bugün

çıkmaza girilen anlardır. yeni sevgiliniz yanınızdayken, eski sevgilinizin mesaj atması ve sevgiliniz kimdi o mesaj atan diye sorduğu zaman, hiç bizim mahmut abi gibi cevaplar vermek zorunda kaldığınız anlardır.
sesini duymayı, uzun uzun sohbet etmeyi, birlikte kahkahalar atmayı özlediğini fark ettiğinde kendinden kaçmak ve kendini kandırmak için uydurman gereken bahanelere ihtiyacın olduğu an yalana en çok ihtiyaç duyulan andır. yalanların en afilisi kendini kandırmak için söylediklerindir..
kuaför sonrası sevgilinizin saçım nasıl oldu sorusuna verilecek cevap.
başbakan'ı ve akp'yi övmek ya da savunmak durumunda kalındığında.
en zoru kendine yalan söylemeye ihtiyaç duyduğun andır ki, hiç başarılı olunmaz.
sevdiğinizi söylemekten çekindiğiniz an.
şayet doğruyu söylerseniz, karşınızdakiler tarafından dünyanın size dar edileceğini hissettiğiniz, yalan söylemeye mecbur bırakıldığınız anlardır.

(bkz: akşam sular kesikti ödevimi yapamadım)
o an, yalnızlığın iliklerinize kadar işlediği andır kimi zaman.

seni hiç bırakmayacağım yalanını duymak istersiniz.

bazen aşık olmaya ihtiyacınız olur da seni seviyorum yalanını beklersiniz.

bazen sahip olmak istersiniz, o zaman beklersiniz senden başkası asla olmayacak yalanını.

kimi zamansa savunmasız kalırsınız da sığınırsınız ya, seni hiç üzmeyeceğim yalanınıdır işte o an aranan.

velhasıl, yalan söylenecekse bir an, bunlara cevap vermeyi bilmeli insan...
sabah işe geç kalmak.
her sabah başıma geliyor. çok uzun zaman yalanlar söylüyordum artık gerek duymuyorum.

gerçekten birşey olduğunda bile inanmıyor kimse.
Yalnızlığın doruklarında at sürdüğünüz zamanlar.
Kendimizi kandirdigimiz anlar tam da yalana ihtiyac duydugumuz anlardir.
Kendinizi sorumlu hissettiğiniz durumlarda, içinizdeki pişmanlığı hafifletmek istediğinizde kullanırsınız mesela. Tabii bu yalan genellikle kendine söylenen türdendir.
bazen kafayı yiyecekmiş gibi hissediyorum. beyin kıvrımlarım arasında bellek denilen balta girmemiş ormanda dolanırken özellikle. hatırladığım şeyler var unutmak için her şeyimi feda edebileceğim.
bir olayı hatırlamak da değil üstelik.. her ince ayrıntısına kadar tekrar tekrar yaşamak. kendimi o an' ın içerisine çeken vakum hissinden kurtaramıyorum bazen. içerisinde kayboluyorum. günler sürüyor.
bu süreçte işe gidiyor, insanlara cevap veriyor bir robot misali günlük rutinleri gerçekleştiriyorum. ama aslında ben o an oraların yakınında bile gezinmiyorum. yaşamak fiili benim için sadece nefes alabilecek kadar kendini kandırmaktan ibaret tam 3 yıldır.
-her şey daha güzel olacak.
-her gecenin bir sabahı vardır.
-bir gün bu günlere bakıp güleceksin.

ben yalansız yaşayamam.
yalan bir nevi oksijen tüpüm.
burnumun uzadığını yalnızca ben farkediyorum, şu an masada duran gözlüğün camından yansıyan yüzümde.
babanın sigara içtiğini öğrenmesi.
+oğlum sigara içiyormuşsun
-baba valla ahmet abi içirdi. zorla içirdi hem de.
hasta olduğunuz zamanlarda.
etraftan berbat görünüyorsun cümlesini duydukça daha da kötü hissetmeye başlıyor insan.
"gayet iyi gördüm seni" yalanını bazen kullanmak gerekir.
(bkz: orgazm taklidi)
Ben yakışıklı / güzel miyim ?

- Eee tabii tabii canım. Herkes güzel/yakışıklı aslında. Zaten önemli olan iç güzellik.
Ikiyüz bozabilirmisin hacı ? Sorusunda. Ikiyüzlük kısmı değişebilir. Cevaplar

Toptancı gelecek hacı ya.
Ödemem var kanka valla yoksa ayıp ediyon.
Daha demin bozdum bak iki dakka önce gelsen vallaha seni bozardım.

Kardeş işin yoksa bekle bi namaza gidip gelince bozayım. Olabilir.