bugün

izmir'de... güzelbahçe'de... ben ilkokula giderken bahçemizin içine yapılmış evde... dedemle soba kovasını hazırlayıp, getirip sobaya koyup, gaz döküp yakıp, çıtır çıtır yanmasını dinleyip, kemiklerime kadar yayılan sıcaklığı özledim...
tam da beyblade alip uuuc ikiii biiir haziiiir ateeees diye bagirirken...ah ulan 90larda cocuk olmak..
zamanın yükü omuzlarımıza yavaş yavaş yüklenmeseydi de çocuk kalabilseydik ama halimize şükrediyorum halime.*
en çok da çamurla oynamayı özledim.
keşke herşey çocukluğumuzdaki gibi saf temiz duygularımız olsaydı. hepimiz kirleniyoruz yavaş yavaş. çocukken en ufak güzel şeyle mutlu olabilirdim ama şimdi bu mümkün değil.
sarelle kapağına doldurduğumuz macunlarla yapardık kayalarımızı ve gazoz kapaklarına sallardık.* vurunca gazoz kapaklarını dünya bir başka dönerdi o an.* misketlerimiz vardı bizim; kemik, beyaz, fildişi diye adlandırdığımız. bilen bilir uzun eşek oynarken üzerimize binen yük şimdikinden daha fazlaydı yıkılmazdık inadına. ve rengarenk uçurtmalarımız vardı ,üç top ipi birleştirerek taaaa uzaklara saldığımız. evet evet çocukluğumuzu özlediğimiz kadar sizi de özledik. *
(bkz: çocukluğu özlemek)
19 yaşında eskiyi özleyebiliyormuş insan. mahalle takımlarını, oynanan oyunları, çok büyük sanılan maceraları. arkadaşları hatta ve hatta kavgaları. sabahtan akşama futbol maçı yapmayı da özledim, vay amk vay.
son zamanlar en çok kurduğum cümle. cidden özledim, hiçbir şeyin farkında olmamayı özledim, bir lolipopla mutlu olmayı özledim..
o zamanlar hafta 3 günden ibaretti salı mahallenin muhtarları cuma süper baba pazar bizimkiler. O günleri özleyen herkesin bir kere kurduğu cümledir. ister iç ses olarak, ister bir yakınınıza.

http://www.youtube.com/watch?v=CkS67Ej8UQk

ve tabi ki

http://www.youtube.com/watch?v=r3Pox04zuqw

çok özlüyorum o günleri ve o zamanların şarkılarını. Yaşanılan her dakika bile güzelmiş değerini bilememişiz. Anlamsızca ön yargılarımız oluştu şimdi. Çocuklukta ön yargılarımız ve kalkanlarımız daha devreye girmediği içindir ebeveyn lerin uyarıları.

"başkası şeker verirse alma tamam mı kızım/oğlum" sırf saflığımızdan ve ön yargısızlığımızdandı bu tembihler.

insanları insan olarak ele aldığımız en güzel çağlardı. Şu anda iş hayatında, okul hayatında birbirinin kuyusunu kazan koca koca insanları gördükçe

çocukluğuma siktirip gitmek istiyorum.
çocukluğuma dönmek eskisi gibi arabada yıldızları izleye izleye uyumak,büyük aile masalarında olmak ,mesela arnavut kaldırımı adlı şarkıyı o halimle izlemek istiyorum. O zamanki hisleri kokuları eşyaları insanları anları o kadar özlüyorum.şimdi boş geliyor.kalabalık bir boşluğa düşüyoruz büyüdükçe.baloncuk misali uğurluyoruz sevdiklerimizi.hem de anlamadan...
en çok da umutlarının mutluluklarının bir gülümsemeyle yeşermesini özlüyor insan..anılarını da o duygulara yeniden varabilmeyi de özlüyor çoğu zaman...ama zaman seç demiyor,yaşa diyor.yapacak bir şey yok
Geçmişi özlemek şimdiki zamana ihanettir. Her türlü iddaaya varim 10, 15 sene sonra su yaşlari özleyeceksiniz, onun icin her anın tadini çikartin.
Büyüdükçe masumiyetini kaybeden, kaybettikçe kirlenen, o çocuksu temizliği özleyen insan söylemidir. bakkala gidip bir kese kağıdı akide şekeri alıp onu maç sonunda ödül olarak kazanmak hangi yetişkini mutlu edebilir ki?
http://www.youtube.com/watch?v=T2bvgamk8hY
cuma akşamlarını iple çekerdim, ilkokul beşteyim aga, o zaman anadolu liselerinin orta okul kısmı için sınavlara katılıyoruz süper baba bir çıktı cumaları ders çalışmamak için hem bahanem hem o bahane en büyük özgürlüğüm oldu.

herkes her gün istisnasız harıl harıl ders çalışır ben cuma günleri kendimi alim' in yerine koyarak bakıyorum dünyaya (aynen bu diziden çok önce bizimkiler' deki ali' nin yerine dünyaya baktığım gibi) . akşam olur süper baba müziği bir girer aga, tek göz oda, çıtır çıtır bir soba, dışarıda yağan yağmur veya kar ve tabi ki boran tarzı fırtına.

Sobayla değil müzikle ısınırdı içim, o fülüdün çıkardığı ses o sözler bir de babasız büyüyünce daha bir anlamlı oluyor tabi bizde. Neyse hafta içi çantayı kitabı at top koştur, bazen akşamlaru yakar top, saklanbaç, yakalanbaç, erik bahçelerinden hafiften yemlen öyle geçerken zaman bu dizi çıka geldi hayatımıza cumalarımızı değiştirdi icabında.

neyse 5 sezon sürdü deniz geldiydi gittiydi, alim birini bulduydu bulamadıydıi dede öldüydü ölmediydi, fiko evlendi aga dizi bitti içimize çocuk yumruğu oturdu hayatta unutmam o acıyı.

neyse sınava girdik millet harıl harıl çalışır elenirken biz kazanmışız iyi mi bu dizi bana onu da kaybettirmedi. helal olsun yapanlara, çok sıcacık bir diziydi, her türlü eksisine rağmen çocukluğumuzda artı pozisyondandır.

sevgiler.
- evet 90'lardan bahsediyorum. bizden öncekiler için de 80'ler öyledir belki, annemler için daha da öncesi...

- başkaydı 90'lar. yüzlerce başlık ve entrye sığmayacak hikayeler, hayaller ve 50 binliraya alınan dünyalar vardır 90'larda.

- liseliler bilmez esprisine liseliler alınmasın, liseliler gerçekten bilmez o 90'ları...

- heidiyi, jetgilleri, ay savaşçısını, kanal d çocuk kulübünü, susam sokağını ve TRT'nin yayın sonu ekranını...

- sabahın köründe başlayan insan vücudu çizgi filmini bilmezler hiç kıvırmayın...

- çokomelin jelatinini düzleştirmeye çalışırken ve gazete maketlerini yapmakla ömrümüz tükendi...

- her rengi barındıran kalem almak için harçlık bile biriktirdim.

- o dönemin en karlı ticari yatırımı taso elbette. mahallede az mı savaş çıktı.

- şimdiki dumansız sinek ilacı arabalarından farklı olarak mahalle dumana boğulurdu o zamanlar. şahane pazar akşama, nejat uygur gündüze renk katardı. bizlere ise rahmetli barış amca, tusubasa, bob ross amca ve herkülünden zeynasına renk katardı.

- ruhsarı, power rengersları ve memoliyi de unutmayalım.

- kırmızı tüm dersler kitabı almayan yoktur bizim dönemde... daha neler yazarım da okunmaz... bizden olanlar zaten biliyor.
90lar çok güzeldi belki ama çok eziktik milletçe arkadaş. Asla özlemiyorum.

Güzelce anılar dizilmiş eyvallah ama Katılmadığım hede.
Gökyüzü gibidir çocukluk nereye gitseniz sizinle gelir.
içimde hâlâ bir çocuk var ama keşke hep o zamanlardaki gibi olabilsem..
Derdin tasanin farkinda olunmadigi o günleri çok özledim.
Kimsede kötülüğün olmadığı varsa bile farkında olmadığım günleri özledim.

En önemlisi masumluğumu..