bugün

entry'ler (24)

gecenin sözü

bugün de gördüğümden öte olmadığını anladım. bugün de sığ, bomboş bir bedendin, salata.

sözlük yazarlarının an itibarı ile düşündükleri

"bir insan kendi ile kavgaya başlarsa değerli bir adam olduğuna inanabilir."

günü en iyi anlatan şarkı

şöyledir;
(bkz: yann tiersen)

http://fizy.com/tr#s/17ekso

kişinin ilkokuldaki haline tavsiyesi

elinde iğne ile sınıfa hemşire girince ortalığı dağıtıp ağlayarak kaçma. herkes gibi aşını ol ağla kargaşada. sonra o kaçırdığın aşı için doktora götürülünce yalnız ağlayacaksın daha kötü.

bisikletli çocuk

dardenne kardeşlerin son filmi "le gamin au vélo" orjinal adlı leziz film. film ekiminde gösterimde olacaktır ve nuri bilge ceylan'ın bir zamanlar anadolu'da filmi ile birlikte cannes'da jüri özel ödülünü paylaşmıştır.

söz edilmeye değer oyuncuları, kendi değerlerinizi istemsiz ve zorlamalara gitmeden yargılatır.
suskun başlayıp suskun biten bu masumiyet vaktine tanık olunuz.

http://filmekimi.iksv.org/tr/filmekimi.asp?fid=4

günün tek cümlelik özeti

ve yaşam bize hiç aldırmadan, nasıl da devam ediyordu.

başlıkları alt alta okumak

- sana giden yollar kapalı
- bir anda gelen ağlama isteği

- ingilizcedeki en güzel kelime
- çarpar adamı

hayatı ağzı açık izlemek

ya fazla iyi gidiyordur ya da fazla kötü. ağız açıldıkça algı kapanır, ki bu da olanlarla başet(me)mek için katlanılabilir tek çözümdür bazısına.

17 ağustos 1999

bir gürültüyle hayatlarımızı değiştiriveren, küçük yaşta bakışlarımızı derinleştiren acıların tarihi.

güne süper başlatan şarkılar

carlos gardel - por una cabeza.

ölen arkadaşın facebook ta görünen profil resmi

üzerinde sizin aldığınız kazakla gülümserken, ezbere bilirsiniz yüzündeki her gamzeyi, her ifadeyi... kabuklaşsa da yaranız her rastlantıda tarifsiz acıtır.

uludağ üniversitesi

iibf merdivenleri, derse hırıldayarak girmenize neden olsa da, anılardır, özlenendir.

milan kundera

okumadığınız her eseri için sizi kayıplık duygusuna sürükleyen başarılı yazar.

ne yapacağını bilemeden avlunun karşı tarafındaki duvara dalıp gitmek; bir aşk anında karnındaki inatçı gurultuya kulak vermek; ihanet etmek; ihanetin göz kamaştırıcı yolunu terk edecek gücü kendinde bulamamak; büyük yürüyüşte kalabalıklarla birlikte yumruğunu havaya kaldırmak; gizlenmiş mikrofonlar önünde espri gösterisi yapmak - bu durumların hepsini tanıdım, hepsini yaşadım... romanlarımdaki kişiler kendime ilişkin gerçekleşmemiş olabilirliklerdir. her biri benim ancak kenarında dolaştığım bir sınırı aşmıştır... çünkü romanın sorguladığı sır o sınırın ötesinde başlar. roman yazarın itirafları değildir; bir tuzak haline gelmiş dünyamızda yaşanan insan hayatının araştırılmasıdır.

-varolmanın dayanılmaz hafifliği- milan kundera

cep telefonuyla konuşurken fotoğraf çektiren insan

"oldukça sosyalim" mesajı veren ya da "bu benim doğal halim" triplerine giren insandır. eğer fotoğraf cep telefonuyla çekiliyorsa, kumandayla konuşması olasıdır. *
(bkz: ben bugün bunu gördüm)

sözlük yazarlarının hayat üzerine tavsiyeleri

sorgulama, umursama, boşuna didinme adaletsizlik hep olacak unutma.

bu yazıyı babama yazdım

sen benim ilk aşkımsın. hayranlıkla bağlı olduğumsun. iyi ki sana açtım gözlerimi ne kadar şanslıyım bunun için, ne kadar minnettarım... tüm ömrüm senin olsun. seni seviyorum.

de eki

isim çekim eklerindendir. ismin bulunma hâlini yapan hâl ekidir. "De" bağlacının yalnız "de", "da" biçimleri varken; "-De" hâl ekinin "-de", "-da", "-te", "-ta" biçimleri vardır. Bunun sebebi ekin bitişik yazılıyor olmasıdır.
örnek: sözlükte -de ekinin ayrı yazıldığını söyleyenler bile gördüm.

ahmet telli

AYRILIK AYRACI

Bütün ayraçları kaldırdın ama unuttuğun
Bir şey vardı yine de, çiçekleri sulamadın
Gökyüzü sarardı o zaman bulutlar kirlendi
Ve ne kadar az konuşur olduk günboyu
Birden ayrımsadık ki ayrılık orda başlıyor
Tam da susuşların birbirine eklendiği yerde

Ezberlenecek hiçbir şey yok bu dünyada
Kirletilmemiş bir bulut bile yok artık
Böyle diyorsun her yolculuğa çıkışımda
Yaşadığın kent de sana benziyor gitgide
Ne zaman dönmeyi düşünsem yangın çıkıyor
Ya da erteletiyorum biletimi son anda

Uzun bir sessizlik oluyorsun dağlara baksam
Karşılıksız mektuplar kadar burkuluyor kalbin
Yazdığım şiirler de canımı sıkıyor artık
Fotoğraflarımı yırtıp atıyorum tek tek
Ve ben bütün yapraklarımı döküyorken şimdi
Eylül diyorsun, tam da orda başlıyor ayrılık

Üşüyünce ağlıyorsun yalnızım dememek için
Uçaklar gemiler trenler çiziyorsun duvarlara
Kendine bir deniz bul artık bir de rüzgâr
Parçalanacağın bir uçurum bul bu dünyada
Tek tutkun o kenti bırakıp gelmek olmalı
Ve gelirken havaya uçurmak bindiğin otobüsü

Birden ayrımsadık ki ayrılık orda başlıyor
Tam da çiçeklerin sulanmadığı yerde
Konuşacak bir şeyler bulamıyorsak günboyu
Derim ki ayrılık gündemdedir ne yapılsa
Ve sen bütün ayraçları kaldırdığını sanmıştın
Ama unutmuşsun yine de ayrılık ayracını.

büyük üstaddır. aynı zamanda soyadaşımdır. gurur duydurur.

başlıkları alt alta okumak

(bkz: kimsin sen yabancı)
(bkz: nazlı ılıcak)

eskidendi çok eskiden

Hani herkes arkadaş,
Hani oyunlar sürerken.
Kimse bize ihanet etmemiş,
Biz kimseyi aldatmamışken.
Hani biz kimseye küsmemiş,
Hani hiç kimse ölmemişken,
Eskidendi,çok eskiden.
* *