bugün

küçükken gözlüklüleri merak ederdim hep gözlükle nası görüyorlar acaba diye. gizlice arkalarına geçip gözlüklerinin kenarından onların dünyasına bakardım. her şey incecik, kargacık burgacık amk nası görüyo bu adam diye düşünürdüm. bi kaç yıl sonra anladım hepsini takınca gayet normal olabiliyomuş. şimdi gözlüklü oldum bende. 1.75 miyop. küçük bi çocuk merak ederse gözlüğün nasıl bişey olduğunu anlatırım ona hatta alsın bi tur taksın. pc başında çok oturmasın ama gözleri bozulmasın abisi gibi.
babamla e-posta aracılığıyla kavga ediyoruz. ne kadar teknolocik bi aileyiz. gözyaşı sımaylı falan atmayı düşünüyorum.

not: aynı evde değiliz şu an.
* 7-8 yaşlarındaydım.. abim çok komik bir şey bulduğunu söyleyerek bir şarkı açtı. şarkıyı kimin söylediğini anlayamamıştım ama şarkı, kontör alamayacak kadar fakir olan bir çocuğu anlatıyordu. sevgilisini arayamıyordu çocuk. vicdansız telesekreter vardı sonra...

eh, tahmin ettiniz herhalde. şarkı kontör at sevgilim'di. ben bir süre sonra bu çocuğa üzüldüm ve hüngür hüngür ağlamaya başladım. abim ne olduğunu anlayamamış "ne oldu?" diye soruyordu.

şimdi o halimi düşündükçe gözümden yaş geliyor. ama bu sefer gülmekten. * *
chatroulette'de birisine aşık oldum. çünkü, çünkü o diğerleri gibi degildi.. benden kötü amaçlı şeyler istemedi. bye diyince suratını buruşturdu... aaah ahh.
çok kötü bir durum be sözlük. allah kimsenin başna vermesin.

şu anda girip onu bulmak istiyorum.*
sözlük gördüğüm her iki çizgiye aklımdan üçüncü bir çizgi çizerek üzgen oluşturuyorum ve bu üçgen hiç bir zaman geniş açılı olmuyor. eğer 3 çizgi görürsem aklımdan 4. bi çizgi çekip kare ve dikdörtgen yapmaya çalışıyorum. hayır geometriyle aram da iyi değildir ama bu olay bende takıntı oldu. yapmadan duramıyorum.
4. resimdeki çinliye bakıp bakıp gülüyorum saatlerdir. sorunluyum sanırım.

http://turkey2010.fiba.co.../gcid/72/playerphoto.html

edit: artık 5. resim olmuştur.
edit2: 15 of 20 dir.
dün gece resmen göklerdeydim. sabahlar olmasın istedim ama oldu. gitti.
1 yıllık oyun oynamaya ara vermem sanırım download'u birazdan bitecek olan race driver grid ile sona erecek.
evli bir hatunu kendime aşık etmiş durumdayım.biraz pişmanlık biraz da pembe duygular içindeyim . lanet olsun , kocası yerinde olmak istemezdim .

edit= elimde olan bişey değil ekşileyip derdime dert katmayın
severek, gülerek yazdığın bir şey olur ya yazarsın eminsindir iyidir yani hani tamam dersin bu sefer oldu ama bir bakarsın bir sürü ıyyy iğrenç butonuna basılmış hem de o yüzde ki tiksinç ifadeyle.dersin çok çabuk oldu bu alışamadım işte ben buna.gerçekle yüzleşmek kötüdür sözlük.sevmiyorum bu gerçeği.
*sıkıldım artık milleti anlamaya çalışmaktan. açık konuşun lan!

*başımda şiddetli bi ağrı var son günlerde. böyle kafanın ön tarafından girip ışık hızıyla arkaya ulaşan aniden gelen ve beni çıldırtan bi ağrı bu.

*sol kolum sık sık uyuşuyor.

*ve bunu sanki doktor olan sizmişsiniz gibi anlatmak hoşuma gidiyor. gülüyorum.

*bugüne kadar kaybettiğim paralarla havuzlu villa alırdım yeminle.

*bugün arkadaşım omuzuma yaslanıp ağladı. o "ühü ühü" dedikçe gıdıklandım ben boynumdan gülmeye başladım. kızdı gitti "ben ağlarken sen gülüyosun diye" bende bi şey demedim. ama burdan içtenlikle söylemek istiyorum "dokunmayın bana uzak durun huylanıyorum işte aptal mısınız nesiniz? anlamıyosunuz."ohh be!

*bu da çok sert oldu sanki.
bitmesin dedim şarkı söylüyorum sandı. umduğumdan biraz daha fazla acıdı. ağlamak istedim yutkundum, sustum. gidişini bile seyredemedim... ne yazık değil mi?
--spoiler--
Ne olur bitmesin yüreğim dayanamaz
Bu kadar kolay değil böyle sevgi harcanamaz
Acılar son bulsa da ayrılıklar unutulmaz
Böylesi bir aşk sadece yaşanır anlatılmaz
--spoiler--
erkek olup eski arkadaşımla yatmak istiyorum.
aktif bir eşcinsel olarak.
doğum günü için o kadar heycanlandığım, uzakta kaldığım için bir o kadar kahrolduğum, ne yapsam ne desem de mutlu etsem diye düşündüğüm insandan öyle sağlam bir doğum günü hediyesi aldım ki gözlerim doldu. sen o kadar değer ver karşılığında gördüğün muameleye bak onun için bu kadarcıkmışım demekki.
mesajlara geldiği anda cevap vermezsem, sonradan cevap vermeyi unutuyorum. eğer telefona tekrar bakmak aklıma gelirse cevaplıyorum. tabi bu biraz zaman alıyor. o yüzden geç cevap yazdığım herkese karşı küçük bir mahçupluk vardır içimde.
o da beni seviyor *
başıma bir şey gelmeyecekse, recep tayyip erdoğan'dan nefret ediyorum. Bu ülkeyi ve saf insanları sömüren herkesten ettiğim gibi..
bugün hiç bıkmadan dakikalarca onun resmini izledim ve sonra ne kadar salakça bişi yaptığımı,boşu boşuna zaman kaybettiğimi anladım.
küfürlü konuşanları hiç sevmiyorum ama küfürlü konuşmayı çok seviyorum.

burdan açıklıyorum: bence türkiye'nin en güzel kızı dayımın kızıdır.**
küçükken "atam izindeyiz" i hep "atam tatildeyiz" gibisinden anlayıp anlayıp şaşardım. sonra bir 29 ekimde acı gerçekle yüzleştim.

bence 21. yüzyılın icadı fenerli cımbızdır. nasıl bir şey o öyle allahım.

en büyük hazzı ense traşı sırasında alıyorum ben.

her gün en az bir kez "ben" butonuna basıp beğenilen/beğenilmeyen mesajlarıma bakıyorum. beğenilen mesajlarımı kıvançla tekrar tekrar okuyorum. beğenilmeyenleri de beğenmeyenlere çok uyuz oluyorum. hele bazıları salt tanım içeren entrylerimi bile beğenmemiş oluyor; o zaman var ya.. gel sen yap tanımı beğenmiyosan zibidi.

gönenç kelimesini ilk duyduğumda toparlanmam uzun sürdü.

bu mesajın bu da dahil istisnasız her cümlesinin sonunda önce nokta yerine "ç" ye bastım.

nick'imi değistirmek istiyorum ama çok üşeniyorum. irtibata geçmek moderasyonla falan zor geliyor.*
o mutsuzken ben vardım, ben mutsuzken o yok.
hasta oldum. burnum akıyo. sümüklü sümüklü dolaşmak hiç hoş değil sözlük.
mutsuz olduğumda, yüzünde bin tane gülümsemeyle geliceğini biliyorum.*
Son 3 halı saha maçımda aynı yere top geliyor.* yahu bir de forvet oyuncuyum nasıl oluyor anlamış değilim. hep de kendi takımın arkadaşlarımın çektiği şutlar geliyor. bir korkuları mı var desem, cinsel tercihim de açıkça belli.* çekememezlik var desem, yahu hepsinin sevgilisi var. anlamış değilim bu işi. *
ilkokuldayken mok ve smok diye bi japon çizgi filmi vardı. bunun da bi güzel japonca şarkısı vardı ki demeyin. ablama binbir türlü baskı yapmıştım " kaydet, daha sonra ezberleyip okulda söyliycem bunu " diye.
gerçekten kafaya takmıştım. nasıl bi psikopatlıksa artık...
allah razı olsun her seferinde beni bi katakulliye getirip unutturmuştu ablam.

o değil de arkadaş ne embesilmişim ya!

(bkz: gülmeyin tamam be)
itiraf ediyorum
ortaokulda cin çağırmıştık*,çok yakın bir erkek arkadaşımla yıldızları oynatarak üç kızın ağlamasına sebebiyet vermiştik ve çok mutlu olmuştuk. hala mutluyuz.