bugün

benim bilmediğim husustur. ne zaman ve nasıl anlaşıldı? adamlar her hangi bir uçan araç aracılığıyla yükselip atmosferi geçtikten sonra pencereyi açtılar ve nefes alamayınca mı çözdüler acaba?? tabii ki böyle olmadı ama nasıl oldu acaba?

(bkz: bu günlerde çok saçma bir insan oldum çıktım)
uzaya artistin tekini yolladilar. hava atamadi. *
uzayda atmosfer olmadığı için kalan oksijen * tutulamaz ve uçar gider.
cevabı çok basit olan bir soru. tam olarak şöyle oldu efendim:

o zamanlar yarı zamanlı astronotluk yapıyorum bir yandan da üniversite işte. neyse. birgün yine uzaydayız ay civarlarında bi işimiz var. kerim diye de sevdiğim bir arkadaş vardı güzel günlerimiz olmuştur neptün dolaylarında. her neyse abi dedi sigara paketi cebimde kalmış içsek birer dal. dedim olum biliyosun ben kullanmıyorum ama ateş var yakayım istersen. eyvallah abi dedi. demesiyle tıkanması bir oldu. ben elimi cebime atmadan bu geri kapattı camını. "ölüyodum amk" dedi sonra. ya dedim noldu kerim? abi nefes alamadım hava yok burda hava, dedi. sonra ikimizde "aaa yoook" dedik. sonra da meydeye şey ettik işte. bu da böyle bir saçmalık.
Uzaya giden ilk insandan bekleyeceğim bir diyalog
- sence hava var mıdır?
+ bilmem denese bi?
- ...
+...
+ yokmuş.

edit: evet o kadar da değil. Sen gel o kadar eğitim al sonra saçmala. Evet olmaz.
osuramayınca hava olmadığını anlamış olabilirler.
Biz gidip anlasaydık;

- hakkı abi bu kuru fasulyelerin konserve olduğu için hiç tadı tuzu da olmuyor.

-3 kutu yemişin aq tadı tuzu yok diyon turşu getirsene kalkınca.

-dur abi karnıma çok kötü ağrı girdi "zoooooooooort,tısssssss" ohh be rahatladım mis.

- naptın oğlum, mis diyo bide sanki evdesin, uzaydayız aq aç camı, camı aç biraz hava girsin...
şu diyalog ile..
bir çift aya gitti.. ve..
-hanım oda çok havasiz su camlari acsana..
-sanki birsey degisecekti..
hanim gercegi biliyordu fakat kocasindan dayak yemisti..
4658 yil sonra nasa bu cesetlerden konusmalara ulasti ve ve ve .. anlasildi ..
1- Atmosfer basıncının, yukarı gittikçe azaldığı zaten uzun süredir biliniyordu. Ufak bir hesaplama ve biraz da gözlemle atmosferin yüzeyden 100 mil yukarıda yok olma derecesinde inceldiği anlaşılmıştı.

2- Atmosfer çeşitli gaz moleküllerinden oluşur. Bu moleküllerin ağırlığı vardır. bu gazların(atmosferin) ağırlığı, dünyaya yer çekimi ile bağlı. Yer çekiminin yukarı gittikçe (yer yüzünden uzaklaştıkça) azaldığı da biliniyordu. Buradan da çıkarım yapmak mümkündü.

3- Meteorları gözlemleyenler, "dünya dışından" bir anda gelip atmosferde belirdiklerini ve deli gibi parlak olduklarını(yandıklarını) görüyorlardı. Bu parlaklık(yanma) sürtünmeden kaynaklanan ısınmanın sonucuydu, bunu anlamak gözlem yapan herkes için çocuk oyuncağıydı. Önce görünmez olan bir şey, hafifçe beliriyor, sonra yanmaya ve parlamaya başlıyor. Buradan da atmosferin daha ilerisinde çok daha az hava molekülü olduğu çıkarımı yapmak mümkündü elbette.

hiçbirini anlayamayanlar için: dağa çıktıkça nefes almakta zorlanıyorsun, hatta bir yerden sonra ölüyorsun. yüz kat daha yukarıda nefes alamayacağın kesindi.

Kaldı ki uzaya ilk fırlatılan şey insan değildi. insansız uzay araçları, ardından köpek, maymun... ilk denemelerin çoğu zaten hesap hataları yüzünden başarısız oldu.
Uzayda oksijen olmayabilir ama farklı elementler illaki vardır.