bugün

Tatil dönüşü işe başlamak benim için gerçekten çok zor. Sanki iki dünya aradında gidip geliyormuşum gibi. Ama bugün 2 tane ilk kez gördüğüm hasta "iyi ki varsın " dedi. Şu an iyi hissediyorum.
Kalbim acıyor sözlük.
Çok özledim. Anlatamam
dibine kadar dürüst olucam. şu zamana kadar hayatıma giren hiçbir kadını sevmedim. sevmek benim için yatağa giden yoldan ibaret. derin anlamlara sahip değil. uygun bir zamanda söyleyince vajinanın kapılarını açmak dışında bir işe yaradığı yok. evet bu kadar da duygusuzum.
geçen sene olduğu gibi bu sene de yalnız ve nöbette giriyorum yeni yaşıma.. doğum günüm kutlu olsun.
kendime...https://www.youtube.com/watch?v=r4k4v8PRIpI
doğum günüm kutlu olsun.
her yıl diyorum ki bir dahaki yıl kimbilir neler yapıyor olucam belki tahmin edemem. her seferinde de tahminim tutuyor ve hayat şaşırtıyor beni. bir kez daha şaşırtsin istiyorum. bu sefer guzel seylerle inşallah.
Canımdan çok sevdiğim kız acaba o tarz kızlardan mı sorusu aklımı beni herşeyimi bitiriyo nerden çıktı bu saçmalıklar.
Ben neleri atlatırım derken aniden gelen atlatamadığım farkındalığının güneş gibi doğması. Ve bunun cevabının kocaman bir lol olması.

Paramparça aşklar ve deliriyorum galiba.
Adam yine günü kapatıyordu sıkılmış yorulmuş ve bunalmıştı, hiç bir şey yapmadan hem de. Anılar tazeliğini yitirmiş, hiç bir zaferin anlamı kalmamıştı. Kendini, aklındaki o küçük hapishanenin içine kapatmış bu manasızca çöken kederi yudumlarken dünyadaki bayağılıkları, insanların kaderleri tarzı envai çeşit meseleyi kendine dert edinmiş oturuyordu öylesine. Sevdiği insanları artık sevemez gördüğü şeyleri yorumlayamaz hale gelmişti sadece zihni ve kendi vardı. Mazideki güzellikleri bırakın da istikbalinden dahi afiyet ummuyordu. Adam ışıktı, adam gölgeydi, adam belki de zahiriydi. Kim olduğunu unutan bedbaht bir gölgeydi, dünyanın zahiri zevklerine oyalanan biriydi. Farkı kalmamıştı kimseden nitekim belki de hiç olmamıştı. Geceyi kapatmıştı.
Korkuyorum gece uyumadan önce. Sürekli konuştuğum arkadaşım da yok bi süre. Bende Beşiktaş marşı dinliyorum. Arkamda ordu var gibi.
Bu gece ne adamlığım kaldı, ne şerefim, ne haysiyetim.

ilk gördüğün yerde tükür bakalım yüzüme. Ama şunu demeden geçemem, ben seni seviyorum. inan-inanma, seviyorum.
Her geçen saat daha fazla umutsuzluğa sürüklüyor.
Ruh hastası bir insan oldum,çıktım şu saatte acaba neye sinir oldumda ellerim buz kesti.
garsonlara artislik yapan müşterilerin ta amına koyim.
Kendi duygularımı yönetmek keşke kendi elimde olsa mesela kıskançlık duygum istediğimde kapatabilsem çünkü kıskançlık karışabilirsen anlamlı bir kıskançlık olur. Gerisi kendini yemekten başka bişey değil olamazda.
Ben artık haberlerin içeriğinden değil, kalbimin üzüntü duymamasından ve hissizlikten korkuyorum, tiksiniyorum. alıştık her şeye, en kötüsü bu.
ıraklı bir şairin de dediği gibi: ne zaman kuşlar bomba ve silah seslerine alışıp uçmadıklarında bil ki o gün kıyamet günüdür.*
Gece ilk aşkımı gördüm rüyamda en çok onu sevmiştim ben en çok onu bekledim hayırdır dedim içimden neden bunca Zaman sonra göreyim rüyamda bugün ayın 23 üydü ağustos 23 onun doğum günü dedim belki de bu yüzden gördüm sonra da düşündüm bunca yıl sonra bile hatırlıyorum onun doğum gününü.
bugün yine arkadaşa mesaj atarken smiley kullanmadım...
Konuştuğum herrkes hayattan bıkmış...
bu gün kafam güzeldi galiba sözlük.

sabah gittim çikolata sosu yerine kakao alıp geldim marketten. aslında marketteyken de bi şeyi yanlış aldığımı hissetmiştim ama o an fark edemedim.

kafamı üç beş kere mutfak dolaplarının kapağına vurdum. çok acıdı ya.

bardağa su koydum içmeyi unuttum falan.

noldu bugün hiç anlamadım. üzülmedim de bi şeylere.
Bunu yakın arkadalarımdan ve ailemden başka kimse bilmiyor. Bu acı durumu burda da anlatmak istedim sizlere...
Bundan iki yıl önce aynı üniversitede bir kız ile tanıştım. Gerçekten çok güzel hanım hanımcık bir kızdı. Aradan aylar geçti sevgili olduk. Yeri geldi kavga ettik yeri geldi barıştık. Sonunda aileler ile birlikte söz kestik.
Benim bir de kendimi bildim bileli arkadaşım, dostum, kardeşim olan biri vardı. Adı hasan'dı. Onun da sevgilisi vardı ve biz dördümüz beraber takılırdık bazenleri. Şakacı biriydi. Bazen benle bazen de sözlüm aylin ile şakalaşırdı. Kardeşim gibi olduğundan sesimi çıkarmazdım, gülerdik.
Üniversite bitti. Artık askerliği bitirip işimin başına geçip evlenmek vardı sırada.
Ben izmir'de ikamet ediyorum askerliğimi ise 6 ay ankara'da yaptım.
Askerliğimin 5. Ayında sevgilimin facebook'unu, whatsapp'ını kapattığını fark ettim. Hemen aradım, numara kullanılmıyor. Annesini annemleri aradım bir şeyden haberleri yok.
Ertesi gün yakın bir arkadaşım bir fotoğraf gönderdi. Aylin ile hasan yan yana hasanın üstü çıplak ve aylin'in üstünde siyah bir sütyen.
Arkadaşımın benim sözlüm olduğundan haberi yokmuş, ev ayarlamış bunlara. Çocuk da yengenle diye fotoğraf atmuş arkadaşa.
Delllendim askerde. Benden 3 4 taş ufak, henüz ergen tipler beni teselli etmeye çalışıyor. O gece koğuşta herkes hıçkırıklarımı, burun çekme seslerimi duydu biliyorum.
Askerliği bitirdim eve geldim. Annesini arıyorum meşgule atıyor. Hasan'ı arıyorum numara kullanılmıyor. Facebook'a bakıyorum "xxx şu fotoğrafa yorum yaptı"
Bir bakıyorum hasanla aylin nişanlanmış.
Ne yapayım vurayım hapislerde mi yatayım? Attım içime. Beni sileni bu aşşağılık insanları ben de silerim.
Zaten anladım ki bu hayatta kimseye güvenmeyeceksin. Yani bu olayın sebebini bile bilmiyorum hala.. Neden böyle oldu diye.
Her şeyin hayırlısı olur diyorum başka da bir şey demiyorum.
turk erkekleri neden bu kadar cirkin ?
keşke sırt yaslamakla sırt dönmek arasındaki farkı anlasan ceyk.
görsel

Materyalist olduğum doğru amk!