entry'ler (401)

vedalaşırken sorulan bi isteğin var mı sorusu

şimdi efendim, x kişisi uzun zamandır görmediği y kişisiyle karşılaşıyor ve 2 dakikalık yapmacık bir merasimle ''naber nasılsın görüşemiyoruz'' muhabbeti yaşanıyor.

bu merasimin ardından vedalaşırken el sıkışıp kafaları tokuşturan bu x ve y kişilerinden birisi ötekine kati süratle ''bi isteğin var mı?'' sorusunu yöneltiyor, lakin dikkat ediniz ki ''şahıs'' belirtmiyor, yani x kişisi y kişisine ''bi isteğin var mı?'' derken ''benden, ondan, şundan, bundan'' diye isteme eyleminin gerçekleştirilebileceği kişileri kullanmadan soruyor bu soruyu.

fakat y kişisi bunun farkına varmıyor ve kendisine bu soruyu soran x kişisine ''eyvallah canının sağlığı'' deyip ayrıldıktan sonra, ''lan sanki bi şey istesem yapıcan amk'' diyor.

halbuki x kişisi ona sadece ''bi isteğin var mı?'' diyor ve y kişisinin 1 değil binlerce isteği var, x kişisi de bu cevabı istiyor sadece.

yani y kişisi x kişisinin ''bi isteğin var mı?'' sorusuna ''evet, var'' dese yeterli olacaktır çünkü x kişisinin oksijen tüketmesi bile bir isteğin sonucu olarak gerçekleşmektedir. yaşamak isteyen x kişisi bunun gereği olarak oksijen tüketir. olay aslında bu kadar basittir.

ölen birine üzülme kuralları

-mümkünse sizin dininizden olsun.
-daha da mümkünse aynı milletten olun.
-sakın ola ki ideolojinize aykırı bir görüşü savunmasın.

şeklinde olan, insanlarımızın geneli tarafından benimsenmiş kurallardır.

fernandoya notlar

uyandığımda telefon çorabımın içindeydi amuda kalkıp buzdolabına koyduğum tırnak makasını aldıktan sonra cüzdanıma mazot doldurup tekneye binmiştim ki aklıma ansızın fernando geldi. ah fernando ! başımın belası... uykusuz gecelerimin baş mimarı !

tekneden aşağı bakarken aşağı yuvarlandım ve bataklığa düştüm, her yer çamurdu. düştükçe düşüyordum ve bu düşüşün sonunun ne zaman geleceğini bir hayli merak ediyordum. düşmekten sıkılmıştım artık, o halde neden düşüyordum ki ? hayır yani sıkıldığım bir işi yapmanın mantığı nedir ? o yüzden düşmekten vazgeçtim ve deneme odasına girerek kendime almayı düşündüğüm mandalinayı kulağıma sokup elimdeki şofbeni duvara vurmaya başladım. yan masadaki adam rahatsız olduğunu belirterek elindeki kaplumbağayı yüzüme attı.

bu hareketin altında kalamazdım, bu adama yaptığının cezasını vermeliydim. deneme odasından sinirli bir şekilde çıkıp karşısına geçtim ki ne göreyim ! karşımdaki adam, az önce yüzüme kaplumbağa atarak sol ayağımda büyük bir acı hissetmeme neden olan bu adam O'nun ta kendisiydi ! O, evet O ! işte karşımda ! fernando karşımdaydı...

O'nu görünce bütün sinirim yok oldu, derhal yerdeki gitarı alıp yoldan geçen zebraları kovalamaya başladım. fernando da arkamdan geliyordu ve onun arkasından da birileri geliyordu. herkesin arkasında birileri vardı ve en baştakini merak ediyordum, en baştaki, yani arkasında kimsenin olmadığı o adam kimdi ?

o adam kimsenin tanımadığı biriydi, çünkü o adam bendim. beni kimse tanımıyordu... ben boş vakitlerini tornacıda mantı açarak geçiren, can sıkıntısını amuda kalkarak gideren bir adamdım ve kimse tarafından tanınmaya ihtiyacım da yoktu...

felix magathla felix baumgartner ın akraba mıdır

akıllarda soru işareti uyandıran durumdur, merak edilesidir.

felix baumgartner ın çantasından çıkanlar

kalem kutusu.

felix baumgartner için ne dediler

mükemmel bir atlayış.

-diyarbakır olimpiyatları sunucusu.

felix baumgartner

boşuna kendini yorup taa uzaylara çıkıp dünyaya atlamış kişidir neyin derdinde olduğunu anlayabilmiş değilim ulan otur evinde çay iç nette takıl ne biliym yatağa yat uzan kafa dinle. neyin derdindesin la felix ?

deniz ensari

uykusuz'da umut sarıkaya'nın köşesi ve barış uygur'un yazılarından sonra baktığım 3. köşeye yani ''şizofren'' köşesine sahip olan çizer. kafasında bu köşeyi albümleştirme fikri var mı bilmiyorum ama yoksa düşünse iyi olur diyorum. ilk müşterin hazır sayın abicim *

umut sarıkaya

komik adam, evet en yalın tanımıyla ''komik adam'' bu abimiz. kendisi hakkında en çok merak ettiğim nokta ise, gerçek hayatında mala vurup vurmadığı. yani yazıları ve karikatürlerinde yarattığı o kızlar karşısında çaresiz ve başarısız profil gerçek hayatından mı alıntı, yoksa kendisini yansıtmıyor mu ? çok merak ediyorum lan !

sıçmayı unutup tuvalete gitmek

sıçmayı unutan insanın sıçma eylemi aklına geldiğine tuvalete sıçma eylemini gerçekleştirmek üzere dönüş yapmasıdır.

tuvalete gidip sıçmayı unutmak

insanın dalgın olduğu anlarda gerçekleşebilecek durumlardan sadece birisidir.

çöpe çöp atmak

çöpü layık olduğu yere atmaktır daha sonra bu çöpler büyük bir çöp kitlesi haline gelir ve çöp kutusuna doldurulur bu çöp kutusuna doldurulan çöpler ise büyük çöp sepetlerine atılır daha sonra çöp arabaları çöp sepetlerinden aldığı çöpleri çöplüğe götürür. ne olacak bu çöplerin hali diye kimse sormaz ve çöp döngüsünü yaşamaya ve yaşatmaya devam eder.

sahtekar

yılmaz güney'in izlenesi filmidir.

--spoiler--
sen de bilemezsin. gece yağmurda mezarlık diplerine kıvrılıp yatmanın ne olduğu sıcak yataklarda bilinemez.
10 çocuk, 20 çocuk üst üste kıvrılıp yatarlar ısınmak için. öksüzler yurduna ve ıslahhaneye kapağı atanları saymıyorum.
gece gündüz birbirleriyle dövüşürler ama yine de bi dam altındadırlar. kursaklarına sıcak bi lokma girer.
asıl sokaktakiler, evleri, kimseleri olmayanlar, herkes tarafından itilip kakılanlar, onlar ağaçlardaki kuş yuvalarına bile düşman kesilirler.
yavrularına gagasında yem taşıyan anaç kuşu, yuvayı, ne varsa her şeyi taşlayıp paramparça etmek isterler.
şimdi, şimdi anladın mı o zavallıların dinmeyen acılarını ? neler çektiklerini öğrendin mi ?
--spoiler--

umutsuzlar

scarface ile pek çok ortak özellik taşıyan şahane bir yılmaz güney filmi.

sosyal medyada fenomen olabilmenin yolları

en başta ''boş adam'' olmak gelmektedir.

birine verilecek en güzel ceza

gece uyurken c-4 patlayıcı ile evini komple havaya uçurmak.

bitir demediniz mi lan

her izlediğimde güldüğüm gaftır ve aynı zamanda dilime pelesenk olmuş bir söz öbeğidir.

sevgilinin dırdırından kurtulma yolları

öldürmek.

iki kürdün üçüncü kişi yanında kürtçe konuşması

şahsi anlamda sikimde değildir fakat genel toplum zihniyetine göre bu 2 kürt örgüt ajanı diye nitelendirilebilir.

bazen yapabileceğin en iyi şey

yatağa uzanıp tavana bakmaktır.