bugün

kalabalık caddelerde tanıtım broşürü dağıtarak üç kuruş para kazanmaya çalışan insanların uzattığı broşürü, en yakın çöp kutusuna kadar taşımaya üşendiği için almayan, adam ya da çocukcağızın orada fazladan dikilmesine neden olan duyarsız.
hiç okumayacağını bildiği için çöpe atmak istemeyen duyarlı insandır.
işi gereği çalıştığı şirketin derdini/kampanyasını vs.ni anlatmak uğruna tanımadığı insanları arayan çağrı merkezi müşteri temsilcisinin yüzüne telefon kapayan duyarsızın bir üst versiyonudur.
yüze kapanan telefon ağırdır, ama yüzüne karşı derdini anlattığın adamın sırtını çevirip seni kaale almaması daha da zordur. "2 kuruş için nelerle uğraşıyoruz yarabbim" nidalarının yükselmesi an meselesidir.
(bkz: bunu yapan insan olamaz)
broşürü dağıtana ne garezin var. neticede işini yapıyor. al gitsin ...
aldığında atacak çöp kutusu derdi yaşamak istemeyen kimsedir.
geçenlerde istemeden de olsa maruz kaldıgım durum. işten eve dönerken , bir elimde iş çantası , diğer elimde el çantam ve bir poşet oldugu halde hepsini tek elime alıp bir elimi boşa çıkarma gayretindeydim. amacım mı ? sigara içebilmek. sonunda başardım ve derin derin çekerken broşur dağıtan genc denk geldi. uzattı broşuru ve ''buyrun'' dedi gayret mağrur ve işini yapmanın verdiği gurur gözlerinden okunarak. ellerimi gösterdim ve kusura bakma ama alacak yerim yok dedim. ''olsun be abi , yine de cevap verdin'' der gibi baktı bana brosurcu cocuk. ertesi gün yine aynı yerden bu sefer elim boş bir halde geçtim o broşuru almak için ama o yoktu. dostum bunu okuyorsan yarın aynı yerde buluşalım bu sefer alıcam o reklamı. ok . öptüm
alınca boşa gideceğini düşünüp 'bare verilen emeğe saygısızlık yapmayım ; isteyen biri alsın' diye düşünen düşünceli insan eylemidir. olayın duyarsızlıkla alakası olmadığı gibi çevrecilerin de desteklediği bir olaydır dağıtılan her bilgi kağıdını almamak çünkü alınan her broşür ağaçlardan dal koparmak gibidir.

broşüre karşı değilim fakat daha çevreci ve daha etkili bir yöntem bulunabilir.
eğer broşürleri hep kızlara veriyorlarsa tepki feedbacki yapan duyarsız.
uzatan kişiye bağlıdır. eğer broşürü uzatan efendi gibi birisi ise neden alınmasın. fakat ipini koparan yankiler uzatırsa,alınmaz. (bkz: kıbrıs şehitleri)' nde bu yankilerden sayısı bayağı fazla olduğundan alınmaz. suç onlarda değil ki. onları oraya getiren büyük yankilerde.

(bkz: ah bir barım olsa), broşür dağıttırsam.
gerçekten de bu konuda duyarsız olmamak gerekir. karşıdakinin gönlü niye kalsındır...
meğersem ne kadar duyarsızmışım da haberim yokmuş. bunun üzerine arabadan içeri zorla masaj salonu kartı atan adam da en asil duyguların insanıdır bu mantığa göre..
kibarca teşekkür edip almayanlarda sorun yok da; sanki hint kumaşından elmastan yakuttan yaratılmış gibi etini kemiğini budunu unutup hıhlayan insanlar yok mu?
çıldırmamak içten değil...
ha ben yapmıyor muyum?
bazen...
ama ilgi alanım değilse de niye alıp atayım ki?
teşekkür edip çekip gidiorum...
teşekkür etmekten çekinmeyin,
lütfen demeyi eziklik kabul etmeyin,
rica edin emretmeyin,
üslûp gerçekten her alanda çok önemli...
yer: avcılar üst geçidi
saat: 07.30
insanlar üst geçitten akın akın metrobüse doğru yol almaya; işlerine, okullarına veya gecikmekte oldukları yere yetişmeye çalışırken, zaten kıç kadar olan geçitte karşılıklı iki kişi her sabah* broşür tarzı bir şeyler dağıtıyor. zaten akmayan üst geçit yaya trafiği iyice kilitleniyor. hemen sola dönüldüğünde ise akbil turnikelerinin öncesinde bir bayan daha aynı tarz bir dağıtımda. şimdi acaba o broşürleri almamak mı duyarsızlık, alıp o kişileri sabahın köründe oraya diken öküzlerin g.tüne sokmamak mı?

ayrıca bu ve benzeri broşür dağıtıcılar bu işi hayrına yapmıyor, orada dikilmelerinin sonucunda para kazanıyorlar. o yüzden bir duyarlılık-duyarsızlık tespitinde bulunmak mümkün olmasa gerek.
ege üniversitesi öğrencisi olabilir.

(bkz: öğrenci çarşısı)

ilgisiz bakınız;

(bkz: üniversiteli olduğunu belli eden çöm)
*
paraylı mı alıyorsun el ilanını ya da broşürü de Allah'sız. karşındaki apışıp kalıyor hiç düşünmüyorsun.
daha önce uzatılan bilmem kaç tane şeyden sonra usanıp bi daha almayacağına kendi kendine söz vermiş duyarlı insandır. (bkz: ne dedim lan ben)
güzellik merkezlerinin tanıtım broşürünü almayan yetmiş yaşındaki amca nasıl duyarsız oluyor anlamadım diyeceğim durumdur.
10 defa uzatılan broşürü uzatılan başörtüyü diye okumak.
alın verin ekonomiye can verin diyerek hükümetin kastettiği alıp vermeyi yerine getirmeyen bedbaht.
dağıtılması yasaklanası şeylerin başında gelen bir kavram kargaşası, hatalar bütünüdür. dağıtan arkadaşların hiç bir suçu olmaksızın tepki görmesi ayrıca bir bedevi durumudur.basılı metaryal yolu ile bir ürünün tanıtımının yapılması ürün için bahtsız bir durumdur. kağıt israfı, çevre kirliği gibi majör faktörler bir yana, şehrin kalabalıklığında birinin birşeyi zorla elinize vermesi kavga da bile yapılmaması gereken bir harekettir.
(bkz: meğersem ben bir hayvanmışım mahmut)
dagıtılan broşürü alıp okumadan çöpe atmak yerine almadan geçmeyi terch eden insana yapıştırılan etiket.
aynı caddeden günde 4 kere geciyorum. bilmem ne örgütüne mensup insanların dagıttıgı broşürden her defasında almak durumunda mıyım? ben ya da benim gibi insanlar duyarsız oluyor öyle mi? onu alıp okumadan çöpe atmak sahtekarlık degil mi?
ayrıca mesela sokakta simit satanlar da isini yapıyor. adam işini yapıyo duyarsız kalmayayım diye her önünden gectiginde simit mi alıyorsun?
böyle insanları yaftalama yarısında olmamak lazım.
terbiyesizdir. hiç almak istemiyorsa, broşür dağıtana ayıp olmasın diye almalı, 2-3 metre yürüdükten sonra çöpe atmalıdır. böylece sorun ortadan kalkar, herkes mutlu olur.
osmaniye halkıdır. birkaç gün önce hastaneye gitmiştik osmaniye'ye ikizimle. sonra hastanenin camından aşağıda palyaço kılığında el sanatları sergisi broşürü dağıtan genci izlemeye başladık. özellikle ortaokullu liseli kızlar hiç almadılar broşürlerden. çocukcağız saatlerce bekledi ama çok az kişi aldı. biz de yukardan millete "alsanız ne olur allahsızlar" diye söyleniyorduk. sonra bizi farkeder de dalga geçtiğimizi sanar mı acaba diye endişelendik ama bakmadı. biz de gülmedik zaten.