bugün

Bir boşluk hissediyorum , garip , belli ki benden başkasının dolduramayacak. içimdeki deli kızın öldüğünü hissediyorum. Hayallerim , hedeflerim hepsi birden silindi... Bundan 5 yıl sonra kendimi görmek istediğim yer yok artık...
Sahi , nereye gitti tüm kariyer planlamaları , kişisel ritüeller ve delilady ?*
eski sevgilimin kuzeniyle seviştim ve bunu eski sevgilime söyledim. hemen ardından iki yıllık sevgilimi bir erkekle bastım sanırım kızın ahı tuttu hayatımı sikip attı.
Durumum şu aralar çok kötü sözlük. Ne kadar belli etmemeye çalışsam da farkediliyor.

Akşam eve geldiğimde günüm bitmiş oluor. Ne kitap okuyabiliyorum. Ne hatunumla adam akıllı vakit geçirebiliyorum. Duşu bile sabah kalktığımda alabiliyorum düşün amk. Sonra yine iş. Her gün aynı. Nasıl tatil bu?
Ölse umrumda değil tavrına bürünür, 'ne yapıyor acaba?' diye kafayı yerim.
Biseksüelim biseksüelim anlatamam galiba lan.
Şuan bir iskelede balık tutmayı çok istiyorum ama olta yok, para yok, imkan yok. Hayat şartları sözlük.
Nefret ediyorum.
serena williams'dan korkuyorum.

sanki yolda giderken omuz atıp, "ne baktın?" diye yüzümde minik minik kareler çıkana kadar tenis raketiyle dövecek gibi geliyor.
bu sabah durakta dolmuş beklerken yanıma bir kadın oturdu. yanında da kocası vardı. hemen hep yaptığım gibi kafamdan bir hikaye uyduracaktım ki bu kadına çok geçmeden kadının elindeki ultrason fotoğrafını gördüm. o karartıdaki minicik bebeği düşündüm, henüz dünyayla tanışmamış, annesinin babasının yüzünü hiç görmemişti. şimdilik karanlık bir fotoğrafı vardı ve çok güzel fotoğrafları olacaktı. hikaye yazmayı bir kenara bırakıp sesimi toparladım ve gülümseyerek kadına ''bebeğinize bakabilir miyim'' dedim. birden adamın da kadının da bakışları soğudu bana. kadın kısık sesle ''tabi bak, ama o bebek değil'' dedi. adam muhabbete dayanamayıp kalktı ve bi kaç adım uzaklaştı. ''nasıl yani dedim'' ben o arada. kadın çaresiz çaresiz uzaklaşan eşine baktı, ''benim bebeğim özürlü, aldırmam gerekiyor, doktora bu yüzden gidiyorum'' dedi. devam etti gözündeki yaşı silip. ''5,5 aylık olmuştu, kız olacaktı...'' böylece bitti konuşma. temmuzun sıcağı yerini buz gibi esen bir havaya bırakıp gitti. içime işledi öyküsü. elindeki raporu, bebeğin görüntüsü. eve onun için alınan odası, alınan kıyafetler, düşünülen isimler... öylece durdum, sonra gelen ilk otobüse binip uzaklaştım oradan. doldum ama ağlayamadım. ''kusura bakmayın'' dedim sadece. kaçar gibi uzaklaştım yanlarından. bilseydim sormazdım diye geçirdim aklımdan, nereden bilebilirdim ki diye yakındım...

itiraf ediyorum sözlük. gerçekten patavatsızım... :(

kendime öfkeyle...
eski sevgilimden intikam almak istiyorum. ben varken konuşmadığı kimse kalmamış! gözlerini oyup eline vermek istiyorum.
tam 4999 entry girmişim, 5000. entry'i giresim gelmiyor, değerli bir şey olmalı.
Kim jong un'un yanaklarını sıkıp "naber lan keranacı" demek istiyorum.

Ama ardından çok hızlı bir şekilde güney'e iltica etmek istiyorum. Beni aslanlara yedirsin istemiyorum.

görsel
Sözlük yazarı olmak nasıl bişiymiş diyerekten, tek tek basaraktan, üstelik bade bile süzerekten geldim. inci dizecek param yok sözlük.
sevilmek istiyorum. sevdiğim tarafından değer görüp mutlu olmak istiyorum artık.
az kaldı çekip gideceğim buradan.
Bir insanin gözünün önünde yavas yavas eridigini görmek, ölümün ona bir adim uzakta oldugunu bilmek kadar aci birsey yok bu hayatta. hep mi iyi insanlar erken gider, sigamaz bu dünyaya.
okuyan var mı la bu itirafları?
"Hocam arkadaş ağlıyor, tuvalete götürebilir miyiz?" bahanesiyle zebaniden izin alıp cehennemden kaçmanın yanı sıra, cennete duvardan atlayarak girmek gibi planlarım da var.
Bahisten kazandığım parayla orta üst model bir araba aldım. 3. Gün hödüğün biri güm diye arkadan vurdu. Neyse ki kasko vardı. Haftaya satışa çıkartıp daha mantıklı birşeyler alacağım, akmayan, kokmayan.
Hiç biriniz ilk denemenizde duşta o istediğiniz suya ulaşamayacaksınız.
Keşke bir fırsatı çok görmeseydin.
az önce online tavla oynarken yanımdan bir karafatma geçti ve bir metre ötemde durdu. yarım ajanda boyunda bir defteri çok da hızlı olmayarak üzerine fırlattım ve bacaklarından biri koparak ölmüş taklidi yaptı ibne. ara ara tavla ara ara da ona bakarak devam ediyordum ki bir baktım gitmiş, numara yapmış ulan herif. şimdi kara kara düşünüyorum gelip beni siker mi diye. boku yedik...
Bir gün sokakta durduk yerde allah-u ekber diye bağırıp insanların kaçışmasını izlememek için kendimi zor tutuyorum. Sonra odunlarla dayak yemek istemiyorum gerçi. Terörist tipim de yok ama bakalım.
yeminle ne bedenim bedenim ne ruhum ramazan psikolojisinden çıkmadı. ne uyku var ne dinçlik, hala geceleri uyuyamıyorum ve sanki orucmusum gibi bitkin geçiyor günlerim. ben hiç böyle olmazdım ya bu ne böyle kafayı yiyecem az kaldı sıkıntıdan falan ölürüm herhalde birkaç güne.
Aslında sadece beni hala sevip sevmedigini bilmek yeter şuan...