bugün

üzerinde mussolini'nin isminin yazdığı, siyah ciltli kitabı "mussolini'nin kara kitabı" zanneden zihniyetin faşizm ile aynı kefeye koymasının gayet normal olduğu ideolojidir. faşizm hakkında tek bildikleri şeyin "faşizm öcü", "faşizm kaka" olması dolayısıyla, hakkında adamakıllı bir bok söyleyemeyecekleri ideolojidir.

milliyetçilik kavramının bu topraklarda 19. yüzyılın ikinci yarısında doğduğu ve sadece felsefi yönünün geliştiği göz önüne alınırsa ve cumhuriyetin kurulmasına kadar adamakıllı bir ekonomik altyapıya sahip olmadığı da görülürse, ülkücülüğün belli yabancı ideolojilerden ilham alması doğal karşılanır. tek parti dönemi türkiye cumhuriyeti de faşist italya ile büyük paralellikler arzeden bir idareye sahipti. kemalizm bir anda peydah olmuş bir fikir akımı değil, mustafa kemal'in kendi birikimleriyle ortaya koyduğu ve idari kadronun diğer ideolojilerden işine gelenleri alarak tamamladığı bir ideolojidir.

ülkücülük de temelinde yusuf akçura, ziya gökalp ve hüseyin nihal atsız gibi aydınların türkçülük fikrini barındırmakla birlikte, sonradan özellikle ideolojinin baskın dininin islam olması sonucu, ırka dayalı milliyetçilik anlayışından, kültür milliyetçiliğine sert bir geçiş yaşamıştır. ancak bu aydınların fikirleri her daim ülkücüler tarafından saygı görmeye devam etmiştir.

yukarıda da dediğimiz üzre, o dönem ülkücülüğün hala fikir bazında ekonomik ve politik bir altyapısı yoktur. burada faşizm doktrininin kuramcısı ve ülkücülük akımının yaratıcısı giovanni gentile'nin öğretilerinden esinlenmeler olmuştur. ekonomik model olarak korporatizm, onun getirdiği ulusal sendikalizm ve devlet kapitalizmi benimsenmiştir. ayrıca burjuvanın dejenere olarak statik kapitalizme, sonra da süperkapitalist yapıya kaymasına engel olmak üzere dinamik bir kapitalizm öngörülmüştür. sınıflar arası çatışmanın yerine sınıfların işbirliğini öngören sosyal bir yapı benimsenmiştir. ahlakçı anlayış diğer tüm milliyetçi düzenlerde olduğu üzere en önemli unsurlardan biri olmuştur. halkçılıktan ayrı olarak faşizmdeki toplumculuk unsuru benimsenmiştir. halkçılık ve gelişmecilik birlikte ele alınmıştır. özellikle ülkücü doktrin içerisine köycülük gibi bir ilke koyulması, ülkücü ideolojinin çiftçi sınıfına verdiği önemin belirtisidir. köylüler borç tuzağından kurtarılmalı, devlet tarafından her türlü imkan verilerek tarım ve hayvancılık canlı tutulmalıdır.

faşizm ideolojisiyle, ülkücü ideolojinin benzeşmesi bu açıdan gayet doğaldır. ancak aralarında din unsuru gibi çok büyük bir fark vardır. sırf bu unsur yüzünden bile ülkücü ideoloji ve faşist ideoloji birbirinden belirgin şekilde ayrılır.

zira faşizm, dini bir kenara iten ve çoğunlukla önünü kesmeye çalışan materyalist bir anlayışa sahiptir. özellikle devlete ve lidere tapınma kültü karşısında en büyük rakibi din ve din adamlarıdır. bu yüzden faşist italya'da din adamları ve kiliseler büyük baskılara maruz kalmışlardır. yine faşizm, bireyleri tamamen doktrinle beslemekte ve motive etmeye çalışmaktadır. bunda da elde ettiği başarı sınırlıdır. özellikle sıkıntılı dönemlerde her materyalist totaliter rejim gibi, doktrin bireyleri motive etmekte yetersiz kalır. bireyin devlet ve topluma yönelik faydasında düşüş yaşanır ve en sonunda devlete cephe almasına sebebiyet verebilir.

ülkücü ideolojide ise devlete itaat zaten dinin bir gerekliliği olarak algılanır. bireylerin, ideoloji ile motivasyonu ikinci plandadır, zira asıl motivasyonu sağlayan unsur dindir. en sıkıntılı anlarda bile, dini duyguları sağlam bireylerin motivasyonu tamdır. bu sayede ideolojinin yıpranması minimum, bireylerin topluma ve devlete faydası her daim maksimum düzeyde olur. buna rağmen ülkücü ideoloji, teokratik bir devlet düzenini şiddetle reddeder.

son olarak, ülkücü ideoloji için faşizm de, komünizm gibi düşman bir ideolojidir.

işte tüm bu fikirler alparslan türkeş ve yanında bulunan dündar taşer'in başını çektiği bir ideologlar grubu tarafından gözden geçirilmiş ve ülkücü ideolojinin ana hatları oluşturulmuştur.
ülkücülükle faşizmi aynı kefeye koymak ne kadar doğrudur tartışılır. sen sağında ki solunda ki çakma ülkücülere bakıp bu lafı ediyorsan orası ayrıdır. efendim şimdi ülkücü ideolojinin ana temasını oluşturan dokuz ışık doktrinini gözden geçirelim.

1. Milliyetçilik

Her şey Türk milleti için, Türk milleti ile beraber ve Türk milletine göre sözleriyle özetlenebilecek doktrindeki fikir, Türk milletine bağlılık, sevgi ve Türkiye devletine sadakat ve hizmettir.

Milliyetçilik; Türk Milletini, Türk vatanını ve Türk devletini sevmek, bunların iyiliği için ve yükselmesi için köklü bir ihtiras ve şuur sahibi olmak demektir.

Türkçülük ise, kültürde, ilim ve teknikte, politika, ekonomi ve ticarette her şeyin Türk'e özel ve Türk'e uygun bir biçimde olmasını istemek ve sağlamak demektir.

Alparslan Türkeş, milliyetçilik ilkesinde öncelikle Türk tanımı üzerinde durmuştur. Türkeş bunu; "Türklük şuuruna erişmiş, samimi olarak "Ben Türk'üm" diyen herkes Türk'tür. Türkçülük ve Türk'ün tayininde, sapık ölçülere, özellikle mezhepçiliğe, coğrafyacılığa, laboratuvar ırkçılığına inanmıyorum." (10 Haziran 1973) sözleriyle açıklamıştır.

Türkiye'nin bugünkü sınırları dışında kalan diğer Türklerle ilgilenmek ve onların iyiliği için, kurtuluş ve selameti için elden geleni yapmaya çalışmak Türk Milliyetçiliği için kutlu bir vazifedir.

Milliyetçilik ilkesine göre; Türkiye'nin geri kalmışlığının en büyük nedeni yabancı ideolojileri kullanmaktır. Bu yüzden tüm yabancı ideolojilere karşı tamamen yerli, tamamen Türk olan bir ideoloji olan "Türk Milliyetçiliği" ideolojisi ülkenin refahı için tek çare olacaktır. Milliyetçilik ülküsü, Türk milletiyle bütünleşmek, Türk milletinin büyük ve güçlü iktidarını kurma ülküsüdür. Milliyetçilik ülküsü en başta milli devlet ilkesine inanır. Milliyetçilik ilkesini tamamlayan diğer bir unsur Demokrasidir. Demokratik Milliyetçilik, sınıflar toplumu yerine milleti,sınıf mülkiyeti yerine de millet mülkiyeti fikrini savunur.

Milliyetcilik vatanını, milletini kendinden daha fazla seven ve bu ilkeye hizmet eden bireyler ister.

Milliyetçilik ilkesi bir bakıma diğer 8 ilkenin de temelini oluşturmaktadır.

2. Ülkücülük

Ülkü kelime anlamıyla bir amaçtır.Yani ülkücülük de bir amaçcılık demektir. Bir diğer anlamı da ise idealistliktir. Alparslan Türkeş 'inde dediği gibi ülkü insanların yolunu tayin eden klavuzdur.

Türklük şuuru ve gururu, islam ahlakı ve faziletini en iyi şekilde yaşamak ve yaşatmak ..

"Ülkücülük, ideal sahibi olmak demektir."

"Türk Milliyetçiliğinde Ülkücülük, Dünya üzerindeki bütün Türk Milletini birlik ve beraberlik içinde en yükseğe taşıma ideolojisidir..."

3. Ahlâkçılık

Türk milletinin ruhuna, örf ve adetlerine uygun yüksek varlığını korumayı ve geliştirmeyi ön gören esaslara dayanır.

Medeniyetler para ile değil, ilimle, imanla, ahlakla kurulurlar; yine medeniyetler parasızlıktan değil ilimsizlik,imansızlık ve ahlaksızlıktan çökerler.[2]

Ahlaktan yoksun bir toplumda iktisadi meseleler ne kadar halledilirse halledilsin, huzurdan söz etmek mümkün değildir. Bu yüzden kat'i inancımız şudur ki; Türkiye'nin kalkınma hareketi öncelikle ahlak inşasından başlamalıdır. Dokuz Işıkçı ahlak anlayışı, ahlakı Türk ve islam ölçütleri içinde değerlendirir. Özellikle milletimizi meydana getiren fertlerin yaşama felsefesine ve ahlak görüşlerine yön veren islamiyetin hakiki çehresi ve yüksek prensipleriyle ele alınması Türklüğe yeni bir güç ve hız verecektir.

4. Bilimcilik

Olayları ve varlığını ön yargılardan ve art düşüncelerden sıyırarak ilim mantalitesi ile incelemek ve girişilecek her çeşit faaliyette önce bilimi sonra ilmi önder yapmak prensibidir.

5. Toplumculuk

Her çeşit faaliyetin toplumun yararına olacak sekilde yürütülmesi görüşüdür. Sosyal ve ekonomik olmak üzere iki ayrı bölümü kapsamaktadir. Ekonomik görüş olarak mülkiyeti esas kabul eden fakat mülkiyetin millet zararına kötüye kullanılmasına karşı olan bir görüşü belirtir. Karma ekonomiyi ve stratejik, ekonomik faaliyetlerin devlet kontrolünde bulunmasını öngörür. Sosyal görüş olarak sosyal adalet düzeni, fırsat eşitligi, sosyal güvenlik ve sosyal yardımlaşma teşkilatı kurulmasını kabul eder.

6. Köycülük

Köylüleri tefecilerin elinden kurtararak tarım kentinde yaşar hale getirmek. Köylerin kalkınması için tarım, hayvancılık ve diğer üretim alanlarında yenilikleri takip etmek, her türlü teknolojiyi ve desteği köylüye ulaştırmak ve kullanmasını sağlamak devletin görevidir.

7. Hürriyetçilik ve Şahsiyetçilik
Bu doktrin Birleşmiş Milletler Anayasası'nda yazılı bütün hürriyetlerin sağlanmasını gaye edinmiştir. insanların şahsiyet olarak geliştirilmesini, toplumun kalkınması için yararlı bir yol olarak kabul eder.

Milli birlik ve beraberlik içinde, fertlerin gelişip zenginleşmesini engellemeden ülkenin kalkınmasını ve gelişmiş devletler arasına girmesini sağlamayı amaç edinir.

8. Gelişmecilik ve Halkçılık

insanlar ve medeniyetler daima daha iyiyi, daha güzeli, daha mükemmeli istemek ve aramakla gelişir. Elde edilenle yetinmemek ve daima daha ilerisini istemek ve bunu elde etmek için gayret göstermek şuurudur. Ancak bu gayret ve çabalarda Türk milletinin tarihinden milli benliğinden ve kökünden kopmadan yükselmek ve ilerlemek gayedir.

9. Endüstricilik ve Teknikçilik

Türk milletinin kalkınması için sanayileşmesi gerekmektedir.

http://tr.wikipedia.org/wiki/Dokuz_I%C5%9F%C4%B1k

ps : ha ben ülkücü müyüm? * *