bugün
- küresel ıkınmanın yahudi olması gerçeği8
- savaştaki ülkelerden daha fazla enflasyon olması15
- haysenin1211
- jose mourinho18
- amerikan film klişeleri10
- gideon reid morgan jj25
- bizi tanrı değil bilim kurtaracak9
- namaz kılmayan türk değildir17
- esma bint mervan15
- fenerbahçe12
- herkesle iyi geçinmek20
- atatürk'ün yabancılarla evliliği desteklememesi11
- tatvan belediyesinde rte'nin resminin indirilmesi34
- anın görüntüsü17
- meral akşener13
- aziz yıldırım ve ali koç'un canlı yayına çıkması43
- dursun özbek'in aziz yıldırım'a verdiği ayar9
- erkek sünnetine 18 yaş sınırı getirilmesi23
- maca sekiz8
- erkek erkeği siker mi15
- yazarların bira içme rekorları13
- tezgahtarlık yapan doktora mezunu27
- türkiye de ku klux klan benzeri yapılanmalar8
- aziz yıldırım12
- bir hafızın ateiste karşı müthiş açıklamaları9
- 9 haziran 2024 fenerbahçe başkan seçimi11
- kürt milliyetçiliğinin çok komik olması16
- zalbert ramstein9
- irem derici'nin erkek sevdası12
- akp nin iktidardan düştüğü gün13
- sözlükten hatun kaldırmak8
- ankarayı sel aldı27
- iskilipli atıf hoca8
- ali koç ve aziz yıldırım başkanlık seçimi8
- bik bik'in gece kapısına gidip serenat yapmak13
- giden gider9
- kemalist rejimin astığı hocalar8
- vallahi de kemal'in düşmanıyım10
- dünyanın en güzel kızıyla karşılaşmak10
- kıza iğne batıran türbanlı14
- kendini bir görsel ile anlat22
- uludağ sözlük köpek avlama timi18
- allah'ın bizi yobazlarla imtihan ettiği gerçeği8
- saraca silsüpüroğlu12
- hafta içi avm kafelerinde oturan menopoz karılar13
- kızılcık şerbeti 2 nci sezon finali11
- aktroll yazarları donuzlayıp umursamamak10
- evlendikten sonra çok daha iyisiyle karşılaşmak21
- xdearm10
- sözlükte kendinize yakın hissettiğiniz kişiler10
Otuz yılda bir şampiyonluk heyecanı yaşamaktır.
(bir asırda üç kez yazık yaw:)
(bir asırda üç kez yazık yaw:)
--spoiler--
Trabzonspor taşralı olmaktan gelen ezikliğin, merkez karşı¬sında ikinci derecede veya gölgede bırakılmış olmaktan sıyrılmak isteyen kompleksli yaranma tutumunun değil, otantik inisyatifin sembolüdür. Trabzonspor'la birlikte desteklenen şey ihmale uğramışların başarıya olan özlemleri değil, kendilerinde cevher bulunduğuna inananların inisyatifi elden bırakmama kararlılığıdır.
--spoiler--
*
Trabzonspor taşralı olmaktan gelen ezikliğin, merkez karşı¬sında ikinci derecede veya gölgede bırakılmış olmaktan sıyrılmak isteyen kompleksli yaranma tutumunun değil, otantik inisyatifin sembolüdür. Trabzonspor'la birlikte desteklenen şey ihmale uğramışların başarıya olan özlemleri değil, kendilerinde cevher bulunduğuna inananların inisyatifi elden bırakmama kararlılığıdır.
--spoiler--
*
mazoşist bir eylemdir.
allah düşmanımın başına vermesin dedirtendir. amin.
tam bir mezbebeliktir. gidin olum altınorduspor'u tutun.
bir fenerbahçeli olma zavallığından daha onurlu bir şeydir.
Pismanliktir. Sike davasi suresinde sike surulecek akil bulunamamistir bunlarda.
Hamsiliktir.
10 belki 100 kisi icinde tek olup digerlerine kafa tutmaktir.
"allah başka dert vermesin kardeş" diye avutulmayı gerektirir. (kardeş dediysek lafın gelişi)
--spoiler--
“meydanda en son biz, beş trabzonlu kaldık”
marmara üniversitesi’nin göztepe kampüsü’nde resmen meydan savaşı yaşanıyordu o gün. kampüsün iki ayrı köşesinde öbek öbek üniversiteliler toplanmıştı. devrimciler bir tarafta, ülkücüler diğer tarafta. ellerde sopalar, kaldırımlardan sökülmüş taşlar. en keskin sloganlar, en sert tonlarda savruluyordu gökyüzüne. her iki grupta yavaş yavaş birbirine yaklaşmaya başlamıştı ki, ilk fırlatılan taş ile birlikte kıyamet koptu. siyasi görüşleri farklı, üniversiteli iki grup birbirine bodoslama girdiler. kimin kime vurduğu belli değildi. tam bir can pazarı yaşanıyordu. sopalar, yumruklar ve tekmeler havada uçuşuyordu. çetin bir mücadele vardı ve kavgadan yılanlar tek tek meydanı boşaltıyordu. kafalar, gözler yarılmaya başladıkça, meydanda kalanların sayısı oldukça azaldı. geriye kalanlar bir elin parmakları kadar olunca ilginç bir durum ile karşılaştık. evet, meydanda beş kişi kalmıştık. ülkücü olarak ben ve iki arkadaşım ki üçümüzde trabzonluyduk, devrimci guruptan ise iki kişi kalmıştı.
meydanda beş kişi kalmıştık ve karşı karşıya kaldığımız diğer iki kişinin de trabzonspor tribününden tanıdığımız, iki trabzonlu arkadaş olduğunu fark ettik. üç ülkücü, iki devrimci toplam beş trabzonluyduk ve beşimizin de ortak yanı trabzonsporlu olmamızdı. kimin kime vurduğunun belli olmadığı anlarda birbirimizi fark edememiştik; ama meydanda son olarak baş başa kalınca arkadaşlarımızı hemen tanıdık. çok tuhaf olduk hepimiz. şimdi ne yapacaktık. e tabii ki hemen gardlarımızı düşürdük. trabzonlu ve trabzonsporlu olma ortak paydası her şeye baskın geldi. bu arkadaşlar tribünde, birlikte omuz omuza tezahürat ettiğimiz, deplasmanlarda birbirimize arka olduğumuz renktaşlarımızdı. herkes dağılmış, bir biz kalmıştık. hep birlikte, o gün oynanacak olan trabzonspor maçını izlemek üzere bir kahveye gittiğimizi söylesem, bize güler misiniz? birlikte çay, kahve içerek trabzonspor’un maçını seyrettik.
o kahvede ülkücü ya da devrimci değildik, beşimiz de trabzonsporluyduk
--spoiler-- *
“meydanda en son biz, beş trabzonlu kaldık”
marmara üniversitesi’nin göztepe kampüsü’nde resmen meydan savaşı yaşanıyordu o gün. kampüsün iki ayrı köşesinde öbek öbek üniversiteliler toplanmıştı. devrimciler bir tarafta, ülkücüler diğer tarafta. ellerde sopalar, kaldırımlardan sökülmüş taşlar. en keskin sloganlar, en sert tonlarda savruluyordu gökyüzüne. her iki grupta yavaş yavaş birbirine yaklaşmaya başlamıştı ki, ilk fırlatılan taş ile birlikte kıyamet koptu. siyasi görüşleri farklı, üniversiteli iki grup birbirine bodoslama girdiler. kimin kime vurduğu belli değildi. tam bir can pazarı yaşanıyordu. sopalar, yumruklar ve tekmeler havada uçuşuyordu. çetin bir mücadele vardı ve kavgadan yılanlar tek tek meydanı boşaltıyordu. kafalar, gözler yarılmaya başladıkça, meydanda kalanların sayısı oldukça azaldı. geriye kalanlar bir elin parmakları kadar olunca ilginç bir durum ile karşılaştık. evet, meydanda beş kişi kalmıştık. ülkücü olarak ben ve iki arkadaşım ki üçümüzde trabzonluyduk, devrimci guruptan ise iki kişi kalmıştı.
meydanda beş kişi kalmıştık ve karşı karşıya kaldığımız diğer iki kişinin de trabzonspor tribününden tanıdığımız, iki trabzonlu arkadaş olduğunu fark ettik. üç ülkücü, iki devrimci toplam beş trabzonluyduk ve beşimizin de ortak yanı trabzonsporlu olmamızdı. kimin kime vurduğunun belli olmadığı anlarda birbirimizi fark edememiştik; ama meydanda son olarak baş başa kalınca arkadaşlarımızı hemen tanıdık. çok tuhaf olduk hepimiz. şimdi ne yapacaktık. e tabii ki hemen gardlarımızı düşürdük. trabzonlu ve trabzonsporlu olma ortak paydası her şeye baskın geldi. bu arkadaşlar tribünde, birlikte omuz omuza tezahürat ettiğimiz, deplasmanlarda birbirimize arka olduğumuz renktaşlarımızdı. herkes dağılmış, bir biz kalmıştık. hep birlikte, o gün oynanacak olan trabzonspor maçını izlemek üzere bir kahveye gittiğimizi söylesem, bize güler misiniz? birlikte çay, kahve içerek trabzonspor’un maçını seyrettik.
o kahvede ülkücü ya da devrimci değildik, beşimiz de trabzonsporluyduk
--spoiler-- *
vandal ve eşkıya olmaktır.
Transfere milyon eurolar harcayıp üstüne bir de "biz Trabzonspor'u şampiyon olsun kupalar kaldırsın" diye sevmedik tarzı cümlelerle kendini teselli etmektir.
Beşiktaşlıyım. Çevremdeki birçok insan beni Beşiktaş sevgimden tanır. Ama takımım kupalar kazansın istiyorum. Hiç değilse 3 senede 1 Türkiye Kupası, 4-5 senede 1 şampiyonluk bekliyorum. zaten bunları beklemesem şehrimin takımı olan Samsunspor'u tutardım.
Beşiktaşlıyım. Çevremdeki birçok insan beni Beşiktaş sevgimden tanır. Ama takımım kupalar kazansın istiyorum. Hiç değilse 3 senede 1 Türkiye Kupası, 4-5 senede 1 şampiyonluk bekliyorum. zaten bunları beklemesem şehrimin takımı olan Samsunspor'u tutardım.
Kendini 2010-2011 sezonu şampiyonu sanmaktır.
2010-2011 şampiyonu olmaktır.
sen her boku ye ye. fetüllehçi piçler yeptiiiii diye dolaş.
ülkeye bak aq.
sen her boku ye ye. fetüllehçi piçler yeptiiiii diye dolaş.
ülkeye bak aq.
Sosa, kucka, burak ve bir kaç futbolcuya yıllık20 milyon maaş verildiği için üzülmek demektir, ayrıca bunlara yapışan taşşaklı sözleşmeler nedeniyle okay yusuf ve abdülkadiri mecbur kalıp satmak zorunda olduğunu bildiğinizden daha bir üzülmektir.
(bkz: engellenecek yazarlar)
geceleri kara gözlükle belki sokağa gizli gizli çıkılabilir. zor şey be yaa !
güncel Önemli Başlıklar