bugün

Yıllardır tofaş, efes pilsen ve ülker gibi markaların çabalarıyla bir yerlere gelmiş, efes'in koraç kupası'nı kazanması ve on iki dev adam'ın eurobasket 2001'de finale çıkmasıyla kısa süreli olarak gündemde yer almış AMA BAŞARILARIN DEVAM ETMEmeSıYLE GÜNDEMDEN DÜŞMÜŞ oluşum.

ama sanırım bir şeyler değişiyor türk basketbolu'nda. tofaş'ın çekilmesiyle efes pilsen ile ülker arasında bir alışverişe dönen basketbol liginde bu sene 5 iddialı şampiyonluk adayı var. ve bu 5 takımın tamamı euroleague ve uleb cup'tason 16'ya kalma başarısını gösterdi.

telekom ve amerikalı oyuncuları yaşadığı problemler nedeniyle efespilsen çeyrek final bileti alamazken, beşiktaş ve galatasaray ulebcup'ta çeyrek finalde eşleştiler birbirleriyle.

fenerbahçe ise dün tau ceramica'Yı DEViREREK EUROLEAGUE'DE ÇEYREK FiNALE ADıNı YAZDıRDı. vE MONTEPASCHi SiENA iLE EŞLEŞTi. FENERBAHÇE'NiN ŞANSı EN AZ SiENA KADAR VAR, ULEBCUP'TA DA iYi TARAFıNDAN BAKARSAK BiR TÜRK TAKıMı YARı FiNALDE.

BENCE TÜRK BASKETBOLUNUN TAVAN YAPTıĞı BiR YıL iÇERiSiNDEYiZ. DiLEĞiMiZ HEM bu şirketlerin BASKETBOLA KAYNAK AYıRMAYA ARTTıRARAK DEVAM ETMESi HEM DE SEYiRCi DESTEKLi KULÜP TAKıMLARıNıN BASKETBOLA ÜVEY EVLAT MUAMELESiNi BıRAKMASı.

SON OLARAK FENERBAHÇE'NiN BU SENE EUROLEAGUE'i ALABiLECEĞiNi SANMIYORUM, BURDAKi ŞANSı FUTBOLDAKi KADAR. AMA GS-BJK GALiBiNiN ULEB CUP'ı ALMAMASı iÇiN HiÇ SEBEP YOK.

BU SENE BiR AVRUPA KUPASı DAHA neden gelmesin ki BU ÜLKEYE.
yabanci sayisinin artmasi sonucu gelen basarilar gozardi edilmemelidir.milli takim kaliteli kadrosuna ragmen kimyasinda sorun oldugu icin basarili olamiyor zaten ama uc buyukler bu sene gayet basarili.tebrik ediyoruz kendilerini...
ara ara degerli basarilarin elde edildiği (96 efes'in korac sampiyonlugu, 2000 ve 2001'de efes'in avrupa ücüncülükleri, 2001'de milli takimin avrupa ikinciligi, 2006 dünya altinciligi, ...) ama ne yazik ki heyecanli karakter ismet badem'in dedigi gibi bir 'ekol' haline gelememis basketbol.
bu yıllarda takımlarımızı anlayamadığım basketboldur.

nedir bu modaya uyma arkadaş? nedir bu isimlere verilen değerler. takımlarımıza bir bakın yabancıları 1 seneden fazla oynayan yabancılar var mı? adam geliyo bir sene boyunca 18-20 sayı ortalaması yapmış. maç başına 25 top kullanmış. savunma hiç yapmamış. sonra bakıyorsun sene sonunda bir avrupa kulübüne gitmiş, devre arasında başka bir takım almış o adamı. ne farkı var bunun yıldız takıma genç takımdan oyuncu almaktan? orta ölçekli kulüpler kendilerine göre 3-4 yabancı alsa. birbirine uyumlu taşları yerine oturtsa, çoğu takımın futbolda olmayan seyirci desteği var. altyapılara önem verse kendi yıldızlarını yetiştirse. savaşan taraftar desteğiyşe uyumuyla bir takım yaratsalar. çok mu zor bu ? topla 3 yabancı sene sonunda kolejden üç tane daha deli dolu adamlar al olmaz böyle hiç olmaz hem de.

bu sorun büyük takımlarda da var. mesela en aklı başında olan takım efes pilsen'dir. bir tane transferi tutmadı bu takımın yaw. shumpert, kerem, kaya, ender ve thorton sürüklüyor takımı. takım olmak dediğin şey basketbolda çok ama çok önemlidir. eğer çok deli bütçeniz yoksa takım olmak zorundasınızdır. ama efes kendini unuttu ve sanki avrupa'nın en büyük kulübüymüş gibi saçma sapan transferler yaptı. takıma baktığınızda boş adam yok. hatta rotasyonun doluluğundan çok önemli oyuncular süre alamıyor. ancak o isimli oyuncular ne verdi takıma? santiago mesela sadece euroleague'de oynayan bir oyuncu. ne katabilir takıma? rakoçeviç mesela dengeleri bozmadı mı? takım oyununa zarar vermedi mi? bakıyorum siena'ya adamlar deli gibi takım oyunu oynuyor yahu. öyle bir savunmaları varki adamların gözü kapalı rotasyon yapıyorlar. hücumda desen en basitini öyle bir oynuyorlar aklınız durur. maçların çoğunluğu pick&roll adamların. ama bunları deli gibi ezberlemişler ve çok uygun oyuncuları var. dahası oyuncular birbirini tamamlıyor. olmadı efes takıma oyuncu doldurmakla olmuyor bu işler. bu yanlışa efes bile düşüyorsa vay halimize..

fenerbahçe-ülker ise nasıl katlanıyor o koça? oyuncuların bile nefret ettiği koçtan her hallerinden belli. fenerbahçe-ülker'de yanlışlar o kadar çok ki. takıma şu bir sene içinde giren-çıkan adam sayısı belli değil. guardımız green'di. solomon geldi, greer geldi şimdi ukiç geldi. bu arada birsürü şey değişti. kısa rotasyonu gordon giricek, ömer onan, kinsey, greer, ukiç, damir, emir preldzic oldu. soruyorum size bunlardan hangisi 3 numara oynayan oyuncu? bir tek emir preldzic oynar o da 1 numarada oynuyor çoğu kez. uzun rotasyonu desen ömer aşık, semih erden, oğuz savaş, mirsad türkcan. bir tane 4 numara var takımda rasim'i saymazsak. o da gelmiş 35-36 yaşına artık. yani bilemiyorum fenerbahçe-ülker'in işi gerçekten zor. takım yapılanması çok yanlış oldu. adam geliyor 2 idmana çıkıyor takımın best scorer'i olarak oynuyor o maçta. yani ligde her türlü kurtarırsınız ama euroleague'de organizasyon yoksa siz bir piçsiniz. itelerler sizi. bu takımda tek iş yapan davin smith'ti oda gönderildi. 40 yaşındaki adam damir herkesten daha iyi oynuyor, neden? yüreğini koyuyor çünkü. diğerleri biliyor sene sonunda gidecekler.

basketbolumuzda futbolumuza benzedi sanki. tribün olayları, takımların günü kurtarma istekleri. bir tek koçlar daha uzun süre çalışıyorlar. belki de tüm suç koçlarda ama?
son zamanlarda salonlarda yaşananlar, forma krizi gibi olaylar çerçevesinde, basketbolumuz nereye gidiyor demekten kendimi alamıyorum. devlet televizyonunda ispanya basketbol ligi maçlarını canlı izleyebilmekteyiz. hatta bu lig için yapılan özel proğramlarda maçların panoroması bile yapılmaktadır. bu durum da türk basketbolunun nereye doğru gittiği hakkında ciddi endişeler duymamıza sebebiyet vermektedir. ya bana ne ispanya basketbol liginden. ben türk basketbolu izlemek istiyorum.
fenerbahçe olmasa avrupa'da esamesi okunmayacak basketboldur.
şu anki milli takım kadrosuyla avrupa'nın en önemli ülkeleri arasında yer almaktayız. hidayet türkoğlu, şu an sakat olan mehmet okur, ersan ilyasova, semih erden, ömer aşık ve enes kanter gibi nba oyuncularına sahip. diğer oyuncularımız ise avrupa'nın en önemli oyuncuları arasında yer almakta. tabi bu önemli oyuncular arasına kadroya yeni dahil olmuş isimleri koymamız yanlış olur, örneğin izzet türkyılmaz gibi. ama onun da ilerde önemli işler yapacağı ortada.

göründüğü üzere türk basketbolu uzun anlamında iyi ve kaliteli oyuncular çıkarıyor, çıkarmaya devam edecektir de. bu yüzden uzun rotasyonunda hiç bir problemimiz yok. ama oyun kurucu pozisyonunda sadece milli takımın değil türk basketbolunun yani türk oyun kurucu yetiştirememenin eksikliğini yaşıyoruz. aslında yetiştirmekten ziyade alt yağıda önemli işler yapmış, gelecek vaad eden oyuncuları profesyonel takımlara sokamıyoruz, adapte edemiyoruz. oyuncular da basketbolun beyni kabul edilen pozisyonda ancak geç yaşlarda tecrübe kazanıyorlar. sırbistan gibi ekol olmuş bu ülkeler bu konuda çok başarılı. örneğin milos teodosic 23 yaşında dünya şampiyonası yarı finali oynadı ve takımın liderliğini üstlendi, hem de 23 yaşında. bu olmayacak iş değil, önemli olan kulüp takımlarının altyapıda yetişen oyuncularına şans tanıması.

şimdi ligimize bakıyoruz. kulüpler genelde yabancı tercihini şutör guard mevkine yapıyor. zaten alınan şutör guardlar genelde amerikalı oluyor ki amerikalılar da bu mevkide işlerinin ehli sayılır. şutör guard takıma gelince genelde 20-25 sayı gibi bir ortalama yakalıyorlar ve antrenörlerin öncelikli tercihi oluyor. sakın yanlış anlaşılmasın amerika basketbolu ile türk basketbolunu kıyaslamıyorum. antrenörlerin bu tercihi ise altyapıdan yeni a takıma çıkan oyuncunun ise daha az süre almasına neden oluyor ve oyuncu belki de tecrübe kazanacağı en güzel dönemde oyunu köreliyor, oyununu geliştiremiyor.

zaten durum ortada. türk basketbolunda şu an kerem tunçeri, ender aslan, sakat olan engin atsür, barış ermiş ve tutku açık guardlar var. hiç birinin ise şutör anlamında iyi olduğu söylenemez. doğuş balbay altyapıdan geliyor ama o da savunma anlamında çok iyi iken yine hücum anlamında isteneni verecek düzeyde değil.

diyeceğim o ki altyapıdan yeni a takıma çıkan genç guardlara daha çok şans verilmesi yönünde. yoksa hala kerem tunçeri'nin eline bakacaz. yanlış anlaşılmasın kerem tunçeri'yi asla kötülemiyorum. ama onun da süresi elbet bir gün dolacak. işte asıl mesele ondan sonra ne olacağı.
avrupa'nın en iyi liglerinden birine sahiptir.

açık ve net.

efes pilsen , fenerbahçe ve galatasaray dan sonra artık beşiktaş takımı da basketbol da iddialı bir konuma gelmiştir.

önümüzdeki sezon avrupada büyük ses getirebiliriz.
başarı, kalite, organizayon ve dünya çapında konumu bakımından türk futbolu ile mukayese edilirse çok ileridedir.

fakat nedense yıllardır ülkemizde üvey evlat muamlesi görüyor. türk futboluna akıtılan paraların 5te 1 ile yapılanlar ortada. dün, şu an türkiye liginin en iyi dördüncü kadrosu beşiktaş almanya'nın birinci takımı brose basketi deplasmanda 15 sayıyla yendi. bugün de efes pilsen geçen senenin euroleague şampiyonu olympiakos a karşı ikinci çeyrekte 40-17 önde. aynı şeyleri türk futbol takımlarından beklesek mesela. bursaspor almanya'da bayern münih'i 3-0 yense ya da galatasaray barcelona'ya ilk yarıda 3 tane gol atsa! mümkün mü? bence değil.
Romain Sato slovenya'da sudan sebeplerle dün geceyi hapiste geçirdi. ve bu nedenle de maça çıkamayacak malum.

ve bu çok ama çok önemli ayrıca türkiye ve türk basketboluna hakaret niteliğinde olan haberi bu akşam atv spor bülteni "...orta afrika vatandaşı olan futbolcu geceyi hasiphanede geçirdi..." şeklinde verdi. spiker farketmedi bile hatasını. öyle geçti gitti haber.

demem o ki beyinlerinde sadece ama sadece futbol var. kalite olarak futbolu fersah fersah aşan türk basketboluna ağzıyla kuş tutsa gereken ve hakettiği değer verilmeyecektir. burası türkiye.
son şampiyonalarda görüldüğü gibi çok bomba jenerasyonlar geliyor.2014 dünya şampiyonasından sonra 86-87 jenerasyonundan takim abiliği yapacak bir iki oyuncu olmak üzere 90 ve üstü jenerasyonlarından (özellikle 95-96) ağırlıklı bir milli takım yapmak gerekir.eğer bu jenerasyonlarla istikrarlı gidersek avrupa,dünya finalleri,hatta şampiyonlukları bile görebiliriz.olimpiyatlar madalyası bile olabilir.
basketbol sahalarinda bile futbol oynayan vatandaşlar dan oluşan bir ulke olmamiza rağmen bence amerikandan sonra en iyi basketbol ülkesiyiz gurur verici.
fenerbahçenin içine ettiği branşlardan biri.
iyice deşilirse hiç bir zaman öyle abartıldığı gibi nezih bir ortamı olmayan spor dalı.

yıllarca bize şöyle nezih böyle nezih diye anlatıldı ve sonra öğrendik ki neler dönüyor neler. misal yeri geliyor bir kulüp diğer kulüp şampiyon olmasın diye sahadan çekiliyor, yeri geliyor sahaya binlerce taraftar girip sporcu dövebiliyor lakin kulüp bir kaç maç seyircisiz cezası ile yırtıyor. yeri geliyor federasyona yalan beyanda bulunan kulüp ligden düşürülmesi gerekirken ligde tutuluyor. yeri geliyor birilerine kıyak olsun diye transferin son günü transfer yönetmeliği değişiyor. yeri geliyor olmayan fauller çalan hakemler maçlara atanıyor. yeri geliyor saha içine kadar girip rakip oyuncuyla ve kendi oyuncusuyla çarpışan koça ancak lütfen yerinize geçin diyen hakemler çıkıyor. yeri geliyor sırtına dokunup kolunu çeken taraftara tamam tamam diyen hakem çıkıyor.
bu sebeple bu spordan artık bir şey beklemeyin. en fazla 8 yıl yapacağım başkanlığı diyen adam 24 yılı garantiledi ve fiba europe başkanı olmasına rağmen hala yeni tbf seçimi yapılmamış. siz daha ne diyorsunuz.
http://www.fenerbahce.org/detay.asp?ContentID=41000 geleceği sağlam ellerde olan 5 sene sonra zirve yapma ihtimali yüksek spor dalımız.
Turk takimlarinin degil,turk oyuncularin ve milli takimin badarisi ile ilgilidir.Kat etmemiz gereken cok yol var.
Uleb kupalari olan euroleague ve eurocupta toplam sekiz takimiz var ve hepsi iddiali takimlar, banvit harici hepsi galibiyetle basladi.
Simdi bu yuksek butceli,yildizlar karmasi takimlarimizda turk basketbolu adina ne var?
Takimlari icin onemli oyunculari inceleyelim.

Fenerbahce Ulker=Devsirme dixon(takimin yedek guardi ama 20 dakika ustu sure alacagi cok mac olacaktir.
Melih mahmutoglu(takimin yedek sgsi ve kaptani.Ne kadar sure bulabilecek gorecegiz.)

Anadolu Efes=
Cedi Osman(sakatligindan dolayi hic resmi mac oynamadi ama takimin ilk bes sfsi olmasi bekleniyor ve gerekiyor.Ustune titredigimiz en degerli genc oyuncumuz umarim bir an once doner)
Birkan batuk(cedi sakatken ilk bes basladi ama yedek sf olacak buyuk ihtimalle.cumhurbaskanligi kupasi mvpsi oldu ve ilk euroleague macinda iyi oynadi.degerli bir rol oyuncusu.)
Furkan korkmazin da bu sene bu takimda cok sure alacagini dusunuyordum ama ilk iki resmi macta oyuna dahi girmedi.

Darrusafaka=
Semih erden(takimin ilk bes pivotu,en kariyerli oyuncularindan biri,istikrarsiz da olsa bu sene cok yuksek sureler alacak gibi.)
Devsirme Emir(maca ilk bes baslamasa da mac sonunda mutlaka oyunda olacaktir.Bu takimin gordon ile beraber iki lider adayindan biri.
Ender arslan(takimin yedek guardi,tecrubesi ve yaraticiligiyla bu takimda rolu yuksek olacak gibi duruyor.)

Pinar Karsiyaka=
Kenan Sipahi(fenerbahceden oynamak icin kiralandi,takimin yedek guardi ama cok sure alacaktir.)
Kerem Gonlum(bir ay sonra 38 yasina girecek ve hala bizim ersan ilyasovadan sonraki en iyi pfmiz konumunda.Takimin yedek pfsi su an cok sure almiyor ama hem ligde hem avrupada is ciddilestikce suresi artacaktir.)

Galatasaray=
Sinan Guler(takimin ilk bes sgsi,kaptani ve lider oyuncularindan birisi.)
Goksenin Koksal(takim yedek sgsi,savunmaya ne kadar fazla ihtiyac olursa o kadar sure alacaktir.)

Besiktas=
cenk Akyol(takim yedek sfsi ve bu sene fark yaratacagini dusunuyorum.)
Kartal Ozmizrak(takimin ucuncu guardi ama guardlar yan yana oynadigi icin ve potansiyelli oldufu icin bu sene oldukca sure alacaktir.
Engin Atsur(yedek guard ama ilk bes de ciktigi olacaktir wolters ile beraber.gecen sene cok oynamisti bu sene kadro genisledi ama bu takim icin cok onemli.)

Trabzonspor=
Hakan Demirel(bazen yedek bazen de ilk bes oynayacak gibi duruyor.zamaninda cok sey beklendi kendisinden ama birakin gelismeyi hep geri gitti.bu sene onun icin cok onemli,onunde onemli bir sans var.)
Berkay candan(takim yedek pfsi dis sutu olan cembere gidebilen butun pf meziyetlerine sahip bir oyuncu umarim kendini gelistirir.)

Banvit=
Nusret Yildirim(ilk bes veya yedek pf olacak yetenekli ama undersize oyuncu.
Tolga Gecimin ve sakatliktan cikinca can maximin bu takim bu takim icin onemli olabilecegini dusunuyorum.

Gordugunuz gibi en iyi oyuncularimizin bile cogu kisitli rollerde.
Yabanci siniri denen sacmalik kalkmadan,turkler ile yabancilarin statu farki ortadan kalkmadan bunun boyle devam edecegine eminim.
6 yabanci siniri nedir allah askina madem sinirlandiriyosun 3 veya 4 yap bunu sayi 6 olunca yabanci almaya tesvik gibi oluyor.Ligde 6 avrupada 7-8 yabanciyla oynuyo takimlar.
Cok kotu yolda olan basketbol.Maalesef yakindan takip eden herkes gorebilir.
Avrupada oynayan oyuncumuz yok.2000-2010 arasi cok sayida avrupada oynayan oyuncumuz vardi ancak su an bir tane bile yok.
Nbade Furkanin serbest kalmasi ile 3 oyuncumuz var ve en buyuk degerlerimiz de bu uc oyuncu.
Kendi ligimizde ise 6 yabanci sinirina(nasil bir kisitlamaysa artik)ragmen fark yaratan cok az Turk oyuncu var.yurt disinda yerli oynatan kulupler para aliyor,yerlilerine yabancilardan daha cok deger veriyorlar.Iste yabanci siniri boyle olur,sayiyi azaltarak degil.Bizde durum tam tersi yabanci her zaman daha degerli.
Ulan tecrubeli oyuncularimiz zor sure buluyorlar,gencler ne yapsin.
Furkan,Cedi ve Omer Faruk harici fark yaratan gencimiz yok,insallah bu ucu iyi yerlere gelirler.

Ayrica kulup takimlarinin basarisinin o ulke basketbolu adina fazla degeri olmadigini artik herkes anlamali.
Euroleaguein ve Eurocupin butun sponsorlari neredeyse turk,fiba avrupa baskani da Turk,en pahali ligde bizde ama oyuncular?
Önem verilmeyen basketboldur. insanlarımız futbolu daha erkeksi gördüğü için, bu spor geriplanda kalmıştır.
Bence iyi seviyede.
Avrupanin en zengin ligine,Avrupanin en buyuk kupasi Euroleaguein bes ana sponsorundan dordune ve Fiba avrupa baskanina sahip ulkenin,cokta iyi durumda olmayan basketbolu.
Oyuncu havuzumuz ve milli takim basarilarimiz gelistikce,basketbolumuz da gelisecektir.Oyle para harcamakla,yabancilara servet odemekle bir yere gelme sansimiz yok.
Litvanya,Sirbistan,Fransa cok mu iyi takimlara liglere sahip hayir ama cok iyi oyunculari var,her yerde her ligde bu yuzden bizden iyiler.

Ayrica bir arkadas basketbola onem vermiyoruz demis,sen vermeyebilirsin kardesim de avrupanin en pahali ligi bizde,acayip paralar harciyor takimlar hangi onem vermemekten bahsediyorsun sen?
Ben ne kadar iyi yolda gormesem de nispeten gecen yillara gore,kendi ligimizde turk oyuncularin takimlari icin daha buyuk onem arz ettigini gecmis yillara ait avrupa kupalari istatistiklerine bakarak dahi anlayabilirsiniz.
Eskiden oyuncular ligde 3+2 kuralindan dolayi zorunlu sure alirken,avrupada rotasyonda bile olmuyorlardi.Takimlarin avrupada basarilarinin artmasinin sebeplerinden biri de ligde ve avrupada ayni strateji ile oynayabilmeleri.
Yabanci kurali kalkarsa iste o zaman oyuncularin degeri ortaya cikacak ve bizim icin en hayirlisi o olacak.Ama tabi kuluplerin yabanci hayranligindan biraz kurtulmalari lazim.
Turk basketbolu gelismekte ve kalitesi artmakta diyen arkadas 2000 ile 2010 yillari arasindaki oyuncu havuzumuza bir baksin lutfen.
Turk takimlarinin yabancilarla ve parayla yakaladigi basarinin turk basketboluna hicbir katkisi olmadigini ne zaman anlayacaksiniz.Bu tamamen profesyonel kuluplerin basarisi.
Bu hafta euroleague ve eurocupta toplam 8 türk oyuncu(bobby dixon dahil)cift haneli skor üretti ve bu pek alışkın oldugumuz bir durum değil.

Göksenin Köksal(Galatasaray):31.46dk 12sayı
Sinan Güler(Galatasaray):27.09dk 11 sayı
Semih erden(daçka):21.35dk 14sayı
Mehmet yağmur(daçka):17.32dk 10sayı
Ender arslan(daçka):19.35dk 10sayı
Cedi Osman(anadolu efes):28.07dk 15sayı
Melih mahmutoğlu(fenerbahçe):15.40dk 14 sayı
Bobby dixon(fenerbahçe):30.39dk 12 sayı
hiç sikimde olmayan bir spor dalının türkiye ayağıdır.

ne anlarsınız lan bu salak oyundan?

aykut kocamanın diye biliyorum, yanlış olabilir, bir laf vardı:
basketbolun son 5 dk.sını seyredin,
hiç bir şey kaçırmış olmazsınız.