bugün

çoğunluğu apolitik olduğu düşünlen ancak öyle olmayan gençliktir.
(bkz: türk gençliği) *
sadece sokakta görülen tikilere bakılıp ya da akşam televizyon karşısına kitlenen kişilere bakılıp karar verilmemesi gereken gençliktir.
zeki,çevik, akıllı gençlerdir.
(bkz: türk soyundan gelen gençler)
bindik bir alamete gidiyoruz kiyamete dememeli inşallah kitlesi..
AGAid'in araştırmasına göre Türkiye'deki gençlerin çok büyük bölümü ülkenin geleceğinden umutsuz. Gençlerin yüzde 58'i vergi kaçırmayı yüzde 41'i de rüşveti savunuyor.
http://www.radikal.com.tr...12.2008&CategoryID=97
yunanistan gençliğinin komşusudur.
hayatı kabuğunda yaşayan gençliktir.
kitap okumadığı sürece köy ya da kasaba olamaz.

(bkz: koy ya da kasaba olmak)
eli roth'un hostel serisinin son bölümünde olaylar atina da geçmekte,filmin senaryosunda olması beklenen ufak bir diyalog şöyle;
türk genci:9 eylül 1922 yi bilir misın sen dostum,atalarımızın sizleri izmirin soğuk sularına döktükleri günü.
yunan genci:sen 2008 in aralık ayını anımsar mısın dostum,atalarımızın değil,bizim dünyayı değiştirmeye yönelik direnişimizi.

kısacası geçmişin dibine kadar çökmüş,geçmişin geçmişliğinden başka anlatacak bir anlatısının olmadığı kitledir.
ve işte bu kitledir ; geçmişimizin üzerine,en az geçmişimiz kadar onurlu yeni direnişler ekleme fedekarlığını gösteremedikleri için geçmişimizi ağızlarında sakız yapıp laçkalaştıranlar.
kimisinin tek aşkı futbol, kimisinin arabesk şarkıcıları. kimisi roberto carlos hastası, kimisi hagi. bazısı seda sayan izler, diğeri yemekteyiz. bunları beğenmeyen de bütün gün msn'de yabancı kızların peşinden koşar. çoğu demokratım, atatürkçüyüm der, demokrasiyi oy kullanmak zanneder. kimisi de osmanlı fanatiğidir, hala 1453'de yaşar. diğeri orta asya bozkırlarını düşünür, öbürüsü ise humeyni'yi.

bazısının okuduğu tek kitap metal fırtına'dır, kimileri de hitler'in kavgam kitabını en çok satanlara sokmayı başarır. bazısı ülkeyi kurtlar vadisi'nden öğrenir, tesbih çekerken yere tükürerek erkek olur, diğeri sigaraya başlayarak. mevlana'yı çoğu çok sever, yine de 'ya sev ya terket' felsefesinden vaz geçmez.

kimisi erkek arkadaşının sözünden çıkmaz, kimisi erkek arkadaşı 'höt!' deyince susar, özür diler. hayatta emir almaktan başka bir fonksiyonu yoktur.

bazısı da benim gibi karamsardır, sadece bardağın boş tarafını görür. diğerinin ise gözü bozuktur, bardak ağzına kadar dolu zanneder.

demem o ki rüzgar hangi yöne eserse kuru yapraklar gibi o tarafa anlamsızca savrulan bir gençlik.

***

belki şu istatistikler bazı şeyleri açıklar:

- Toplam nüfusu sadece 7 milyon olan Azerbaycan'da kitaplar ortalama 100.000 tirajla basılırken, Türkiye'de bu rakam 2000 - 3000 civarında basılmaktadır.

- Gelişmiş ülkelerde kişi başına düşen yıllık kitap alımı, ortalama 100 ABD doları, Türkiye'de ise bu rakam 10 ABD dolarının altındadır.

- Türkiye'de her 100 kişiden sadece 4,5 kişi kitap okuyor.

- Japonya'da yılda 4 milyar 200 milyon kitap basılıyor. Türkiye'de sadece 23 milyon.

- Birleşmiş Milletler insani Gelişim Raporu'nda, kitap okuma oranında Türkiye, Malezya, Libya ve Ermenistan gibi ülkelerin bulunduğu 173 ülke arasında 86. sırada.

- Japonya'da kişi başına düşen kitap sayısı yılda 25, Fransa'da 7. Türkiye'de ise yılda 12 bin 89 kişiye 1 kitap düşüyor.

- Türkiye'de yüksek öğrenim görenlerin oranı 1965'e göre 14 kat arttı. Ama Yüksek Öğrenim mezunlarının kitap okuma oranı 1965'in de altında kaldı.

Dünyada Bir Yılda Ders Kitapları Hariç Basılan Kitap Sayısı
Amerika: 72.000 Almanya: 65.000 ingiltere:48.000 Fransa:39.000 Brezilya:13.000 Türkiye:6.031

bazısı da istatistiğe inanmaz, 'bunların hepsi türk düşmanı' hezeyanını yaşar.
bugün ki türkiye gençliği, türklük tarihinde hiç olmadığı kadar andaval bir gençliktir.
tıpkı mehter yürüyüşü gibilerdir...
zaman zaman aklı başında bir kaç yiğit**** çıkıp türkiye yi bir adım ileri götürür, ama her nedense tam da bugünlerde ki gibi genç andavallar, tıpkı sürü misali takılırlar bir arap sevicinin peşine türkiye yi geri geri çekerler.

eller gider uzaya türkiye gider arabistana.

arap götü yalayıcısı gençlik.
miskindir, ottur, sahte okeydir.

önemli bir kısmı, kız düşürme ihtimalini düşünerek de olsa, ağzını açınca 'özgürlük istiyoruz yaee' diye geveler, youtube'a erişilmez susar, rtük sikimsonik yasaklar peydah eder klavye başında protesto eder, ne politikadan anladığı vardır ne de dünyadan en ufak bir haberi. apolitik ol da kardeşim, sen bildiğin otsun, apolitik olmak dünyaya gözünü kapatmak değildir. bir bak etrafına, miskinliğin lüzumu yok. yine saçını sik gibi bir şekile bürü ama bunun yanında bir de adam ol.
fikirleri sabittir, üretken değildir, çözüm bulmaz, sadece lafı koyar gider. her kafadan ses çıktığı için bu hale geldik zaten.

birde liderlerin seçim konuşmalarını izlemenizi istiyorum. özellikle parti taraftarlarının nasıl gaza geldiğine bir bakın. lider taraftara gaz veriyor, taraftar lidere. 69 gibi bir şey.

zeki değillerdir, çevikte değillerdir, akıllı hiç değillerdir. ben aklını kullanmayan adama akıllı demem, diyemem.

-benim oğlum akıllı ama aklını kullanmıyor.
+tabi tabi.
-sen bir şey mi ima etmeye çalışıyorsun?
+aman ne tatlı oğlunuz var diye mırıldanıyordum.
-sen benim oğluma tatlı mı diyorsun edepsiz!
+......
-kaçma, gel buraya!

dipnot: birde tavuk götüne merak salmışlardır ki hiç sorma!
hakkında yapılmış bir araştırmanın sonucuna rastladığımda teknik olarak içinde bulunduğum fakat düşünsel olarak uzağında olduğumun farkına vardığım umutsuz görünen gençlik.

neden mi bu kadar karamsar konuştum: http://www.dipnot.tv/2569...spx#.T19vW-njuYI.facebook
(bkz: bok)
türk gençliğini türkiye gençliği olarak yazacak kadar dilini unutmuş gençliktir. yarın fransız gençliğine de fransa gençliği der bunlar.
1960 70 80 90 doğumluları bir gözlemleyin (0 lar yanıltmasın 1962, 1991 vs olabilir). ortaya çıkan gerçek her geçen gün bireyselliğin dolayısıyla bencilliğin artıyor olması, apolitik insanlar, bananecilik, vurdumduymazlık vs.
'Birinci vazifen Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir' sözünü üzerine almayan gençlik.
türkiye li gençlerdir. ama biz türkiyeli değil, türküz. ve dolayısıyla biz türk gençliğiyiz !
türkiye gençliği değil türk gençliğidir. ancak millete türklüğünü unutturmaya çalışıp bu sayede kendini türkiye nin gerçek sahibi ilan etmeyi amaç edinmiş insanlar ve de hiçbir boku tam olarak bilmediği halde sadece marjinal görünmek adına bu tür lafları kullanan sikimsonik insanlar varolduğu sürece bu tür hitap şekillerini görmemiz de gayet normaldir.

ne kadar yukarıda saydığım sebeplerden dolayı normal bir şey olsa da hepsine benim bacağım girsin orası da ayrı bir mevzu.
ölüsü bile batı gençliğinden yeğdir lan.
son yıllarda hayatın tüm anlamlı güzelliklerinden uzaklaşana & uzaklaştırılan gençliktir. tüketim toplumu kavramının daha ilerisi olan tüketim ilişkileri girdabına girmiştir. ilişkisi olmayanın; hayata,sevgiye,ideallere ve geleceğe dair sözleri olanları değersiz gören gençliktir. erkekleri kızlaşan, kızlar versin diye her şekle girme seviyesizliğine düşen gençliktir. önce kişilik otursun sonra sevişirsiniz gençler. zor değil bunlar.
rahmetli erbakan hoca'nın gençliğe hitabesini dinlemesi gereken gençliktir.

http://www.dailymotion.co...-necmettin-erbakan_school
dilini anlamak için yurtdışından gelenlerin daha ileride olacağı gençlik. her nedense türkçe kelimeleri kullanmamakta inat ediyorlar. bu misafirperverlik değil, yakın çevreden utanmaktır. özentiliğin en temeli aile içindeki birliktesizlikten başlar.

haliyele diyanet bile kız çocuğuna olan şehvete meşru cevaplar veriyorsa, yazık o ülkenin vatandaşlarına.

insan kendine bağırır, küfreder. bunlar, cibiliyetsizliğin davranışa dönüşmüş halleridir.