bugün

rutin bir çevirme sırasında 1. ekip otusundan 34 xx 3435 plakalı araçtaki bayana saga çekmesi konusunda anons yapılmaktadır olay 2. ekip otosundaki polisler tarafından da izlenmektedir.

1.e.o: 1.ekip otosu
2.e.o: 2. ekip otosu

1.e.o - 34 xx 3435 lütfen saga çekermisiniz ?
1.e.o - niyazi lütfenini yiyiyim lan heheehe.
babasının arabasıyla gezmeye çıkan genç piços hızın ve alkolünde etkisiyle agacın birine bindirir .kendi durumundan ziyade babasına verecegi cevapları düşünmektedir.zira sonu gelmiştir .en iyisi hafıza kaybı numarası yaparak kendini temize çıkarmaktır.

- allah belanı vermesin hayvan herif naptın lannnnn.
+ baba sen kimsin ??
- it olu it ananım.
+ ıhhh
tiki gencimiz, morartacağında inanmış, kendinden emin bir şekilde üroloji doktorunun muaynehanesine girer:

- yaa, eheh, yağğ doktor bey. ihi, benim sol taşak sağa çekiyo yaağğğ eheh.
doktor sükunetini bozmaz:
+ hmmm. sanırım sizin makatınızda sorun var. bi bakalım...
birisiyle yazuz çetin'in hakkında konuşuyordum. ben tanınmadan abartılıyor dedim adam da:

-olur mu ya jimi hendrix cenazesine gelmiş adamın.

dedi. ben bir şey demedim, diyemedim. çok şey söylemek istedim ama olmadı.
babayla birlikte tiyatroya gidilmiştir.tiyatronun başlamasına yaklaşık 10 dk vardır.sahnede bir oyuncu enterasan hareketler yapıyordur.*
- kelime napıyo bu ?
- bilmiyorum ki baba konsantre oluyo galiba
- çok biliyosun sen eşşoleşşek *
babam:bak bak kelime gözünü bile kırpmıyo ibne
ben:baba suss ya duycak herif

derken babamın yanındaki koltuğa 2 tane adam gelir

adam : beyfendi oyun başladı mı ? geç mi kaldık ?
babam: valla bu yavşak 1 saattir böyle bizde merak ediyoruz bi gazı var ama anlamadık daha.
üye olduğum yabancı bir formda meydana gelmiş mesajlaşmadır.
(bu da bir diyalog sonuçta *)

ecnebi eleman türk olduğu anlaşılan arkadaşımızı uyarmış :

-Perhaps one of the MODS here would like to comment on this particluar posting.

ardından türk kardeşimizi keşfetmemize sebep olan yaran cevap :

+MOD'unu sikeyim sana bi$i olmasın moruk. *

gülmekten kendime zor gelmiştim. türklüğümüzü her yerde göğsümüzü kabarta kabarta haykırmak ayrı bir tat olsa gerek.
bugün festival alanında borçlar hukuku hocasının art arda biraları götürdügü görülür ve selam vermek için yanına koşulur.
b: nasılsınız hocam?
h: ne hocası amına koyim bu saatten sonra.
b: ???? **
z-smart ve diğer iki arkadaşı sohbet etmektedirler.arkadaşlardan biri izmirli, diğeri istanbulludur. ancak istanbullu olan arkadaşın kuzeni izmir'de okumaktadır.istanbullu arkadaş izmirli olan arkadaşa kuzeninin nerede oturduğunu anlatmaya çalışmaktadır:

- offf, hatırlayamadım şimdi, neresiydi yaaa?
+ bornova, karşıyaka, manavkuyu?
- yok,yok, say bana..
+ * hım, ben öyle bi yer hatırlamıyorum...
- nasıl yani? ben bişey demedimki, say bana dedim?
+ * tamam işte, öyle bi yer yokki...
- * puhahahahahahahahahaha
tv'de şebolu haykolu koçfest reklamı izlenmektedir. önce can kırıklarının nakaratı ve şebnem'in yüzü gelir ekrana, daha sonra da bir böğürme sesi akabinde ''altı üstü beş metreydi'' gibi sözlere sahip hayko cepkin 45liği ve hayko cepkin'in bizzat kendisi belirir. anneanne reklamı yorumlar;

- bu böğüren oğlan kumaşçı mıymış? *
- sen ingilizce biliyor musun?
+ evet
- hıh... senin bildiğinde ingilizce mi?
+ yok canım bana fransız öğretti zaten....
baba eve hafif çakırkeyf gelir, anason kokusu eşliğinde yaklaşır ve:
- oğlum, bana barış manço'dan "gamzedeyim" i bilgisayardan bulsana, hadi bekliyorum.
- baba bulamadım tamamını, iki dakikalık kısmı var ancak.
- aç oğlum aç, anan beni 25 sene önce iki dakikada bu hale getirdi, baksana.
ben: b
cins arkadaş 1: c1
cins arkadaş 2: c2

mekan: batak masası

b: koz sinek.
c1: lan bu sinek hiç sineğe benzemiyo he.
b: * lan bu manyaklarla batak oynuyoruz ya
c2: harbiden ya. bu maça da maçaya benzemiyo he.
b: ....
c1: ....
c2: maça ne ki?
b: - mavi ekran -
c1: ya bu mızrak ucuna benziyo.
b: bi siktirin gidin yeter lan. oynamıyorum.
sene 96 bir grup liseli salak okulu ekip pastaneye gider. liseli salak, salak okul oku baban gibi.. neyse işte nerden bakarsan tutuyo. gelen menüde seçimler yapılır. (kaymak farkı, menüde ekmek kadayıfının hemen altında diğerlerine göre onda bir ucuzluğuyla hemen göze çarpıyo)

+ ben profiterol alıyım.
* ben de.
^ ben sütlaç.

son kalan eleman biraz kararsızdır.

4. elemana garson: siz?
- hmmm şey, bu yeni heralde, kaymak farkı alıyım ben de.
skirmish ve 1 adet gıcık olduğu kız arkadaşı piknikte gezmeye çıkmıştır ve bir sibirya cinsi köpek görülüp kız tarafından taciz edilmeye başlanır.
k-ayy yerim onu ben ne tatlı şeysin sen hemen de havalara giriyo...
k-aay dayanamam evime götürecem gözlere bak dudaklara bak ay öpecem.
s-olum oynama itle dalar malar belli mi olur, hemen de .ötü kalktı .bnenin havalara bak!
k-kıskan yavrum kıskan, şuna bak ya patilerini felan kaldırıyo. Resmimizi çeksene skirmish,
s-ya hu çekeyim de bak bacağını kokluyo ısırmalık yeri bulursa ham yapar. poponu dönme sakın.
k-he he çok komik, şuna baksana evcil olduğu herhalinden belli.
s-Ona kaldıysa sende evcilsin.
k-Öküzsün!
sakarya da bir öğrenci evi, salonda muhabbet edilmekte, o sırada bir salona girer

+hafıııızzzz bira kaldı mı?
-dolapta var hafız git al

ebenizin demek düştü bana da.
yer: trakya'dan istanbul'a kalkan bir otobüsün içi. kahramanlarımız dört numarada oturan bendeniz, bir ve iki numarayı paylaşan sonradan düzceli olduğunu öğrendiğimiz sürekli siyasi konuşan, hafif tayyip-fan teyzelerimiz ve kaptanımız.

yolda siyasi konuşan teyzelere laf sokmamak için yol boyu kendini tutan kaptana beklenen soru gelir.

sst: şoför bey neden geç vardık?
kaptan: bayan yol 3 saat sürüyor. *
ssk: gelirken 2 saat 15 dakikada gelmiştik. daha düzce'ye gideceğiz.
kaptan: söyleseydin tayyib'e yol yapsaydı o zaman!
skt: aaaaaaaaa!!
kaptan: servisler yandan kalıyor buyrun!
skt: aaaaaaaaaaaaaaaa!!!
bundan yıllar önce türk sinemasının daha sinema olmadığı dönemlerde babam ve oğlum diye duygu yüklü bir türk film çekilmişti. günler öncesinden film hakkında öyle methiyeler, öyle şeyler söylenmişti ki giden bir pişman gitmeyen bir pişman. yeşilçamın o gözü yaşlı şimdinin nineleri olan guruh'da bu filmle birlikte yeniden doğmak, gözyaşlarını bir nebze'de olsa akıtmak için filme akın etmişti. sinema salonunu hınca hınc dolduran karı-koca, nine-torun, heteroseksüel-biseksül kişiler salonds yerini almıştı. ıhımm şimdi film esnasında yaşanan okuyucuyu bilmem ama olay üstünden 2,5 yıl geçmesine rağmen beni halen güldüren şu diyaloğu paylaşmak isterim.

bıyıklı abi : 657 e tabii normal yurdum vatandaşı.
başörtülü abla: bıyıklı abinin eşi.
ben: ben.

ahaaa burdaaa durayydım, abele kolumu açaydım, getmeee deyeydimm, getme deyeydimm sadıkkkkkkk...

o esnada bu karı- koca çift birbirine sarılmış titreye titreye ağlıyorlar sonrasında abimiz bana dönerek

- ulan bu nasıl bir filmmiş, bu ne acı yaw, zikiyim yahu ( o esnada gözler ağlamaklı)
+ sorma abi ağzımıza sıçıldı valla.

acının vermiş olduğu ruh haliyle gömleğinin cebinden sigarasını çıkarır ve yakar. eşinin ve salondakilerin tüm ısrarları gözardı ederek sigarasını bitirir.
x: naber lan napıyosun ? *
y: iyiyim lan senden naber?
x: olum zekiye ile çıkıyomuşsunuz bana da fikriye söyledi..
y: he aq ya var öyle bir şey dorudur..
x: noldu lan ciddi değil misin yoksa....
y: yooo ciddiyiz .. ciddi ciddi sikişiyoruz valla...
fransız konsolosunun karısına tecavüz etmişler, iki kişi, olay yerinde tatbikat yapılıyor.

elemanlardan biri sanki meyhanede arkadaşlarına anlatıyormuş gibi:

-sonra şurayı geçince aldık malı(arkadaşı dürtükler)... fransız hanfendiyi...

vakası vardır ki, o tatbikat yaran bir tatbikattır.

eleman son derece hardcore bir şekilde olayı anlatırken, arkadaşı bunu habire uyarmaya devam edince de:

-sana bir korum, şu ortamın içinde... (çevredeki kameraları gazetecileri polisleri göstererek)
az önce çamaşırları asıyom ev içinde. binaya mantolama yapılıyor bende dinliyorum içerden. öle aman aman bir yarma yok ama ciddiyet beni bitirdi. kendinden çok emin sonucu vurgulayan arkadaş.

çalışanlar aralarında konuşuyo

- heri kaç türlü ulaşım vardır.

+ üüüüç. havva, karra, denizz.

- ee daha yokmuu

+ ee daha ne olsun laa

- heyvan yokmu heyvann.

- onu ne demirsın.
yer: istanbul,
mekan: bir ticari taksi,
olay: iki genç bir taksiyi durdurur ve bir yerlere gitmeye çalışır,

x: merhaba , iyi günler..
y: iyi günler yiğenim nereye bakimmm...
x: istinye park'a lütfen..
y: tamam yeğenim....
x:......
y:.......
x: öğrenci misiniz siz?
y: evet öğrenciyiz abi...
x: nerelisiniz bakim..? *
y: ben adanalıyım arkadaş ankaralı..
x: hmm. güzelmiş.. *
z: sen nerelisin abi?
x: ben istanbulliyemmm...
y: dorudur, çok belli..
- ağzını topla s.kerim seni !
+ neyle sikecen, babanınkini mi ödünç alacaksın ?
*
Sabah uykulu uykulu kantinde sıra beklenmektedir..

Ben - Pardon Bi sıcak çikolata alabilir miyim?
Kantinci + (anlamayan bi ifadeyle)..
Ben- Pardon bi sıcak çikolata alıcaktım?

arkasını döner sıcak cikolata makinasına bakar ve bana döner.. Cevabı patlatır..

Kantinci + Yigenim makina bozulmusta, tost versem olur mu ? *

Aynen yaşanmıştır..
kevin:naber la işe yaramaz
nisan:gerizekalı ne var
kevin:salak özledim seni
nisan:allahın belası bende seni
kevin:lanet olsun duygularımız karşılıklı
eskişehir'e yaptığım bir gezide arkadaşlarla bir evde kalıyoruz. bu arkadaşlardan A oturduğumuz kafede bir kıza aşık olur. bin bir dolapla kızın telefon numarası alınır, kızla buluşulacaktır. sabah olur, herkes hazırlanmaya başlar.

B-bak kız senin için süslenicek demek ki 2 saat istedi hazırlanmak için. *
A-ne alakası var kızım? kız apartta kalıyo kalkınca sıraya giriyo, o böyle senin gibi kalkar kalkmaz boş banyo bulmuyor.
B-hee tabi zaten bütün apart aynı saatte kalkıp aynı saatte yatıyorlar. hatta tuvalete bile beraber koşuyolar.
A-apart dedik abart demedik
C-bunu demedi gerçekten di mi??
B-sen de mi duydun?
A-hı?
B&C-sfasdbgsbdghbas