bugün

1984 yapımı bir film. 1973'te vietnam savaşı'nın kamboçya'ya da sıçramasıyla birlikte abd kamboçya'ya bombardıman yapmaya başlar. sydney schanberg adında bir amerikalı gazeteci de savaşı takip etmek için kamboçya'ya gider. onun ve diğer gazeteci arkadaşı dith pran'ın yaşadıkları konu alınır filmde. savaşın bitmesiyle birlikte halk sevinir ama khmer rouge adında bir grup devletin başına geçer ve belki de savaştan daha kötü yıllar geçirir kamboçya halkı. ülkemizde kamboçya ile ilgili pek bir şey bilinmez. ama bu filmi mutlaka izlemek gerekir bence. özellikle filmin son sahnesi çok etkileyicidir.
--spoiler--
"sydney, hep ailemi düşünüyorum. bize tanrı'nın öldüğünü söylediler. şimdi de angkar adındaki bir parti bize tüm olanakları sağlayacakmış. angkar'ın tanındığını söylüyorlar. ayrıca kötü bir salgın hastalıktan bahsediyorlar. savaştan önceki kamboçya'da, yaşamak hakkında çok düşünmekle ilgili bir hafıza hastalığı. etrafımızın düşmanlar tarafından sarıldığını söylüyorlar. düşman içimizdeymiş. kimseye güvenilemezmiş. aynı bir öküz gibi olmalı ve partiden başka şey düşünmemeliymişiz. angkar dışında hiçbir şeyi sevmemeliymişiz. insanlar açlık çekse de yiyecek yetiştirmemeliymişiz. zihinleri geçmişle kirlenmemiş olan, yoldaş çocukları onurlandırmalıymışız."

"sydney, angkar diyor ki, bu savaş sırasında güzel bir hayat yaşayanların hepsi suçluymuş ve insanların acılarını paylaşmayanlar bunu itiraf etmeliymiş. çünkü bu yıl ilk yılmış * ve her şey baştan başlıyormuş."

"savaş sevgiyi öldürdü, sydney."
--spoiler--
pol pot yönetiminin katliamlarının göstergesi olan toplu mezarlardır.

kamboçya'nın başkent phnom penh'e yaklaşık 15 kilometre uzaklıktaki toplu mezarların bulunduğu meşhur ölüm tarlaları'nda dikilen, insanlık dramını anlatan jenosid anıtı, pol pot'un ardında bıraktığı diğer bir "tarihi miras".

insanlık utancı olarak gelecek nesillere "hediye" edilen pirinç bataklıklarının hemen yanı başındaki bu yerde, her kuyuda 100 ile 500 arası insan cesedinin bulunduğu 129 toplu mezar var. isim ve tarihi olaylar, böylesi suçların bir daha yaşanmaması için mermer taşlara işlenmiştir.

Ayrıca "the killing fields" ismi ile filme uyarlanmış belgesel olarak sunulmuştur.

Film, yakın tarihimiz için önemli bir tanıklık belgesidir.
yaşamak uğruna ölümü göze alabileceğiniz bir gerçekliği gözler önüne seriyor. etkileyici, unutulmayacak ve arşivlik bir film.