bugün
- travestilerin genelde kürt olması10
- alex de souza8
- arkadaşlar bu alınır mı10
- kadınlar olarak erkeklerle sevişmiyoruz16
- bir erkekten duyulabilecek en güzel söz12
- karıya kıza doymuş erkek12
- sık sık aldığınız iltifatlar16
- anın görüntüsü19
- çok üzgünüm sözlük8
- insanlara olan inancınızı ne zaman kaybettiniz11
- icardi190523
- erkolar kapatılsın11
- ninja turtles lar nasıl para kazanıyor9
- mühendis erkeklerin genel özellikleri17
- maca sekiz11
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı14
- nervio12
- türklerin çok kolay devlet kurması17
- tc'yi atatürk değil ingiliz ve yahudiler kurmuştur31
- kötü gününde sevdiğine mi gidersin seni sevene mi14
- insan olmaya ceyrek kala13
- arda güler12
- etine dolgun kız8
- fatih terim9
- üstteki yazarın yaşını tahmin etmek15
- taktik verin16
- ona bir şey söyle10
- çocuğunuzu özel okulda okutur musunuz22
- gecenin şarkısı10
- icardi1905 adamdır12
- muharrem ince'nin diyanet kapatılsın mı anketi10
- türklerin ingilizce konuşamama nedenleri31
- her türk vatandaşına türkiye gezisi12
- en obez özelliğiniz15
- avrupanın zenginliğini hırsızlığa borçlu olması14
- sizi cuma saflarında göremedim sözlük10
- akp chp yakınlaşması15
- risale i nur21
- burda senin paran gecmez diyen delikanli kiz11
- en çok yaşamak istenilen şehir10
- beni özlediniz mi10
- selahattin demirtaş13
- temiz oje sürmek8
- allaha küfür etmek10
- türklerden adam çıkmaması17
- bir müslüman olarak filistin benim meselem değil36
- bir gün önce tanışılan kızın yazlığa davet etmesi14
- ruh varsa neden görünmüyor13
- uludağsözlük'ün ölmesi ve gömmeyi unutmaları10
- selahattin demirtaş'ın 42 yıl hapis cezası alması12
ben gibi askerliğini yapmamış bi adama neler yaptı anlatamam, moralim bozuldu içim acıdı, sürüklendim, askere giderken müstakbel eşime verip ben ordayken bunu oku diyeceğim, tekrar tekrar oku.
kötülük biliyorum, ama en azından askerliğin askerlik anılarından çok daha farklı olduğunu görür.
kötülük biliyorum, ama en azından askerliğin askerlik anılarından çok daha farklı olduğunu görür.
hakan günday'ın zargana adlı kitabından sonra okuduğum ikinci kitabı ziyan.zarganada olayın içine fazlasıyla girememiştim ama ziyan öylesine mükemmel yazılmış ki ister istemez kendinizi olayın içinde buluyorsunuz.kitapta askerliğin psikolojik yönünü baskıları,yalnızlığı,korkuları çok iyi anlatmayı başarabilmiş yazar.kendisini okumaya devam edeceğiz.
(afilli nick, 09.04.2011 09:59)
(afilli nick, 09.04.2011 09:59)
her cümlesi slogan gibi çarpan güzel kitabın adı, yazarı hakan günday'dır.
hikayedeki karakter askerde yemin ederken aklından şunları söylemeyi geçirmiştir.
--spoiler--
zorunlu askerlik hizmeti, emek zaman ve kaynak israfıdır. erlik derhal bir meslek statüsü kazanmalı ve profesyonel ordunun bir parçası haline gelmelidir. her üç ayda bir toplanan yüzbinlerce genci askere dönüştürmek için harcanan çabanın onda biriyle ordunun işlevselliği on kat arttırılabilir. sosyo-ekonomik açıdan geri bırakılmış toplumun zorunlu askerik hizmeti yoluyla olumlu anlamda biçimlendiği düşüncesi asla geçerli değildir. bunun kanıtı nesillerdir askerlik hizmetini tamamlamış erkeklerin yönlendirdiği günümüz toplumunun mevcut düzeyidir. askerliğin insanı adam ettiğine ilişkin inanç bütünüyle temelsizdir. on dokuz yaşına kadar cahil bırakılmış erkekleri dayatma yoluyla on beş ay içerisinde biçimlendirmek mümkün değildir. dolayısıyla 460 gün boyunca izmarit toplayarak mıntıka temizliği yapmış olanla, kanalizasyonu denize akıtan aynı kişidir. dolayısıyla 460 gün boyunca vatan sevgisi aşılanan insanla, devletine kazık atan aynı kişidir. dolayısıyla 460 gün boyunca vatandaşını adam etmek için uğraşanla, insani gelişmişlik endeksinde dünya 84'üncüsü olan aynı ülkedir. ordu zorunlu katılımlara ihtiyaç duymayacak kadar ciddi bir kurumdur. aldığımız eğitimin süresi on haftadır. çağdaş hiçbir ordu on haftalık erlere güvenerek varlığını sürdüremez. kahramanlık şiirleri okuyan ve komando üniforması giymiş beş yaşında çocuklar kadar asker olan bizler, bu vatan için öleceğiz. çünkü ne savaşmayı biliyoruz ne de hayat dair bir umudumuz var!
--spoiler--
okuyup düşünmemiz, değişmemiz, bazı şeyleri değiştirmemiz gereken kitap.
hikayedeki karakter askerde yemin ederken aklından şunları söylemeyi geçirmiştir.
--spoiler--
zorunlu askerlik hizmeti, emek zaman ve kaynak israfıdır. erlik derhal bir meslek statüsü kazanmalı ve profesyonel ordunun bir parçası haline gelmelidir. her üç ayda bir toplanan yüzbinlerce genci askere dönüştürmek için harcanan çabanın onda biriyle ordunun işlevselliği on kat arttırılabilir. sosyo-ekonomik açıdan geri bırakılmış toplumun zorunlu askerik hizmeti yoluyla olumlu anlamda biçimlendiği düşüncesi asla geçerli değildir. bunun kanıtı nesillerdir askerlik hizmetini tamamlamış erkeklerin yönlendirdiği günümüz toplumunun mevcut düzeyidir. askerliğin insanı adam ettiğine ilişkin inanç bütünüyle temelsizdir. on dokuz yaşına kadar cahil bırakılmış erkekleri dayatma yoluyla on beş ay içerisinde biçimlendirmek mümkün değildir. dolayısıyla 460 gün boyunca izmarit toplayarak mıntıka temizliği yapmış olanla, kanalizasyonu denize akıtan aynı kişidir. dolayısıyla 460 gün boyunca vatan sevgisi aşılanan insanla, devletine kazık atan aynı kişidir. dolayısıyla 460 gün boyunca vatandaşını adam etmek için uğraşanla, insani gelişmişlik endeksinde dünya 84'üncüsü olan aynı ülkedir. ordu zorunlu katılımlara ihtiyaç duymayacak kadar ciddi bir kurumdur. aldığımız eğitimin süresi on haftadır. çağdaş hiçbir ordu on haftalık erlere güvenerek varlığını sürdüremez. kahramanlık şiirleri okuyan ve komando üniforması giymiş beş yaşında çocuklar kadar asker olan bizler, bu vatan için öleceğiz. çünkü ne savaşmayı biliyoruz ne de hayat dair bir umudumuz var!
--spoiler--
okuyup düşünmemiz, değişmemiz, bazı şeyleri değiştirmemiz gereken kitap.
bazı edebi eserler ağzımızı bozar, bazıları ise ağzımıza sıçar ve ağzıma sıçtın hakan günday, bir kez daha.
eylül 2009' da piyasaya sürülmüş bir hakan günday romanı.
romandan birkaç alıntı:
" midem, atlas değildi ki çocuğun dünyasını kaldırsın. "
" profesyonel askerlikte kahramanlık ne yazık ki istisnadır. "
" yaşadıkça alışıyordum hayata. daha fazla hayatta kalırsam ölmekten bile korkabilirdim. "
" intihar etme, demiyorum. şimdi ölme diyorum. "
" ait olduğumuz sınıf o kadar sosyaldi ki içine sığamıyorduk. "
romandan birkaç alıntı:
" midem, atlas değildi ki çocuğun dünyasını kaldırsın. "
" profesyonel askerlikte kahramanlık ne yazık ki istisnadır. "
" yaşadıkça alışıyordum hayata. daha fazla hayatta kalırsam ölmekten bile korkabilirdim. "
" intihar etme, demiyorum. şimdi ölme diyorum. "
" ait olduğumuz sınıf o kadar sosyaldi ki içine sığamıyorduk. "
düşündüren cümlelerle, yerinde tespitlerle, hisleri en keskin sert kelimelerle tanımlayan bir hakan günday romanı daha. kinyas ve kayra ve azil okuduktan sonra daha büyük beklentiler içindeydim ziyandan ama o kadar etkilenmedim.
bu nasil bir a$k tanrim..
--spoiler--
Kendini bıraktığın günü hatırlıyor musun,Yonina ?Seni tutamadığım günü.Kollarıma değil de,kendini boşluğa bıraktığın günü.Ben hiç unutmadım,sevgilim.Çünkü o gün yırtıldı,zihnimdeki takvim.Sonra o yırtıktan geçti bütün zaman.O günden bu güne beni getiren zaman.
Teninin kokusunu hatırlıyorum.Teninin kokusunu taşıyan kanını hatırlıyorum.Başının etrafında,bir meleğin halesi gibi yayılan kanın,gözlerin gibi koktuğunu hatırlıyorum.Çiçekler gibi açılmış gözlerini kokladığımı hatırlıyorum.Sana baktığımı.Bir kıtanın diğerine baktığı gibi.Aralarındaki okyanusa rağmen,aralarındaki okyanus sayesinde haberleşebilen iki kıta gibi.Kelimelerini dalgalara bindirip gönderen iki âşık kıta gibi.O dalgaların odamın sahiline vurması için günlerce beklediğimi hatırlıyorum.Tek kelimeni duymak için.Tek bir heceni...
Aynaya bakınca yanımda seni göremeyişime dayanmaya çalışıyorum.Gölgesinde uyuyakalacak kadar peşinden koştuğum bir kadını,bana göstermeyen aynalardan nefret ediyorum...
Sadece ben.Sensiz bir ben ve gözlerim hâlâ seni arıyor,çünkü onlar ölümü bilmiyor,sevgilim.Gözlerim,sensizliğe açılmayı bilmiyor.Bense bekliyorum.Son nefesi bekliyorum.Her ne kadar sensiz geçirdiğim her gün,kalbimin bileğini bir kez burksa da bekliyorum.Beklerken de bileniyorum.
Öyle bir bileniyorum ki,kavuştuğumuzda bir aşk ustarısı okşayacak seni.Kesikler içinde kalacaksın.Kesiklerden akanlar bacaklarını ıslatacak.Bir nehir köprüsünün iki bacağı gibi titreyecekler.Bense ağzımı sana dayayıp kana kana içeceğim.Sonsuzluğa kana kana.Seni okşarken ellerimi kaybedecek,öperken dilimi yutacağım.Kalp çarpıntımızın nedeni,kalplerimizin çarpışması olacak...
Alev alev değil,korun kendisi olacağım ve sadece sen yürüyebileceksin üzerimde,çıplak ayaklarınla.Vereceğin her nefes,yanan vücuduma serin bir rüzgâr olacak,yaralarım dudaklarınla kapanacak.Cennetinden gelip bana cehennemi unutturacaksın.
Bir sonbaharda buluşacağız.Bu dünyada sensiz dökülen yapraklar,koluma girdiğinde omuzlarıma konacak.Yakalayacağım bu kez.Yaprakları da,seni de.Düşmeden yakalayacağım...
Her zihne tek bilgi gerek,sevgilim.Sen,benimsin.Seni bildiğim için varım.Midem hayattan ne kadar bulanıyorsa,sana o kadar aşığım.Seni dünya kadar seviyorum,demeliyim,çünkü seni dünyadan nefret ettiğim kadar seviyorum.Aramızda kaç meridyen var,bilmiyorum,ama bana tutun,geliyorum...
Sen uyu Yonina,ben geleceğim.Geleceğin kendisiyim...
ZiYAN /269-270
--spoiler--
--spoiler--
Kendini bıraktığın günü hatırlıyor musun,Yonina ?Seni tutamadığım günü.Kollarıma değil de,kendini boşluğa bıraktığın günü.Ben hiç unutmadım,sevgilim.Çünkü o gün yırtıldı,zihnimdeki takvim.Sonra o yırtıktan geçti bütün zaman.O günden bu güne beni getiren zaman.
Teninin kokusunu hatırlıyorum.Teninin kokusunu taşıyan kanını hatırlıyorum.Başının etrafında,bir meleğin halesi gibi yayılan kanın,gözlerin gibi koktuğunu hatırlıyorum.Çiçekler gibi açılmış gözlerini kokladığımı hatırlıyorum.Sana baktığımı.Bir kıtanın diğerine baktığı gibi.Aralarındaki okyanusa rağmen,aralarındaki okyanus sayesinde haberleşebilen iki kıta gibi.Kelimelerini dalgalara bindirip gönderen iki âşık kıta gibi.O dalgaların odamın sahiline vurması için günlerce beklediğimi hatırlıyorum.Tek kelimeni duymak için.Tek bir heceni...
Aynaya bakınca yanımda seni göremeyişime dayanmaya çalışıyorum.Gölgesinde uyuyakalacak kadar peşinden koştuğum bir kadını,bana göstermeyen aynalardan nefret ediyorum...
Sadece ben.Sensiz bir ben ve gözlerim hâlâ seni arıyor,çünkü onlar ölümü bilmiyor,sevgilim.Gözlerim,sensizliğe açılmayı bilmiyor.Bense bekliyorum.Son nefesi bekliyorum.Her ne kadar sensiz geçirdiğim her gün,kalbimin bileğini bir kez burksa da bekliyorum.Beklerken de bileniyorum.
Öyle bir bileniyorum ki,kavuştuğumuzda bir aşk ustarısı okşayacak seni.Kesikler içinde kalacaksın.Kesiklerden akanlar bacaklarını ıslatacak.Bir nehir köprüsünün iki bacağı gibi titreyecekler.Bense ağzımı sana dayayıp kana kana içeceğim.Sonsuzluğa kana kana.Seni okşarken ellerimi kaybedecek,öperken dilimi yutacağım.Kalp çarpıntımızın nedeni,kalplerimizin çarpışması olacak...
Alev alev değil,korun kendisi olacağım ve sadece sen yürüyebileceksin üzerimde,çıplak ayaklarınla.Vereceğin her nefes,yanan vücuduma serin bir rüzgâr olacak,yaralarım dudaklarınla kapanacak.Cennetinden gelip bana cehennemi unutturacaksın.
Bir sonbaharda buluşacağız.Bu dünyada sensiz dökülen yapraklar,koluma girdiğinde omuzlarıma konacak.Yakalayacağım bu kez.Yaprakları da,seni de.Düşmeden yakalayacağım...
Her zihne tek bilgi gerek,sevgilim.Sen,benimsin.Seni bildiğim için varım.Midem hayattan ne kadar bulanıyorsa,sana o kadar aşığım.Seni dünya kadar seviyorum,demeliyim,çünkü seni dünyadan nefret ettiğim kadar seviyorum.Aramızda kaç meridyen var,bilmiyorum,ama bana tutun,geliyorum...
Sen uyu Yonina,ben geleceğim.Geleceğin kendisiyim...
ZiYAN /269-270
--spoiler--
--spoiler--
zorunlu askerlik hizmeti, emek, zaman ve kaynak israfıdır. erlik, derhal bir meslek statüsü kazanmalı ve profesyonel ordunun bir parçası haline gelmelidir. her üç ayda bir toplanan yüz binlerce genci askere dönüştürmek için harcanan çabanın onda biriyle ordunun işlevselliği on kat arttılabilir. sosyo-ekonomik açıdan geri bırakılmış toplumun zorunlu askerlik hizmeti yoluyla olumlu anlamda biçimlendiği düşüncesi asla geçerli değildir. bunun kanıtı, nesillerdir askerlik hizmetini tamamlamış erkeklerin yönlendirdiği günümüz toplumunun mevcut düzeyidir. askerliğin insanı adam ettiğine ilişkin inanç, bütünüyle temelsizdir. on dokuz yaşına kadar cahil bırakılmış genç erkekleri dayatma yoluyla, on beş ay içerisinde bilinçlendirmek mümkün değildir. dolayısıyla, 460 gün boyunca izmarit toplayarak mıntıka temizliği yapmış olanla, kanalizasyonu denize akıtan aynı kişidir. dolayısıyla, 460 gün boyunca vatan sevgisi aşılanan insanla, devletine kazık atan aynı kişidir. dolayısıyla, 460 gün boyunca vatandaşını adam etmek için uğraşanla, insani gelişmişlik endeksinde dünya 84 üncüsü olan aynı ülkedir. ordu, zorunlu katılımlara ihtiyaç duyamayacak kadar ciddi bir kurumdur. aldığımız eğitimin süresi on haftadır. çağdaş hiçbir ordu on haftalık erlere güvenerek varlığını sürdüremez. kahramanlık şiirleri okuyan ve komando üniforması giymiş beş yaşındaki çocuklar kadar asker olan bizler, bu vatan için öleceğiz. çünkü ne savaşmayı biliyoruz ne de hayata dair bir umudumuz var!
--spoiler--
askeri sisteme dair müthiş eleştiri getiren bir hakan günday kitabıdır. eleştirinin yanı sıra harika anlatılan psikolojik karakterler de vardır. anlatım olarak çok güçlü bir dil kullanılmıştır. neredeyse her çözümlemesi sizi derin düşünmeye iter. okuyun efendim zararlı çıkmazsınız.
zorunlu askerlik hizmeti, emek, zaman ve kaynak israfıdır. erlik, derhal bir meslek statüsü kazanmalı ve profesyonel ordunun bir parçası haline gelmelidir. her üç ayda bir toplanan yüz binlerce genci askere dönüştürmek için harcanan çabanın onda biriyle ordunun işlevselliği on kat arttılabilir. sosyo-ekonomik açıdan geri bırakılmış toplumun zorunlu askerlik hizmeti yoluyla olumlu anlamda biçimlendiği düşüncesi asla geçerli değildir. bunun kanıtı, nesillerdir askerlik hizmetini tamamlamış erkeklerin yönlendirdiği günümüz toplumunun mevcut düzeyidir. askerliğin insanı adam ettiğine ilişkin inanç, bütünüyle temelsizdir. on dokuz yaşına kadar cahil bırakılmış genç erkekleri dayatma yoluyla, on beş ay içerisinde bilinçlendirmek mümkün değildir. dolayısıyla, 460 gün boyunca izmarit toplayarak mıntıka temizliği yapmış olanla, kanalizasyonu denize akıtan aynı kişidir. dolayısıyla, 460 gün boyunca vatan sevgisi aşılanan insanla, devletine kazık atan aynı kişidir. dolayısıyla, 460 gün boyunca vatandaşını adam etmek için uğraşanla, insani gelişmişlik endeksinde dünya 84 üncüsü olan aynı ülkedir. ordu, zorunlu katılımlara ihtiyaç duyamayacak kadar ciddi bir kurumdur. aldığımız eğitimin süresi on haftadır. çağdaş hiçbir ordu on haftalık erlere güvenerek varlığını sürdüremez. kahramanlık şiirleri okuyan ve komando üniforması giymiş beş yaşındaki çocuklar kadar asker olan bizler, bu vatan için öleceğiz. çünkü ne savaşmayı biliyoruz ne de hayata dair bir umudumuz var!
--spoiler--
askeri sisteme dair müthiş eleştiri getiren bir hakan günday kitabıdır. eleştirinin yanı sıra harika anlatılan psikolojik karakterler de vardır. anlatım olarak çok güçlü bir dil kullanılmıştır. neredeyse her çözümlemesi sizi derin düşünmeye iter. okuyun efendim zararlı çıkmazsınız.
öncelikle (bkz: azil)i okuduktan sonra okunması tavsiye edilen, hakan gündayın yine duvardan duvara vurdurtan. kitabının ismi.
--spoiler--
insanın dünya üzerindeki yaşamı bir rodeo. hortumlar, çığlar seller, depremler.
--spoiler--
--spoiler--
hayatını kazanmak, onu bir yerlerde kaybetmiş olanlar içindi.
--spoiler--
--spoiler--
yaşadığıma tek kanıt, bir gün çocuğumun çıkarttıracağı vukuatlı nüfus kağıdı örneğinde baba hanesinin yanında yazan adım olacaktı.
--spoiler--
insanın dünya üzerindeki yaşamı bir rodeo. hortumlar, çığlar seller, depremler.
--spoiler--
--spoiler--
hayatını kazanmak, onu bir yerlerde kaybetmiş olanlar içindi.
--spoiler--
--spoiler--
yaşadığıma tek kanıt, bir gün çocuğumun çıkarttıracağı vukuatlı nüfus kağıdı örneğinde baba hanesinin yanında yazan adım olacaktı.
--spoiler--
Ben aşıktım, o kumraldı.
hakan günday'ın romanının adıdır.
hakan günday' ın kalemlerinden dökülen bir romandır. roman sayesinde ziya hurşit ile hakan günday' ın akraba olmasından şüphelenmemek mümkün değil. araştırıyoruz, doğruluğunu tasdikliyoruz, yine de yazara olan sevgimiz bir nebze olsun azalmıyor.
Hakan günday’ın En sevdiğim romanıydı. Bu romandan sonra askere gitme kararı aldım ve gittim. Yollandığım birimi zor bela bırakıp gece nöbetine geçtim. Öyle etkiledi yani beni.
Kitap, tek başına tuttuğu gece nöbetlerinde hayalet gören bir askerin hikayesi. intihar etmeyi falan düşünüyor hatta bu yüzden. asıl olay bu. Sonra hayaletin de hikayesi başlayınca iyice bağlanıyorsunuz kitaba.
Ziyan aynı zamanda azil ile devam eden bir hikaye. Aslında bu kitabı Türk silahlı kuvvetlerindeki söz sahibi komutanlara, milletvekillerine, bakanlara okutturmak gerekiyor. çünkü olay gerçek olmaktan uzak da olsa, cümleler baya gerçek. Belki hayaletler de gerçektir, bilemiyorum şimdi..
Kitap, tek başına tuttuğu gece nöbetlerinde hayalet gören bir askerin hikayesi. intihar etmeyi falan düşünüyor hatta bu yüzden. asıl olay bu. Sonra hayaletin de hikayesi başlayınca iyice bağlanıyorsunuz kitaba.
Ziyan aynı zamanda azil ile devam eden bir hikaye. Aslında bu kitabı Türk silahlı kuvvetlerindeki söz sahibi komutanlara, milletvekillerine, bakanlara okutturmak gerekiyor. çünkü olay gerçek olmaktan uzak da olsa, cümleler baya gerçek. Belki hayaletler de gerçektir, bilemiyorum şimdi..
ZiYAN: f. Zarar, ziyan, kayıp, hasar.
bir hakan günday kitabı. bu kitap yüzünden askerlik fobisi oluştu.
Boşa harcamak ziyan etmek.
Ekonominin nasıl işlediğini bilmiyordur.
Ekonominin nasıl işlediğini bilmiyordur.
güncel Önemli Başlıklar