bugün

yargıtay eski başkanısami selçuk tarafından 2000-2001 adli yıl açılış konuşmasına yer verdiği ve bunun yanı sıra demokrasi, haklar ve özgürlükler konularında derinlemesine çözümlemeler yaptığı kitabıdır.
umutları diri tutup bir hayali özlemektir.

Akıllı ve iyi niyetli insanlara özgü bir ada olması için neler vermezdim; öyle bir yer olsa ben bile vatansever kesilirdim. *
lafla peynir gemisi yürütmeye çalışmaktan vazgeçip taşın altına elimizi soktuğumuzda gelecek olan Türkiye.
yoktur.

çünkü genç cumhuriyetimiz kurulduğu günden bu yana her zaman, "demokrasi" ve "özgürlük" kavramlarını özde değil sözde yaşamıştır.

(bkz: sözde demokrasiler)

kimse bu önermenin aksini iddia edemez.

(bkz: çocuklar ve deliler hariç)
en azından bu değildir. değildir çünkü "demokrasi getirmek" adına ortaya konulmuş soruşturmanın savcısı bir emekli subaya "hacı seni harcadılar beaa hadi bi el at da defterlerini dürelim şunların" diyebilmektedir. değildir çünkü ülkenin başbakanı devam eden bir dava için "ben bu davanın savcısıyım" diyebilmekedir. değildir çünkü bu ülkenin yetiştirdiği en kral hukukçulardan birinin evi seri katil gibi aranabilmekte, ulusal güvenliğini düzenleyen kurumun bir dönem başında bulunmuş subay aşağılar gibi gözaltına alınmakta ve ülkenin yükseköğretim kurumunun bir dönem başında bulunmuş akademisyen sokak gaspçısı gibi başından bastırılarak polis arabasına sokulmaktadır. değildir çünkü bu ülkede "temiz eller" diye yola çıkanlar birilerinin elini çamurdan çekip kendi ellerini çamura sokmakta ve bunu da demokratikleşme diye yutturabilmektedir. ve değildir çünkü türk halkı hala bir tarım toplumu zihniyetine sahiptir. ondan kurtulamadıkça da asla olmayacaktır.