entry'ler (255)

ömer tuğrul inançer

mağdur bir müslüman.

ya görüyo musun yine mağdur oldu müslümanlar.

bundan beş yıl önce falan sabah anamıza söver akşamına bir şekilde mağdur olurlar diyorlardı, inanmadık. bakın adam akşam sövdü sabaha yine mağdur yine mağdur.

halbüki çok büyük icraatları falan varmış; konuşmaktan başka ne icraatı olabilirse... sanırsın ki atomu parçaladı, ihracat şampiyonu oldu, terörü bitirdi adam.

olur mu?

çok büyük adam yaa. çok iyi işler yaptı yaaa. sövmeyin hocama yaaaaaa. banane ya banane yaaa. ananızda sokağa çıkmayıversin yaaaaaaaa. ühühühü yaaa. hocam yaaa. müslümanları eziyorlar yaaa. kutsalıma dokunma yaaaa. kutsalıma saygı duymak zorundasınız tamam mı yaaa?

(bkz: annem yine mi mağdur oldun sen kıyamam)

kahvehane ve ülkü ocakları arasındaki tek fark

hahaha hasiktir lan!

hayatında kahveye gitmemiş yada yaşı tutmadığından kahveye alınmamış ergen asosyaller tespit yapmayacak. bilmediği, anlamadığı sosyal ortamlar ve konular hakkında konuşanların hepsi hıyardır bunu artık öğrenin. bu memleketin herhangi bir köşesinde bir adet sağ görüşe yakın kahvehane varsa oralarda bir yerde sola yakın bir tane daha vardır hatta yüksek ihtimal bir tane de alevi vatandaşların takıldığı kahvehane vardır. babanızın okey oynadığı yere ülkücüler takılıyor diye "kahvehanelerin hepsi ülkü ocağı yeaa" diye tespit sıçmayacaksın. önce bileceksin, önce öğreneceksin, olmadı araştıracaksın ondan sonra sıçacaksın.

ha ama sizin gibi ameleler az değil sana da hak veriyorum. ben takıldığım kahvehanede savcıyla, polis müdürüyle, 14 yıl yatmış dev-yolcuyla, yeri gelince kapıcıyla bile briç oynuyorumda siz dışardaki "elitler" "aaa kahveye takılıyor ne kadar banel" diyorsunuz.

not: alayınız bi araya gelse o kapıcının yarısı kadar kafa çıkmaz sizde bunuda bilin. o adam 200 konvansiyonla briç oynarken siz daha batak oynamayı beceremezsiniz.

bor rezervinin binde 1 ini kullanan türkiye

bor diye diye beynini siktiniz işte gençliğin iyi mi oldu şimdi?

bor bi boka yaramaz. teknoloji gelişince bor değer kazanacak diye bir şey de yok. bor bir çok teknolojide denendi ancak hidrojenin dünyanın en tırt maddesi olması nedeniyle bi boka yaramadı. bunu içinize sindirin artık.

not1:he amk bide amerikanın oyunları. çalışmak yok didinmek yok bor gelip bizi kurtarak ama hep amerika engel oluyor bunlara.

not2: aa unuttum lan!1!!1 bide güneydoğuda üzeri beton kapatılmış petrol rezervlerimiz vardı bizim di mi? hani amerika çıkarmamıza engel oluyordu felan.

not3: gerçi kime ne anlatıyorsun? hala istanbul boğazının altında contorium elementi var diye iddia eden kimya mühendisi var bu memlekette. bunun hocasını bulup yüzüne haykırmak lazım "al götüne sok işte yetiştirebildiğin bu" diye.

teknik öğretmenlerin mühendis olması

özel sektör açısından yapılmasında herhangi bir sakınca olmayan.
zira özel sektör doğru adamı seçmekte çok iyidir gençler merak etmeyin. örneğin ankara piyasasında hangi üniversitenin mezunu nerede çalışır herkes bilir. kimse alınmasın ama bir kırıkkale üni. mezunu bir "necmettin erbakan" ayarında bile olsa giremez iyi yerlere. bu durumu takdir ediyorum diye değil ama durum böyle.

pek tabi iyi üniversitelerde 6-7-8 yıllar okuyupta mezun olan arkadaşlara burada haksızlık olduğuda kesin.

not: "adam mühendis olmuş civata nedir bilmiyor" ayaklarını geçeceksiniz amk. bugün odtü mezunu olupta flanş nedir bilmeyen adamlar var doğrudur ancak mevzu civata, flanş nedir bilmek değil zaten. adama bir kere gösteriyorsun öğreniyor; teknik elemanlara gelince de yarrak gibi sırıtırlar karşında her boku biliyormuş gibi. ama aç kardeş şu ansys'i bize şu kazanı analiz et dersen önce en aşağı bir yıl eğitim alması gerek. odtü'lü adamında bir gününü falan alıyor.

cem yılmaz ın seçim sistemi eleştirisi

şimdi efendim dışarıdan baktığımız zaman cem yılmaz haklıdır.

+seçim sonucu gelecek olan yönetim neyi yönetecek?
-devleti
+devlet nedir?
-milletin kurduğu yapı.
+şimdi şurda beş kişi bi yapı kursak bu yapıda 100 tuğla olsun diyelim. 50 tuğla koyanla, bir tuğla koyanın bu yapının yönetiminde, alım-satımında, karında-zararında-akarında aynı karar verme hakkına sahip olması mümkün mü?
-değil.
+işte bu yüzden cem yılmaz haklıdır.

insanlar olarak, millet olarak hala ve hala! bizi yönetsin, bizi gütsün, biz malları idare etsin diye devlete ihtiyaç duyarsan olacağı budur işte.

devlet güçlüleri despotlaştırır! başbakanı despotlaştırdığı gibi cem yılmaz'ı da despotlaştırır!

allah bin kere razı olsun cem yılmaz. devlet denilen hırsız nedir, demokrasi denilen yalan nedir, belki birilerinin kafasında bi şimşek çakmıştır sayende.

şeriatı öcü görmek

sorun islam hukukunda veya cezalarında değildir. sorun islam hukukunun kötü niyetli insanlarca kullanılmaya uygun olmasındandır.

sorun islam hukuku uygulayıcı ve karar vericilerinin denetime tabi tutulamamasındandır. kadının deiğinin allah'ın dediğinden farkı olmamasındandır.

"ananı siken kadı kime şikayet edeceksin." diye meşhur halk deyişi işte buradan gelmektedir.

sorun islam hukukunda masumiyet karinesi olmamasındandır.

okuyup-araştırmadan fikir beyan etmekte üstüne olmayanlar için basit bir örnek veriyorum. üç arkadaştan ikisi birleşip "aha bu ahmet allah'a küfretti" derse cezanız ölümdür. bugün bu durum arabistan'da aynen uygulanmaktadır.

işte bu yüzden islam hukuku günümüz "kötü ahlaklı" insanlarına uygun değildir.

edit: dikkat ederseniz şeriatın "kısasa kısas" "bedel ödeme"gibi uygulamalarına hiç girmiyorum. buralara giripte manevi düşüncelerinize zarar vermek istemiyorum.

şeriatı öcü görmek

sen hepsi tek bir kitaba göre yaşayan ve düşünen bir topluluğun temsilcisi ol, sonrada herhangi düşünceyi "fabrikasyon" diye eleştir. sen 1400 yıllık bir ideolojinin sözcülüğüne yap utanmadan 100 yıllık ideolojiyi "kafa yıkamakla suçla".

tartışmaya değer olabilecek bir fikri, bir lafı olmayı falan geç, daha bir cümle yazarken iki kere aynı çukura düşen eşşekler var lan.

ali ağaoğlu nun kültürlü hali

bir çeşit hakaret.

"cool adam ın kültürlü hali" olmalıydı.

yeni yetme ateistlerin komedisi

bu komedide yeni yetme ateistlerin payı olduğu kadar yeni yetme müslümanlarında rolü vardır.

zira sonuç itibariyle sen topraktan yaratıldığına, ayın ikiye bölündüğüne, yükselerek arşa çıkılabileceğine yani mantık tabanına asla oturamayacak şeylere iman etmişsin; tutupta yeni yetme bir ateistle bile olsa bir müslümanın tartışması gereksizdir. sen yüzyılın din alimi olsan bile o ateist gidip yeni yeni argümanlarıyla gelecektir. sende dinin hakkında bir bok bilmiyorsan ayarı verecektir. zira tartışma insan aklının yettiğince olmak zorundadır. sen ise ikinizinde aklının yetmeyeceği şeyleri savunuyorsun.

bırak iman ettiğinle kalsın arkadaş.

yazarların rosava hakkındaki görüntü tahminleri

benim 2008 yılından hatırladığım kadarıyla hafif kır saçlı 30'lu yaşların başında 1.90 boyunda ve yüz kilo civarı bir abimizdi. yanlış hatırlamıyorsam bira da ısmarlamıştı bize.

burdan hürmetler ederim kendisine.

arap harfleri türkçeye uymuyordu

dil devrimi türk kültürünü, arap kültüründen ayırmak için yapılan bir değişikliktir.
çokta isabetli bir değişikliktir.
zira arap kültürü diye bir şey yoktur.
zira kadim bir ırk olupta bir tane yararlı-faydalı karakteristik özellik geliştiremeyen ırka arap denir.

almanlar çalışkandır,
fransızlar sanatçıdır,
yahudiler ticaret yapar,
türkler cesaretlidir,

araplar ?????

islamın kadına değer vermediğini sanan yavşaklar

"islam kadına değer vermiyor" diye bir şey yoktur,
"islam kadına erkekden daha az değer veriyor" diye bir şey vardır.

kız öğrenciye pozitif ayrımcılık

(bkz: melike nin babası burda mı)

kız öğrenciye pozitif ayrımcılık

pek tabi poziitif ayrımcılık ayağına kayırıp, daha çocukluktan öğretmen yalakası-otorite sevicisi olmaya, haketmeden almaya alıştırırsan türk kadınını elindeki değerlerin, şerefin ve onurun kıymetini bilmesini nasıl beklersin?

(bkz: tecavüze uğrayan kadın doğursun diyen bakan)
(bkz: kadına şiddet 7 yılda yüzde bin 400 arttı)
(bkz: kadınlardan kadına şiddet modası)
http://www.frmtr.com/gene...-kadin-kurban.htmlhttp://

şimdi çok fazla uğraşamadım. isteyen herkez araştırır, öğrenir türk kadını ne halde. türk kadınını siktir et onun onuru, şerefi, haysiyeti ne halde.

(bkz: türk kadını)
(bkz: onur)
(bkz: şeref)
(bkz: haysiyet)
(bkz: gurur)

aman neyse yaa kızlarımız pek iyi, kızlarımız pek hanım, onlara kanaat notum dokuz kanka.*

kız öğrenciye pozitif ayrımcılık

yok muydu?

vardı. hala var mı bilmiyorum ama.*
ilkokulda kız öğrenci erkek rakibinden daha zayıf olduğu halde sınıf birincisi seçilirdi. eğer rekabet oluşmuşsa sınıf başkanı kız öğrenci olurdu, erkek olan bokunu avuçlardı.

ortaokul-lise döneminde kız öğrenci iyice değerlenirdi. akıllı olan terbiyeli olan düzenli, tertipli, çalışkan, ödevini yapan v.b herşeyi haylaz erkeklerin elinden alıverirlerdi. burada gelişen erkek zekasının ilelebet gerizekalı kalacak kadın milletinden ayrıldığı çok net gözlemlenebilir. dersi dinleyen, ödevini yapan diğer boş vakitlerinde öğretmene yağ çeken dişi yinede eğitim açısından erkeğin gerisinde kalacaktır.
ancak hocalarının gözünde onlar birer pırlantadır erkekler ise serseri.

pek tabi bu durum kız öğrencilere sözlü notu, kanaat notu, sınıfta kalmama v.b olarak geri dönerdi. bu pozitif tutum tabi ki dişinin yalaka ve pespaye yapısı kadar hoca diye ortaya bırakılma sebebi cahil cühela nasıl olur ibreti alem olsun olan türk öğretmenlerinin de etkisi büyük. dinime imanıma bir tane kültürel doygunluğa ulaşmış öğretmenin olmadığı memlekette adalet beklemekte biraz tuhaf tabi.

bu arada üniversitede durumu pek bilmiyorum. beşbin erkekle mühendislik okudum.

-bakınız gerçekten zeki olan dişileri tenzih ediyorum. birçok konuda benden çok üst seviyede olanlarıyla tanışmaya nail oldum. lakin bu ortaokul-lise döneminde kız öğrencileri hocalarına yağ çekerken bi hatırlayıverin. böyle bir iğrençlik olabilir mi?

alevilerin sanki teröre biraz meyilli olması

(bkz: el kaide)
(bkz: hizbullah)

çok fazla kurcalayamayacağım şu saatte.

bu bakınızlardan başlayıp kimlerin biraz falan değil baya baya teröre meyilli olduğu durumuna bazı tespit uzmanı malların dahi ulaşabileceğini düşünüyorum.

ha şöyle bir şey var; "eh sonuçta aynı bokun laciverti" gibi bir argümana katılmam ama saygı gösteririm bak.

devletin kendi parasını bankalardan borçlanması

devlet denilen zımbırtı başlı başına bir hırsızlık müessesi olduğundan devletin borcu, devletin parası, devletin faizi, devletin cezası, devletin ekonomisi ve benzeri bütün mevzular hırsızın vatandaştan biraz daha ve biraz daha ve hatta birazcık daha çalabilmesi için oluşturulmuş yalan olgulardır.

üçüncü dünya ülkelerinde bu gibi hırsızlık araçlarının arasına din, doğal afet, savaş, silah, terör gibi araçlarda eklenebilir. özel anlamda incelendiğinde devlet onüç yıl önce olmuş bir deprem nedeniyle zor durumda kaldığını iddia ederek getirdiği vergiyi hiç bir zaman geri almaz. yarın birgün para az gelirse gerekirse savaş açar ve kazlarından yolacağı tüyler için savaşı bahane gösterecektir. bunlardan daha kolay olan ise tabi ki devleti borçlandırmaktır. borç yiğidin kamçısı olduğu gibi devletin insan kölelerinin de kamçısıdır.

biz arkaşımıza borç verdiğimiz elli liranın akıbetini merak ederken, yunan devletinin yüz yılda yemeyip-içmemek kaydıyla ancak ödeyebileceği milyarlarca dolar borcunun bir çırpıda silivermesini düşününüz.

dünyadaki devlet ve benzer kurumların toplam borç miktarının tüm dünyada dolaşan paranın bilmem kaç katı*oluşunu düşününüz.

devletlerin borçları olmayan paraların, olmayan hesapların, olmayan alış ve satışların yüksek faizler uygulanarak oluşturulan gölge yansımalarıdır. öyle ki devletler, aralarından biri bu gölgelere fazla kapılırsa önce `sana borç verelim sen ekonomini düzeltirsin*` der. o da olmazsa aklın hayalin alamayacağı borçları siliverirler ki oyun devam edebilsin.

bunca zahmetin nedeni ise en başta belirttiğim gibi kazdan yolunacak tüyün miktarıdır.işte bu yüzden insanların kendi elleriyle 'vakıf' mantığıyla kurduğu kurumlar bugün insanlığın en büyük düşmanı haline gelmiştir.

anne karnındaki bebeği et parçası olarak görmek

hele elalemin amının içindekine karışma meraklılarına hala insan muamelesi yapılan şu zamanda çok ayıptır.

halbuki elalemin amına giren-çıkan ne varsa zaptını tutturup, müdürlüğüne geçecek bu arkadaşlar. gerçi bu büyümüş et parçaları onu da beceremez amk.

tarih 01.01.2011
giren: bir adet yarak
tarih 16.09.2012
çıkan: bir adet bebek

tarih 01.01.2012
giren: bir adet yarak
tarih 11.02.2012
çıkan: bir adet et parçası

not: et parçası çıkması kanıma çok dokundu. ancak bir am bekçisi olarak bana giren çıkanın ne olduğu tespit edilemedi.

galatasaray

ultraslan taraftar grubunun bildirisinde;

"Yıllarca hangi emek ve fedakarlıklarla elde ettiğimiz ortada olan stadımızı, hangi şartta olursa olsun hiçbir kulüple paylaşılmasına müsaade etmeyeceğimizin bilinmesini isteriz."

diyebildiği kulüp. yav tamam ali sami yen stadının arazisi verilmek suretiyle bir stad yaptırılmış olsun, bu kabul edilebilir bir şey ama çok merak ediyorum hangi emek? hangi fedakarlık? ultraslan taraftar grubu kendi arasında para mı toplamış bu stadın yapılması için, boğazından mı kesmiş? ne tür bir fedakarlık yapılmış arkadaş? stadın inşaatında amelelik mi yapılmış? nedir?

bi siktirin gidin.

sözlük yazarlarının öptükleri ünlüler

zeki kayahan coşkun. öpmedim, avcumun içini öpüp zeki'ye doğru üfledim.