bugün

geçenlerde bir sahafta hayyam rübaileri külliyatı'nı buldum sevindim okurum severim kendisini!
(bkz: şiir nedir nasıl yazılır)

saygıyla anıyorum seni üstadım.
Bir elde kadeh bir elde Kuran
Bir helaldir isimiz bir haram
şu yarim yamalak dünyada
Ne tam kâfiriz ne tam müslüman .
putperestlerin ilahı olmuş şair. sözlerine tapar bu inançsızlar.

(bkz: insana insan gibi bakamayan taş kafalılar)
kimine göre zındıktır kimine göre iyi bir mutasavvıf.Ben iyi bir mutasavvıf olduğu kanısındayım.
saki! getir o kızıl, mis kokulu şaraptan
kurtulayım bu dedikodudan, ıstıraptan
sen de ben de döneceğiz şu duygusuz testiye
şarap ver, bir zamanlar insan olan bu kaptan!
ben olmayınca bu güller, bu serviler yok.
kızıl dudaklar, mis kokulu şaraplar yok.
sabahlar, akşamlar, sevinçler tasalar yok.
ben düşündükçe var dünya, ben yok o da yok.
güzeller bayram günleri süslenir:
seninse bayramları süsler yüzün.
rubai lerine bakıldığında ne idüğü belirsiz bir şairdir. dikkate alınmamalıdır kesinlikle...inançsızların kendilerini teselli etmekten öteye geçemeyen şiirlerdir bunlar...
mutasavvıf, matematikçi.
biz gerçekten bir kukla sahnesindeyiz
kuklacı felek usta, kuklalarda biz
oyuna çıkıyoruz birer, ikişer;
bittimi oyun, sandıktayız hepimiz.
işin kötüsü, din perdesi arkasında bunlar, müslüman geçinirken gavurdan beterdirler.
adamın hasıdır hası .
büyük üstad, has adam.
kim demiş; haram helal nedir bilmez hayyam
ben haramı helali karıştırmam!
seninle içtiğim şarap helal,
sensiz içtiğim, su bile haram!
bilgin ve şair. eldeki yapıtlardan ve bu arada özellikle onun hayatını anlatan kitaplardan mantık, felsefe, matematik ve astronomi konularında araştırmalar yaptıgı ve bu alanlarda düzenli bir ögrenim görmüş oldugu anlaşılan hayyam'ın gençlik yılları hakkında ayrıntılı bilgi yoktur."çadırcı" anlamına gelen hayyam takma adını, atalarının çadırcı olmasından dolayı aldıgı söylenir.

güzel bir şiirinden bir parça:

büyükse de isyanım, kötülüklerim,
yüce tanrı'dan umut kesmiş değilim;
bugün sarhoş ve harap ölsem de yarın
rahmete kavuşur elbet kemiklerim.
isyan edip karşında duracağım, neredesin?
Karanlığı, ışığa yoracağım, neredesin?
ibadete karşılık cenneti alacaksam,
Bağış mı, ticaret mı; diye soracağım, neredesin?
-------
Ne bilginler geldi, neler buldular!
Mumlar gibi dünyaya ışık saldılar.
Hangisi yarıp geçti bu karanlığı?
Birer masal söyleyip uyuya kaldılar.

bunlar yeter.
beyoğlunda dolapdereden istiklaldeki galatasaray lisesi önüne çıkarken veya galatasaray lisesi önünden dolapdereye inerken içinden gçilen alt geçit ve üzerinden tarlabaşı caddesinin geçtiği köprüye verilen addır.
facebook entelliği taslayanların nietzche den sonra ikinci adamıydı bir aralar. yazdığı şiirlerin facebook ta şekil yapmak için kullanıldığını görebilseydi şarap yerine rakı içmeye başlardı muhtemelen.
felek, ne denli cömert, aşağılık insanlara!
han, hamam, dolap değirmen, hep onlara.
kendini satmayan adama ekmek yok:
sen gel de yuh çekme böylesi dünyaya!
Ahmet Kırca'nın rubailerini en iyi çevirdiği ve elediği,şair,yazar,matematikçi,filozof ve astronom kişidir.dehadır.
saadetimin kaynağı...
istanbulda, taksime giderken bir çok otobüsün geçtiği otobüs durağıdır.
her şarap içişimizde saygıyla andığımız yüce insan, sözlerinin şimdiye yansıması da ileri zekasının göstergesi.
Geçmiş günü beyhude yere yâd etme,
Bir gelmemiş an için de feryat etme
Geçmiş gelecek masal bunlar hep
Eğlenmene bak ömrünü berbat etme.

Niceleri geldi, neler istediler,
Sonunda dünyayı bırakıp gittiler.
Sen hiç gitmeyecek gibisin değil mi?
O gidenler de hep senin gibiydiler.

Dünyada ne var, kendine dert eyleyecek,
Bir gün gelecek ki can bedenden gidecek,
Zümrüt çayır üstünde, sefa sür iki gün...
Zira senin üstünde de otlar bitecek.

bu mısralar ile yüzyıllar önce nasil ileri görüşlü bir dahi olduğunu ispat etmiş yüce insan, filozof, matematikci, şair kişisi.