bugün

entry'ler (14)

uludağ üniversitesi

bi erkek için konaklamanın nasıl olacağını merak ettiğim üniversite. her yerde erkek kontenjanı az.

kahrolsun kadın diktası. yaşasın erkek hakları

not: yurt konusunda bilgilendirecek birisi olursa cidden çok makbule geçer.

başlıkta sorunsal kullanmaya çalışma sorunsalı

gözlemlediğim kadarıyla sözlüğün en çok muzdarip olduğu sorunsallardan biridir.

en güzel üniversite kampüsü

birçok üniversitelinin "tabiki de bizim kampüs efsane..." diye duruma müdahil olup objektif olarak bilinmesi zor olan kampüs.

(bkz: haydi başlasın sidik yarışı)

17 yaşında olmak

kendisine yardımcı olabileceklere andaval diyebilecek kadar nazik insanların bulunduğu durumdur. sebebi bu durumdaki insanların aynı zamanda hormonal açıdan heyecanlı dönemlerinde olmasına bağlanabilir.

ahmet hamdi tanpınar müze kütüphanesi

gülhane'de bulunan türkiye'deki 6 müze kütüphanesinden biridir.

kelimebaz

yeni kelimeler üreten kişi anlamına gelen kelimedir.

adlaşmış ortaç

adlaşmış sıfat'ın bir türevidir. onu farklı kılan fiil köklü bir sıfatla oluşturulmasıdır.

ilim transfer işlemi tamamlandı

islami bir bilgisayar oyununda rastlanabilecek bir kalıptır.

oy kullan

emredilen kişinin hakkını kullanması ve görevini yerine getirilmesi istediği için sarf edilen sözdür. ayrıca şöyle bir kısa filmi vardır: http://www.59saniye.com/oy-kullan-temali-kisa-film/

binlerce ibneyi bir arada görmek

homofobik insanlar açısından korkunç, homoseksueller açısından bayramlık bir durumdur.

abdülaziz bayındır

oruç süresi tartışmasında birçok insanın aslında sözlerine inanmak istediği insandır. fakat gönlü rahat etmediği için insanların bir çoğu diyanete uyar.

mef üniversitesi

flipped classroom denen bir öğrenme modelini kullanacak, bünyesinde erhan erkut ve muhammed şahin gibi akademisyenleri barındıran bir üniversite.

nazlı ılıcak

franz kafka'nın fransız olduğunu iddia eden yazarımız.

link: http://www.odatv.com/n.ph...aligi-dagittin-2906141200

turnayı gözünden vurmak

hikayesi mevcut deyimdir.

--turnayı gözünden vurmak deyiminin hikayesi--

eskiden avcıların toplanıp sohbet ettikleri bir mecliste her biri, güya başından geçmiş gibi bir sürü hayali av hikâyeleri anlatırmış. içlerinde en yaşlıları olan avcızâde sayyad bey hiç lâfa karışmaz, anlatılanları, sessizce dinlermiş. onun bu sessiz hâli, günlerden bir gün ötekilerin dikkatini çekmiş.

“yahu üstad,” demişler. “bunca yıllık av hayatın var. senin başından hiç bir olay geçmedi mi? sen de bir hatıra anlat ki, dinleyelim. hep bizler konuşuyoruz..” şeklinde, ısrar etmişler.

avcızâde sayyad bey, şöyle bir içini çekmiş: “ahhh…” demiş. “ne olur beni konuşturmayın. o hazin hatıramın, yürek sızlatan acısını bana hatırlatıp derdimi tazelemeyin.”

diğer avcılar kulak kesilmişler. büyük bir merak ve heyecana kapılmışlar. demek ki ortada çok acıklı bir av hikâyesinin hatırası var demişler. bu sefer ısrarlarını daha da artırarak kıdemli avcıya yüklenmişler.

beriki yutkunmuş, kendine şöyle bir çeki düzen verip, söze başlamış:

“efendim, avcılığa henüz başladığım gençlik yıllarımdaydı. bir gün, tüfeğimi ve köpeğimi aldım, tek başıma sapanca gölü’nün kenarında av ararken, gökte bir turna gördüm. şunu zararsız yerinden, ayağından vurayım dedim. fakat ben tetiği çektikten sonra, zavallı hayvan, gagasıyla ayağını kaşımaya yeltenmez mi? işte o anda, olan oldu. saçmalardan birisi, hayvanın sol gözünden girip, sağ gözünden çıkmasın mı? kırk elli metre kadar ötemizde, bir yere düştü. köpeğim aldı getirdi. hayvancağızın her tarafı sağlamdı. yalnız gözlerinden kan akıyordu. ben büyük bir pişmanlık ve şaşkınlık içinde, donup kalmıştım.

hayvancağız çırpınıyor, ben de içim sızlayarak düşünüyordum. işte asıl hadise o zaman oldu. gökten beş altı tane turna, üstümüzde dönerek uçtular, ötüşe ötüşe ve hışımla aşağı doğru inip, kör turnanın yanına kondular. ben büsbütün şaşırıp kalakalmıştım. kendi dilleriyle ötüşüp anlaşarak, kör turnayı aralarına aldılar ve şimşek gibi havalandılar. onların bu bağlılık ve sadakatine aşağıdan hayretler içinde baka kalmıştım.

işte dostlarım, o günden sonradır ki, turnalar katar halinde uçmaya başladılar ve aralarına aldıkları kör turnayı, ses vermek suretiyle uçuş istikametine yönelttiler. bu haber, dünyadaki bütün turnalar arasında yayıldı. daima toplu ve katar hâlinde uçmalarına ilk defa ben sebebiyet verdim…” diye, palavrasını bitirince, dinleyip gülüşen avcılardan birisi:

“ehhh!.. üstad, durdun durdun, amma, turnayı gözünden vurdun, pes doğrusu” demiş.

--turnayı gözünden vurmak deyiminin hikayesi--