bugün

eskilerden bi kazanma nidasıdır.

yaz sıcağında, açık pencereden gelen çocukların sesi eşliğinde ders çalışıyordum. bi yandan çocuklara sövüyorum, bi yandan sıcağa, bi yandan herkes tatile gitti, mezun oldu ben neyle uğraşıyorum derdindeyim. biraz ara verip camdan kafamı çıkardım. bacak kadar boyu olan veletler maç yapıyo. 20 metre uzunluğu olan alanda çift kale hem de. bi süre baktım onlara nası ciddi oynuyolardı. bi tanesi yere düştü bi ara. frikik oldu. kullanacak çocuk geldi nası kırıta kırıta. topa doğru koşarken 'selçuuuk' diye bağırdı. bizim zamanımızda bechkam vardı. top farklı dışarı çıktı. hiç gol olmadı ben izlerken. derken bi kız koştu geldi, 'taha baban çağırıyo' 'koşarak gelsin dedi'. taha kaleciydi. gitmem lazım dedi gitti. diğer takımdakiler el çırpa çırpa bağırmaya başladı: yendik şişirdik dolma yaptık pişirdik!. o an içim buruk bi sevinçle doldu. mutluluk vardı. benim mutluluğum değildi belki ama vardı. benim yendik şişirdik dediğim zamanlar geçmişti belki, o kadar kafası rahat o kadar keyifli olamazdım belki. ama aynı keyfin hala dünyada oldugunu görmek bile keyiflendirmeye yetmişti beni. güzel güzel dersime döndüm sonra.
mahalle maçı sonrası söylenen dalga geçiş cümlesi.
hatırlanınca hoş bir nostalji hissine gark eden ilkokul çağı nidası.
aklı çocukluğuna girmiş bir yazar hatırlatması. vardı böyle şeyler vallahi.
ilkokul zamanında tenefüslerde maç yaptıktan sonra yenen tarafın kaybeden tarafa söylediği kafiyedir. ilkokulda sırf bunun yüzünden kavga çıkardı be. ama şimdi hatırladım, içim bi hoş oldu be sözlük. o günleri hatırladım.

edit : aldığım eksiyi normalde hiç takmam ama ne bok vardı da eksi verdin acaba ?
Zeka seviyesini en net gösteren söylem.