bugün

yaş 15 i geçtimi asla düzeltme imkanı olmayan insandır. zavallıdır. ilahiyatta ise:
-olum bu yazı ne.
-ya hocam arapçayla karıştırdım. el alışkanlığı.
amatör ilkokul öğretmeni tarafından solak olmasına rağmen sağ elle yazmaya zorlanan kişidir.
muhtemel sebebi,ilkokuldaki düz çizgi,eğik çizgi,yuvarlak ve harf çalışmalarından kaytarmasıdır.o alıştırmalar,el alışkanlığının kazanıldığı ve el kaslarının yazıya uygun çalışmayı öğrendiği çalışmalardır.bu çalışmaları yapmayınca el,kötü yazı olarak yaftalanan şekilde çalışmayı öğrenir ve ileriki yaşlarda da bu durum,doğru alıştırmalarla düzeltilmediği takdirde,kötü yazı aynen devam eder.
bunun haricinde genetik yeteneksizlik durumunda,kişi ne kadar çabalarda çabalasın,yazısı düzelmez.
beni tarif eder bazen yazımı ben bile okuyamam.
ilkokula gitmeden önce okuma yazma öğrenmiş insan evladıdır. okuyup yazınca diğer bebeler gibi o çizgi işlerine giresi gelmiyor lan insanın. öğretmenler de sallamıyor. zaten boşa gidip geliyorsun okula. toplama, çıkarma ve çarpmayı da okuldan önce öğrendiysen o çubuk ve fasulyelerin de ömrü fazla olmuyor hafız. yıllarımı boşa geçirmişim ilkokulda.
Hukuk okuyorsa her sınava en az eksi 5 puanla başlayan zavallıdır.
genelde sözel IQ'ları daha düşük, bu bir gerçek şimdi.
yapılan araştırmalara göre zeki insanlardır , nasıl yazılacağına değil , ne yazdığına bakmaktadır.
üniversiteye gidince kendi derslere girse bile başkalarından not almak zorunda olan kişidir. farz-ı misal ben.
yazısının güzelliği önemli değildir ne yazdığı önemlidir.
(bkz: ben)
benimdir.Hiçbir zaman da bundan gocunmadım.'Yazı dediğin niye güzel olmalı ki zaten? çerçeveletmeyeceğim ya.' diye düşünmüşümdür hep.
karakterinin de çirkin olduğu anlamına gelmez.
daha zekidirler, ancak üniversitede not tutarken bazen kendi yazılarını dahi okuyamadıklarından hep not dilenirler. *
ders aldığı hocalardan 'sınav kağıdını okuyamıyoruz' şikayeti almaktır ayrıca.
birinci sınıfta düz çizgileri çizme ödevini yapamamış çocuktur.
kendisi güzel olan insandır. mütemediyen ve yanılma söz konusu olmaksızın denenmiş görülmüştür.
her yeni defter alışında, özenerek yazmaya çalışır, bir zaman sonra ilk sayfalarla son sayfalardaki yazıları karşılaştırdığınızda, ikisinin aynı kişiye ait olduğuna inanamazsınız.**
öğretmenlerinde büyük bir payı vardır. mesela benim kalem tutuşum baştan aşağı yanlış. öğretmen olacak karı bunu düzelteceğine vil vil vil anneme şikayet etmekle yetindi zamanında. e annemde bu konuya değinemeyince ben işittiğim azarlara rağmen yazımı düzeltmedim. e bu yaştan sonra nasıl düzelteyim? resmen öğretmen kurbanı oldum.
küçükken kesin sen büyüyünce doktor olacakasın denmesine sebep olan durumdur.
yazdıkça düzelir. yazsın bol bol.
bende isterim orta çağ dükleri gibi yazayım yazı değilde tablo gibi olsun ama yok yazamıyorum. hızlı yavaş farketmiyor bende asla güzel yazamıyorum. ha güzel yazmanın hiç bir öneminin olmadığını özellikle bu çağda hiç öneminin olmadığını düşünüyorum. kendi yazımı okuyabiliyorsam sorun yoktur ki bazen o bile olmuyor sözlük. yazmaya ilk ne zaman başladıysam o zamandan beri hep iğrenç ötesi çivi yazısına benzeyen bir yazım var. kaleme tepeden vurarak yazıyor gibiyim. bunda da bir anormallik görmüyorum hatta;
"şekilci bir insan olmadığım öze, samimiyete değer verdiğim için kendimi kutluyorum."
yeri geldiğinde kendi yazdığını okuyamayan tiplerdir. mesela ben.
güzel yazmak için tüm harfleri eşit büyüklükte yazmanız yeterlidir.
"Doktor olacak adamım ben ehe" derler ki düşman başına.
düzeltemezler. büyüdükçe düzelme şansı azalır ve en sonunda biter.