entry'ler (40)

kaymakli ekmek kadayifi

aha ben ! diyebilitem yok yüksek olan tatlı. bayıliyem ona bayıliyem.

ismayil yeka

90 60 90 vücüdüm var Doya doya bitmez tadim var Kendime arkadas arıyorum Aradığım bana uyacak dediğimi yapacak.

ismail yk

90 60 90 vücüdüm var Doya doya bitmez tadim var Kendime arkadas arıyorum Aradığım bana uyacak dediğimi yapacak.

bekledikçe güzelleşen şeyler

bir gün mutlaka geri döneceğinden emin olduğunuz sevgili

babaların değişmeyen bakışları

1996-Tepecik/istanbul

sanırım 4 yaşındayım. esmer saçlı, pasaklı bir oğlan çocuğu. karşı bakkala ekmek almaya giden bir anne ve evde ağlayan bir kardeşten ibaret bir gün yaşıyorum. acıkmıştır diye düşünüyorum ufaklık. doyurmalıyım onu. alıyorum biberonunu tam ağzına uzatacakken birşey geliyor aklıma, ısıtmalıyım ! hep böyle yapardı annem, ısıtmadan yemeğimizi yedirmezdi bize. ama nasıl yapacağım bunu ? boyum yetişmezki ocağa kadar ?

birkaç dakika sonra..

ayağının altına küçük bir kova yerleştirip ocakta yanan ateşin üstüne biberonu bırakıveren bir çocuk oluveriyorum. aman allahım. bu kokuda ne ? ya bu alev ?

tabii çocuk aklı işte, öyle biberonu direk ateşe koyarsan yakarsın ortalığı.

biraz sonra annem giriyor içeri, korku içinde. elindeki poşetleri bırakıyor bir kenara ve hemen ateşi söndürmeye uğraşıyor.
evde ağır bir yanık kokusu,ve simsiyah bir duman. hala açlıktan ağlayan kardeşim ve korkudan ona eşlik eden annem. sarılıyor ikimizede korkudan.

ya birşey olsaydı size, ya birşey olsaydı ne yapardım ben ? diyor elleri titreyerek.

kapı çalıyor bir kaç saniye sonra. içeri giren uzun boylu devasa bir adam. televizyondaki askerler gibi giyinmiş. elinde bir poşet ve içinde çikolatalar. hemde en sevdiğimden
unutuyoruz o an mutfaktaki küçük yangını ve evdeki dumanı

kim olabilir bu adam ? düşünüyorum biraz. aklım ermiyor o kadar, çıkaramıyorum.

baban diyor annem, askerden dönen baban. işte böyle başladı babamı ilk görüşüm. ve 18 yaşıma geldiğimde babamın bakışlarının hala değişmediğini görüyorum. her akşam işten yorgun döndüğünde yüzünde yine o askerden dönen elinde çikolata poşeti olan mutlu adamla karşılaşıyorum...

ünlülerin kişisel iletileri

şahin k: ağanız kekilliye kayacak, çok yakında !

dünyanın gelmiş geçmiş en iyi oyunu

tartışmasız şişe çevirmece tabiiki.
doğruluk mu cesaretmi ?

sevgilisiyle yolculuk yapan insan

eğer yolculuk sırasında ayakların şişiyor, miden bozuluyorsa * uzak durulması gereken faaliyettir.
maazallah mideden gelen sesler kızı ürkütebilir

bayılana kadar çikolata yemek

çikolata fabrikasında staj yapan ezik ergen stajyer bünyenin hergün yaptığı faaliyet.

susam sokağı baskılı tişört ile gezmek

an itibariyle yaptığım olaydır. Edi, büdü, minik kuş ve kurabiye canavarlarıda cabası...

sözlük yazarlarının itirafları

itiraf ediyorum, ne zaman yazar olacağımı çok merak ediyorum. arada bi sövüyorum adminlere. biliyorum bu entryi kimse görmeyecek ama olsun yinede yazıyorum ben.

(bkz: bu entryden sonra nah yazar olursun)

suya giren teyzenin eteginin hava ile dolmasi

herkes gibi doya doya denize giremeyen ve o kıyafetlerin kilolarca ağırlığı altında ezilmeye mahkum olan teyzedir. dalga geçilmeyecek insandır. yürek burkar

başkasını seven birini sevmek

bile bile intihar etmektir. o başkasının elini tutmuş yanından geçerken senin hala onu deli gibi sevmendir. şiirler yazmakdır, onun için ağlamaktır.

ne demiş üstad ? * imkansızı sevmektir aşk...

google earth te sevgilinin evini mouse ile okşamak

prinscren yapıp paintten, sevgilinin kapısının önüne seni seviyorum yazdıktan sonra resmi kıza mail atmak

vahh vah.. yazık bana

meybuz ve magnum arasındaki farklar

meybuz: çocukluğumun vazgeçilmezidir. böyle kıtır kıtır yersin, hele en sonuna geldiğinde dibinde kalan parçayı tek vuruşta indirirsin mideye ve kalan suyunu içersin büyük bir zevkle. hafiften dişlerin sızlar, çok yediysen karnın ağrır.

magnum: özenti insanların 'ayyy karamellisine bayıllıormm' diye düşündükleri bol çikolatalı dondurmamsı nesne

sözlük yazarlarının en son okuduğu kitaplar

küçük ağa - tarık buğra
72. koğuş - orhan kemal

amk

amq aq Aq dan daha düzgün ve özentisiz bir küfür çeşidi.*

haydar dümen e sorulan yaran sorular

hocam bizim köydeki bakkalda pzeberbatif yok. onun yerine çocuğun sünnetinden kalan balonları kullanıyoruz. fazla balonumuz olmadığı için yıkayıp yıkayıp geri dönüşüm yapıyoruz. Bir zararı olurmu acep ?

sevgiliyle uyumak

oysa neler vardı söylemek istediğim
göğsümde uyumalıydın önce
saçların yanaklarımı okşamalıydı
ve ben onları severken
uyanmalıydın sen
birşeyler fısıldayacaktın uyku mahmuru
anlamayacaktım ne dediğini
gülümseyecektim yinede
uyu diyecektim
uyu yarim
hep böyle uyuyalım
hiç uyanmamacasına

diye anlatır üstad.
(bkz: Hasan Taşcıoğlu-Uyu yârim)

tarkan filmindeki dev ahtapot

küçük yaşlarda üzerimde tramvatik bir etki yaratan canlıdır kendisi. Fakat büyüdüğümde anladım ki gerçek bir ahtapot daha küçük ve restoranlarda tabaklarımızı süsleyebilecek niteliktedir

(bkz: ohh mis)