bugün

itirafdan çok kendim hakkında dert yazayım sizlere, her şeyi gördüm demiyorum ama dünya hakkında fazlaca deneyimim oldu öyle ki bir ortamda bir insan hakkında kurduğum ön yargı ve çıkarımlarla neredeyse o insanın tüm öz geçmişini dökebiliyorum. karakter tahlilim hiç yanıltmadı beni şimdiye kadar. ne çiftler bir araya geldi sayemde para ile yapsaydım bu işi esra erol'un cipinden bi dünya vardı siz düşünün. Yakın çevrem bir rahibe günah çıkarır gibi, ağlama duvarına dert yanar gibi gelir hep, onlara görüşlerimi sunar ve hayatlarını değiştirmek adına tüyolar verirdim. Tabi bunları dinleyen insanlar ciddiye alırsa olumlu sonuç alır ve bana duacı olurdu. Tabi bu da bende ufak bi memnuniyet yaratmıyor değil, kendime kendimi ispatlamış olmanın verdiği haz gerçekten uyuşturucum olmuş. çoğu insanın hayatına çeki düzen verdim bu şekilde, ama terzinin kendi söküğünü dikememesi misali kendi dertlerime hiç deva olamadım

Evet sözlük, çektiğim en büyük acı bu. düşünsenize akıl danışan onlarca insan var etrafınızda, size imreniyorlar,sizi takdir ediyorlar. Ama kendi iç dünyanızda bi siki düzeltemiyorsunuz belki onlar kadar da sizin sorununuz var çözemediğiniz. aslında buraya üye olmamın dahi tek sebebi buydu, direk bu entry'i giremedim. şimdiye kadar en yakın dostlarıma dahi anlatmaya kalktığımda ne onlar her şeyini bırakıp dinleyebildi, ne ben kendi yetersizliklerimi, beni kendinden yukarda görenlere özgürce açabildim. hatta sizlere bile direk anlatamadım önce bi dolu amacımın dısında entry attım. canıma tak etmesini bekledim bakın hala lagaluga yapıyor sorunu anlatmıyorum ne kadar aptalım gördünüz mü?

Sosyal hayatımın başarısızlıklarla dolu olduğunu düşünüyorum mesela, ben insanlara sonsuz güven ve sevgi besleyen, ilk gün tanıştığım bir insana canını emanet edebilecek düzeyde aptal biriyim mesela... Bu çoğu insan tarafından kullanılmama hatta daha kötüsü güvenilmez, yalancı biri olarak düşünülmeme sebep oluyor. Halbuki hayatta beyaz yalan dahi söylemeyi reddeden, beni sosyal cevreden dışlanmaya itecek dahi olsa düşüncemi dile getiren bir insanım duygu ve düşüncelerimde cam kadar berrağım.

Diğer sorunum ise fazla konuşmaktır mesela, karşımdakinin sözünü kesmek gibi değil, her daim pür dikkat, can kulağıyla dinlerim lakin asıl anlatmak istediğim asıl konuşmak istediğim konuya getirebilmek için muhabbeti giriş kısmında sıçarım ne muhabberin tadı olur ne de ben konuşmak istediğim konuyu anlatabilirim.

Karşı cinsle olan ilişkime hiç değinmeyeceğim zira psikoloji masteri yapan birine bitirme tezi çıkar ordan.

Açgözlüyüm, her şeyi isterim istemlerimin ucu bucağı yoktur.
Kibirliyim, bakmayın burda kendimi yerdiğime, gerçek ben asla kendine bok sürdürmez.
Tembelim, aç gözlülüğüm kadar da tembelimdir asla istediğimin peşinde koşamam.
Kıskancım, neleri nelerden kıskanıyorum ah bi bilseniz... ortaya konan çerezi bile kıskanırım siz düşünün.

En sevmediğim huylarım bunlar dahi diyemiyorum aklıma o kadar çok şey geliyor ki, ama hayatının 21 yılını korkakça, öz güvenden noksan, kısacası sıfır diye tabir edilen ezik tiplemeleri bile 2 yılda ayağı yere sağlam basan, örnek bireyler haline getirdim düzenli sohbetlerimle, ve onları, kendi eserlerimi bile kıskanır oldum çünkü hiçbir şeyi olmayan onlar günün sonunda benden daha fazla şeye sahip olmuşlardı.

Ben ise hep yerimde saydım, kendimden nefret eder oldum ne cesaretlendirebildim kendimi ne de yanlışlarımı törpüleyebildim. kısacası sözlük benden bi bok olmaz.


PS: gene lagalugası bol bi yazı olmuş, alışmışız duvarlarla konuşmaya az öz ilgi çekici yazamıyoruz e haliyle.
Ben yoruldum hayat, gelme üstüme.
Kolay bağlanmak mutsuz ediyor.
Allah bugün de standardımı bozmadı. Evet.
Bir kıza çok çabuk bağlanabiliyorum ve aynı hızda soğuyabiliyorum bu çok kötü birşey itiraf ediyorum

Bugün uğruna canını vereceğim kadına yarın tırnağımın ucunu bile vermiyecek derecede hemde bu bok gibi bir durum allah düşmanımın başına vermesin.
Bugün herşeyin başlangıcı olsun.
-hani o hep yapmak isteyip de yapamadığın şeylerin mesela.
-değişimin,
-kendin için,
-sevdiklerin için,
-keşke demek zorunda kalmamak için.
-şimdiye kadar neden olmadı dediğin günlerin.
-bir sonun başlangıcı,
-sonu olmayan başlangıcın.
Belki de doğru gün, saat, dakika, saniye şimdi başlamıştır senin için.
bana öyle günler yaşatıyorsunuz ki, elbet allah günü gelince ilahi adaleti tecelli ettirecek ve sizden hakkımı alacağım. siz dua edin adalet dünyada tecelli etsin. eğer ki hesap ahirete kalırsa her birinize hakkımı haram ediyorum. ne kadar hakkım varsa hepsini haram ediyorum size.

ulan bir insan "iyi ki babam ölmüş" der mi lan. bana onu da dedirttiniz, iyi ki babam ölmüş de bugünleri görmemiş.adam üzüntüsünden giderdi yoksa.

allah'a inanıyor musunuz bilmiyorum. ama şunu biliyorum ki allah çok büyük ve bunu siz de göreceksiniz. emin olun göreceksiniz...
Ben 14 uaşında LoL oynunda Ahri diye bir karaktere aşık olmuştum

Ne garipmişim. jrhdhdjshfhd
çünkü sevmiyorum.
dün gece ilk kez hem de hiç tanımadığım birinin motoruna bindim. tuhaf ve güzel bir deneyimdi.
Yaptığım işi asla yarım bırakmam.
'anlıyorum'. evet bu kelimeden nefret ediyorum. yeter artık kimse beni anlamasın. ben anlaşılmamaktan oldukça memnunum. zaten kimsenin de beni anlamaya çalıştığı filan yok. hepsi palavra.
ciddiye de alınmak istemiyorum. hatta ben kimseyi istemiyorum. tek başıma, mesafelerimle, dinlediğim müziklerimle ve kitaplarımla gayet mutluyum. insanlardan tek isteğim saçma şeylerle beni rahatsız etmesinler. çünkü artık bazı durumları bünyem kaldırmıyor. üzülmek, yorulmak, devamlı düşünmek yoruyor insanı. ve ben bunlara harcadığım o güzelim enerjimi başka amaçlara vermek istiyorum.
Belki de en çok ve en doğru Volkan abi söylemiş söylenmiş ve söylenebilecek herşeyi...
https://www.youtube.com/watch?v=JMz6JyJ-WWw

Ne güzel şey düşünmek seni
Bunca kalabalıkta ve bunca yorgunluklarımın içinde
Son hasretim sana olan hudutsuz sevdamı
Manolya kokulu başını kollarımın arasına alıp
Senin o memleket gözlerine saatlerce bakmalıyım ki anlatabileyim
Senin yanı başında ve şefkat dolu göğsünde uyumalıyım
Çünkü ben senin her yanı çiçek açmış
Yemişlerle dolu fidana benzeyen güzel yüzüne hasret yaşayamam...
yarin bir arkadasin zoruyla gidecegim vadi yuruyusu gezisi icin sabahin besinde kalkacak olmak canimi acitiyo be sozluk.
sanırım fetişim var.
Sorsalar itin götüne soktuğum insanlar var ama bu tavrım aslında it gibi özlememden. Hem özlüyor hem neyin özlemini duyduğumu bilmiyor hem de kızıyorum.
Yalnız olmak başı boş horoz misali dolaşmak imiş ama nereye kadar gidicek bu bilmemek ve yaş ilerledikçe konuşacak birinin olması isteği neyin kafası.
Memleketimi ozluyorum.
Bugun fetişim olsugunu teşhis ettim. Hem de cok sacma bir nesneye.
bazan uyumuyorum. yazı yazmayı bırakıp video, fotoğraf çekme işine giriştim. kısa filmler çekip youtube'a yüklüyorum. her gün paylaşacak kadar malzeme biriktirdim, ama yorucu bir şey. hep paylaşamam yani öyle manyak youtuberlar gibi. arada olur. haftada bir bile iyi aslında. biriktirdiklerimi editleyip montajlamam, kesip kırpmam, efekt falan eklemem, müzik hazırlamam gerekecek. eğlenceli ama hep yapınca iş gibi oluyor

dışarıda şarjım bittiğinde kafayı sıyırıyorum. geçen şarj aletimi evde unutmuşum.
Dönüyorum evime. Zor geliyor, zor gelecek. Doğuma kadar belki görürüm annemi yine. Bilemiyorum. Hayat bir tek bana mı bu kadar zor?

Hoşçakal memleketim ,

Hoşçakal canım ailem.
2 ay sonra yeniden girdiğim sözlükte ilk entrymi girerken her bokun aynı olduğunu fark etmek koydu ama olsundu.
evlenmeyi canı gonulden istiyorum artık.

yeter nereye kadar ne yasayacagız daha yenı yasanılanlarda heycana vermıyor artık.

o zaman bu iş buraya kadar dedim evlilik yolu gorunuyor kaan dedim :D

dedim kendime dedim bastıra bastıra :D
Hayat yasarken cok berbat ama gecmise dönüp bakinca her sey ne kadar da güzel geliyor.
Bugün son sahneydi. Bu da bize dair son yazım. Aylar oldu, neredeyse bir yıl olmak üzere ama cesaret edip dokunamadım hiçbir şeye. Bugün kalan üç beş kitabını, tablonu, ufak tefek şeyleri verdim kargoya sonunda. Ertelediğim kadar zor oldu, tahmin etmediğim kadar zor. Eşyalar, kitaplar gitti; dört yıllık anılar kaldı geriye sadece. Silinir zamanla onlar da. Hep çok güzel hatırlayacağım, silinene kadar, silinmediği kadarını. Sadece sevmek yetmedi işte, yetmiyormuş. Çok mutlu ol dilerim, seni benden çok, benden güzel sevsin birisi. Çok sevdiğin nazım'ın da dediği gibi;

Bir de ekmeği son lokmasına dek yemeyi,
Bir de ağız dolusu gülmeyi unutma hiçbir zaman.

Hoşçakal, güzel kal.