bugün

o duyarsızlardan biriyim evet.
Broşürü dağıtılsın diye veren kişinin durumu var bir de. Adam reklamını, tanıtımını yapmak için broşür veriyor. Dağıtana da karşılığında para veriyor. Ama broşürleri gören eden yok. Çünkü hayrına diye alıp çöpe atıyor herkes. ilgisini çekecek olan kişi göremiyor.
Bazen almam teşekkür eder geçerim ama bazen de broşürü dağıtan kişiye üzülür alır katlar cebime koyarım. Broşür dağıtan insanlar genelde azıcık harçlık çıkarmak isteyen öğrenci gençler oluyor arkadaşlar ve ellerindeki broşürleri bitirene kadar orada ayakta saatlerce bekliyorlar. Almayacaksanız da en azından görünmezmiş gibi tepkisiz kalmayın. Teşekkür edin çok zor değil.
uzatan kişiden daha duyarlı olduğu kesindir. ön yargıyla yaklaşılmamalıdır.
yıllardır duyarlı olmasını sömüren yaratıklarla uğraşmıştır ve artık kim önemli bir şeyden bahsediyor kim bahsetmiyor umursamaz olmuştur.

üniveriste birdeyim. yolda bir kız var, elinde de broşürler. gelip geçen insanlara bir şeyler anlatmaya çalışıyor ama kimse durmuyor. ben de görüp duruyorum ki anlatsın ve görsün ki ilgilenen insanlar var motive olsun. yanından geçerken beni durdurdu ve anlatmaya başladı. "biz engelliler için şöyle bir dergi çıkardık bunu satıyoruz, parasiylan da onlara yardımda bulunuyoruz" normal ücreti üç tl imiş ama ne kadar verirsem olurmuş. ben de beş lira verdim, dergiyi aldım. yoluma devam edecektim ki "daha fazla verenler oldu. bu kadar mi vereceksiniz? " ulan arkadaş bu nasıl bir sorudur yaaa. amacın ne senin. ben de "öğrenciyim" dedim sadece. sonra bana inanılmaz bir teklifle geldi. " dergiyi bana verseniz ve ben sizin adınıza bu dergiyi daha yüksek fiyat veren birine satsam olur mu ?" dondum kaldım. ben de " hayır içindekileri merak ediyorum. okuyacağım "dedim ve yoluma devam ettim.

böyle broşür dağıtanlar oldukça alacak adamlar da almaz oluyor. herkes sahtekar olmuş bu devirde. o yüzden samimi iseniz zaten duyarsız olarak nitelemezsiniz almayan kimseyi. alan kişiye de daha fazla iteleme çabası içinde olmazsınız. almayan hakkında da "acelesi vardır" diye düşünür geçersiniz.
alıyorum, benim için oldukça değerli ve gramının değerini bildiğim için broşür diye boş gözlerle bakmadığım kağıt.
vermesini bilmiyorlar. insana öyle bir uzatıyorlar ki herhalde bu adam manyak deyip elindekine bakmadan ilerliyorsun.
biraz önde yürüyen kişinin aynı broşürü almaması da buna sebep olur. bir nevi sürü psikolojisidir.
o broşürlerin tamamı dağıtılında adamcağızın parasını alabileceğini bilmeyen insandır. ama içten içe merak eder ben alıp atıyorum, o da atsa hepsini dağıttım dese ne olur yani diye.
cornelia adlı yazardır.

zamanında broşür uzatan bir adam suratıma yanlışlıkla osmanlı yumruğu indirmişti. o günden sonra "istemiyorum kardeşim" der geçerim.
kağıdı uzatan adamı sinir etmek için sırf bu pisliği yapardım zamanında. sonra bir gün dalgınlığıma gelerek adamın uzattığı kağıdı tuttuğumu farkettim. saniyenin onda biri zarfında kağıdı elimden bırakıp yere savruluşunu herifle beraber izledik. o gün aklıma şimşek gibi kazınmıştı bu yeni fikir. o günden beri bu tipleri sinir etmek için farklı bir method kullanıyorum artık.
adam seçmeden dağıtılan broşür gereksizdir. gereksiz broşüre duyarlı olmaya gerek yoktur. yoldan her geçene değilde doğru kişiye uzatılmalıdır, haliyle broşürü dağıtan insanda çok önemli oluyor bu durumda, sadece dış görünüşü değil, dış görünüşten anlayan birisi olmalıdır.
(bkz: bakırköyde çöp kutusu yoksa suç bizde mi)
(bkz: kendisine broşür uzatılmayınca kahrolan hassas)
alıp da 20 metre ileride yere atmak istemeyen duyarsızdır.
(bkz: brosur alinca karizmasinin cizildigini dusunen emo)
osmaniye halkıdır. birkaç gün önce hastaneye gitmiştik osmaniye'ye ikizimle. sonra hastanenin camından aşağıda palyaço kılığında el sanatları sergisi broşürü dağıtan genci izlemeye başladık. özellikle ortaokullu liseli kızlar hiç almadılar broşürlerden. çocukcağız saatlerce bekledi ama çok az kişi aldı. biz de yukardan millete "alsanız ne olur allahsızlar" diye söyleniyorduk. sonra bizi farkeder de dalga geçtiğimizi sanar mı acaba diye endişelendik ama bakmadı. biz de gülmedik zaten.
terbiyesizdir. hiç almak istemiyorsa, broşür dağıtana ayıp olmasın diye almalı, 2-3 metre yürüdükten sonra çöpe atmalıdır. böylece sorun ortadan kalkar, herkes mutlu olur.
dagıtılan broşürü alıp okumadan çöpe atmak yerine almadan geçmeyi terch eden insana yapıştırılan etiket.
aynı caddeden günde 4 kere geciyorum. bilmem ne örgütüne mensup insanların dagıttıgı broşürden her defasında almak durumunda mıyım? ben ya da benim gibi insanlar duyarsız oluyor öyle mi? onu alıp okumadan çöpe atmak sahtekarlık degil mi?
ayrıca mesela sokakta simit satanlar da isini yapıyor. adam işini yapıyo duyarsız kalmayayım diye her önünden gectiginde simit mi alıyorsun?
böyle insanları yaftalama yarısında olmamak lazım.
(bkz: meğersem ben bir hayvanmışım mahmut)
dağıtılması yasaklanası şeylerin başında gelen bir kavram kargaşası, hatalar bütünüdür. dağıtan arkadaşların hiç bir suçu olmaksızın tepki görmesi ayrıca bir bedevi durumudur.basılı metaryal yolu ile bir ürünün tanıtımının yapılması ürün için bahtsız bir durumdur. kağıt israfı, çevre kirliği gibi majör faktörler bir yana, şehrin kalabalıklığında birinin birşeyi zorla elinize vermesi kavga da bile yapılmaması gereken bir harekettir.
alın verin ekonomiye can verin diyerek hükümetin kastettiği alıp vermeyi yerine getirmeyen bedbaht.
10 defa uzatılan broşürü uzatılan başörtüyü diye okumak.
güzellik merkezlerinin tanıtım broşürünü almayan yetmiş yaşındaki amca nasıl duyarsız oluyor anlamadım diyeceğim durumdur.
daha önce uzatılan bilmem kaç tane şeyden sonra usanıp bi daha almayacağına kendi kendine söz vermiş duyarlı insandır. (bkz: ne dedim lan ben)