bugün

en basit konu olarak örnek veriyorum atatürkü eleştiremiyorsun eleştirirsen düşmanı oluyorsun. unutulan konu ise şudur mutlak doğru diye birşey yoktur bir insandan bahsediyoruz sonuç da elbet hataları yanlışları günhaları sevapları olmuştur niye düşünmeden hemen konuşurki insan böylesi bir konuda yada hemen bir sonuca varır karşısındakini ötekileştirir şakirt veya laik diye şekilcilikten başka bişey değildir..
Bide şu vardır ki; bu tür insanlar genelde aileleriyle tartışmaya girdiği zaman anne-bana bacı, kardeş vs tarafından susturulur, tartışmada konuşmalarına pek izin verilmez ve fikirlerine dahi önem verilmez. Durum böyle oluncada tabi o kişi hem hayattan hemde ailesinden soğuyor ve zamanla tartışmalara girmek dahi istemiyor.
kesin yargıları olan, doğrusunun her zaman doğru olduğunu sanan insandır. daha kötüsü fikri kendisine bile mantıklı gelmez ama sonuçta onun fikridir. fikrini her zaman doğru kabul eder. kısacası kendini ve başkasını sınamayı eleştirmeyi bilmeyen insandır.
Türkiye Cumhuriyeti 1980 sonrası vatandaşıdır. Bastırılmış, ürkütülmüş, fikirleri yönlendirilmiş ve yalnız bırakılmıştır.
başka bir açıdan, tartışmaktan kaçınan insandır. sürekli dinlenmek isteyen ve dinlemek yerine başka muhabbetlere giren ya da başını çeviren insanlardan sıkılmış olabilir.
şu dakikadan sonra vurmayın öldü insanıdır.
belki de kalp kırmaktan korkuyordur.
fikirlerinin değişmesinden, gelişmekten korkan insandır.
zıt fikirdeki zeki insanlarla tartışmaktan hoşlanan ama cahile laf anlatamadığından ötürü onla tartışmak istemeyen kişidir. çünkü bilir ki zeki insan, zıt düşüncede de olsa konuşmayı, edebi bilir. ama cahil insan ile sohbet etmek ya da tartışmak, insanı çileden çıkardığından ötürü ya elinden ya dilinden kaza çıkmasına neden olur.