bugün

entry'ler (723)

minik gülce için yardım kampanyası

29 mayıs'tan bu yana ilgi görmemiş kampanya.

başlığı hareketli tutarak yardımcı olabilirsiniz sevgili ulular. bilmelisiniz ki gülce'yi yalnız ama yalnız sizyürütebilir, güvenle koşmasını sağlayabilirsiniz.

vakit olmadığından tekrar her şeyi yazamayacağım ama buraya ekşi sözlük'ten aynen kopyalıyorum. https://eksisozluk.com/mi...ardim-kampanyasi--4794727

eğer yapabilirseniz, buradaki arkdaşlar bu başlığı günce tutabilirlerse harika olur. sözlükler bu zamana dek çok şey başardı. bu seferki yavaş yavaş kas kontrolünü yitiren 9 yaşındaki bir çocuk için. buna mahkum edilmemeli. bu fedakar aileye destek olmalı, gülce'yi hep güldürmeliyiz.

lütfen destek olun..

haber ve belge linkleri:
http://www.cagdasses.com/...ce-icin-haydi-dayanismaya
http://www.gercekgundem.c...cenin-sesini-duyan-var-mi

toplanan güncel miktar: 33.000
kalan: 117.000

yayınlanan bir başka haber de bu, aile hakkında detaylı bilgi de veriyor:
gülce'nin babasını tanıyorum. genç ve gerçekten çalışkan bir baba, böyle bir dönemde yalnız bırakılmaması gerektiğini düşünüyorum.

insanlardan yardım istemek garip bir durum. daha önce tanıdığım kimse için maddi yardım talebinde bulunmamıştım. bin bir şüpheyi, soruyu insanın aklına getirir normalde ama ilgili haberde belgeler mevcut. yarın muhtemelen daha ulusal bir mecrada da haber olacak. çaresiz kalmasa bu yola başvuracak biri değil. çünkü bu biraz da zaten zor olan ekonomide, insanların kendi ekonomisinden az yada çok feragat etmesinin talebi. zorluk yaşayan bir baba herhalde en çok da bunu anlar. hele ki barış bey gibi gece yarılarına, kimi zaman sabahlara kadar çalışıyorsa.

gülce çok güzel bir kızımız, güzel bir hayatı olması için ailesi, sevenleri yanında. yalnız kalmamak, sahiplenilmek en büyük hazine aslında ve ailesi ona bu sevgiyi sağlayarak, boyun eğmeyerek, sağlıklı bir hayatı geçmesi için direnerek de destek veriyor. gülce sağlıklı bir hayatı hepimiz kadar hak ediyor. bir noktada, bu haktan faydalanması için sorumluların asıl gerekeni yapmadığı bu ortamda, bizim toplum olarak ona destek olmamız gerektiğine inanıyorum.

keşke aksi için ısrar etsek, "sistem bunu karşılamalı, bize değil devlete fatura edilmeli, sağlık sistemini adam gibi çalıştırsınlar!" diyerek inat edip bekleme lüksümüz olsa. aslında bizim var ama gülce'nin yok. gülce'nin öyle bir zamanı yok.

banka işlemleri için hesabınıza girdiğinizde, ayıracağınız bir on lira bile faydalı olacaktır. bu kampanyayı duyurmanız daha da faydalı olacaktır. umarım bir işe yarar, umarım duyulur bu kampanya. gülceye madden destek veremiyorsanız da, paylaş butonuna basabilirsiniz.

aritra

arada bir gelip buraları kolaçan eden yazar.

sözlük yazarlarının an itibarı ile düşündükleri

ben yokken neler oldu acaba buralarda?

kızları kendine sırılsıklam aşık sanan erkek tipi

asabidir, kendini en doğru zannedendir, kendince kadınlara ayar verir, dengesizdir, ulaşamayacağını anlayınca pis demeyi sevap bilir, şakadan espriden anlamaz, sonuna kadar cool guy modundadır.

olur da siz gerçekleri ona söylerseniz köpürür, akıl verdiğini düşünür ve asla ama asla kabul etmez söylediklerinizi.
he bir de; dinlemeyi bilmez.

sir ulrich

kimi neyi koruyacağını iyi bilen yazardır. 2000 yılından çok önce doğup beynini çalıştırmayı unutanlara ibret olacak kadar akıllı, bilgilidir. ecevit'in şu ülkenin gelmiş geçmiş en iyi başbakanlarından biri olduğunu anlayacak kadar da zekidir. aç kalacağıma satılayım zihniyetinden uzaktır.

aşk

öyle hissiyatsızım, bilmiyorum varlığını. bir yanımda biri ağlıyor, bir kız ona sarılan kollardan bahsediyor.
öyle hissiyatsızım, göremiyorum seni. çekmecemde sakladığım tüm o kağıtlar varlığına dair kanıt gibi duruyorlar. "vardım ben" diyorsun, inanmıyorum sana. peki ya o kelimeler? o harfler bana ait değil diyorum, benim yazım böyle değil.. "a" harfini böyle yazmam ben.. "y" hiç tanıdık gelmiyor..
öyle hissiyatsızım ki, dokunmuyor bana ne rüzgar, ne güneş.. ne deniz ıslatıyor beni, ne kumlar yakıyor çölün kardeşiymiş gibi.
insanlar geçiyor önümden, yanımdan.. kimi kolumdan tutup "gel" diyor, kimi saçlarımı çekiştiriyor.
öyle hissiyatsız kaldım ki "biriniz yüreğimi koparabilir mi acaba?" diye yalvarıyorum. "biriniz yüreğimi söküp çıkarsın, görmek istiyorum hala atıyor mu?".. ve insanlar, hepsi teker teker kayboluyor.

yoksun.
ateşten zincirlerinle yakıp gittin.
"ağlama, bak ben ne kadar neşeliyim" dedin, gittin.
bir erkeğin kolları oldun, bir kaç satır ah oldun, kan oldun, mürekkep oldun ve ziyan olmuş bir kaç kağıt parçası anı niyetine ve gittin.
öyle dokundun ki yüreğime sırça kesildim. berrak diyorlar bana şimdi senin yüzünden, nefretim gibi sevgimi de donmaya mahkum ettin.
ve bak, sayfalar süren maceralarımın gölgelerine bile sahip değilim artık. kelimelerin sahibi değilim. harfler artık hizmet vermiyor bana.
büyümü çalıp, gittin.

yoksun artık.
ne acınla, ne neşenle, ne hatıralarınla.
tadını hatırlamıyorum.
kokunu hatırlamıyorum.
rengin silindi zihnimden.
varlığına dair her adımın izi teker teker yitip gitti bu çölde.

yazamıyorum artık eskisi gibi.
düşünemiyorum.
hislerim kayıp.
deliremiyorum, sakinleşemiyorum.

araf..
toprakların ne acı..

aşk.. seni tanıyamam artık. yüzünü hatırlamıyorum. sesini hatırlamıyorum. gecelerin yok, gündüzlerim zaten insan kaynıyor. tamir olamıyorum..
aşk..
yüreğimi öldürüp gittin. ateşi ve suyu alıp gittin.
artık yoksun aşk.. adından haberdarım ama, bana sayfalar dolusu yazılar bırakmışsın ama, seni hiç hatırlamıyorum.

"iki sene onceydi hatırlamıyor musun?" diyor bana kağıtlar.. cevap veremiyorum.

benim için, bu yazı kadar dağınık, odam kadar eski, rengim gibi soluk ve çocukluğumdan kalma büyüm gibi hayal meyalsin.
yüreğim kadar cansız, ruhum gibi kayıpsın.

yoksun aşk... artık yoksun.

lynyrd

dayanamayıp aslında boğa burcu olmadığını, ama boğa burcu erkeklerine olan hayranlıktan ötürü öyleymişcesine hareket ettiğini üstüne bir de yengeç burcu olduğunu itiraf eden yazar. kanmayınız efendim.

burçlara inanıp allah a şirk koşan insan

(bkz: burada)

cotton candy

nur içinde yatsın.

spartacus blood and sand

(bkz: konulu dizi)

hasgilraen

7. nesil görünümlü nesillerin sultanı yeni yazar. iyi de yazar. çaylaklık devresini atladığı gibi, sir ulrich üstadımızın katılımının ardından, edu birliğinin temel yapı taşı olarak varlığını aramızda sürdürecektir. hom badidir, bacıdır, candır.

sir ulrich

şimdi efendim bu genç delüganlı hombadilerin en kralı olmakla beraber, kalemi güçlü, adımları sert, yiğittir. candır deriz ya hakkaten öyledirbir insan bu kadar mı içten, naçizane, ulvi olur. bunun bir de hasgilraen modeli var elimde, amaan evlerden uzak, cadıı, nahleet. ama sir ulrich iyidir, canını teslim eder uyursun.

has gilraen

7. nesil görünümlü nesillerin sultanı yeni yazar. iyi de yazar. çaylaklık devresini atladığı gibi, sir ulrich üstadımızın katılımının ardından, edu birliğinin temel yapı taşı olarak varlığını aramızda sürdürecektir. hom badidir, bacıdır, candır.

lynyrd

şöyle bir bakınca belli oluyor ki lynyrd kişisi yokluğuma dayanamayıp "bu sözlük bana cehennemdir, herkese cehennem ederim" demiş ve paçayı sıvamıştır. ah benim lynyrd'im, masumların günahını almak mıdır aşk acısı? yokluğumu yok etmeye çevirmek midir özlem? sabretmek değil midir aşkla savaşmak? yapma lynyrd.. kimsenin suçu yok. döndüm işte. sakinleş artık. husssh baby, dry your eyes, i'm right here. yaa yaa..

picnick

sadece sorunlu olsa yine iyidir. hem sorunludur hem çakaldır.
her hafta farklı bir bahaneyle gelir sınıfa adım atmaz duygu sömürüsü yapar.
yok efendim bilmem kaç yüzyıl önce bugun doğmuştur, yok açtır, yok hastadır.. bitmez dırdırı.

bir de yeni evinde bulaşık makinesi mi varmış ne, o konuya hiç girmek istemiyorum.

daha da beteri ne dese beğenirsin sözlüküm? ben korkutucuymuşum da, ben uyuzmuşum da, o sınıfım diye bağrıma bastığım insanlar meğer beni ruh hastası sanıyormuş da... satanist dediler sesimi çıkarmadım, bilmiş dediler sesimi çıkarmadım. ama korkunç? ama uyuz? ruh hastası belki ama hani benim kedi köpek arasında geçen sakin mutlu hayatım?
tamam belki başlarda evle yaşadığım problemlerden ötürü az bişi asık suratlı oldum kabul. hocalar farkedip anlayış gösterdi hatta. fakat olur böyle şeyler kuzum. çok kızdım çok.

not: aramızda bazı hainler var picnick kişisi. benim sokaktaki dalgın ve kendi halindeki yürüyüşümü "işi düşmeden selam vermez"e yormuşlar. ne zaman onlara işim düştüğünü sorduğumda cevap verememeleri zaten her şeyi gayet net açıklıyor. adada herkes ayrı deli diyerekten geçiyorum. yine de bir süre her selamımdan önce çıkarım olup olmadığını belirteceğim. hatta diyorum ki bi kutu gofret alıp dağıtsam mı çıkarım olmadan? belki yerler. hım?

lynyrd

dayanamayıp firar etmiş. neden? sırf orada geceleri yalnızkene bana yazdığı şiirleri yollayabilmek için. sonra da çarşı izni aslında diye üstünü örtmüş. hadi öyle diyelim şimidilik.

kopush

650 yürocanı bana fazla gören yazar. yazıklar olsun. *

çenesi hiç durmayan bir kadınla evli erkek

kendi çenesi de hiç durmuyorsa gayet mutlu olan erkektir.

evden cikar cikmaz turbanini cikaran kiz

evden çıkar çıkmaz yapamayacağı için böyle bir kız malesef yoktur. en az iki otobüs aktarması yapıp güvenebileceği bir cafenin tuvaletinde yapabilir ancak. olmadı arkadaşına gider, orada özgürlüğünü kısmen tadar.

bir kızın bakire olduğunu anlama yöntemleri

kişinin kendi mallığını ispatlama yöntemleriyle aynıdır. karşısındakinin bakire olup olmadığını anlamya çalışırken ağzından akan salyalar zaten kafadan haller olayı.