bugün

entry'ler (505)

bekir irtegün ü dudağından öpen taraftar

şöyle bir şeyi akıllara getirmiştir. https://twitter.com/serbe...77872524803584000/photo/1

birinden intihar ediyorum mesajı gelmesi

(bkz: gülen gözler)
(bkz: fikret)

lionel messi

Ersin düzen'in tweet'inden gol istatistikleri:

messi: 234 gol / bu sezon 54 / ligde 34 / 18. hattrick / 132 nou camp / 94 deplasman / 8 diger / 185 sol ayak / 37 sağ / 10 kafa / 2 diger

messi en çok goller: a.madrid (18) - sevilla (14) - real madrid (13)

messi'ye en çok asist yapanlar: alves (31) - xavi (24) - iniesta (17)

yaran facebook iletileri

Sabri Sarıoğlu: "Neyse ki rövanş maçı var. Sivastaki maçta galip gelip turu geçeceğiz."

20 mart 2012 galatasaray sivasspor maçı

O kadar dedim dedim inanmadınız. bak ne oldu şimdi?

(bkz: #14841683)

başlıkları alt alta okumak

kendi kendine işkence etmek (8)
ajdar ın eurovision a katılması (13)

sadece bana mı oluyor hissi

bilgisayar başında 4 saatin 15 dakikada geçmesi.

bahar depresyonu

insanoğlunun ne kadar kaypak olduğunu gösteren depresyondur. sen tut üç ay kış depresyonu yaşa (hem de öyle böyle değil) güneş açsın, bahar gelsin diye bin takla at; güneş iki gün yüzünü gösterince yine depresyona gir. zaten güneş açmasa bahara ayında olduğumuzun kimse farkında bile değildi. olacak iş mi? bari güneşsiz, puslu, boğuk geçen üç-beş ayın hatrına dön yüzünü güneşe, on gün sonra gir depresyona ya da nereye gireceksen.

derisa

adettendir, öncelikle hoş gelişler ola demek istediğim 9. nesil yazar. gecenin bu vaktinde az ama öz sohbet ettik. iyi dileklerimi iletiyorum buradan kedisine.

sözlük yazarlarının itirafları

meslektaşım olan bir arkadaşıma aşığım sözlük. şu an gayet platonik ilerlemekte. kitap alışverişi yapmaya başladık. verdiğim kitaplardaki halet-i ruhiyemi belirten yerlerin altını çiziyorum, işaretler koyuyorum. işe yaramaz belki ama bana rahatlık sağlıyor şimdilik. biraz da ümit... verdiğim kitabı da bir an önce bitirmesini o kadar çok istiyorum ki...

öğretmenler az çalışıyor

batının hep kendine göre iyi raporlarına değinen milli eğitim bakanı lakırdısı(!) Bakalım sayın milli eğitim bakanı ömer dinçer OECD'nin yayımladığı öğretmen maaşlarıyla ilgili rapor hakkında ne zaman görüş bildirecek.

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
OECD raporuna göre, Türkiye'deki öğretmen maaşları, OECD ülkelerindeki öğretmenlerden çok az. Deneyim arttıkça bu fark daha da açılıyor.

OECD Raporu’na göre, Türkiye’de yeni bir ilköğretim öğretmenin maaşı yıllık 25 bin 536 dolar iken, OECD ortalaması 29 bin 767 dolar. Meslekte deneyim arttıkça Türkiye’de öğretmenlerin kazandığı maaş ile OECD ortalaması arasındaki fark giderek artıyor.

10 yıllık bir ilköğretim öğretmeni Türkiye’de 26 bin 374 dolar kazanırken, OECD ortalaması 36 bin 127 dolar.

En yüksek ilköğretim öğretmen maaşı ise Türkiye’de 29 bin 967 dolar, OECD ortalaması ise 48 bin 154 dolar.

Ortaöğretim öğretmenlerinin Türkiye’de mesleğin başında kazandıkları yıllık gelir ise 26 bin 173 dolar. OECD ortalaması ise 33 bin 44 dolar olarak şekilleniyor.

Rapora göre mesleğinin zirvesindeki bir ortaöğretim öğretmeni 30 bin 335 dolar kazanırken bu rakam OECD ortalamasının 23 bin dolar altında kalıyor.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

http://www.aktifhaber.com...ki-buyuk-fark-573753h.htm

öğretmenler az çalışıyor

konuyla ilgili yayımlanan OECD raporundan bahseden milli eğitim bakanı ömer dinçer'in beyanatı. kendisi bu konuda fikir beyan ederken bundan 5 gün önce yayınlanan Oecd'nin "öğretmen açığı raporu" konusunda söyleyecek hiç mi bir şeyi yoktu merak ediyorum. bu rapora bir tarafını dayayan bakanlık kim bilir ne sürprizler yaratacak öğretmenlere. ama öğretmen açığı yıllarca devam edecek bundan hemen herkes emin ki zaten durum da bunu gösteriyor.

oecd'nin yayınladığı öğretmen açığı ile ilgili haber: http://gundem.milliyet.co....2012/1515477/default.htm

ilgili başlık: (bkz: öğretmen açığında türkiye nin ilk sırada olması)

dahi anlamındaki de ayrı yazılır alex de souza

kendisi 21 MAyıs 2011 tarihli bir tweet'inde "de" bağlacını ayrı yazmıştı. bugünkü yazısında "de" bağlacını ayrı yazamayan hürriyet yazarı(!) ercan saatçi'ye de özel ders vermesi gerekiyor diye düşünüyorum.

alex de souza: görsel

ercan saatçi: görsel

yaran youtube yorumları

Video: kaç kadeh kırıldı - müslüm gürses

http://www.youtube.com/watch?v=W7VztLDv7kc&feature=fvsr

yorum: baba ver elime oynayayım.

türkçe şarkılarda geçen acımasız sorular

Senin allah'ın yok mu? (bkz: zalim)

eski sevgiliyi rüyada görmek

çoğu kişinin uyandığında "hıyardır inşallah?" tepkisini vermesi muhtemeldir.

öğretmen açığında türkiye nin ilk sırada olması

ne umutlarla üniversiteden mezun olup atanmayı bekleyen Binlerce öğretmenin, Dershanelere bu kadar para akıtan ailelerin, 3 saatlik sınavın sonucunu ağzı açık bekleyen eşin dostun, kimisi tarlada kimisi inşaatlarda çalışan öğretmen adaylarının gözünün içine baka baka "Bu kadar öğretmene ihtiyacımız yok, yeteneklerine uygun başka mesleklere yönelsinler" diyen Ömer Dinçer'in umrunda olmayacağı araştırma. Zaten büyük ihtimalle haberin yayınlandığı gazetelerden uçak yapmıştır.

http://gundem.milliyet.co....2012/1515477/default.htm

şizofren şiirleri

Sen öldün ben gömdüm
Evde bir matem
mezarın başında gel diyorsun
ölmeseydin ya madem.

amerika birleşik devletleri

(bkz: #14873756)

shibumi

içinde Muazzam amerika tasvirleri bulunmakla birlikte; 1979 yılında yayınlanmasına rağmen hala günümüzde bile geçerli olan durumu gözler önüne sermesi bakımından aşmış bir kitaptır.

--spoiler--
Başarılı bir diplomat sayılmazdım. insanın kendisine kaypak bir vicdan edinmesi gerekiyor. başarılı olmak için geleceğe karşı esnek bir tutum gerekli bu meslekte. bendeyse bu nitelikler yoktu. ama bu arada amerikalılar'ı tanımaya, iyi ve kötü yanlarını görmeye olanak buldum. çok başarılı tüccarlardır onlar. parasal başarılara büyük saygıları vardır. bu tutum sana fazla yüzeysel ve değersiz gibi görünebilir. ama endüstri dünyasına çok iyi uyuyor. sen amerikalılar'a barbar diyorsun, hakkın da var. bu yönlerini senden daha iyi bilirim. tutuklularına işkence ettiklerini, cinsel baskı yaptıklarını bilirim. insanları uçan alevlerle tutuşturduklarını, yere düşünceye kadar kaç metre koşabileceklerini seyrettiklerini bilirim. evet, anlatılmayacak kadar korkunç ve zalim şeyler gördüm. ama nikko, bizim kendi askerlerimiz de tıpkı buna benzer şeyler yapıyorlar. savaş, nefret ve korku, bizim insanlarımızı da hayvanlaştırdı. oysa biz barbar değiliz. ahlak anlayışımız binlerce yıllık uygarlık ve kültürün etkisiyle daha bir sağlamlık kazanmış olmalıydı. amerikalılar'ın barbarlığı onlara bir özür oluyor... yoo hayır, böyle şeylerin özrü olamaz tabii. ama onların hareketleri için bir açıklama sağlıyor. biz kendimiz, binlerce yıllık saf kanımız, geleneğimiz ve dikkatli yetiştirilişimize karşın böyle insaf ve insanlık dışı hareketler yaparken, yamalı kültürel geçmişi yüzyıllarla değil, ancak on yıllarla sayılabilecek amerikalılar'ı nasıl vahşilikle suçlayabiliriz? amerika halkı alt tarafı avrupa'nın istenmeyenlerinden, orada başarı sağlayamayanlarından oluşmuş bir halk. bunu düşününce onları masum saymamız gerekir. bir sıtlan kadar, bir çakal kadar masum. evet, tehlikeli, evet hilekar... ama günahkar değil. sen onlardan adı anılmayacak bir ırk olarak söz ediyorsun. onlar ırk değil. bir kültür bile değil. avrupa ziyafetinden kalan artıkların yeniden ısıtılıp sofraya konulmuş hali onlar. yalnızca bir teknoloji. ahlak yerine, onlarda uyulacak kurallar var. bizde nitelik dikkate alınırken onlarda nicelik dikkate alınıyor. bizim onur ve onursuzluk dediğimiz şeyin karşılığında, onlar kazanma ve kaybetmeyi kullanıyorlar. aslında ırk diye düşünmemelisin. ırk demek hiçbir şey demek değildir. kültür ise her şey dir. ırk olarak sen beyazsın. ama kültürel açıdan değilsin. dolayısıyla da beyaz sayılmazsın. her kültürün kendi güçlü ve zayıf yönleri vardır. çeşitli kültürler birbirleriyle karşılaştırılıp ölçülemezler. yapılabilecek tek bir mantıklı eleştiri var. bir kaç kültür karıştığı zaman ortaya her seferinde, bu kültürlerin en kötü niteliklerinin karışımı çıkar. bir kültürün veya bir insanın kötü yanları, içinde gizli olan güçlü bir hayvandır. aynı kültürün veya insanın iyi yanları ise, uygarlığın baskısıyla gelişen ve oluşan ince, hassas, kolay kırılabilen bir kılıftan ibarettir... kültürler birbirleriyle karıştığı zaman elbette ki içteki güçlü varlıklar ortaya dökülür.cyani sen amerikalılar'ı barbarlıkla suçladığın zaman onları aslında duygusuzluk ve yüzeysellik sorumluluğuna karşı savunuyorsun. yalnızca melezliklerine değindiğin zaman en büyük kusurlarına parmak basmış oluyorsun. kusur kelimesi de en doğru kelime mi acaba? geleceğin dünyasında, tüccarlar ve teknisyenler dünyasında böyle melezlerin içgüdüleri üstünlük sağlayacaktır. teknoloji gerçi otomasyondur ama gelecek de odur. sen bu geleceği yaşamak zorundasın oğlum.Amerikalılar'ı tiksintiyle bir kenara itmek hiç işine yaramayacaktır. onları anlamaya çalışmalısın. hiç değilse sana verebilecekleri zararlardan korunabilmek için.

--spoiler--

--spoiler--
Amerika'nın onur kavramı, kalorifere duyduğu ihtiyacın yoğunluğuna göre değişir. bir amerikalı'nın en tipik yanı, cesaretinin ve fedakarlığının kısacık süreler için geçerli olmasıdır. bu yüzden savaşta iyidirler de barış sorumluluğunu taşımakta yetersizdirler. tehlikeye dayanıklı olmakla birlikte, rahatsızlığa dayanıklı değillerdir. sivrisinekleri öldürmek için kendi havalarını zehirlerler., elektrikli ekmek dilimleme aletleriyle de enerji kaynaklarını tüketirler. unutma ki vietnam'daki askerler hiçbir zaman coca cola'sız bırakılmadı.
--spoiler--