bugün

bir kimsenin cahilliğinin, gülmekten öteye götürecek durumda olması.

-aaa!?! che ölmüş mü? tüh ya ben o adamı çok severdim.**
(bkz: penis bankası)
gidilen fast food restoranda elma dilimli patatesin kabuğunu soymadan yiyen arkadaşı kabuğunu soyulması gerektiği konusunda uyarmak.
cep telefonu ekran koruyucusunun telefonu sallayarak kaldıracağını düşünmek.**
ahmet kayanın istanbula geldiği ilk zamanlar da, başına gelen hadisenin, örnek gösterilebileceği durumlardır.

ahmet kaya, hoşlandığı kızı durdurup konuşmayı deneyecektir,
-merhaba, size birşey söyleyebilir miyim?
+rica ederim.
-(kendisine hakaret edildiğini düşünerek) asıl ben sana rica ederim!
hoca sınıfta yakın tarih anlatır ve 1950 ve 1954 genel seçim sonuçlarından bahseder. çıkan milletvekili sayısı yerine chp şukadar sandalye dp bukadar sandalye aldı demektedir. 54 seçimini de anlattıktan sonra bir öğrenci 'hocam bu sandalye dediğiniz tam olarak ne? milletvekili falan mı?*
görsel
şehide kelle dedii oğlunun gemiciği var, sarayın faturası yıllık 1 milyar, din tüccarı vb. zırvalıklarla ayrıntı adamı olup heryerde de bi sik biliyomuş gibi elinde sancakla en önde koşmaktır.
tam olarak cehalet olmasa da bazen de basiretsizlik olarak değerlendirilebilen "yaran" olaylardır.
ders süsleme ve el sanatları. konumuz kağıt, el yazması eserler, basım teknikleri falan.
tarihlenebilen en eski basılı kitap diamond sutra'dır. bir önceki dersten aklımda bir tek bu kalmış. projeksiyon makinesi açık ama amfinin ışıkları da açık olduğu için net gözükmüyor. benim de bildiğim tek şey diamond sutra ya dersle bir bağlantı kurabileyim diye kamasutra mı o dedim. hoca da ikisi de kitap aslında sen de haklısın bir yerde deyip ben yokmuşum gibi devam etti.
Muzu kabuğuyla yiyen adam.
güncel Önemli Başlıklar