bugün

kişinin kendisiyle ilgili tebrik, takdir, övgü duyacağı anısını abartarak anlatması; karşısında ki dinleyici kitlesini daha fazla etkilemeye çalışması.
ör:kara murat ın anısından rivayet;

ormanda genç mir dilbere saldırıyordu nalçaklar, hemen üzerlerine yıldırım gibi düştüm ağaçtan. tam 25 kişiydi bu nalçaklar. beşini kafakafaya tokuşturup kafalarını yardım, beşinin kollarından hep bir tutup salladım salladım salladım salladım nere gittiklerini bende göremedim. kalan onbeş kişi birden üzerime gelirken ben hepsine bir bi osmanlı tokadı koydum, bir sağa bir sola bir sağa bir sola bir sağa bir sola hepsi yerde nalçak sürüleri.
hızımı alamamışım bir tokatta dilbere vurmuşum.
bir zamanlar ekmek teknesi adlı tv programında heredot cevdet karakterinin sık sık gerçekleştirdiği eylem.

duruma göre inandırıcılık, dinleyen kişi sayısını arttırma, kitleye hükmetme vs.. eylemler için başvurulan yöntem.
yaşadıkları ile yaşamak istediklerini harmanlayarak aktarma durumudur.
hatunkişilerde sıkça görülen ifade biçimi..
hitabet gücünün yetersiz kaldiğinda, dikkat çekmek için başvurulan anlatim biçimi.*
anlatan dinleyenin inandığını sanar, dinleyen kişimiz safsa kulağını dört açarak dinler zaten, lakin dinleyenimiz uyanık, zeki, çakal vb. bilimum özellikleri taşıyorsa zaten anlatılanlara da inanmaz. anlatıcı ise bu saf dinleyici üzerinde egosunu tatmin etmeye devam eder. ama unuttuğu bir şey vardır ki; kendisine olan güvenin azaltıcı olmasıdır bu anlatma şeklinin.
türk insanının %70 - 80' inda var olan durumdur.

bazen düşünüyorum lan acaba sorun bende mi diye? anlatılan şeylerin benim yanından geçemediğim şeyler çünkü. sadece yaşanılan olaylar için demiyorum bunu. her şeyi ve herkesi abartıyor insanlar. aslında tam da ifade edemiyorum aklımdan geçenleri. çok doluyum çünkü bu konuda ve sayfalarca yazabilirim düşüncelerimi. derdim ben farklıyım ben özelim demek değil kesinlikle sadece içimi döküyorum be sözlük.

mesela okuldan mezun arkdaşlarımı görüyorum. nasılsın ne yapıyorsundan sonra nerede staj yapıyorsun diyorum, cevap veriyor. peki diyorum hangi davalara bakıyorsunuz ve işte orada kopuyor film; ''ohooo bütün batı marmara bize, ohooo yapı kredinin istanbuldaki en yetkili avukatıyız, ohooo tarkan' ı biz savunacağız'' hani doğru bile olsa bu cevaplar sen ne ile övünüyorsun ki? tarkan' ın davasına bakan avukatın bürosunda 100 tane adam çalışıyor mesela. bu mantığa göre oranın çaycısı da tarkan' ı savunanlardan biri olmuyor mu?

içki hikayelerini dinliyorum insanların; herkes alkolik bu ülkede. içmedikleri içki kalmamış mesela. yıllandırılmış meşhur şaraplardan tutun da türkiye' de bulunmayan her içkiyi tatmış insanlar tanıdım ben.

herkes formula 1 pilotu bu ülkede mesela ya da herkes komando askerde.

herkesin bir ünlü tanıdığı var. herkes çok sağlam rocker ve kimse özenti tanımını kabul etmiyor. ve kimse okumuyor, sağdan soldan duyduğunu, internette forumlardan gördüğünü alıp ahkam kesmeye kalkıyor.

bunların en temelinde karşı cinsi etkilemek yatıyor elbette bunu çok açık şekilde görebiliyorum ve merak ediyorum acaba karşı cins -özellikle de kızlar- etkileniyorlar mı bu hikayelerden? ciddiye alıyorlar mı bunları?

en son bir arkadaşım starbucks' ta survivor yarışmasına katılan 2 genci ve onların yanındaki iki kızı gördüğünü anlattı. adamlar bağıra bağıra survivor hikayelerini anlatıyorlarmış ve kızlar da aptal aptal soru soruyorlarmış o iki gence. hani sadece yarışmaktı amaç? hani sadece kendine bir şey ispatlamaktı?

evet insan egosu çok yüksektir, tatmin edilmesi gerekir; herkes sevilmek, popüler olmak ister. ama bu şekilde bir tatmin yöntemi çok ucuz çok bayağı bir yöntemdir. face' e twitter' a yazarların, rock yıldızlarının sözlerini yazmak kolay ama o sözleri onlara söyleten hayatları yaşasak, acaba o zaman da bu akdar çekici gelir miydi o sözler? 'olmadığım biri gibi görünüp sevileceğime olduğum gibi görünüp nefret edilmeyi tercih ederim'* söz güzel gerçekten, peki yapabilir miyiz? bu sözü yazanlar ve beğenenler yapabilir mi bunu? asla yapamazlar. şimdi benim de dikkat çekmeye çalıştığımı, farklı olmaya çalıştığımı düşünebilirsiniz. bilmiyorum belki bilinçaltımda bu da vardır elbette, ama fikrimi sorarsanız maalesef çalışmıyorum. keşke çalışsam, keşke ben de abartabilsem hikayeleri, keşke hayatımda bir kez gördüğüm ünlü insanlarla övünsem ama yapamıyorum ve yalnız kalıyorum. bana böyle hikayeler anlatılınca sıkılıyorum karşılığında ben de böyle hikayeler anlatamıyorum, abartamıyorum ve etrafımda öyle insanlar varken ben onların arasında yalnız kalıyorum.
Hoş sohbet denen tiplerin yaptığı eylem. Olayları olduğu gibi anlatsan da sıkıcı olursun. Ama doğrudan şaşmamak lazım varsın sıkıcı desinler zira samimiyetsizce bir davranıştır ilgi çekmek için olayları saptırmak.