bugün

adaptasyon süreci sebebiyle üniversitenin en sıkıcı geçen senesidir.
gittiğin yerden memnun değilsen, ilk yılında yatay geçiş yapmayı düşünürsün fakat zaman geçtikçe anlarsın ki o üniversite dışında seni kabul edecek başka bir yerde yoktur.
her şeyi yapabileceğine inandığın,hayallerini kurduğun fakat sonunda bir bok yapamayacağını anladığın süreçtir.
üniversitenin ilk, geleceğe umutla bakmanın son yılıdır.
eğer hazırlık değil de birinci sınıf okunuyorsa şehir dışlarına gidildiği yıldır. yakın çevrelerde okuyan arkadaşların yanlarına gidilir o yıl. aynı zaman da kötüdür de, her şeyden uzak kalındığı için. gerçi bundan daha kötüsü de vardır.

(bkz: üniversitenin ilk günü)
eve çıkmak için bu senenin bitmesi gerektiği düşüncesinin, bazı arkadaşların canını sıkan sene...
eğer büyük hayallerle gözünüzde şişirerek gittiyseniz kesinlikle hüsranla sonuçlanacak yıldır. eğer hazırlık okuma gibi bi avantajınız varsa bu hüsran sizi daha az yıkabilir en azından üstünüze bir de bölüm derslerinizin sıkıntısı gelmez. onun dışında kesinlikle liseye özlem yılıdır asla lisedeki samimiyeti bulamazsınız ve hep lisedeki arkadaşlıklarınızı ararsınız. kısaca çabucak geçmesi ve kısa sürede alışılması umut edilen yıldır.
çok büyük hayal kırıklıklarına ve mutluluklara, ayrıca aile sevgisini biliyorsanız daha iyi anlamanıza, bilmiyorsanız öğrenmenize sebep olacak olan yıldır. özellikle yurt yemeklerinden sonra annenin yemeklerinin kokusu burunda tüter.
eğer ilkokul ve lisede olduğu gibi aynı şehirde okuyorsan pek de fark olmayan bir yıldır. sadece istikamet iskenderun'a doğru değil antakya'ya doğru oluyor.**
arkadaşların, güvenilecek insanların çok dikkatli seçilmesi gereken yıldır. Nasıl başlarsa öyle gider. dersler için de geçerli bu. bi kere dağıttın mı toplaması çok zor.
(bkz: çömezlik evresi)
hazırlığa hazırlık.
çaylaklık yılıdır. 8 zayıfla tamamladığımdır. şimdi acısını çekiyorum. kaldı 4.
okunulan bölümü bırakıp yeniden sınava girerek daha iyi bir bölüm kazanma hayallerinin kurulduğu yıldır.
kampüsten dışarı çıkmamayı, dersi olsa bile kampüste takılıp bunu dersi asmak olarak düşünüp! bilumum tüm ortamlara girmeye çalışıp lay lay lom geçen sene.
ikiye ayrılır. hiç bok anlışmayan güz dönemi ve süper zevkli bahar dönemi. bahar dönemi bir insanın yaşayabileceği en güzel zamandır. daha sonra işler ciddileşmeye başlar...
okul dışında yapılan etkinlikler * * * 15-20 kişilik gruplar halinde gerçekleşir ve kızlar bir tarafta erkekler bir tarafta oturur. bundan kurtulduğunuz an üniversiteye başladınız demektir.
ilk şoktur. liseden çıkmış öğrenci farklı bir format ile karşılaşır. isyan başlar. bilmez ki bunun 2. ve 3. sınıfı var.*
4 sene tek geçireceğim şimdiden belli olan yıllardır. ne yapılsa boştur.
hayatımın en bunalımlı kasvetli günlerini yaşadığım senedir. Bu senenin özeti:

yalnızlık,
yeni arkadaş grubu bulma girişimleri,
saçma sapan bisürü insanla takılma,
derslere adaptasyon,
servis dersleri için anasının örekesindeki kampüse gitme derdi,
para hesapları oturmadığı için kafa karışıklıkları,
ilk defa aileden o kadar yüklü para gönderildiği için suçluluk hissi,
yurt,
saçma yurt insanları,
tavuk döner,
bira,
ilk sigaralar,
yağmurlu istanbul akşamları,
iett,
nevizade,
oturmamış kıyafet zevki,
çok asosyal bi seneden sonra sosyal olma çabaları

gider böyle...
hazırlıkta geçirilen tatil yıllarıdır.
En güzel yıldır yeni kişiler tanırsınız onlarla dost olursunuz daha sonra kız çıkar karşınıza onunla flört edersiniz , ortam filan derken bi bakmışsınız sınavlarınız kötü not ta yok sonra notları alırsınız derken ineğe bağlarsınız hayatınız kararir .
ilk sene hatuna uzaktan bakmayla geçmiştir, gerçi sene sonuna doğru şunu bana ayarlıyalım dedim olmadı.
(bkz: bok gibi)
lise dönemi genel olarak herkesin mükemmel geçmiştir.genç arkadaşımız sınava girer her şeyin üniversitede mükemmel olduğunu düşünerek tercihini yapar ve üniversite öğrencisi olur.

üniversiteli olan gencimiz yaklaşık 4 ay önce lise öğrencisiyken sanki aradan yıllar geçmiş gibi üniversitede farklı bir insan rolü yüklenmeye çalışır.

yeni girilen ortam çoğu zaman gencimize beklediği ortamı vermeyecektir.artık aklında bir daha 'ygs'mi hazırlansam ?' soruları dönemeye başlar.bunu gittikçe dillendirir arkadaş ortamında.

sonuç olarak bir b.k yapmaz ve üçüncü ve dördüncü sınıfta iyi ki devam etmişim hissine kapılır.