bugün

entry'ler (32)

üzerinize üzerinize yavaşça yürüyen devasa örümcek

(bkz: korkulu rüyam gülen bahtımsın)

aç karnına sigara içmek

mide bulantısı ya da tokluk hissine neden olabilen bir davranıştır.

genellikle dindar insanların daha mutlu olması

çünkü "çok dalma felsefeye, sonra kafayı yersin, bak niçe de delirerek ölmüş!" mantığı ile, dininin kurallarına harfiyen uyarak ve düşünmeden gamsız bir yaşam sürebilirler. ne mutlu huzuru yakalayanlara... bir de sorgulamadan edemeyenler var. onlar lanetli seçilmişlerdir. farkındalık için kudururlar. korkunç gerçeklerle karşılaşacak olsalar bile ateşe atlarlar. ben de niçe* olmayı yeğleyenlerdenim doğrusu.

edit: elin israil'lisi dünyanın en dindar insanlarından. hatta yobaz denecek kadar aşırı.
edit2: din kitlelerin afyonudur, lakin marx amca'nın devrinde afyon güzel bir ilaçtı aynı zamanda.

tecavüze uğrayan sevgiliyi bırakmak

en çok birbirine kenetlenilmesi gereken vakittir. sevgilinin gözyaşları içilir. feleğin çemberine çomak sokulur. sevgi ile unutturulur, hıçkırıklar ağlama nöbetleri omuzda, kollarda, yanağı saran avuçlarla avutulur. "bizim bizden başka kimimiz var yaralarımıza merhem olacak?" sorusu öyle bir vakitte; sevginin, değerin, aşkın çığlığıdır zihinlerde yankılanan.

tecavüze uğrayan sevgiliyi bırakan, en az tecavüzcü kadar namussuzdur.

svieri doroga

"soft kitty, warm kitty, little ball of fur... happy kitty, sleepy kitty, purr, purr, purr..." diye mırıldandığında hasta olup yataklara düşesim, elinden çorbalar içesim geliyor... öyle bir yazar kendisi.

postalcılar için kara gün

darbeciler yargılanacak mı? kenan yaratığı ve köpekleri nihayet ceza alacaklar mı? darbeyi ve darbecileri öven, darbe propagandası yapanlar, işşkencecilerde hesap sorulacak mı? binlerce kayıbın ve idamların hesabı sorulacak mı? Çocuk katillerinin Erdal Eren'in katillerinin cezası verilecek mi? ve tüm bu ceza infazları halkın vicdanını rahatlatacak mı? Bu soruların yanıtları evet olmadıktan sonra, referandumun sonucu evet olsa ne olur hayır olsa ne olur...

şüphesiz ki güçlü ordu güçlü türkiye dir

esasında, iç konuşmada "sizi gidi ezikler muhahaha!!" ve devamı olarak: "hem suçlu hem güçlü ordu, ezik türkiye dir. *" diyen karanlık kimselerin halt yemesi...
(bkz: kara mizah)

atatürk ü mü kurtarırsın hz muhammed i mi

askeri okullara giriş öncesi yapılan sözlü mülakatlarda sorulduğu söylencesi asparagas olabilir, abartı olabilir, amma ve lakin irticai faaliyetten kasıt türk askerinin allah allah nidaları ile hücuma geçmesidir modern zamanlarda türk ordusu için. bunu inkar eden ya kördür ya da yalaka.
(bkz: güçlü ordu güçlü darbe)
(bkz: hem suçlu hem güçlü ordu)

milliyetçilik ırkçılık değildir

kötü birşeydir diyemem, şayet öyle olsa da saygı duymak gerekir * amma ve lâkin, kendi ırkından gelen insanları daha çok sevmek, kendi ırkından gelmeyen insanlara karşı düşman olabilmenin zıtlığıdır *... ve dost düşman ayrımı ırk üzerinden yapıldığında milliyetçilik olmaktadır. şu halde, ırk gözetmek ile milliyetçiliğin farkı pek de yoktur. atatürk milliyetçiliği denilen şey de, "türk" adı altında toplamak suretiyle, türk ırkı çerçevesinde filizlenmiş ve de türk egemenliğini, dolayısıyla da türk ırkına, diğer ırklara nazaran torpil sağlamıştır... şimdi ulu önderimiz atatürk'e sorsak, "ben türküm, bundan doğal ne olabilir?" diyebilir elbet. bu husus milliyetçiliğin iyi ya da kötü olduğu anlamına gelmiyor, ama "atatürk milliyetçiliği" ile düz, normal bildiimiz milliyetçilik arasında farkın olmadığını gösteriyor...

harç zamları eylem çağrısı

(bkz: üniversite tercihleri)

harç zamları eylem çağrısı

genç-sen in istanbul gençlik örgütlerine harç zamları için göndermiş olduğu eylem çağrısıdır.

Merhaba,
istanbul'daki gençlik örgütlerine harçlara yapılan zamlara ilişkin ortak bir eylem için çağrısını yaptığımız toplantının çağrı metnidir.

Öğrenci Gençlik Sendikası (Genç-Sen):

HARÇLARA ZAM YAPTIRMAYACAĞIZ!

YÖK'ün Bakanlar Kurulu'na önerdiği harç zamları yasa tasarısı, 2009-2010 öğretim yılında harçlara %8den %500'e varan zamlar yapılmasını öngörüyor.

Öğrenci Gençlik Sendikası olarak öğrencilere yönelik bu harç soygununa karşı öğrenci muhalefetinin tüm kesimlerini bir araya getirerek istanbul'da birleşik bir eylemin örgütlenmesi gerektiği tespitiyle yapacağımız toplantıya sizi de davet ediyoruz.

Öğrenci Gençlik Sendikası (Genç-Sen)

Toplantı Yeri ve Saati:

05 Ağustos 2009

Çarşamba 16:00

DiSK Genel Merkezi

ortalama sigara fiyatının 10 liraya çıkarılması

tütün var, çarşaf var. hem hesaplı hem kaliteli hem de sadece tütün. *

gadjo

eski 4. nesil silik, yeni 6. nesil yazardır. *

5000 yıllık kürt tarihi

kürtlerin tarihinin kaç bin yıllık olduğunu araştırmak ancak akademisyenlerin işi olabilir. ama jared diamond da, william h. mcneill de ilk uygarlıkların dicle-fırat ve nil vadilerinde, i.ö. 3500-3000 dolaylarında geliştiğini söylüyor.

ilk insanın 1.3 milyon yıl öncesine kadar giden bir geçmişi olduğu biliniyor...

ahmet mahmut ünlü olma peşinde heralde... ya da ahmet mahmut ünlü'nün hz.adem'in yani ilk insanın 7000 yaşında olduğunu söylediğini iddia eden user komik bir hataya düşmüş rakamları yanlış görmüş...

kaldi ki uzun aşamalardan sonra avcı ve toplayıcı toplumdan çiftçiliğe ve çobanlığa geçişi bile i.ö 8500-7000 yılları dolaylarında Ortadoğu'da gerçekleşmiştir. (bkz: william h mcneill-dünya tarihi)

ayrıca:
(bkz: ahmet mahmut ünlü forum moderatörü sanırım)

ek: ahmet mahmut ünlü bir soytarı imiş, bakınıza tıklayınca farkettim...

kürtçe konuşanlara tiksinti duyan insan

bunu yansıtmadığı sürece sorun olmayacak insandır. yansıtırsa, tiksinti duyulan insan olur.

üniversite tercihleri

yüz binlerce öğrencinin şu günlerde telaş içinde umutlarını forma dökme çabalarıdır. fakat üniversiteyi bir de öğrenciden dinleyin:

Merhaba,

Bu başlığı merak edip açtığınıza göre muhtemelen gelecekte üniversitede okuma hayaliniz var. Üniversiteler şirket olmuş, size kendilerini satmaya çalışıyorlar. Ama biz size hayalleriniz ve reklamlarla zihninizde canlandırdığınız üniversiteyi, öğrenciler olarak, kampüste karşılaşabileceğiniz bir arkadaşınız olarak anlatalım.

Bu konuda biraz aceleci davrandığımızın farkındayız. Ama üniversite harçlarına %500'e varan zamların yapıldığını öğrenince okullar açılana kadar sabredemedik, hemen haber vermek istedik. Biz söyleyelim de siz şimdiden kararınızı verin:

a) Şimdiden para biriktirmeye başlayabilirsiniz,
b) "Benim para yetmez" diyerek okumaktan
vazgeçebilirsiniz,
c) Bulamayacağınızı söyleyelim ama, iş aramaya
başlayabilirsiniz,

ya da size verilen şıklarla yetinmeyip hakkınızı isteyebilirsiniz!

Seçiminiz ne olursa olsun, bu aşamaya gelene kadar zorluklar çektiniz (kendimizden biliyoruz). Dershanelere gittiniz, testler çözdünüz. Sokağa çıkmanız gerekirken evlere kapandınız, kendinize ait haftada bir gününüz bile olmadı. "Üniversiteye gireyim, gerisi kolay" dediniz belki, dişinizi sıktınız, idare ettiniz. Ama şimdi de önünüzde harç zamları var. Belki ikinci öğretim tercih edecektiniz de şimdi kara kara düşünüyorsunuz. Hadi herşeyi sineye çektiniz, girdiniz üniversiteye diyelim, şimdi de üniversite sorunlarıyla karşı karşıyasınız.

Hepiniz sözüne kıymet verilen bir adam/kadın yerine konmak ümidiyle geldiniz üniversitelere. Lisedeyken sözünüzü kimse dinlememişti; ama artık üniversitelisiniz. Ama bizden söylemesi, bu da sözünüzün dinleneceği anlamına gelmiyor. Yapılan hiçbir seçimde, hayatınızı etkileyen hiçbir kararda hiç kimse sizin fikrinizi sormayacak. Size sorulmadığı halde fikrinizi söylediğinizde ise karşılaşacağınız tepkiyi televizyonlardan seyredebilirsiniz. "Bana ne, ben dalgama bakarım!" diyemeyeceksiniz: üniversite harçlarına %500 zam gelecek, yemekhane fiyatları aniden artacak, yurtlarınızın temiz olmadığını görecek, bir sabah üniversitenizi bulamayacak, sizin haberiniz bile olmadan başka bir semte taşındığını öğreneceksiniz (bkz.: Mimar Sinan ve Yıldız üniversiteleri).

Bütün bu sorunlara rağmen üniversiteyi bitireceksiniz ki, elinizde diplomayla birlikte bir de senet olacak: okul boyunca yaşayabilmek için aldığınız harç ve öğrenim kredilerinin senedi. Harç zamları üniversiteye giriş sevincinizi nasıl kursağınızda bıraktıysa, mezun olma mutluluğunuza da böylece gölge düşecek. Okumanızı kolaylaştırmak için size verildiği söylenen krediler, işe girip girmediğinize bakılmaksızın yüksek faizlerle tahsil edilecek. işe girmek mi? Bunu sonra konuşalım.

Karamsar, kötümser bir tablo çiziyoruz, farkındayız. Üniversite bu kötümser tablodan fazla bir şey olacak sizin için, güzel şeyler olacak tabi ki. Ama üniversiteyi güllük gülistanlık göstermekten ancak Üniversite AŞ'lerin beklentisi olur. Biz yanlışların altını çiziyoruz: tüm doğrularımızı örten, bastıran, bizi hareketsiz kılmaya çalışan yanlışların. Ümitsiz olmadığımız için bu kadar çok anlatıyoruz.

Ümitliyiz: yanlışların doğruları götürdüğü bir dönemde doğrular bir araya gelecek ve yanlışlarla mücadele edecek elbet.

ÜNiVERSiTELi ÖĞRENCiLER

vajina icin erkeklerin yaptigi sacmaliklar

qijdıllah kafa olmaktır... *

diyarbakır cezaevi

işkencehanedir; özellikle 1980-84 yılları arasında sistematik işkence süreci yaşanmıştır. başka bir açıklaması yoktur. orada ibrahim kaypakkaya'ya işkence yapmakla kalınmamış, çeşitli uzuvları parçalara ayrılarak bir poşet içerisinde babasına teslim edilmiştir. yapılan işkenceler akıl almaz boyutlardadır. buraya bir daha yazmayacağım, her okuduğumda aynı derecede etkileniyorum çünkü...

kadının erkeğe tecavüz etmesi

eşcinsel bir kadın ise heteroseksüel bir erkeğin çok da hoşuna gitmeyebilir. *

kürt olup bu ülkeyi sevebilmek

"laz, çerkez, arnavut... olup bu ülkeyi sevebilmek kadar kolay..." değildir...

her daim zorlaştırılmaktadır...

çıkıyor işte ergenekonun pislikleri. karakol bombalamalarının failleri kimlermiş, şemdinli olayının failleri kimlermiş, kimler ne boklar çevirmiş, nerelerde asit kuyuları varmış, toplu cesetler, jitem vs...