bugün

hani böyle eve gelirsiniz kapıyı da siz açmışsınızdır böyle lanet olsundur yaşadığınız hayata açarsınız duygusal şarkıları ağlamak gelir ama ağlayamazsınız. telefona bakarsınız en son gelen mesaj 10 gün öncedir ve o da zaten öperatördendir. birde böyle canın çok sıkılır internetten falan bakmışsındır ama sarmamıştır arkadaşlarla oynamanın tadı başkadır o kart oyunlarını oynayacak kimseyi bulamadığında yalnızsındır. son birşey daha o yemek masasına oturduğunda sadece tek bir tabak varsa ve seni kimse anlamıyorsa yalnızsındır be kardeşim, bitmişsindir. bak duygulandım iyi mi. bende yalnızım kardeşler.
Sinirlenip tam evdekileri kovacakken evde kimsenin olduğunu fark ettiğin andır. Acıdır, acıtır.
gök gürlediği ve şimşek çaktığı andır.
özgürlüğün dibine vurduğun anlardır.
film izleyecek birini bulamamak.
Yemeğin tek başına yenildiği bir yaz sabahıdır o an.

Herkesi kovduğunuz yahut herkesin sizi terk edip gittiği günün ertesi, herhangi bir güne rastlar. Buzdolabıdır yalnızlığın adı, içini açıp baktığında siyah zeytin göremezsin. Sen sevmezsin ya, seven biri için alırdın hep, ama artık yok. Salça kavanozuna gider elin, küflenmiştir. Aylardır buzlukta bekler izgarayı özleyen et. Bir bardak sohbetsiz, sigarasız çayın da keyfi yoktur ve lavaboya dökülür.

Yemeğin tek başına yenildiği bir yaz sabahının kahvaltı sonrası vaktidir o an.

Koltuğun kimsesiz, çaresiz yalnızlığını kaplar kilo almış cüsseniz. Yaktığınız sigarayı içer pencereden giren serin hava. Başınız düşmüş sadece siz kokan yastığa. Televizyon kumandasının bir tek düğmesinde saatleriniz geçerken, kimsesizlikten ve delilikten kendi kendinize konuşmalarınız. Ve yalnızlıktan yorgun öğle vakti uykularınız.

Rüyalardan uyanılan bir akşamüstü başlar asıl yalnızlığınız.

Yatmak vaktidir artık.

Pencerenin kenarında içerken son sigarayı, aynı yıldızın altında ayrı dünyaları olan insanları, birilerinin kumsalda seviştiğini, yeni doğan çocuğunu kucağına aldığını, ayrıldığını, barıştığını, öpüştüğünü, el ele dolaştığını ve öldüğünü düşünürsün. Orta ve baş parmağının arasın sıkıştırdığın sigaran duvara çarpar kıvılcımlar saçarak. Küfredersin.

Umutludur her uyku, uyandığında yalnız değilsen.
türkiye'de akapeli, cemaatçi olunmadığı an.
yalnızım yine karanlık odamda oturuyorum. Önümde ulusözlük açık. Etrafımdaki insanların benden nefret ettiklerini düşünüyorum. Üst kat komşusu yine evinde parti veriyor. Arkadaşlarıyla eğleniyor. Arkadaşlarıyla... Ben parti versem kimse gelmez zaten. Şansıma küfür ediyorum. Sonra neden yapıyorum bilmiyorum ama sayfayı yeniliyorum. Karşıma bu başlık çıkıyor. Bu başlığın en iyi entrysi çıkıyor. Okuduğum her satırda kendimi görüyorum. Okudukça kendime acıyorum. Her satırda nefret ediyorum insanlardan. Her satırda lanet ediyorum hayatıma. işte o anda tekrar anlıyorum, ne kadar yalnızmışım ben.
en mutlu günlerinde herkes yanındayken, zor anında hiçkimseyi bulamadığın anlardır.
geceleri yalnız uyumak zorunda kalmak.
tv izlemeyen biriysen normalde ama o gün eve döndüğünce parmakların kendiliğinden tv düğmesine gittiyse yalnızsın arkadaş.
sanırım şu anda bulunduğum zaman dilimi.
avea'yla sık sık mesajlaştığımız anlar. sağolsun iyi ki var.
bir süre sonra kimseyle doğru düzgün bir diyalog kuramadığını farkettiğin andır.
evde yalnız başına içerken bira şişesinin masadaki boş bira şişesine çarpması, kendi kendine şerefe demek, boş bira şişesi başkasına ait olsun istemek, masanın karşısında birisi otursun istemek, kafayı kaldırıp yine yalnızlıkla göz göze gelmek.
anlaşılmak için kelimeler kullanmak gerektiğinde anlaşılandır. zira hayatında gözünün bebeğine bakıp, susup iç çekişine bakıp, boğazında yutkunamadığın o kocaman düğüme bakıp da ne demek istediğini anlayan tek bir kişi bile yoktur. yalnızsındır. en güzel kalabalıklar arasında anlaşılır.
bazen zevk verici ,bazense sıkıcıdır:
canın değişik bişeyler istiyorsa,
uykun yok ama yapacak da hiçbişey yoksa,
sadece doğanın sesini algılıyor ve o an kendini soyutlayabiliyorsan ,yalnızlığı hissetmşsindir.
sensörlü oda spreyine "merhaba" dediğin andır. uydurma değil kesinlikle doğrudur.
hayatının en boktan dönemlerini geçirirken canım sıkkın biraz konuşalım mı diyebiliceğin kimsenin olmaması.
evde otururken konuşmak istediğinde onun yerine sözlükte entry girmek.
içip içip geçmişi özlemek.
taa üç kapı ötedeki mutfağın musluğundan damlayan suyun sesini duyuyorsanız yanlızsınız demektir.
osmanlıca kitabıyla baş başa kalındığı an.
yalnız olmak kişinin kendi seçimiyse eğer hoş anlardır. çok hoş anlar onlar. misal; 02.51... valla evet.
hayatı adam gibi, insan gibi daha da önemlisi "tertemiz" yaşadıysanız her zaman yalnızsınız demektir. bunun anlaşılması için hiçbir şeye gerek yoktur daha fazla. parkta, sokakta, evde nerede olursanız olun yalnızsınızdır. çünkü siz böyle olduğunuz için sizi hiçbir zaman anlamayacaklar, çünkü siz böyle olduğunuz için size hezeyan oklarıyla saldıracaklardır her zaman. günümüzde meydanlar kendileri gibi olanlarındır çünkü artık, haklılar(!). sizin payınıza olup biteni seyretmek düşer uzaktan acı tebessümler ile, varsın oynasın onlar kendi çamurunda. çekilin siz kendi köşenize... sahne, onların(!)...
tuvalette olduğun andır.
kapı çalındığında senden başka açıcak kişi olmadığını fark ettiğin zamandır.