bugün

kitaplarına gözü gibi bakan bir kimse için, aynı zamanda deforme olacak mı korkusunu da içeren, sahiplenme duygusudur. hediye etmek iki taraf için de efdaldir.
Gelmedi gelmiyor gelmeyecek te bu yüzden belli bir bahane uydurulması gerekilecek durum .
en nefret ettiğim durum, nedense kitapla özel bir bağ kuruyorum çok ilginç.

en kötüsü okuyacağım diye alıp okumaması, yıllar geçiyor hala okuyacağım diyor.
yılların korkusudur.

--spoiler--

dönerse senindir, dönmezse ay yok canım ya ben geçen ay d&r'dan indirimle aldım o kitabı, karıştırıyorsun bence, seninki bende değildir.

--spoiler-- *
Tadı damaginizda kalmış kitaplarda yaşanan durumdur. O yüzden napiyoruz? Sevdiğimiz kitapları vermiyoruz.
Ödünç alınan kitapların geri verilememesinin yarattığı vicdan 1-0 alır bu müsabakayı.
gelmedi ya la. hayır anlamadığım ulan angut 3 ay geçti be. ben utanıyorum artık istemeye, hayır naaptın kitabı hikanına aldın lavuk.

komşum ve çocukluk arkadaşım getir artık şu kitapları porno dergi değil lan onlar..
arada bi hatırlatma gereği hissettirir.
-ee canım nasıl gidiyo kitap ?
-iyi ya sürüklüyo.
-hımmm..
lanet olası bir şeydir. şahısın evine gidebilecek kadar yakınsanız gidip isteyin. korkunun ecele faydası yok sonuçta. (bkz: seviyorsan git konuş bence)
verilen kitap, koleksiyonun en güzide parçasıysa eğer kabus bile gördürecek korkudur.
Geri gelecek mi korkusu değil, geri gelmeyecek mi veya ya geri gelmezse korkusudur.

Ulan bu kadar kitap okuyorsunuz, kimse de dememiş ki anlatım bozukluğu var.

Samimiyetsizler sizi.

Buradan, cezmi ersöz isimli yazarın 40 yılda bir gibisin isimli kitabını bana 1. 5 yıldan fazladır geri vermeyen arkadaşıma selam ederim.

Hande lan dawkins' in gerçeğin büyüsü isimli, sana verdiğim kitabını geri getir lan allahsız, kitapsız .s
yüzde doksan sekiz oranında gelmeyecek olması gerçekliğinden dolayıdır.

misal ben bir yıl önce verdiğim kitabı halen bitiremedim bahanesiyle geri alamıyorum. bir senede üç yüz sayfalık kitabı bitiremiyorsan sen kitap okumayı bırak hacı. ya da kendin al, ödünç isteme kimseden.
Güncel versiyonu için (bkz: acaba e-book umu getirecek mi)
arkadaşa dvd film verirken ya geri vermese ile yaşadığım korkuyla eşit durum.
birine verdiğim kitap yalan oldu. unutuldu gitti. aradan 2 sene geçti ses seda yok. başka birisine verdiğim kitaptan 6 aydır ses seda yok. bi de nabız yokluyor arkadaş "ben senden kitap almıştım değil mi?" diye. gerçekten gelmiyor. ben kendim, aldığım ödünç kitapları en geç 3 iş günü içerisinde adrese teslim ediyorum ama.
anlatım bozukluğu dışında, genelde kitap okumaya yeni başlayan veya sıradan şekillerde kitap okuyan insanların yaşadığı korkudur.

netekim uzun yıllar yaşadım o korkuyu. sonra birinci aşama olarak bir çözüm buldum. kitaplarıma sıra numarası verdim ve listeledim. sonra kontrol ettikçe eksik kitapları fark ediyordum ve istersem yenisini alıyordum. bu sayede kitaplarım değil param kaybolmuş oluyordu.

ikinci aşamada önemsememeye başladım. kendime seçtiğim bir kaç özel alanda kitap, dergi alıyor ve sadece onların muhafazasını önemsiyordum. diğerlerini çuval çuval dağıttım.

üçüncü aşamada, özel alanlarımda biriken kitapları, ortak merakım olduğuna inandığım genç arkadaşlarımın okuyabileceği sivil toplum kuruluşlarına dağıttım.

yıllar sonra farkettim ki, ben iyi bir kitap okuru değilim ve bu kitap biriktirme işi de bana göre değil. inşallah çocuklarımıza doğrusunu öğretebiliriz.
ödünç verdiği kitabı aslında verdiği kişinin okuduktan sonra onun da bir başkasına vermesi niyetiyle vermiş, kitabın atıl şekilde yılalrca evdeki kitaplıkta beklemesini istemeyen insanın kitabın ödünç verdiği kişiden tekrar kendisine gelebilme ihtimali nedeniyle duyduğu korkudur.
Eğer değerli bir Çok kitabınız bu yolla kaybolduysa haklı korkudur.
bir de en sevdiğiniz kitabı ödünç vermişseniz korku ikiye katlanır. sonunda da gelmez hep içinizde kalır; gider yenisini alırsınız.
kitapla alakası olmayan adama verilince oluşması normal korkudur. çünkü o kitap atılır bir kenara ve daha yüzüne bakılmaz. *
Çocuğum gibi değer verdiğim gözümün nuru kitaplarımdan birisini, hemde hediye olan birisini bir arkadaş istedi bir gün. Pazarlık yapıyorum 3 güne getir 1 haftaya getir diye. 3 gün geçiyor yok 1 hafta geçiyor yok 1 buçuk hafta geçiyor yok gelmiyor kitap. Soruyorum okumadın mı getir artık diye üzerine bir de azar yiyorum 'kitabının üstüne yatacak değilim' diyor malum arkadaş. Aradan 1 buçuk yıl geçti kitap ne oldu biliyor musunuz? Ben bilmiyorum valla. Getirmedi öküz.
Değecek insanda kalsa korku yerine memnuniyet bile yaratır dediğim durum. Ayrıca bir kitabın elden ele geçmesi oldukça keyiflidir. ikinci el kitap okumanın verdiği tat gibi aynen. Yalnız laf olsun diye kitaba göz koyan insana hayır denemez de verilir ya o kitap... yok canım boşuna bekleme, gelmez artık..

En güzel çözüm açık açık 'ben kitaplarımı vermiyorum arkadaşım, kusura bakma'... demektir!
cok sükür oyle bir sey yasamadim .
korktuğum başıma gelmişti. lise 3te yavşağın birine en sevdiğim kitaplarımdan birini verdim. yavşak kitabı okulda kaybetti.
genelde geri gelmediği için korkacak bir durum yoktur.

en iyisi hiç vermemek.