bugün

türkiye de her geçen gün artan işsizlige paralel olarak bütün gençliğin memur olma çabasıdır. son derece başıbos sorunsuzca bir hareket ve eylemler topluluğudur. suan için bütün gençliğin tek düşüncesi memur olup sırtını devlete dayamak ve sosyal paylaşım sitelerinde türkiye ekonomisinden veryansın etmek. kpss yi sorun olarak görmekte ve adaletsiz olduğunu düşünmekte olan bu vatandas hiç bir zaman düşünmez ki ülkede herkez memur olmak oturup sıkıntı çekmeden para kazanmak istiyor, hal böyle olunca doğal olarak kimse kpss sınavini sevmiyor. abe güzel kardesim git ve çalış didin cabala ekmeğini taştan çıkar ama hiç bir zaman oturup kazanmayı düşünme. saygılar
kendini garanti altına alma çabasında, sürekli maaş düşüncesiyle bireysel gelişimi engelleyen zihniyet.*
acınası haldir, yaşamaktan bu denli korkulur mu tanrı aşkına.
bankamatik memuru olmak istiyordur o zira memurlukta hayal edilen sabah masasında kahve içip haber sitelerine göz gezdiren arada bir önüne gelen evraka göz atıp, imza vs. işleri halleden bir taş atıp kolum mu yorulur ki diye düşünen benim de kısmen içinde olduğum gençliktir.* *
devletin malı beleş yemeyen keleş.
hala özel şirketlere güvenin az olması. *
devletin malı deniz yemeyen keriz hesabı bir şey .
Bankalar da çalışan, esnaf olan, resmi kurumlarla kafa kafaya gelmiş daha dogrusu getirilmiş şirketlerde çalışanları görüp dinleyip devlet yine de uzun bir süre çalışılası yer olacağını dusunmekte ve özel sektörün bu ülkede çalısmaya endeksli olmadıgını görmekte en sonun da ise özel is yapmak bu ülkede pek adil gelmemektedir.
lisans mezunu ise gayet mantıklıdır.
elin oğlu sabah 7 aksam 8 ki bir pazar günü tatil veriyor verdiği para mühendis için 3000 tl taş çatlasın.
ama devlet öyle mi? bir düzeni var sabahı belli akşamı belli ama tatili belli maaşınında özelden bir farkı yok.
annelerin, babaların çocuklarına baskısından dolayı bence;

bak çocuğum özel iş oldu mu seni hemen atı verirler, olmaz öyle çocum. en iyisi devlet işi. az maaş al kafan rahat olsun. bak babana maaşı zamanında, özel iş olsaydı ne olacaktı bugün verecekti yarın aç kalacaktın vs...
devlet kapısını garanti olarak görmek.
özel sektördeki istikrarsızlık, her 10 yılda bir patlayan ekonomik krizler,az olsun sağlam olsun anlayışı tüm gençleri memur olma çabasına itmektedir.büyük çabalarla kazandığın lisans bölümünü bitirdikten sonra işsiz kalacağım korkusuda bunu tetiklemektedir.şu an üniversite okuyan gençlerin birçoğu memurluk hayalleri kurmaktadır(okuduğu bölümle alakasız bile olsa)

memurluğa başladıktan bir süre sonra yolda gördüğü lüx bir arabaya bakıp "ulan keşke ticarete falan atılsaydım,şimdi ay sonunu zor getitiyoz" diye içinden geçirmeyen yoktur herhalde.

devlet memurluğunun avantajı çoktur ama sıradan bir memurluk insanın yeteneklerini köreltmektedir. eğer olacaksa adam akıllı birşey olsun ki üstündeki amirlerinin ağız kokusunu çekmeye değsin.hem maddi olarak hemde mesleği ile barışık olmakla ilgili.
sırtını devletedayama çabasıdır ..
insanların iyi şartlarda çalışıp, emeğinin karşılığını alma çabasıdır.
her şeyin özelleştiği ve işverenlerin keyiflerine göre işçi çıkarıldığı içim garipsenmemesi gereken çabadır.
özel sektörde bir şekilde bir yerlere gelmiş sıfatı şef, müdür olan şahısların yaptiği ikinci sınıf muamele, iş yerindeki garip yalakalıklar, insaların eşşek gibi çaliştirilması. bunların sonunda beni ezecekse devlet ezsin arkadaş sloganiyla devlet memuru olma çabasını doğurur.
para parayı çeker ilkesince tüm girişimcilik fırsatlarının vahşi kapitalizm tekeline girmiş olmasından ve iş kurma teşebbüslerinin karşılığının kuru yorgunluktan ibaret kalacağını bilmekten kaynaklı öğrenilmiş çaresizliktir.
sıkıntı çekmeden para kazanmak isteme durumu sanki olumsuz bir şey gibi belirtilmiş. ne yani para kazanmak için illa götümüzden ter akması, ağzımıza sıçılması mı lazım. onca yıldır lise, üniversite okumak, seminer seminer koşturmak, o dil kursu senin bu bilmem ne kursu benim koşturmak yetmedi mi? yetmiyormuş galiba ki daha geçen gün katıldığım bir iş görüşmesinde 900 tl maaş teklif edildi. o yüzden devlet kadrolarında en azından insan gibi şartlarda çalışmak ve insan gibi bir para kazanmak isteği gayet normaldir. hayattan korkmayla filan da alakası yoktur.
sıkıntıya gelemeyen azcık aşım kaygısız başım diyen yatmaya alışmış gençliğin çabası, özel sektördeki disiplin, tutarlılık düzenli ve sıkı çalışma kimsenin işine gelmiyor.
Türkiye'deki gençliğin akılsız olması.
Eskiden okullar da aptallar ile akillilar ayrilirdi. Akillilar ticaret yapardi, aptallar memur olurdu. Günümüz de ki insanlarin hayali ise "kendim gibi bir memurla evlenir rahat rahat yaşarim"dir.
özel şirkette asgari ücrete bir kaç yıl çalışıp, suyu ve posası ayrılmış gençlerimizin ülke şartlarına göre çalışma olanakları ve ücretinin fena sayılmaması ve iş garantisi olması sebebiyle memur olmak için uğraşmaktadır.
öz güveni olmayan gençlerin hayalleri...
çünkü özel sektörde sosyal yaşantından dolayı çıkarılma ihtimalin var. Aklınıza gelebilecek en kaliteli şirketlerden birini düşünün. Adam burada deliler gibi çalışıyor ve sırf oruç tutmadığı için ''çalışmalarda gerekli özeni göstermediği için iş haddine son verilmiştir. '' diye bir bahane ile işten çıkarılıyor. şimdi gel de sen çalış. şirkette herkes sana baskı yapıyor, namaz kılmayanlar fişleniyor emin olun. özellikle şehir dışından gelip burada çalışmaya başladıysanız ikametgahı bahane edip işe bile almıyorlar ya da çıkartıyorlar. özel sektör badem sektörüne döndüğü için en azından sırtına dayayabilecek bir yer arıyor gençlik. Her taraf bademlik olmuş genç ne yapsın?
özel sektörde yıpranmamak içindir, çalışma saatlerinin belli olduğu bir işte çalışmak istemesidir, haftasonu tatili olan bir işte çalışıyor olmak istemesidir.