap alışverişi yaptım internetten ve hiç sıkıntı yaşamadım. özellikle tekno marketlerin siteleri oldukça avantajlı oluyor. mağazadaki fiyatlarla web sitesindeki fiyatlar arasında ciddi farklar olabiliyor. indirimler çok avantajlı oluyor. artık mağazalardan küçük elektronik aletler, kitaplar falan almıyorum. hatta mağazaları gezip beğendiğim ürünü gelip internet sitesinden satın alıyorum. zaten birçok yer 3 gün içinde bu ürünleri elinize ulaştırabiliyorlar. ayrıca otobüs biletlerimi falan da hep online alırım. bankaların sanal kart olayı ve web sitelerin 3d secure güvenlik zımbırtısı oldukça güzel ve güvenli. sanal kart kullanıyorsanız zaten hiç korkmanıza gerek yok. halen 3d secure yöntemine geçmeyen siteler ve bankalar var ki bu kötü. alışveriş sırasında cep telefonunuza gelen onay kodlarının önemi büyük, bildiğim kadarıyla bunlar tek kullanımlık kodlar oluyor. yani 3d secure destekleyen bir siteden sizin kredi kartınızla alışveriş yapılabilmesi için ödemenin cep telefonunuza gelen onay kodu girilerek onaylanması gereklidir ve bu özellik de online alışverişi oldukça güvenli kılar. maalesef halen daha bu yöntemi kullanmayan firmalar var dediğim gibi, umarım yakın zamanda onlar da bu uygulamaya geçerler.

genellikle online olarak giyim alışverişi yapan insanlar sorun yaşayabiliyorlar, bedeni uymuyor vs. geri göndermek falan filan derken bu zaman alıyor ya da yüksek fiyatlı alışverişler örneğin internetten bilgisayar satın almak gibi durumlar biraz şans işi. ama onun dışında kitap, küçük teknolojik aletler falan kesinlikle sıkıntı olmuyor ve çok avantajlı oluyor. bazı ürünleri satın almadan önce denemeniz gerekir, incelemeniz, dokunmanız vs. gerekir falan bu tarz ürünleri mağazalardan gözünüzle görerek almanın daha doğru olacağını da düşünmüyor değilim.

pamukkale turizm

biri bizden kampanyasını aralığın 29'unda sona ermek üzere kasım sonu başlatmış olan, kullandığım en iyi otobüs firması. yani şu an kampanya devam ediyor ama aman dikkat, bu kampanya sadece internetten aldığınız biletler için geçerli, pamukkart üyesi olmanız gerekli ve kampanyadan yararlanabilmek için aynı anda iki bilet almalısınız. benim düştüğüm hataya bu yazıyı okuyanlar düşmesin diye söylüyorum. farklı tarihler için gidiş-dönüş bileti alma olayı özellikle kafa karıştırıcı. size başımdan geçeni anlatayım:

dün akşam bu kampanyadan yararlanabileceğimi düşünerek mutlu mesut bir şekilde online bilet aldım. ama hata yaptım, bir tane aldım. gidiş biletimi alıp ödemeyi vs. onayladım, arkasından salak gibi dönüş biletimi almak için ayrı bir işlem başlattım. sanal kartımdaki limiti bilet fiyatına göre ayarladığım için (bilet 27 tl, biri bedava olacağına göre sanal kartta 30 tl'lik limit olsun diye düşünmüştüm) ikinci bileti almak istediğimde limit yetersiz hatası verip işlemi yaptırmadı. orada anladım zaten ya ben yanlış yapmıştım ya da başka bişey vardı. her neyse deyip pamukkale'ye twitter hesabından ulaştım, sabah uyandığımda cevap gelmişti. meğer gidiş-dönüş biletini aynı anda almam gerekiyormuş. hemen bilgisayarı açıp aynı ekranda bu iki bilet alma işlemini denedim, örneğin istanbul-izmir arası sefer seçtim, koltuk seçtim, cinsiyet seçtim falan ya... sonra o alttakı "devam" butonuna tıklamak yerine kalkış-varış menüsünden bu defa dönüş seferini yani izmir-istanbul olarak örneğin, koltuğunu falan seçtim, böylelikle aynı anda iki bilet alma işlemi yapmış oldum... devam et butonuna tıklayınca zaten iki bilet bilgisi alt alta çıkıyor ve sizden tek bilet fiyatı alınıyor. Ekran görüntüsü de paylaşmak isterdim fakat aynı günde bu kampanyadan sadece bir kez yararlanabildiğim için sistem sadece göstermelik de olsa bu işlemi yapmama izin vermiyor. zaten aynı anda gidiş-dönüş bileti almayı bilen insanlar sıkıntı yaşamazlar ama bilmeyenler hataya düşebilir.

neyse, işlemi nasıl gerçekleştirmem gerektiğini anlayınca derhal çağrı merkezlerini arayıp satın almış olduğum kampanyasız bileti iptal ettirdim, bu konuda alakaları güzeldi fakat 30 gün içinde iade edileceğini söylediler ve bu süre çok uzun. neyse ki kredi kartıyla işlem yaptığım için nakit sıkıntısına düşmedim ama nakit alınan biletler için işlem nasıl oluyor bilmiyorum, belki iptal bile etmeyip açık bilete dönüştürüyorlardır. ayrıca nakit sorunu olmasa bile kredi kartınızın limitinden yemiş oluyor ve biliyorsunuz, iade edene kadar o limit işgal ediliyor.

her neyse, kampanya dedikleri şeyler aslında bir dünya detay dolu, böyle şeylere dikkat etmek lazım. ayrıca bir husus daha var dikkat edilmesi gereken, eğer kampanyadan faydalanmak isterseniz biraz elinizi çabuk tutun zira bu kampanya her otobüsün yüzde 10'u ile sınırlı. yani tek bir otobüs için yalnızca 4 pamukkart üyesi bu kampanyadan yararlanabiliyor sanırım.

bu arada, aldığınız kampanyalı biletlerde değişiklik yapamıyorsunuz, iptal ve açığa alma işlemleri de yok. yani bileti aldığınız tarihte kullanmayacaksanız paranız gitti demektir.

bu kampanya özellikle öğrenciler için çok uygun, ben de öğrenciyim ve evime gitmek istediğim zaman bilete bütçe ayırmam gerekiyor. evinden uzakta okuyanlar için güzel bir uygulama, 150 liraya gidiş dönüş yapmak yerine 75 liraya gidiş-dönüş yapmayı kim istemez ki? kamil koç firmasında da benzer bir kampanya var fakat bu gençturkcell üyeleri için geçerli bir kampanyaymış ve sadece 11-12, 31-32 numaralı koltukları seçebiliyorsunuz. pamukkale'den farklı olarak bunlarda kampanya tarihi kapsamında biletler iptal edilebiliyor veya açığa alınabiliyor. pamukkale'de istediğiniz koltukları seçebiliyorsunuz, 2+1 otobüsler de kampanyaya dahil ve bu güzel bir opsiyon. bu arada kamil koç, kampanya koşulları arasında iki biletin de aynı anda satın alınması gerektiğini vurgulamış ve bu çok iyi olmuş.

intihar etmeme nedenleri

hayatın güzelliklerinin farkında olmaktır.
sevgilinin güzelliği hayatın güzelliği olur bazen.

güzellik

sevilen kişide olan özelliktir.
gözleri güzel olacak, gülümseyişi güzel olacak, bakışları da aynı zamanda...
insanın doğal halinde aranan şeydir.
muhtemelen karşındakini gözünde güzel yapan da senin aşkındır.