bugün

komik sorudur... yeni yetmelere gercekten zor ve icinden cikilmaz gibi gelir. yer yer paradoks da denilmekle birlikte buna mantik hatasi tabir etmek daha dogru olacaktir. adi bile var, meshur bi sey yani. ama unuttum simdi, latince bi seydi.
en klasik cevap önce yaratır sonra kaldırırdır. ama bünyeleri tatmin eder mi etmez tabiii...
biz buna bilgisayar dilinde runtime error diyoruz...
ateist felsefecilerin kafa karıştırma sorularından biridir. *
ayrıca:
(bkz: sen hala orada mısın evladım)
(bkz: yaradan doğ demiş ben de doğmuşum)
-tanrı kaldıramayacağı taşı yaratabilir mi abi sence?
-ohaa bu nebiçim soru lan.
-ne biliyim ya birden aklıma geldi de
-bilmiyorum da sana öyle bişey yapar ki bi daha ne yaparsan yap kaldıramazsın
-neyi
-anlandın sen!
ilk önce tanrı'dan kasıt Allah ise;(Eğer tanrıdan kastınız Allah ise lütfen Allah ismini kullanınız.) Allah'ın hiçbir noksan sıfatı yoktur ve iradesi var olan veya olmayan herşeye hükmeder."kaldıramıyacağı" diye bir şey Allah adına kullanılamayacağından baştan yanlış oluşturulmuş bir öneri olup dikkate alıp analiz etmek gereksizdir.
1980 öncesi sorulsa "goministmisin lan sen tübe tübe" dedirten soru.
+anne tanrı herşeyi yaratabillir mi
-tabi ki yaratabillir oğlum
+peki kaldıramayacağı taşı yaratabillir mi
-sus çarpılacan öyle şey olmaz
-ALLAH I insan gibi düşünüp gücünün sınırını belirlemeye çalışmak
(bkz: sözlüğün başına taş yağması) sen koru allahım...
(bkz: hanım koş sözlüğü ateistler basmış)
tanrının neler yarattığını, neler yapabileceğini görecez. Kendisine sormanızı tavsiye ederim. En iyi cevabı kendisi verecektir. Yalnız nede olsa affedicidir affeder diye düşünüyorsanız o etse bile inananlar affetmeyecektir.
(bkz: tanrinin kaldiramayacagi tas)
(bkz: RABBiNiN DERDi SENi Mi GERDi)
ayrıca (bkz: tanrı kendisi gibi bi tanrı daha yaratabilir mi)
bakınız şöle bir şey daha var.
(tanrı kendinden daha güçlü bir tanrı yaratabilir mi?)
bunların hepsi boş kafanıza takmayın.
bu sorunun aslı nietsche'nin bir kitabında yazıyordu sanırım..sorunun aslı aynen şoyle tanrı yada allah diye nitelendirilen şey herşey var edebilme gücüne sahip midir? sahipse eğer yok edemeyeceği birşey yaratabilir mi?
omnipotence paradox deniyo bu hadiseye..
Augustine, city of god'da bu konuyu etraflica tartismis ve su sonuca varmistir:
"tanri kendisini non-omnipotent yapacak hicbir sey yapamaz."
ateistlerin inançlı insanlara sorup,akıllarınca karşısındakini kitlediklerini sandıkları soru.
(bkz: hanım koş sopamı getir)
(bkz: onu değil büyük olanı)**
tanrıya sonsuz güç atfedip sonra acaba tanrı kendinden 2 kat daha güçlü başka bir tanrıyı döver mi hatasına düşen insanların sorusudur, fakat sonsuzun her katı, 1 eksikği 3 fazlası ve hatta yarısı da yine kendisi değil midir..Öyledir.
einstein kum tanesinin sırrını çözseydik kainatın sırrını çözerdik demiş. sen daha onu cevaplayamazken uğraştığın soruya bak denilecek soru.
tanriya inanan insanlari kizdiran sordur. dini ve tanriyi mantik kullanarak aciklamaya ya da curutmeye calismak bosunadir.
yaratıcının egosu nedeniyle yaratbilecekken yaratmayacağı taşı mevzu bahis eden sorudur.
KiMiLERi iÇiN BU BAŞLIKTA KULLANILAN ''TANRI'' KELiMESiNiN(TÜRKÇE OLMASINDAN DOLAYI) GARiP GELDiĞi VE ÜSTÜNE DEĞiNDiĞi KONU.
bu kavram kargasası yasanan bir cumledir... soyleki biz bu soruyu ortada yine bizim(insanoğlunun) yerçekimi diye adlandırdığımız aslında varlığı izafi olan bir kanundan yola çıkarak soruyoruz ve kendi çelişkimizi kendimiz oluşturuyoruz. daha da anlaşılır yapmaya çalışacağım olayı; yer çekimi nedir diye bir soru sorulsa muhtemel cevabımız; büyük bir kütleyle küçük bir kütlenin birbirine uyguladığı çekme kuvveti deriz; bu kuvvetin nasıl olduğunu açıklar ama neden var olduğunu açıklayamayız. Varlığını ancak etkilerinden bileleceğimizi iddia ederiz.
islam felsefesinde ise bu olay (bence mantıklı olanda budur) allah'in sürekli olarak (dinamik) yaratma eyleminin belirli bir kurala uygun olmasındandır, ve bizim bu eylemi (kuralı) belirli bir duzen içerisinde gorerek bu duzeni yerçekimi olarak adlandırmamızdır. yani Allah'in evrende kaynağı kendinden olan bir düzenini bizim yerçekimi olarak adlandırmamızdır. biraz karışmış olabilir ama daha anlaşılır olması açısından bir örnek ile devam edecegim;

bir futbol topunun yere düşüşünü düşünelim, neden yere düşüyor sorusunu sorduğumuz zaman muhtemel cevabımız yerçekiminden dolayı düşüyor olacaktır (en azından fizik bilen birisi boyle cevap verir) ama olayın esası o şekilde değildir. topun düşüşünü kare kare izlediğimizi farzedelim, işte topun bu kare kare düşüşü ( her bir karede aslında düşmüyordur ama vardır ) ; bu olayın detayına inersek zaman mahluku devreye girecektir ama ben o konuya girmek istemiyorum) her daim allah tarafından tekrar tekrar yaratılmaktadır ve bizler de bu yaratma eyleminin düzenine yerçekimi demekteyiz. haliyle yerçekimi dediğimiz şey ise izafidir ve bir adlandırmadır. yerçekimi yaratmanın bir neticesidir ya da çıkarımıdır ama yaratılmış bir şey değildir, bizim mantığımızla o eylimin formulune verdiğimiz addır ya da vs, şimdi bu koşulda şu soruyu soralım tekrar acaba kaldırılamayacak taş kavramı nedir? böyle bir soru bu koşullarda sorulabilir mi? sorulsa bile mantıksal yönden ne ifade eder? senin aklının kırmızısı kaç kilo demekten farkı ne olur?
saygılarımla...