bugün

entry'ler (102)

sigara içenlerin sigarayı sokarken hissettikleri

bu düşünceye sahip olanlara girdikleri kadar acıtmıyor diye cevaplanabilecek hissiyattır.

bir sigaramız var o mu batıyor millete .

başbakan ın metin feyzioğlu na tepki göstermesi

Kızmıyın sıyın bışbıkınım, ben idipsizlik yıpmıdım sıyın bışbıkınım.

milletin seçtiği kişilerin bulunduğu bir ortamda, milletin iradesine ayar çekmeye çalışırsan alacağın tepki böyle olur feyzioğlu.

üslup bakımından feyzioğlunun haddine düşmeyen konularda konuşma yapması da recep tayyipin o şekilde tepki vermesi de etik olmamış ama üslup konusu dışında hangisi haklı denilirse yiğidi öldür hakkını ver sözü mucibince rte bu sefer haklı.

siyasi Konjonktüre ayar vermek istiyorsan çıkarırsın cübbeni dalarsın siyasete. vandaki depremzedelerin sorunları, cumhurbaşkanlığı seçimleri senin neyine. ayar vermeye çalışırken kimlere sinyal yolluyorsun.

kılıçdaroğlu, bahçeli çıksın oraya istediği ayarı versin ama sana ne .

bütün camiler doldu ayasofya kaldı

ayasofyayı kiliseden bozma cami olarak algılayan güdük beyinlerin hezeyanıdır. isterse ayasofyada tek bir kişi bile namaz kılmasın ama sembol olarak müze değil camii kalsın.

kadınları mutlu eden şeyler

hediyeler, iltifatlar, paylaşımlar, hisler, zevkler farklı olsa da kişiye ve duruma göre değişiklik arz etse de ortak yön, değerli ve özel olduğunun farkına vardırılmasıdır.

"en çok şey" ise kadının karakteri, beklentisi ve hayatı algılaması ile alakalıdır.

hayır diyememek

zayıflığın ve kendini sevdirmeye ihtiyaç duyan insanların en büyük zafiyeti olarak gördüğüm bir durum. yapmak istemediğin bir şey vardır ama karşıdaki istediği için, kırılmasın, seninle olan ilişkisi zedelenmesin diye yaparsın. eğer istediği seni veya kendisini zarara uğratsa bile yapılıyorsa bu durum "iyi insan olma, sevilen insan olma" durumunu pekiştirmek için yapıldığından ahmakçadır.

atm başında 2 saat duran tipler

genellikle paraya en sıkışık olduğunuz zamanlar atm'ye para çekmek için gittiğinizde, sizden bir iki sıra öncekinin sinir bozucu durumudur. hadi yaşlıları saymıyorum; çünkü menüyü bilmiyor, yanlış yerlere giriyor, çekindiğinden yardım da istemiyor, gözlüğünü kaldırarak falan işlemini yapıyor. yaşlılara hürmetimizden bir şey demiyoruz.

ama bunların dışında olanlar yok mu ? bunlara sinir olmakla kalınmaz içten içe saydırılır da. ne o öyle işlem üzerine işlem yapıyor hesap ekstresi alıyorsun, para yatırıyor havale yapıyorsun, mevduat hesapından para çekip tekrar diğer kartın borcunu yatırıyorsun. bir de bunların iki üç kartla işlem yapanları var. işleri bitince bir de gerile gerile atm'den ayrılmaları yok mu? insan ana avrat küfretmemek için kendini zor tutuyor.

sözlük yazarlarının itirafları

yakın bir şehirde ufak bir daire kiraladık. kafa dinlemek için ideal. bir iki küçük mutfak eşyası, kanepe, halı, perde, masa/sandalye, öğrenci tipi elbise dolabı ve özel eşyalar hariç hiç bir şey yok. ne bilgisayar ne tv ne radyo ne de kitaplık. eşyaların olmaması sadece eşyanın hakim olmamasını istediğimizden.

oda gerçekten sade ve özel oldu. hiç bir eşya gereksiz değil. odanın duvarlarını bölüştük, kendimize göre resimler çizeceğiz ki ben cin aliyi bile zor çiziyorum ama olsun duvar benim ve istediğimi kopya yapmadan, bakılacak hali olmasa da çizmek istiyorum. sorarsa anlatırım resmimin sanatsal değerini . /

diğer oda da perde, halı ve iki büyük minder hariç bir şey yok. ve bu odaya daha çok ısındım. daha özgür hissediyorum kendimi. minderin üzerine serilip bir şeyler yudumlarken kitap okumayı, sohbet etmeyi, fısıltılarla konuşmayı, yağmur yağarken pencereyi açarak yağmurun tenime dokunmasını ve kokusunu seviyorum.

sezai karakoç

...

sen geldin benim deli köşemde durdun
bulutlar geldi üstünde durdu
merhametin ta kendisiydi gözlerin
merhamet saçlarını ıslatan sessiz bir yağmurdu
bulutlar geldi altında durduk

konuştun güneşi hatırlıyordum
gariptin yepyeni bir sesin vardı
bu ses öyle benim öyle yabancı
bu ses saçlarımı ıslatan sessiz bir kardı

ve güldün rengarenk yağmurlar yağdı
insanı ağlatan yağmurlar yağdı
yaralı bir ceylan gözleri kadar sıcak
yaralı bir ceylan kalbi gibi içli bir sesin vardı

sen geldin benim deli köşemde durdun
bulutlar geldi üstünde durdu
merhametin ta kendisiydi gözlerin

lenin in kurtuluş savaşına yardım ettiğini sanmak

işte uludağ sözlüğü sözlük yapacak başlıklardan biri diyerek balıklama daldığım başlık. kezbanlardan bel altılardan qına geldiydi.

artıladım pantukis fakat bilgiler biraz eksik ben destek çıkayım birazcık.

altın gönderme olayı vardır ve hakikattır fakat leninin daha sonra yeni devlete yardım etmemesi gibi bir durum yoktur. bu yardımın anıtlaşmış halini taksim anıtında görebilirsiniz. ismet inönünün ve fevzi çakmakın arkasındakiler... yav biri beni tutsun yine dağıtacağım konuyu. konuya dönüyorum. kısmet olursa taksim anıtını da müsait bir zamanda yazarım.

ansiklopedik bilgilerde Bağımsız Buhara Cumhuriyeti olarak geçer ama gerçekte 4 Mart 1921 \'de kurulan bu cumhuriyetin tam ismi Buhara Sovyet Halk Cumhuriyetidir. sovyet kelimesinin içinde geçtiği bir devleti tam bağımsız olarak adlandırmak biraz ütopiktir ama bu bağımsızlık zaten 1924 yılında Buhara Özerk Sovyet Sosyalist Halk Cumhuriyeti olmuş 1925\'te siyasi tarihten kalkmıştır.

osman hocaoğlu denilen şahıs şu an üsküdarda bilbülderesinde bulunan özbekler tekkesinde medfundur. ve bu tekkeye sadece o tekkenin ileri gelenleri gömülebilir. ahmet ertegün gibi . ahh özbekler tekkesi ahh. duvarları dile gelse de konuşabilse, tekke ve zaviyeler devriminden sonra kapatılmayan tek tekkedir. üzeyir garih küçük hüseyin efendi mareşal fevzi çakmak desem ne denli önemli olduğu anlaşılır birazcık.neyse yine dağıtmadan konuya geçiyoruzzzz.

bu adam buharayı emirlerden kurtarmış ama bu seferde leninin eline düşmüş 1923lerde türkiyeye gelmiş mustafa kemalin ölümünden sonra ismet inönü tarafından sürgün edilmiş ancak 1946da türkiyeye dönebilmiştir.

gönderilen 100 milyon altın ruble değerindeki altın dediğiniz gibi doğrudur ve sadece onda birlik bölümü gönderilmiştir birde bu altınların büyük kısmını moskova antlaşmasından sonra gönderilmiştir. tarihlere göre gönderilmesi aşağıdadır. konuyu daha iyi anlamak için Abdulhamit Avşarın şu videosunu seyredebilirsiniz.

http://vimeo.com/48513816

1920 yılında; 3.066.800 adet Altın Ruble ve 100.000 adet Osmanlı Altını.
1921 yılında; 9.800.000 adet Altın Ruble.
1922 yılında; 4.600.000 adet Altın Ruble.

gelelim bu altınların gönderilme sebebine. bağımsızlığını elde etmişsin. yeni bir yönetim kurmuşsun ama sen gidiyorsun devletin hazinesini yeni kurulan devlete gönderiyorsun. bunu türklerin cömertliği veya yardımseverliğiyle turancılıkla açıklamak gülünç olur. bayram değil seyran değil buhara beni neden öpüyor diye sorarlar. burada kritik bilgi Buharada kurulan Bağımsız Buhara Cumhuriyetinin Genel Kurmay Başkanı olan Selim Sami ve enver paşadır. enver paşayı zaten tarih okuyanlar bilir. peki bu selim sami teşkilattaki ismiyle meşhur hacı selim kimdir nedir ?

Teşkilat-ı Mahsusanın has liderlerinden Kuşçubaşı Eşrefin kardeşi olup mustafa kemalin 1909lardaki arkadaşıdır. enver paşayı vatan haini yapanlar enver paşanın emrinde çalışan birinin genel kurmay başkanlığı yaptığı yeni doğmuş bir ülkeden gelen paralarla kurtuluş savaşını finanse ediyor. ne kadar ilginç di mi? biraz derinlemesine dalıp bakış açısını değiştirdiğimizde o ilginçlikler kalkıyor işte.

uyanmaya yakınken görülen rüyayı yönlendirmek

uygulanabilirlik özelliği olsa da sakıncaları o kadar çoktur ki astarı yüzünden daha pahalıya mal olur. eğer lucid safhasını atlatabilen %1'lik dilime kaza bela girebilirseniz astral bölüme geçebilirsiniz bu bölüm ise lucid bölümünden daha ağır ve zorludur. kendi başınıza, eğitimci nezaretinde olmadan yapıldığında aklî dengenizin bozulması kaçınılmazdır.

erkeklerden kızlara tavsiyeler

1. aşama oluş evresi:

ucuz olmayın ucuza gitmeyin ama ucuzun karşıt anlamlısı olarak pahalı kelimesini seçmeyin yani bir iki hediye bir kaç gönül okşayıcı lafla kendinizi ve kişiliğinizi pazarlamayın ki ortalık malına dönmeyesiniz.

egonuzu tatmin etmek, kıçınızı kaldırtmak amacıyla yalana dolana başvurmayın. kadınsılığınızı değil kişiliğinizi, edebinizi, kültürünüzü sergileyin. özgün ve doğal olun. sunîlikle sadece sunî teneffüs yapabilirsiniz.

seviyorsanız adam gibi sevin sevmiyorsanız adam gibi diyinki fiyatınızı bilelim. çünkü fiyatınızı belirtmeyince pahalıya maloluyorsunuz.

sizi pohpohlayan ve isteyen bizler, ilk başta genel olarak neden sizleri istediğimiz üç aşağı beş yukarı bellidir: cinsellik ve vakit geçirmek. eğer siz de böyle bir ilişkiye giriyorsanız sonuçlarında salya sümük ağlamayın. ama gerçekten sizi kişiliğiniz ve insanlığınız için sevmiş ve bunu dillendirmişsek, yaptıklarımızla bunu ispat etmişsek hayvanlık etmeyin. ama her sakallıya dedeniz diye sarılmıyorsanız size kompliman yapan ve size seviyorum diyen her erkeğe de aldanmayın sonra tüm erkeklerin adı çıkıyor anasını satayım.

soğan ve minimum ağız kokusu yapan yiyeceklerden lütfen buluşmalarımızda uzak durun. sonra parfüm banyosu yapsanız bile o koku kalıyor burnumuzda. lütfen adet günlerinizdeki alışkanlıkları adet haline getirmeyin. kıllarınıza tüylerinize sahip çıkın.

kıçınıza ve bacak aranıza güvenerek tafra yapmayın, bizlerden daha yakışıklısı bulunduğu gibi emin olun sizden daha güzelleri ve seksileri her zaman var ve bulunur.

sevdim demeden önce iyice düşünün öyle deyin, sevmiyorsanız sizi seven insanla kedinin fareyle oynadığı gibi oynayıp götlük yapmayın. hoşlanmayla sevgiyi, heva hevesle aşkı birbirine karıştıracak kadar aptal olmayın.

sevgi kelimesini ağzında sakız, sokak aralarındakiler gibi şakşaklayarak her önünüze gelene söylemeyin ki bizde sizi adam gibi sevelim.

dürüst olun, samimi olun. ama samimiyeti laubalilik olarak algılamayın. dikkat çekmek için ucuz numaralar çekmeyin. bu dünyada sadece nefes alsın yeter diyen bir sürü abazan var sonra ağına düştüğünüzde zırlamayın. ulu orta yerde kıçınızın kenarı gibi konuşup gülmeyin.

sizi seven ve sizi düdüklemek isteyen erkek ayrımını iyi yapın, sonra düştüğünüzde kimseye bahane bulmayın.

neyseniz o olun. ne istediğinizi bilin bukalemun gibi olmayın. eğer sizi seveceksek olduğunuz gibi sevelim. daha sonra lan ben bunu mu sevmişim diye kendimize ve kendinize sövmeye sebep olmayın. daha sonra boyanız ortaya çıktığında inanın sadece üzerinize çizgi çekmekle kalmıyoruz.

vb.

2. aşama ilişki evresi.
yukarıdaki aşamalardan sonra gelen evredir.

maçlarımıza, arkadaş muhabbetlerimize müdahil olmayın. biz sizin kendi aranızdaki bize göre salakça gelen muhabbetlerinize dedikodularınıza karışıyor muyuz?

alışverişlerde lütfen seçici olacağım diye saatlerce mağaza mağaza dolanıp kendinize küfrettirmeyin.

eğer sizi gerçekten sevmiş ve olduğunuz gibi kabul etmişsek inanın mecnun bizim sevgimiz yanında halt etmiştir, sizler için yapamayacağımız bişey yoktur ama sizde leyla olmasını bilin.

şöyle erkeği bulursam evlenirim, böyle adamı bulduğumda nikahı basarım diye ahkam kesip düdüklük etmeyin. bakalım biz sizinle evleniyor muyuz?

sinirliyken, moralimiz bozukken üzerimize gelmeyin. kadın aklınızla erkek dünyasındaki ortamlara akıl vermeyin. biz sizin ağdanıza, boyanıza, incik boncuklarınıza karışmadığımız gibi siz de bizimkilere karışmayın.

lütfen biraz kültürlü olun, kitap okuyun, kültürel etkinliklere katılın. sizlerle bir mesele konuşurken veya bir fikir alışverişi yaparken, bize ezberlediğiniz bir kaç klişe sözcükle karşılık vermeyin. kendimizi tren gibi hissettiriyorsunuz sonra.

iki de bir aptalca cevabı bilinen soruları yırtık dondan çıkar gibi sormayın. zamansız sorduğunuzda tuvalette isek cevabımız hazırdır, alınmayın.

yakışıyor diye açık saçık, dar elbiseler giyip bizi zıvanadan çıkartmayın, parfümle banyo yapmayın sadece sürün. makyajı hoş ve sâde yapın suratınızı badanalamayın.inanın sadelik daha çok yakışıyor.

trip yapacaksanızda allah aşkına adam gibi, ayarında yapın. olur olmaz zamanlarda kapris yaparak trip yaparak zırlamayın. nerdesin sorusuna cevap alınca tekrar tekrar sorup ananınnnnn diye başlayan cevaplara bizi zorlamayın.

eğer bir hata yapmışsak bunu insanca dile getirin tripleriniz içinde bizleri boğmayın. inanın nazlarınızı çekmek biz erkekler için ilişkinin tadı tuzu ama ayarını kaçırınca tüm lezzeti götürüyorsunuz.

vb.

3. aşama vuslat evresi.

yukarıdaki evreleri aşmış ve buraya gelmişseniz % 1lik kısma girmiş ve kısmetse evlenmişsiniz demektir. bu evrede tavsiye yok temenni ve dua vardırr: mutluluklar sizinle olsun efendim. evinizin verandasında eşinizle çayınızı yudumlarken, bahçenizde çocuklarınız sevinç çığlıkları atarak, annneeee anneee diye seslenerek oynasınlar inşaallah.

iki saat boyunca kimse entry girmese ne olur

troller şölen ateşi yakar, zall acile kaldırılır, hayat durur, nabız yavaşlar, abazanlarımız ve kezbanlarımız bu günü bayram ilan eder daha neler neler.

affedersiniz ama bi boh olmaz.

fakir kızlara sütyen gönderiyoruz kampanyası

zamanında babasına gönderilen kondomun ucu delinerek girilen beraberlik sonucu vücut bulmuşların beyanatıdır.

tamam abazansın, ergensin veya beynin, hayata bakış açın ergen onu da anladık ama ulan haysiyet yoksunu herif, sana mı kalmış fakir kızlara yardım etmek. benim takıldığım nokta kızlara sütyen gönderilip gönderilmemesi değil hatta isteyenlere g string bile gönder ama fakir kız tabiri ne lan hayvan herif.

islam da kadın sünneti farzdır

beynindeki frontal bölümünü kökten sünnet ettirenlerin başlık altındaki mesajlarla yanlış bilgi verdikleri tespit.

böyle bir başlık açılmasının üç ana nedeni vardır.

1.konuyu bilen ama sizinle taşşak geçen birilerinin sizinle kafa bulması.

2.bilgi olmadan fikir yürütenlerin tespiti.

3.art niyet.

belirli niyet taşıyanların açtığı bu tür başlıklar bilmeyenler için yanlış bilgi içermekte olup amaç dezenformasyon yapmaktır. açıklık getirmekte fayda görüyorum. birazcık uzunca bir yazı olacak. bilhassa bayan yazarların okumasına salık verilir.

sünnet tüm semavi dinlerde gerekli olan bir vecibedir. yahudilikte hristiyanlıkta ve müslümanlıkta farzdır. fakat daha sonraları hristiyanlıkta bu vecibe farz olmaktan çıkartılmış sadece yahudilikten hristiyanlığa geçenlere şart koşulmuştur. bu arada sünnet sebebiyle yılbaşının neden 1 ocakta kutlandığını da açıklayalım. bilginiz olsun. biliyorsunuz isa peygamber hristiyanlık tarihinde 24 aralıkta doğmuş ve hatta bazı hristiyan mezhepler yılbaşını 24 aralıkta kutlamaktadırlar.isa peygamber yahudidir ve yahudilikte erkek çocukları tam 8 gün sonra sünnet edilmesi şarttır ve hz. isa 1 ocakta sünnet edilmiş daha sonraki dönemlerde bu 1 ocak yılbaşı olarak kutlanmaya başlanmıştır.

hz. isanın hristiyan kültüründe sünnet edilişini gösteren temsili resim.
http://galeri12.uludagsoz...unneti-farzdir_622336.jpg

konumuza dönelim. islamiyetin gelişinden önce hicaz yarımadasında kadınlar sünnet edilmekte idi. hatta sünnetçi kadınlar olarak adlandırılan meslek bile vardı. islamiyet sonrasında bu durum dini bir vecibe olarak değil kültürün yansıması olarak devam etmiş fakat bazı şartlar koşullar getirilmiştir. bu şartlara uygun olarak yapıldığında o zaman dini olarak sünnettir eğer bu şartlara uygun yapılmazsa yapılmamalıdır. peki o şart nedir açıklayalım. bir erkekte penis ne ise kadında vajina odur bunu en abazan da en aseksüel de bilir. erkekte penis başı olarak adlandırılan g lansa ne ise kadında klitoriste odur. hani sevişirken dokunmatik telefonlarda resim veya ekran büyültmek için kullandığınız el hareketi ile açtığınız ve dilinizle parmaklarınızla yoklama çektiğiniz kısım var ya işte o kadında erkekteki glansa ile eşdeğerdir ve asıl zevk noktası orasıdır. erkekteki gibi prepusyum olarak adlandırılan penisi örten kısım sünnetle nasıl alınıyorsa kadınlarda da klitorisi örten o kısım alınır. klitoris alınmaz. hadisle dini alandaki yerini ispatlayalım. daha sonra konumuza döneriz. ebu davuttandır hadis.

"medine'de bir kadın (ki ismi ümmü atiyye'dir) kızları sünnet ediyordu. hz. peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) ona:

fazla derin kesme, çünkü derin kesmemen, hem kadın için ahzâ (en ziyâde haz ve lezzet vesîlesi) hem de kocası için daha hoştur.' der."

hz. ali (ra)'den gelen bir rivayette sünnetci kadına hz. peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)\'in birisini yollayarak (çağırttığını) ve

"sünnet ettiğin zaman üstten hafifçe kes, dipten kesme..." demiştir."

şimdi kadınlardaki sünnet olayına geri dönelim. günümüzde ki sünnet olayı maalesef dün olduğu gibi günümüzde de kadını zevkten mahrum etme pahasına da olsa, zorba erkek zihniyetinin ve kültürünün etkin olduğu bölgelerde hala sürmektedir.

amaç nedir? amaç, kadının zevk almasını engelleyerek evlenmeden önce seks yapmasını, ihanet etmesini engellemedir. ve kadının o şeklide sünnet edilmesi dinen kesinlikle yasaktır. anlamayanlar için tekrar söylüyorum: yasaktır, haramdır, caiz değildir.

kısaca islamda kadının sünneti, klitorisin etrafındaki deri kısmının hafiften alınarak zevk almasını arttırmak amaçlıdır. parmaklarınızla dilinizle açığa çıkarmaya uğraşmaz direk dalarsınız. zamanında tecrübe ile şahit olduğum bir durum olup kadınlardaki bu tür sünnet gerçekten de haz almaya yöneliktir. neyse özele girmeyelim.

islamın caiz görmediği yasakladığı sünnet ise sadece klitorisin alınması değildir. çoğunluğun bilmediği, öğrendiğimde hasstirr lan böyle zulüm mü olur dediğim iki türü daha vardır. bunlardan biri klitorisin dipten kesilip vajinanın dış dudaklarının da alınması diğeri ise bunların yanı sıra sadece idrar ve adet kanı akıntısının geleceği şekilde vajinanın dikilmesidir. evlenince bu dikişler açılır.

imdi bu açıklamalar ışığında böylesi bir zulmü islama layık gören zihniyetin beynindeki snapslarına ve düşünce kalıplarına sokayım desem ayıp olmaz umarım.

edit: imla

siz sevişirken binlerce kişi ölüyor

ben ölürken de binlerce kişi sevişsin. ödeşelim.

iyice pes paye ettiniz ortamı ironi yapacağım diye.

4 kelimeyle gün özeti

sürprizler, gelenler, beklenenler, sükunet.

cinsel ilişkiyi ihtiyaç olarak görmek

insanın en temel ihtiyaçlarından biri olması yanı sıra; uygulama alanındaki uyum, yetenek, istek ve zarafetle sanatsal olma gibi bir durumu da vardır.

ismet özel

“Geçmişi unutalım sözünü tiksinç
buluyorum..
Mümkünse kalû-belâyı hatırlayalım.”
ismet Özel

kendi milletine anadolu çomarı diyen şerefsiz

jakoben bir beynin hezeyanıdır.

bir kadını terketmenin yolları

yolları derseniz bahaneler ararsınız ve binlerce bahane bulabilirsiniz. eğer geçerli bir nedeniniz varsa yol aramaya gerek yok adam gibi oturup konuşun. ama keyfiniz için terk ediyorsanız ebenizi alıp zürafaya gelin.