bugün

inanın ebeveyn yetiştirmekten daha zordur.
doğuştan gelen mizaç yüzünden, hep konuşulagelen formüllerin tam manasıyla çalışmayacağı süreçtir.
zor zanaattır, büyük bir hassasiyet gerektirir, çocuğu olanlara kolaylıklar dilerim.

bunlar da şuursuz anne babalar, bakınız;

http://aktuel.mynet.com/g...nler/4227/147773/sayfa/1/
çok zordur çünkü kuralını bilmediğin bir oyunu oynamaya çalışırsın üstüne üstlük oyuncular farklı oyunlar oynarken bunun farkında dahi değildirler.
(bkz: çocuk yetiştirmek için ehliyet gerekliliği)
zordur. belirli olgunluğa ulaşmadan ve gerçekten istemeden denememek gerek.
Çocuklarımızın ayaklarına bile gösterdiğimiz özen ve bakımı kafalarına göstermiyoruz. Ayaklarına uygun olsun diye, pabuçlarını ısmarlama yaptırıyoruz. Acaba, kafalarına uygun okulları ne zaman yaptıracağız...
çocuk büyütmekten çok farklıdır.
çok merak etiğim bir olaydır. öyle birkaç günde biten bir süreç değildir sonuçta. acaba bende yapabilir miyim sözlük. çocuğu değil lan, yetiştirmekten bahsediyorum. çocuğu yapması kolay önemli olan sonrası. ama sözlük ilerde ilerde çocuğum olunca okusun burayı şerefsiz. işi ne zaten, okusun da görsün. ben daha iyisini yapana kadar en iyisi o olacak. yetiştiririm herhalde ya. ben ilk çocuğum sözlük kobay oldum ondan bu haldeyim.
ameleliktir.
doğumdan sonra çocuğu bir bakım evine vermek ve 25 sene sonra çocuğunuzun "baba bak tus'u kazandım" diyerek çıkıp gelmesi çok daha zahmetsiz olurdu.
sanattır.
Herkesin girismemesi gereken istir.
O değilde fiziksel özellikleriniz yeterince iyi değilse boşverin çocuk filan yapmayın, Ölü yaşar çocuk.

Hatta bazen hastalıklı insanlar da çocuk yapıyor. Hiç mi acımıyorsunuz? Tü size.
zor zanaat. günümüzde ekstra özen gösterilmesi gereken şey.
(#24195689).
daha iyi bir birey ve doğrudan olarak daha modern bir toplum oluşturmak için dikkate alınması gereken birkaç basit kuralları vardır.

1. Başarıyla sonuçlanmasa bile çabaları takdir edilmelidir. Bir çocuğun anne-babası tarafından, "Öğrenmeye çalışmandan gurur duyuyorum", "iyi çalışman beni mutlu ediyor" gibi sözlerle yüreklendirilmesi, çocuğun daha çok çaba harcaması için onu motive edecek, mücadele gücünü geliştirecektir.

2. Ailedeki tüm bireylerin, kişisel sorunlarını, aile içi sorunlarını, başlarına gelen iyi-kötü olayları, anne babayı ve onu sevindiren ve üzen olayları konuşup paylaşabildiği düzenli toplantılar yapılmalıdır. Bu toplantılar aile içi uyumu ve huzurlu birlikteliği geliştirecektir.

3. Sosyal muhakemesini geliştirmek için sorunu onun adına çözülmemeli, çözüm bulmasına yardımcı olunmalı, alternatifler üzerine düşünmesi sağlanmalıdır.

4. Her çocuk diğerlerinden farklıdır. Aklınızdaki tek soru, "Çocuğum için en iyisi hangisi?" olmalı. Yanıt size ve ailenize has olacaktır. içgüdülerinize güvenin.

5. Çocuğun özellikle iyi olduğu konularda başka bir çocuğa yardımcı olması için öğretmeniyle görüşülmelidir. iyi bildiği bir şeyi bir başkasına anlatabilecek konumda olmak, çocuğun başkalarıyla konuşma becerisini arttıracaktır.

6. Çocuğun mümkün olduğu kadar farklı sosyal ortamlarda bulunması sağlanmalı, değişik insanları, çevreleri ve ortamları tanıması için fırsat verilmelidir.

7. Çocuğunuza davranış eğitimi verirken olumlu yaklaşımları kullanarak istediğiniz davranışların oturmasına çalışın. Çocuğunuzun iyi davranışlarını hemen taltif edin. Ceza yöntemine ise başka hiçbir şey işe yaramayıp, çok çaresiz kaldığınızda başvurun.

8. "Poposuna bir şaplak" bile olsa, kesinlikle çocuğunuza vurmayın.

9. Öfkelenen bir çocuğu sakinleştirmek için en iyi yol, dikkatini başka bir yöne çekmek. Kendini aynada izlemesini sağlayın.

10. Çocuğun; duygu, düşünce ve inançlarını; açık dürüst ve başkalarının haklarını ihlal etmeden, karşısındaki kişiyi aşağılamadan, incitmeden ve ezmeye çalışmadan ifade etmesi sağlanmalıdır.
Kendisi şuan yanımda yatmaktadır, yetiştirmek kolay değil emek ister.

(img:#678227)
1. Avrupa ekolü
Müdahaleci olmayan, kontrollü ekol diyebiliriz. Çocuklarını başıboş bırakıyormuş gibi görünen, ancak gözlerini sürekli üzerlerinde tutan bir ekol. Bu sebeptendir ki çocuklar özgür bir şekilde büyüyor ancak tehlikelerden de uzak kalmış oluyorlar. Genel olarak Avrupa ülkelerinde çocuğa tokat atmak bile yasaklandığı için, çocuk disiplininde dayağın yeri yok. Bu da daha özgüvenli bireylerin yetişmesine sebep oluyor. Her ne kadar ülkeden ülkeye değişiklik gösterse de Avrupa'nın genelindeki hakim anlayış bu. Mesela Türkiye'de 40 yaşına da gelse evladıyla birlikte kalmakta bir beis görülmezken, Avrupalılar 18 yaşında çocuklarının hayata atılmasını istiyor. Sanıldığı gibi 18 yaşına giren hemen evden sepetlenmiyor, ama evden gitmek isteyene de kesinlikle ses çıkarılmıyor. Bağımsız bir çocuk yetiştirme ekolü.

2. Amerikan ekolü
Saldım çayıra mevlam kayıra anlayışıdır. Çocukların özgür, kendine güvenli, hayatı bilen bireyler olarak yetişmesi adına hiç müdahalede bulunmamayı tercih ediyorlar. Tabi bu onlara hiç karışmadıkları anlamına gelmiyor. Ceza sistemini etkin bir şekilde kullanıyor amerikalılar, çocuklar bunu hiç sevmiyor ama uyum da gösteriyorlar. Hafta sonu cezalısın dendi mi iş bitiyor. Ne kadar itiraz etse de o cezayı çekiyor. Ha camdan falan kaçanları olmuyor mu, oluyor elbette ama Amerikalılar " bu da gerekli" diyerek ona da ses çıkarmıyor. Ha çok mu başarılı Amerikan sistemi? Değil. Çocuklar okulda başarısız, şiddete meyilli, obez olup çıkıyor. Hal böyleyken bu adamlar nasıl dünya lideri oluyor derseniz onun sırrı birazdan açıklayacağımız Alman ekolünde. Alman ekolü ile eğitim veren ebeveynler ve okullar sayesinde bugün Amerika, Amerika olmuş durumda.

3. Japon ekolü
Gelenek göreneklerine bağlı, teknoloji ile iç içe ama ailesine de vakit ayıran, derslerini de çalışan bir çocuk yetiştirmek istiyorsanız Japon ekolünü benmiseyeceksiniz. Anne babasına saygılı, derslerinde başarılı, geleneklerine sıkı sıkıya bağlı ama teknolojiyi de dibine kadar bilen çocuklar Japon ekolü ürünüdür. Ama sanırım bu ekolü uygulayabilmek için Japon olmak gerekiyor, sistemin sıkıntısı burada. Diğer milletler tarafından pek uygulanabilirliği olmadığı içindir ki dünya üzerinde Japonlar gibi bir başka millet daha yok.

4. Alman ekolü
Eğer bir çocuk yemek masasından izin istemeden kalkmıyorsa, anne babasına "bugün çok yorulmuşsunuz belli, ben erkenden yatayım da siz de biraz dinlenin" diyorsa bilin ki o çocuk Alman ekolünden geliyordur. Disiplin, saygı, mükemmellik Alman çocuk yetiştirme ekolünün temel dinamikleri. Başladığı bir işi mutlaka bitiren, işi her yönüyle düşünen, ayrıntılara önem veren ancak bunlara takılıp kalmayan, çözüm odaklı insanlar Alman ekolü ile yetiştirilmişlerdir. Özgüvenli, derslerinde başarılı, ne istediğini bilen, özgür bireyler hep bu ekolün meyveleridir. Öyle ki çocuğun özgürlük alanına müdahalede bulunduğunuzda, çocuk sizi dava edecek kadar bilinçlidir. Bu ilk bakışta size ters gelebilir, ancak Alman ekolü çocuk yetiştirmede bir numaralı ekoldür.

5. Türk ekolü
Çocuğun kuyruğu gibi dolaşmak, aman düşmesin, aman bir yeri çizilmesin diye başında beklemek, bir kaşık daha yemek yedirebilmek için yerlerde sürünmek, aman okulda rezil olmasın diye ödevlerini bizzat yapmak, vb. davranışlar Türk ekolünün özetidir. Açıkçası Türk ekolünde çocuk yetersiz olarak kabul edilir. Onun her şeyini anne babası yapmalıdır. Mesela Türk ekolünü benimseyen bir topluluk içinde Alman veya Amerikan ekolü ile çocuk yetiştirmeye kalksanız 2. haftada ilgisiz anne baba olarak damgalanır, çocuğa bakamadığınız yönünde ithamlarla karşı karşıya gelirsiniz. Çocuğunuza 2 adım mesafede yürümeli, mutlu olması için ne istiyorsa almalı, yapmalısınız. Çocuğun "doydum" demesine bakmamalı, doydum diyen çocuğa mutlaka 3-4 kaşık daha yedirmelisiniz. Çocuk hastalandığında, hemen ecza dolabındaki tüm ateş düşürücü ve ağrı kesicileri vermeli, ateşini düşürdükten sonra doktora götürmelisiniz ki, doktor "bu çocuk yanıyor yahu" deyip de sizi utandırmasın.

Kaynak: Radikal
zordur zor. tabi emek harcayana. öyle yapıp bırakıp olmuyor, işten bile gelseniz, yorgun bile olsanız, onunla oynamanız ilgi göstermeniz, çaba, enerji harcamanız gereken durumdur.
Bilgim olmayan bir konu ama bugün 2 yeğenime de oyuncakları toplayın diye direttikçe ikisi de inat etti. Ben toplarım da, maksat onlara bu davranışı öğretmek. Neyse iş başa düştü deyip oyuncak kutusunu ortaya dikerek basket atarmış gibi oyuncakları kutuya atmaya başladım. Tabi bunların da ilgisini çekti onlar da öyle yapmaya başladı. Fark etmeden, işi eğlenceli hale getirince çocukların verilen görevi yaptığına şahit oldum. 3 kere doldurup boşalttılar kutuyu. Sanırım her konuda bu taktiği kullanmalı.

Edit: yetiştirmek nedir ya diye zırlayanlar var. Evet en doğru tabir yetiştirmektir. Suyu, güneşi, toprağı gübresini iyi ayarlayıp ve büyüdüğünde etrafa en yararlı bir biçimde yaşaması için yetiştirmek gereklidir. Kısaca emek vermek de denebilir.

Büyütmek için yiyeceğini temin etmek yeterlidir. Onu hayvanlar da yapıyor. Azıcık düşünerek yazın.
mümkünse dayaksız olsun.
çocuk yetiştirmek öncelikle kendini yetiştirmektir zira sabır ve dayanıklılık hat saffalara çıkmaktadır.
Onunla arkadaş olabilmektir. Sorunu sadece onun çocuk zekasında veya yaramazlığında değil, kendi hatalarında aramaktır. Yaşıtlarıyla birlikteyken onu rencide etmemektir. Sadece cebine para koyarak veya sadece sınav haftasında dersleriyle ilgileniyormuş numarası yapıp nasihat vererek olmaz. Her yaptığı şeye 'o zararlı onu yapma' gibisinden söylenerek olmaz. Halinden anlamakla olur. Onu yaşıtınmış gibi görerek olur. Güvenerek olur. Yaşıtları sanki profesörmüş gibi davranmakla veya elindeki telefona laf etmekle olmaz. Üniversite sınavını kazanmazsa sanki ölecekmiş gibi davranmakla olmaz. Birazcık destek, güven ve sevgi yeter çocuk için. Arkasında dertleşebileceģi biri olduğunu bilmek yeter. Çocuk için para önemli değildir ancak, hayatın yalnızca parayla ilerlediğini büyüklerinden öğrenince aile sevgisini kaybeder, çocukluğunu kaybeder.
dogurmakla bitmeyip zerine çaba, ilgi, sevgi ve daha sayamadıgım onlarcasını sarfedip bişeyleri yapmak.

sen nasıl pısırık bir anne/babasın ki çocugunu okulda dövmüşler ve bunu hiç bir öğretmenine arkadaşına söyleyememiş yavru. sen evde herşeye sus, kimse duymasın, aman sessiz kalalım dersen al sana yetiştirdigin velet ortada. yazık günah ya. bir de 4.çocukları bu. bunun egitimi mi neyi varsa alın da öyle girişin şu işe çocuk sevmek için çocuk yapmak nedir. ite kaka büyütüyor bir de evde, allah affetsin ya, şöyle insanlardan nefret ettikçe burnumun dibinde bitiyor.
Hayattaki en önemli işlerden birisidir. Yetiştirdiğiniz insan gelecekte faydalı bir insan ile zararlı bir insan olması buna bağlıdır. Eğitim için farklı farklı görüşler vardır. Bunlar durmadan değişmektedir. Beslenme de aynı şekildedir. Sağlıklı beslenmeleri için çok çaba sarfetmek gerekiyor. Bizim çocukluğumuzda yediğimiz şeyler artık hepsi zararlı olduğu öğrenilmiştir. Abur cubur verilmemelidir.