bugün

üniversiteye gidip birşey öğrenemediğini farkedip bırakmak en mantıklısıdır bu durumda.
(bkz: ortamlari bilgiyle sikmek)*
her şeyi öğrendiğini sanarak üniversiteden mezun olan insana tercih edilebilecek mezun. en azından ukala değildir.
diplomalı cahildir. üniversiteden hiçbir şey öğrenemeden mezun olmak mümkün müdür acaba?
(bkz: tek birşey öğrendim o da öğrenmeyi öğrenmek)
(bkz: kantin çocuğu)
(bkz: iibf mezunu olmak)
Öğrenmekle neyi kastetiğimize göre doğruluğu tartışılır deyimdir. Öğrenmek hayatın kendisi olduğu için bu durumda da çok şey öğrenmiş olarak mezun olursun aslında. Yalnız yaşamayı, kendi ayakların üzerinde durmayı öğrenirsin. Yemek yapmayı, makarnayla kaç farklı şekilde yemek yapılabileceğini öğrenirsin. Bulaşık yıkamayı, ütü yapmayı öğrenirsin.
Bilgiyi hatırında tutamasan da onu kullanmayı öğrenirsin. Öğrenirsin oğlu öğrenirsin.
Hiç olmadı senden bir bok olamayacağını öğrenirsin*.
bu konuda en büyük suç hoca diye öğrencilerin başına dikilen çoğunluğu kasıntı, bilim adamı çakması kişilerdir. ne doğru düzgün bilim icra ederler ülke adına, ne de öğrencinin öğrenip öğrenmediğyle ilgilenirler. çoğu derse gelip siyaset yapar. kendini protokol insanı gördüğünden sanki haberleri olacakmış gibi hükümete, muhalefete çatar. falan filan.

ey hoca denilen canlı! hakikaten boş denilen işler bunlar. sen öldüğünde seni hatırlatacak bir şeyler bırakmaya çalış dünyaya. sonra yiyorsun küfürü hakareti öğrenciden.

not: bütün genellemeler yanlıştır önermesinden yola çıkarak birçok değerli kişiliği muaf tutuyoruz.
mümkün olmayan bir şeydir.

dersleri ne kadar sallamasanız da hayata karşı birşeyler öğreniyorsunuz mutlaka. armut gibi gelip gitmeniz birşeyi değiştirmiyor. ''ben fena asosyalim, kimseye merhabalaşmam bile'' derseniz orası ayrı.
bahsi geçen üniversite, türkiye'deki bir üniversiteyse gayet olağan bir durum.
(bkz: yata yata geçmek)
çoğu mühendis adayının başına gelen durum.
misal:
teorikte matematiğinin göbeğini çatlatırsın.
dershanede 2 öğrenciye rezil olursun.
teori ile pratik hiç bir zaman bir olmadığı için üniversiteden bir şey öğrenmeden mezun olmak gayet meşrudur efendim.
türkiye'nin resmidir.
eğitim fakültelerinden mezun olanlar bunu diyorsa vay halimize ki eğitim kalitesinin tartışılır olduğu ülkemizde böyle mezunlardan çok olduğu da yadsınamaz bi gerçektir.
üniversitedeki teorik bilgilerin, uygulama safhasında zıçmasıdır. yığınla bilgiyi öğreniriz. ama bunu nasıl kullanabileceğimiz hakkında kimsenin fikri yoktur.
iibf'den mezun olacaksanız ve gündemi takip ederseniz 'düşük kur yüksek faiz' politikasını anlamak yeterlidir.
üniveristede hocaların bilgileri fitil haline getirip bünyeye zerk etmelerini bekleyen, ardından dahileşeceklerini zanneden tembel insanların başına gelebilir bir durum.

en başından kafandaki oxford, harvard, bilim yuvası fikrini atacaksın, önyargılarını ve kulağındaki tıpaları da tabi ki. öyle çimlerde oturarak nirvanaya da ulaşılmıyor.

eğitim hayatın boyunca kaç kez bir hocanın odasına gidip soru sordun, fikir danıştın, kaç projenin içinde yer aldın, kaç araştırma yaptın, ya da kaç tane kitap okudun, hiç düzenli gazete aldın mı aylarca, yıllarca?

bunları da yaptım yine bi bok anlamadım diyorsan teoriyle pratiğin mavi ve kırmızı hap kadar farklı şeyler olduğunu anlamamışsın demektir.