bugün

kişinin rem uykusu sırasında hareket yeteğini kaybetmesi.
uyanma sırasında ortaya çıkan geçici, kısmi veya tam felçtir...
hypnagogic halüsinasyonların ortaya çıkmasına sebebiyet veren uyku problemi. *
edit: notdolllab' a teşekkürler.
uyku felcinin kendisi bir hastalik degildir. zihin uyurken, bedenin kontrolsuz hareket etmemesi icin var olan dogal eminyet mekanizmasidir. normal bir uyku surecinde dogal olarak yasanmasi gerekir. Bunun tersi olur, uyku esnasinda uyku felcine girilemezse, uyur gezerlik yasanabilir, ki bu daha sagliksizdir.

normalde, zihnin uykusu bittiginde uyku felci es zamanli ya da hormonlarin devreye girmesiyle sona erer. ancak burada bir zamanlama hatasi olusursa, uyanma sinyalleri beyne gec gider ve bu da karabasan etkisi yaratabilir. zihnin faal olup bedenin hareket edememesi ile beraber korku ve halusinasyon seklinde olabilir. korku, hormanlari harekete gecirecegi icin, genelde kisa sure sonra uyku felcinden cikilir.
(bkz: karabasan)
çocukluğumdan beri çekiyorum. çok kötü bir şey. ilk olduğunda öleceğimi sanmıştım. evet, ölüm bu herhalde demiştim. bütün hayatım, film şeridi gibi geçip gitmişti gözümün önünden ve bunun için gitmediğim psikolog kalmadı. bir işe yaramadı, artık alıştım. genelde haftada 2-3 gece oluyor. uykusuz kalmanıza denen oluyor sadece, zamanla onunla yaşamaya alışıyorsunuz. sanırım tedavisi, hayatımdan ödün vermek. bu da bana göre bir şey değil.
uyku felci veya halk arasında karabasan denilen şeye yakalandığınız zaman, o an rüyada gördüğünüz şeyi odanızda sanabilirsiniz. bu sebeple uzun süre avrupa'da uyurken gelen cadılardan bahsedilmiştir. o dönem cadı figürü bir korku öğesi olarak yaygın olduğundan, insanların kabuslarına cadılar girerdi. daha bilimkurgu meraklısı insanlar uzaylılar görebilir ki, bu o denli gerçekçi yaşanır ki, insanlar daha sonra hipnoz ile o anlara döndürülürse gerçek zannederler. sırları belirsiz beynin, binbir çeşit oyunlarından biridir.
hayatımda ilk defa geçen cumartesi başıma gelmiş durumdur. olayı anlattığım kişiler 'sana karabasan gelmiş' dediklerinde 'sonunda banada ruhsal varlıklar geldi' diye sevinmiştim ama durumun bilimsel bir açıklaması olduğunu düşünüp, araştırdığımda kendimi bu başlıkta buldum (lanet olsun yine haklı çıktım, bununda varmış bir bilimsel açıklaması diyerek). halk dilinde neden karabasan karnına oturup ağzını kapar dediklerini, konuşamayıp ve bel kısmından üstünü hareket ettiremeyip, ayakları hareket ettirebilmeye bağlıyorum. çünkü bilimsel olarak felçten çıkan kişiler, ilk olarak ayak parmaklarını oynatmaya başlarlar. çünkü vucuttaki sinir merkezi ayak parmaklarından başlar, daha sonra gerisi gelir.
karmasik hayatimizi daha da karmasiklastiran doga harikasi olaylardan biri daha.Uyku felci beynin, rem durumundan uyanik duruma geçerken, bedenimizin felcinin devam etmesi durumunda oluşur.yani bilincimiz acikken hareket edemememizdir. düsündükleriniz ya da hayal ettiklerinizin ya da rüyanin, uyku felci esnasinda sürmesi; uzayli ya da degisik sanrilar görme, konusmayi isteme fakat konusamama gibi durumlara yol acabilir.aslinda gerekli bi durumdur, aksi takdirde rüyamizda yaptigimiz hareketlerin aynilarini gercekte de yapardik ama uyanirken de sürmesi cesitli korkular yaratabilir beynimizde. kücük capta bilincli oldugunuz halde hayatiniza müdahale edemiyorsunuzdur(gerci bu gündelik hayatimiz da sık sık yasadigimiz bi durum ama neyse). astral seyahatlar, belki uyku felcini kontrol altına almakla oluyordur, bilemiyorum.
Uyku felci, uyandıktan hemen sonra (hipnopompik felç olarak da bilinir) veya seyrek olarak, uykuya dalmadan hemen önce, bedenin geçici olarak hareket edememesi (felç olması) ile karakterize edilen bir durumdur
ilk defa yaşadığımda bağıramadığım için yan odadan sesi gelen abime msj çekmeye çalıştım.telefonum her daim yastığımın altında olduğundan pek zorlanmadım alırken.hatta sonra msj çektim.kendime geldiğimde telefon yastığımın altındaydı ama rüyada onun harici gördüğüm herşey aynıydı.sonra sonra bu daha sık olmaya başladı.ama alıştım şimdilerde...
kimilerinin karabasan olarak tanımladıkları durumdur. radikal gazesinin 04/09/2009 tarihli sayısının 16. sayfasında hakkında fazlasıyla bilimsel bilgi verilen fiziksel durumdur. *

aylar sonra edit: ben bu yazıyı çarşı izninde yazmıştım.
14 saat uyuyunca aynı günde 2 kere olması muhtemel durumdur. Bir de sanrılı ise tadından yenmez.
neredeyse her gün başıma gelen illet.bağırmaya çalışırsın bağıramazsın , hareket etmeye çalışırsın edemezsin.bedenin ruhla çatışması gibi bir şey.sırf bu yüzden insanın gece yatağa giresi gelmiyor.kendimce bir çözüm buldum.uyku felci sırasınca dili ısırmak ya da bacağı cimciklemek.ilk zamanlar zorlanılıyor yapılamıyor ama sonradan alışılıyor.belki de bana öyle geliyor ne dilimi ısırıyorum ne kendimi cimcikliyorum.*
lanet olası iğrenç bir şeydir.

dün öğlen uyurken oldu ve hayatımda ilk kez yaşadım fena tırstım. dün gece ise tekrarladı. gece saat 4 den beri ayaktayım yok mu bir çözümü bunun amına koyim?

artı oy editi: şu an bir sıkıntı yok. i-doser kaynaklı bir şeymiş.
Konu ile ilgili bir yazi.

Kişi uyanabilir ve kendini donmuş gibi hareket edemez ve konuşamaz bir halde bulur. Ayak sesleri duyar, hayalet görür, ya da birisinin göğsünün üzerinde oturduğunu hissedebilir. Tarih boyunca insanlar bu fenomenlerin kötü ruhlar tarafından meydana getirildiğini düşündü. Oysa, günümüz bilimi bu korkutucu olayları uyku felci olarak açıklıyor.

Uyku felci kişinin saniye ya da dakikalarca bedenin tamamının felç olduğu, solunum ve göz hareketlerinin azaldığını yaşadığı çok korkutucu bir deneyim, ve ırsi olması muhtemel bir hastalık. Bu durumdaki kişi uyanık olduğunu ama hareket edemediği ve konuşamadığını hisseder.

Hareketsizliğin yanında genel belirtileri şok ya da nefes alamadığını hissetme hali, ayak sesleri ve garip sesler duymak, varlık ya da karanlık gölgeler görmek ve odanın içinde birinin varlığını hissetmek. Bu belirtiler çoğu zaman mağdurları hayaletlerden kaynaklandığına inandırsada, beyindeki nöral sinyallerin yanlış iletilmesi uyku felcine neden oluyor.

Kişi uyuduğunda beyni herhangi bir kas kasılmasını engellemek için sinyaller gönderiyor, kişi bedenini hareket ettiremiyor ve dolayısıyla 'felçli' oluyor.Kişi uyanıkken bedenin nasıl felç olduğunu anlamak için uyku devrelerini anlamak zorundayız. Bir memelinin uykusu esnasında, beyin aktivitesi nonREM (NREM) uykusu ve uyanıklıktan çok farklı olan REM uykusu adında iki farklı aşamadan geçiyor.

NREM ve REM uykuları gece boyunca periodik olarak birbirini izliyor. insanlarda uyku yaklaşık olarak 80 dakika süren NREM uykusuyla başlıyor, bunu yaklaşık 10 dakika süren REM uykusu takip ediyor, ve bu 90 dakikalık dönem gece boyunca 3 ila 6 kere tekrarlanıyor.

NREM uykusu esnasında, beden çok az hareket üretiyor ama yatakta dönmek ve uykuda gezmek ve konuşmak gibi bir takım başka motorik olayları da gerçekleştirme kapasitesi var. Kalp atışı ve solunum düzenlidir ve gözler yavaş hareket ediyor. Diğer taraftan REM uykusu esnasında, kalp atışı, solunum ve tansiyon düzensizdir. Gözler hızla hareket eder çünkü rüyalar ekseri bu dönemde görülür ve uyuyan kişi muhtemelen rüyasındaki hareket eden objelere 'bakıyordur'
REM uykusu esnasında beynin kasları kontrol etmesi bu dönemde, 'nonresiprokal flasid paralizi' denilen bedenin tamamen felç durumunda olduğunu gösteriyor. Beyin muhtemelen kişiyi bir rüyayı 'eyleme geçirmekten' korumak, herhangi bir kas kasılmasını engellemek için sinyal gönderiyor. Parmaklar ve yüzdeki gibi kimi periferal kaslar seğirse de, büyük çizgili kaslar gevşiyor ya da 'felçli' oluyor. Bazı kanıtlar REM uykusunun hareket kasları felç edişinin kişinin rüyasını eyleme geçirmekten koruduğunu destekliyor.

Seyrek görülen 'REM uykusu davranış bozukluğu' sendromundan muzdarip olan bir hasta nonresiprokal flasid paralizi oluşmadığı için REM uykusunda şiddetli rüyalarda çoğu zaman eyleme geçiyor ve bu da çoğu zaman da yaralanmalarla sonuçlanıyordu. Örnek olarak, 60 yaşında bir cerrah rüyasında 'onu öldürmek isteyen suçlu, terörist ya da canavarlar' tarafından saldırıya uğradığını görüyor ve rüyasında onlarla dövüşürken aslında aynı yatakta yatan eşine yumruk atıyor ve tekmeliyordu.

REM uykusu sırasındaki nonresiprocal flasid paraliz durumu, motor nöronların postsinaptik inhibisyonuyla gerçekleştirlir. Motor inhibisyonun tam işleyişi net olmamakla birlikte bazı nörotransmitter ve hormonların REM uykusunun birçok bileşenini oluşturduğu biliniyor.

Katabolik enzimin bir inhibitörü olan fizostigmini vermek, pons nöronlarındaki asetilkolin yoğunluğunu artırıyor ve NREM uykusu esnasında taklidi olarak REM uykusu başlatabilmeyi mümkün kılıyor.

Kolinerjik agonist bir ilaç olan karbakol kedilere doğrudan enjekte edildiğinde REM uykusu dönemi oluşturdu. Melatonin hormonu 'ana hormon' günlük ritimleri kontrol ediyor ve pineal gland tarafından salgılanan melatoninin REM uykusunda ulaştığı en düşük seviyede REM durumlarını geliştirmekte,önemli bir rol oynadığı düşünülüyor.

Bu nörotransmitter ve hormonlar muhtelemen ikinci mesajcının aktivitesini etkinleştiriyor ya da engelliyor, bu da üçüncü mesajcıları ve bu son mesajcı sinaptik transmisyonu engellenene ya da motor nöronlarda hiperpolarizasyon oluşturana kadar devam ediyor. Ve eğer ki bir nedenden dolayı sinir ya da endokrin sistem bu nörol inhibitörleri salmaya devam ederse, kişi uyanık halde bir REM uykusuna girebilir ve uyku felci yaşar ya da direkt REM uykusundan uyanır.

Çağdaş sinirbilim uyku felcini REM uykusunda nöral transmisyon hataları olarak tarif etsede, hayalet görmüş ya da hayali sesler duymuş birisi kolayca kötü ruhların bütün bedenini kontrol ettiğine inanabilir. Oysa, gördüğünü sandığı görüntüler ya da duyduğu sesler büyük ihtimalle halüsinasyondur ve halüsinasyonlarda gene beyin aktivitesi sonucu oluşur. 1960'larda Kanadalı nörolog W. Penfield temporal lobların elektriksel uyarımı sonucu uyanık halde işitsel halüsinasyon oluşturabileceğini ileri sürdü.

Kulaklardaki çınlamalar ve diğer işitsel halüsinasyonlar işitsel korteksin aktivitesi ve temporal loblarla yakından ilgili. Uyku felcinin erken devrelerinde temporal lob aktivitesi önemli derecede artıyor, ki bu da bazen halüsinasyonel duyguları tetikliyor. Benzer şekilde, görsel korteks internal görsel uyaranlar oluşturuyor ve bu mağdurun korkunç varlıklar görmesine neden oluyor.

Bir uyku felci vakasının nasıl görsel ya da işitsel halüsinasyonlara neden olduğunu hala tam olarak bilmiyoruz ama anksiyete ile yakından ilişkili gibi. Anksiyete hem psikolojik hem de fiziksel süreçlerle yakından ilişkili bir nörobilişsel vaka. Ekstrem anksiyete ya da panik her türlü fiziksel olayları tetikleyebilen birçok farklı sinyal moleküllerinin salgılanmasına neden olabilir. Uyku felci geçiren kişi ölüm korkusu ya da ekstrem panik yaşar ve bu yüzden beyin, halüsinasyonlar oluşturan, internal görsel ya da işitsel uyaranlar salgılar.

Ayrıca, uyku felci esnasında da halüsinasyonlar olabilir, çünkü beyninin kimi bölümleri REM uykusundan uyansa da kişi rüya görmeye devam eder. Sinir ve endokrin sistemi felci sürdüren nöral inhibitörleri salgılamaya devam ettiği için, bu sistemler rüya görmeyi stimüle eden nöral aktivatörleri salgılıyor olabilir. Böylece, kişi az önce uyandığı REM uykusunda gördüğü rüyadaki varlıkları görmeye ve sesleri duymaya devam eder.

Uyku felcine dair nöral kavramlarının anlaşılmasıyla beraber, kimi araştırmacılar çok seyrek görülen (SUNDS) uykuda ani açıklanamayan ölüm sendromunun uyku felciyle yakından ilgili olduğunu varsayıyorlar. Ölmek üzere olan bir SUNDS kurbanı miyokard enfarktüsü geçirmesi, çok güç nefes alması ve can çekişiyor olmasına rağmen hiçbir beden hareketi oluşturmaz. Ölüm, uyku felci esnasında, kalp kasları ve diyafragmanın bile felç olmasına neden olacak kadar ağır aşırı kas atonisinden kaynaklanmış olabilir.

Bu konu üzerine araştırmaya başlamadan önce felcin kötü bir ruhun bedeni tamamen kontrolü altına alması sonucu olduğunu düşünüyordum. Oysa, beyindeki nöronlar arası etkileşim görünürde gizemli olan bu fenomeni bilimsel bir açıdan açıklıyor. Henüz açıklama tamamlanmamış olmasına rağmen, çünkü uyku felciyle ilgili netlik kazanmamış bir çok işleyiş var, bugünkü hipotez bu konuyla ilgili hayaletlerin varlığı reddediyor.

Tabi, ruhların var olmadığı ya da Tanrının kişilerin davranışını etkilemediğini ispatlamak mümkün değil. Gene de uyku felci ve SUNDS gibi, doğaüstü kavramlarla açıklanan gizemli hal ve davranışların birçoğu muhtemelen beyinden kaynaklanıyor.

Hiro Takahashi
dün gece başıma gelen olaydır. daha önce birkaç kez başıma geldi ancak ben hissedim kendimi anında uyandırabildim. %90 sırt üstü yatış pozisyonunda oluyor.
ancak dün gece alkollüydümde, uyuyorum uyanmışım ancak hareket edemiyorum. kendimi zorlayarak hareket ettim ve o an öyle bir ruh hali ki sanki biri beni boğazlıyormuş gibi. ses çıkarmayı başarabildim o anda ses çıkarmak beni boğana karşı bir içgüdüsel hareketti bunu biliyordum. hareket edip yüzüstüne dönmek isterken titrediğimi hissettim. sanki sırtıma iple yük bağlı ve zorlanıyorum.

gerçekten kötü bir deneyimdi. bu sebeple arada sırt üstü yatmaya korkarım.
(bkz: karabasan)
düzensiz uyku,
sırt üstü yatmak,
fazla stres ,
ani çevre/yaşam tarzı değişiklikleri,
uyku öncesi açlık vb. sebeplerle ortaya çıkan iskelet kası felcidir. diğer değişiyle kişinin uykuya dalarken konuşamaması ve hareket edememesi hissidir. uyku felci kişi tekrar rem uykusuna dönmeden önce veya tamamen uyanmadan önce birkaç saniye veya birkaç dakika sürebilir. çok uç durumlarda, 4-5 saat sürdüğü de bilinmektedir.
birkaç kez peşpeşe yaşadığım ve gecemi berbat eden olaydır. insanı bıktırıyor.
insanı hayattan soğutan, uyumaya tırsıtan hede.
bir zamanlar yaşadığım hadise.

alakasız bir anda uyanırsınız. gözleriniz 90 derecede kalmıştır, direk karşıyı görmektesinizdir. durumun farkına varırsınız lakin elinizden hiç bir şey gelmez. çaresizce ayak parmaklarınızı (kill bill'den gördüm) oynatmaya çalışırsınız ilk. lakin bu da bir işe yaramaz. 2 dk boyunca çaresizlikle savaştıktan sonra aydınlık bir güne uyanırsınız. bir günü daha atlatmışsınızdır.
"senelerdir başıma gelmedi, inşallah bir daha yaşamam." dediğim bilinmezlik. çok fena çok.
tırstırıcı fakat bir o kadar da zevkli sorun.
halk dilinde " karabasan" olarak da geçen, berbatın berbatı olaydır. uyandığınızı her düşündüğünüzde hala rüyanın içinde olduğunu görmek, yatakta olduğunu hissetmek ama hareket edememek ve sesin çıkmamasıdır. psikoloji bozar.