bugün

bir insanı gerçekten tanımak istiyorsanız, çıkarının olmadığı insanlara nasıl davrandığına bakınız.*
ibadet eder cennete gideyim diye.
Canım kardeşim filminde, kahraman ile arkadaşı arasında şöyle bir diyalog geçer:
k: kahraman ka: kahramanın arkadaşı

k: ben ölecekmişim.
ka: sen ölünce bilyelerin benim olsun mu?
k: * * peki, olsun.

işte bu hikayede, kahramanın arkadaşı kişisi çıkarcı insanı örneklemektedir.
Her insanın hayatında en az bir kez olmak üzere karşısına çıkan; asıl niyetini asla belli etmeyen, derdi-gücü yalnızca işini yaptırmak olan, işini yaptırdıktan sonra bir daha arayıp sormayan, siz onun menfaatine hizmet ettiğiniz sürece sahte sevgi gösterileri yapan veya sizi umursuyormuş gibi görünen insancıklardır.

ilkokul yıllarından üniversite yıllarına ve iş hayatına kadar hep vardırlar. ilkokul yıllarında o küçücük akıllarıyla sizi söğüşlemeye çalışırlar, keza bunun anlamı, bu davranış modelinin ergenlik çağında da, yetişkinlik çağında da öğrenilen bir tutum olduğu gerçeğidir.

Bu insanların özelliklerini sayalım ki, karşılaşıldığı zaman deşifre etmek kolay olsun:

1. Tanımadıkları/yeni tanıştıkları insanlara önce güleryüzlü ve son derece sıcakkanlı yaklaşırlar.

2. Hemen dostluk kurabilirler, genel ahlak ve toplumsal normları hatmetmişlerdir, nerede nasıl davranacaklarını iyi bilirler. Kendilerine güvenleri tamdır, bu konuda çok rahattırlar.

3. Hemen hemen herkesle ahbaplık yapabilirler, (2.nolu madde sayesinde)

4. Dini/Siyasi konulara girmezler, girseler de renklerini belli etmezler, nabza göre şerbet verirler, bunun adına da "politik olmak" derler. ikiyüzlü olmanın adı ne zamandan beri politiklik oldu, bunu da sormak gerekir.

5. Asla sinirlenmezler, yüzlerinde her zaman saçma bir sırıtış mevcuttur, bunu silah olarak kullanmayı iyi bilirler.

6. insanların zayıf yönlerini öğrenir, bunu koz olarak kullanırlar ve manipüle ederler. kendi zayıflıklarını ise asla belli etmezler. Sizi konuştururlar, özel hayatınızı didikleyebilirler. ama kendileri bu konuda ser verir, sır vermezler. Ona güvenmenizi sağlarlar, ama size asla güvenmezler (çünkü size güvenmemeleri gerektiğini küçük yaşta öğrenmişlerdir).

7. insanların iyi niyetinden, tecrübesizliklerinden ve saflıklarından beslenirler. Kendi gibi birini gördüklerinde ise çok sıcak davranmazlar, neden acaba? Bu konuda atalarımızın bir sözü için: (bkz: deli deliyi gorunce degnegini saklar)

8. Size çeşitli iyilikler yaparak, kendinizi ona borçlu hissetmenizi sağlarlar. Bunun amacı (bkz: kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez) Basitmiş gibi görünse de derin bir psikolojik etki yapar.

9. Konuşmayı severler, herkesle konuşurlar, mütemadiyen konuşurlar. Herkesle iyi geçinmeye çalışırlar. Her türden arkadaşları vardır, aslında kendi ideolojisine ters düşen insanlarla bile (sözde) iyi geçinirler. Bu manzara, sinsi ve içten pazarlıklı oldukları, bu sebeple gerektiği yerde tepki koymadıkları ve ne kadar karaktersiz olduklarını belgeler.

10. Eğer bu gibi insanlara fazla yüz verirseniz hayatınıza müdahale etme cesaretini bile gösterirler. Sizi eleştirir ve akıl vermeye çalışırlar, toplumsal kuralları öğretmeye çalışırlar. Bunu size iyilik yapıyormuş gibi göstermeye çalışır, hatta bundan dolayı kendisine borçlu hissetmenizi isterler. Bundaki temel amaç kendi egolarını tatmin etmektir. Çıkarcı oldukları kadar kibirli de olurlar genellikle.

11. Samimiyetsizdirler. Aslında sizi sevmiyorlardır, ama seviyormuş gibi görünürler; eğer bu konuda biraz tecrübeliyseniz bu davranışları ve yapmacık güleryüzleri kendini belli eder ve tek kelimeyle iğrençtir.

12. Eğer onun istediği bir şeyi yapmazsanız, sizi iyilikbilmezlikle, kötü olmakla suçlar ve kendinizi suçlu hissetmenizi sağlarlar. Ona ne kadar iyilik yaparsanız yapın (diğer bir deyişle, menfaatlerine ne kadar hizmet ederseniz edin) yetmeyecektir. Çünkü kendisi temelde iyilikbilmez bir insan olduğundan etrafındaki herkesi zaten öyle algılamaktadır. Kendinden başka kimseye güvenmezler. Sizin onca yaptığınız iyiliğe karşılık, sizden istediği tek şeyi yapmamanız/yapamamanız onca iyiliği alıp götürür. Aynı zamanda nankördürler.

Tanıdık geldi mi?...
her insan kendi menfaatlerini düşünür, bencillik barındırır, düşünün işte şu güne kadar kaç kere maddi manevi karşılığı olmayan bir iş yaptınız, çok değildir. insan tabiatında vardır. fakat bunu abartıp hayat felsefesi haline getirenler vardır, yavşaktırlar.
her insan çıkarcıdır ancak bazıları vardır ki ilişkilerini direkt çıkar üzerine kurar.

bu adamla arkadaş oluyorum ama çıkarım ne der içten içe. iyilik veya insanlık namına bir şey yapmaz. tamamen kendi ekseni etrafında dönmesini ister dünyanın.

yakınlarınızda varsa gülüp geçiniz.
fayda gelmeyecek insana bir selamı bile esirger.
çıkarları söz konusu olduğunda en sevdiklerini harcamaktan çekinmez.
Bütün insanlardır.

Ben demiyorum freud diyor. *
Mevlana'nın da dediği gibi, tanrı cenneti yaratmasaydı ona'da iman etmezdik.
(bkz: narsist)
Hep cikarcidir.
Zavallı insan tipidir. Başkalarını kullanarak ego tatmini yapar, yazık lan.
her zaman çevremizde olan insanlardır. aramaya gerek yoktur. ilk başlarda kendilerini belli etmeseler de zamanla tanırsınız.
Kendi hırsı, nefsi ve istekleri doğrultusunda onun için bileğini kesecek kişileri bile hiçe sayan, bencilliğin dibine vuran zattır.
Sevmediğim ve yanıma yaklaşmasına izin vermediğim insandır.
Neşet Babanın"sanki kalbimi bilerek yüzüme gülen..” diye tasvir ettiği mahluk.
kendi dünyam var benim, yazmaya çalıştığım kendi hikayem. hicbirisi yetmezse hayal dünyam var.
insanlarin yalan sozlerine, yalan guluslerine, samimiyetsiz dostluklarina ihtiyacım yok.
yalanın sonu yok çünkü.
soyle ne istiyorsun?
gucum yeterse hay hay sayın orospu çocuğu.
Hakkı tanımayan insanın çıkarcı olmasına bir şey diyemiyorum. Lakin dini kendi çıkarları için kullanan ve gizleyen yok mu! işte onun avradını syksem bile içim soğumaz. Bu kadar öfke doluyum.
Sınav dönemi kıyın kıyın yanınıza gelirler.
Nefret ettiğim, hatta tiksindiğim insan tipi.
Adam haklı beyler yıl 2020.
Kadın da haklı elbette çünkü günümüz kadınını insan değil imkan ister demişti alkolik bir dostum, ağabeyim.