bugün

hepimiz bu dünyada farklı şartlarda yaşıyoruz. kimimiz çok zengin kimimiz fakir. kimi insan para içinde yüzüyor kimi boğazından geçecek bir lokma ekmeğe muhtaç. allah'ın adaleti sorgulandığında ise cevap hiç değişmiyor. "o insanlar da öyle sınanıyor." belki çok fakir bi insan zengin olsa gayet ibadetlerini yerine getirebilecek ama fakir olduğu için hırsızlık yapıyor ya da bakamayacağı için çocuğunu terketmek zorunda kalıyor. bu da mı sınava dahil hocam?
saçmalık mıdır değil midir bilinmez ama böyle düşünmek insanı rahatlatıyor vicdanen. çünkü hiçlik düşüncesi insanı ruhsal boşluklara düşürüyor ve insan amaçsız olunca bir şey de olamıyor.
bir yobaz tesellisi, bir taş gelir sıyırır olsun kafamı yarabilirdi der, bir araba ezer kolu kopar olsun diğeri de kopabilir der, bir yakını genç yaşta ölür, allah sevdiğini erken alır der, bir insan ölür olsun cennete güzellikler var der.
sınanıyoruz olayı da bunun gibidir, adamın başına kötü bir şey gelir daha kötüsü gelebilirdi der, daha kötüsü gelir daha da kötüsü gelebilirdi der, adam ölür olsun cennette güzelliklere kavuşacak der.
kaza ve kadere imansızlıktan sarf edilen cümledir.
bu başlığı yazan arkadaş, niçin senin fikrinden başka herkesin fikrini saçmalık olarak görürsün anlamam. tayyipe küfredersiniz de zerre farkın olsa!
vereceğim ibretlik örnekle gayet de katılınabilir önermedir:
aileden zengin bir arkadaşım var. dedesi fabrikatörlük yapmış, babasının oto galerisi var kendisi de hayatını yaşıyor. bir gün avrupa'da bir gün Rio karnavalında geziyor gönlünce.
Yatı var
3 dairesi var
Arabaları var. hem de televizyonda gördüklerinizden
sevgilisi var ama bazen kaçamak da yapabiliyor.
amaaa sağlığı yerinde mi diye sorun bir kere
lanet olsun o da var be kardeşlerim.
yani diyeceğim o ki takılmayın böyle şeylere etrafınıza gözlem yapın biraz. sistemin sizi uyutmasına izin vermeyin.
Bu mantıkla bakılırsa her sene Öss (Biz girdiğimizde Öss idi arkadaşım) lakabıyla bilinen sınavda aynı soru sorulması gerekir, önceki sene sınavdan önce hava 28 dereceydi, biz giriyoruz 32 derece arkadaşım zihniyetidir. Bir sınavı sizden daha kötü şartlarda kazanan insanlar varsa bilin ki o sınav adildir! (Kendi sözümdür, internette bulun bir hafta tüm entry ortamınza + yağdırayım ). Zengin insanların içten yaşadığı trajedi geyiği, fakir ama mutlu aile geyiği aslında bu temel mantığı açıklamak için sıkça kullanılmıştır. işin garip tarafı sık sık bu yansımaları hayatımızda görmüşüzdür.
inanmayan bir insanın neden saldırdığını da anlamadığım durumdur. Ben bir hint fakiri veya ali ağaoğluyum arkadaşım, sınavı kabul edip soruları cevaplamaya çalışan benim sana ne oluyor ? dediğimdir.
katılmadığım önermedir.

evet fakirin bu dünyadaki sınavı daha zor olabilir ama, mükafatı da daha büyük olacaktır. zengin insanın imtihanını lise sınavlarına benzetelim. fakir insanın imtihanı ise üniversite finalleri gibidir. zenginin sınavından zordur ama mükafatı liseden mezun olmak değil, meslek sahibi olmak gibidir. ne mutlu bu sınavı verenlere.

yatları,katları, güzel sevgilisi olan, rio karnavalında, avrupa'da cirit atan sağlıklı, zengin insan ise yaradanı unutmuş ise ne büyük ziyandadır. öbür dünyada ne yatları, ne katları, ne de tattığı onca gelip, geçici zevk yanına kar kalacaktır.
öldüğünde cennete gideceğini düşünen, ancak hiç ölmek istemeyen din toplumunun benimsediğidir.
hayat bi yerlerden vurmaya devam ettikçe bu sınanıyoruz ifadesi bende pek bir şey ifade etmemeye başladı. harbiden fakir tesellisi galiba.