bugün

Düşünce Tokmagi

Düşünce bir tokmak dövülen rûhum,
Tıpkı mercanlar gibi sînemde kan...
Yutkunup yutkunup hep inliyorum,
Dudağım buruk, rûhumda heyecan.
içimde tasa, şakaklarımda ter,
Bir çıldırtan dert ki her dertten beter.
Bunu anlamak için irfan ister...
Ve ızdırâptan şerha şerha vicdan...
Gamsıza hâl anlatmak zorlardan zor,
Bedenin kulları bitevî mahmûr...
Çakırkeyf, serâzat, gamsız ve mağrur,
Gülüp geçiyorlar sana arkadan.
Çileyle başbaşa sonsuza kadar,
Kal ki "ateş düştüğü yeri yakar"
Varsın anlamasın derdini ağyâr,
Meydanlar er ister, erler de meydan.

gibilerinden, bir fetullah gülen (s.a.s)* şiirinde(!) sanı geçen;

Karanfil Sokağı

Tekmil ufuklar kışladı
Dört yön, onaltı rüzgar
Ve yedi iklim beş kıta
Kar altındadır.

Kavuşmak ilmindeyiz bütün fasıllar
Ray, asfalt, şose, makadam
Benim sarp yolum, patikam
Toros, Anti-toros ve asi Fırat
Tütün, pamuk, buğday ovaları, çeltikler
Vatanım boylu boyunca
Kar altındadır.

Döğüşenler de var bu havalarda
El, ayak buz kesmiş, yürek cehennem
Ümit, öfkeli ve mahzun
Ümit, sapına kadar namuslu
Dağlara çekilmiş
Kar altındadır.

Şarkılar bilirim çiğ tutmuş
Resimler, heykeller, destanlar
Usta ellerin yapısı
Kolsuz, yarı çıplak Venüs
Trans-nonain sokağı
Garcia Lorca'nın mezarı,
Ve gözbebekleri Pierre Curie'nin
Kar altındadır.

Duvarları katı sabır taşından
Kar altındadır varoşlar,
Hasretim nazlıdır Ankara.
Dumanlı havayı kurt sevsin
Asfalttan yürüsün Aralık,
Sevmem, netameli aydır.
Bir başka ama bilemem
Bir kaçıncı bahara kalmıştır vuslat
Kalbim, bu zulümlü sevda,
Kar altındadır.

Gecekondularda hava bulanık puslu
Altındağ gökleri kümülüslü
Ekmeğe, aşka ve ömre
Küfeleriyle hükmeden
Ciğerleri küçük, elleri büyük
Nefesleri yetmez avuçlarına
-ilkokul çağında hepsi-
Kenar çocukları
Kar altındadır.

Hatıp Çay'ın öte yüzü ılıman
Bulvarlar çakırkeyf Yenişehir'de
Karanfil Sokağında gün açmış
Hikmetinden sual olunmaz değil
"mucip sebebin" bilirim
Ve "kafi delil" ortada...

Karanfil sokağında bir camlı bahçe
Camlı bahçe içre bir çini saksı
Bir dal süzülür mavide
Al - al bir yangın şarkısı,
Bakmayın saksıda boy verdiğine
Kökü Altındağ'da, incesu'dadır.

diyerek insanın içini ısıtan bir Ahmed Arif şiirinde geçen yazar. Zatı alim.
Ayrıca öss denen canavarla boğuşmakla sözlüğünü, narinini, sevdiğini ihmal etmiş fakat ardından esmeye and içmiş yazar. *
uludağ sözlük yazarı.
ama öyle bir yazar ki şahsıma gocuntu kelimesini kazandırmıştır.
minnetlerimi sunuyorum.*
türkçe ye olan büyük hizmetlerinden ötürü kendisine teşekkürlerimi sunuyorum.
yeni kullanım alanları için;
(bkz: senin gocuntun mu var aslanım)*

editörün notu: dil kurallarınca pek sakınca içermemekle beraber gocunulmuş hadise anlamı içermektedir.*
insan ne tam olarak ayıktır * nede sarhoştur. ama güzel bir haldir tadında bırakırsanız. * * *
"kafam taşak gibi oldu anuna koyim." lafının halk diline yerleşmiş şekli.
icmeye devam etme sebebidir*, bir zaman sonra bokunun cikmasi ayri mesele bittabiii. durma, soluklanma bir muhabbet iki sigara zamaninin geldige isaret eder. guzeldir, etegin altina giyilmeyen donun etraftakiler tarafindan fark edilmemesi ve asagidan esen serin ruzgarin bunyeye kattigi anlam gibidir, sakince gülümsetir.
Yaşamın en sevilen fazlarından biridir. Kanımca sık sık girilmesi hatta hiç çıkılmaması gerekir
içinde bilinci bulunduran sarhoşluk durumu, sabaha gülümserken tüm yaptıklarınızı hatırlamanız mümkün ...

o içilen en son damlayla sarhoşluğa dem vuracak, bilinçli baş dönmesini ve içki kadehinden gelen mutluluğu gülümseyerek kabulleneceksiniz...

çok eski dostlarınızla içtiğinizde ise bir başka olur çakır keyiflik, kah hüzünlenirsiniz kah gülümsersiniz...

hatıralarınızı eski zamanlarınızı yad edersiniz...

unutulmamalıdır ki, içki insana cesaret verdiğinden istemsizce konuşmaya başlayacaksınız, o yüzden umulmadık şeyler söyleyebileceğinizi dikkate alarak en yakınlarınızla içmelisiniz *...

hamiş:

utangaç bir bayana en çok yakışan durummuş. *
aç karnına bir biranın hissettirdiği tatlı duygu.
2 bira içtikten sonra kafanızın yerinde olduğu ama garip bir şekilde çok mutlu olduğunuz durumdur en fazla yarım saat sürer ya daha fazla içip sarhoş olursunuz yada içmeyip normale dönersiniz.

kendi bünyemdeki ince hesaplarıma göre her 2 saat 37 dakika 18.saniyede 1.217 ml bira içersem (bkz: küsüratlı sayı vereyim salladığım anlaşılmasın) çakırkeyiflikte sabit kalabilirim ama uzun vadede düşünüldüğümde alkol maliyeti nedeniyle, çakırkeyif bir şekilde cinnet geçirebilirim.
alkolden sonra veya alkol alırken, gözlerinin kısıldığı ve hafiften birinin sağa, diğerinin sola baktığı zaman var olan keyiftir. şapşalvari hareketlere sebebiyet verir. eller, ayaklar uyuşur, bi hoşsunuzdur. alkolü, içme isteğinin nedenlerindendir.

(bkz: dünya yansa sikimde değil)

yaşanabilitesi yüksek olduğu zamanlar:

- karşılıklı, sevgilinle iki kadeh şarap içersiniz, üçüncü kadehi istersiniz ya kordon' da, ha işte; o an,

- mangal yaptıktan, üç duble sonra hamakta yattığınız an varya, ha işte; o an,

- aileyle evde, dertlerin konuşulmasından sonra bağıra bağıra konuşup, sesli kahkahaların olduğu an vardır ya, ha işte; o an,

- 8-10 arkadaş toplanıp, herkesin konuştuğu ama kimsenin dinlenmediği an varya, ha işte; o an,

- sahilde, denizin, dalgalarının kıyıya vurduğu zaman çıkan ses vardır, tokat yemiş hissi verir ya, ha işte; o an,

- evde, işten geldiğinde herkesin yattığı vakitte, bunalım yapmadan ve güzel hayallerle yarattığınız dünyada yaşadığınız an vardır ya, ha işte; o an.
pek güzeldir efenim.
robinson crusoe ve cuma nın 4. seri kitabıdır...

ilk 3 kitabına göre çok daha başarılıdır..
Bir müddet alkol aldıktan sonra yatakta yan dönünce başın hafiften dönmesi durumudur ve çok hoşa gitmektedir.
2 bardak votka - enerjiden sonra aldığım haldir.
güzel bir haldir, en sevdiğin arkadaşlarınla beraber isen ve ortamdaki herkes aynı şekildeyse tadından yenmez.
zevkli bi duygudur. Sarhos olmassiniz.
Alkolu burda birakmaniz gerekir aslinda.
(bkz: en sevdiğim)
araf gibidir.
alkolün parmakların ucuna kadar geldiği hissedilen andır. tam karardır.
sarhos olup gecenın kafada ıptal olmasından bır oncekı adımdır.
eğer moral yerindeyse tam anlamıyla kafanın ve ruhunun güzel olduğu andır. bedende bir rahatlama, bulunduğun ruh halinde bir hafifleme. akıl durulmuş, ruh tüm kısıtlamalardan sıyrılmış, yüzde hafif bir tebessüm. çok güzel andır be insanın canı çekiyor.
en iyi halidir , 4-5 kişi herkes çakırkeyf iken dönen muhabbetin zevki bir ayrıdır.
an itibariyle hissetmekte olduğum his.
ah ne güzel haller, biraz large, biraz relax...
kişinin kendinden geçtiğini farkında olduğu ve bunun sürdürmek istediği bir andır.
illa sarhoşluk gerekmez efenim, bazı insanlar* hafif de olsa hasta olduklarında bu ruh haline bürünebiliyorlar.
(bkz: tuhaf olmak)
sarhoş olmakla, olmamak arasındaki mükemmel çizgi. hayyam şöyle anlatır;

sarhoş oldum mu aklım azalır;
ayıldım mı sevincim dağılır.
ne sarhoş, ne ayık bir hal var ya?
en güzeli öyle yaşamaktır.