bugün

artık çok daha az uyuyorum. kendime daha yararlı olabilmek için mi? daha çok ders çalışabilmek için mi? hayır. artık uyumak istemiyorum. uyumadığım süreyi de tamamen boşa geçiriyorum. internette zaman öldürüyorum vs. neden bilmiyorum. belki de artık kendime hiç değer vermiyorumdur.
Hem çok yakın hem çok uzağım. Ama sözümde duruyorum. Gideceği gün değişicek her şey sen de biliyorsun. O da biliyor. Bak ortaya konuşuyorum artık. Kimsenin hayatına dokunmadan.
öğrenci olmak çok zor lan.
Ankaranin da gatanin da amk niye gittin ki.
kaynarca'ya gideceğim diye sabahın köründe kalktım ama amına kodumun otobüsü gelmek bilmedi. çok sinirlendim,hala sinirliyim lan.
geçenlerde barınaktan köpek sahiplendim. eve dönerken altımda sadece beyaz dar pantalon, kafamda taç, elimde mikrofon, sırtımda pelerin, bıyığımla, ön dişlerimle freddie mercury gibi bir gurur oluştu. arabadan indiğimde, kafa öne, sağ el yukarıya. tüm gün gururla dolaştım böyle, bi değişik geldi.

ta ki evin ortasına sıçana kadar. tüm gurur gitti, bir boka gururu teslim ettik hocu. azıcık azarlamakla eve yapmayan köpeğim ve her gün 4 kez çıkarmanın verdiği yorgunlukla beraber gururum yerine yine geldi.

http://www.youtube.com/watch?v=UJMHaw_LUL0
erkek arkadaşım beni aldattı. mevzu uzun yazmaya gerek yok..
unumu elemişim eleğimi asmışım.
havadan sudan bile olsa onla çok konuşmak istiyorum ama sınavları var bırakayım da çalışsın diyorum . ama uyku saatlerini kaçırmayabilirim .

(bkz: masal time)
itiraf ediyorum sevgilisinden ayrildiktan birgun sonra pisman olup beni affet diyen bendim.
bana degilde yakın bir arkadaşıma iltifat edildiginde kıskanıyor oldugum gerçegi.
bir arkadaşım bana hediye olarak Gabriel García Márquez'in yüzyıllık yalnızlık kitabını verdi dün. üşenmemiş bu kitabı aramış bana almak için.

hiçbir sevgilinin yalnızlığımın dermanı olamayacağını anlayabilen arkadaşlarımın olması hoşuma gidiyor ve mutlak yalnızlığı anlama konusunda yalnız olmadığımı bilmek bana tuhaf bir teselli duygusu veriyor.
yarın boşanmak için dilekçe vereceğiz. benim hiç takatim yok. bunu kaldıracak güçte değilim. eşyalar toplandı, her şey darmadağın. ben paramparça...
aşk şarkıları ve şiirlerle dolu bir program daha yapmaya karar verdim. http://fizy.com/live/geceuykusu
artık bir hayatım yok. bir bebeğim olmayacak mesela.
Yolda bana ters ters bakıp reis olduğunu zanneden barzolara selamın aleyküm diyorum. Aleyküm selam derken de bacağını indiriyor. Yada hayırlı günler dostum diyorum yarrak gibi kalıyor. insan olmak lazım önce. Bana ters ters bakınca ne oldu başın göğe mi erdi? Öyle bozarlar işte seni de kardeş...
bazen kendimi bir ağaca sarılmış koala yavrusu gibi hissediyorum, ölesiye miskin, uyuşuk, sakin, tembel ve kafası hep güzel.
işe başlayalı henüz dört ay olmasına rağmen işimden tiksindim sözlük. evlilik arifesinde olmama rağmen kafam çok karışık, öyle sürükleniyorum sanki.
trol olmak bana göre değilmiş.
1 saat önce ders çalışmayı bıraktım. malum final zamanı. dedim ki gidip bi şişe şarap alayım. onu ağır ağır içer gece de rahat uyurum. ayın 7sine az kaldı malum öğrencilik hali para az. 15 liralık bi şarap var hep aldığım. geçen sene keşfetmiştim. öyle ahım şahım bi kafası yok ama insanı hafifletiyor az da olsa. hadi lan ismini de vereyim sizden mi saklayacağım en adilerinden yazgan şarap pınarbaşı. aha tam 1.5 litre. hayvan gibi. gittim güzelce aldım büfecinin her zaman ki hal hatır muhabbetleri falan fistan geldim eve. sonra o da nesi. poşete bir baktım sigara yok. almayı unutmuşum. mont ve atkıyı çıkarmadan gerisin geri gittim bir pakette sigara aldım. eve geldim kendime 1 parça şinitzel kızarttım keyfim yerinde yani kafam falan dalgın değil normalim. her şey iyi gidiyor. şinitzel pişti onu yedim üstüne sigara içtim. şarap bardağı niyetine kaptım bi su bardağı odama geçtim bilgisayarın başına da güzelce kuruldum. şişeyi açtım dolduruyorum şarabı. lan bi tuhaflık var. şarap değil sanki bira gibi rengi. işte o an anladım ve yıkıldım. hemen şişeyi elime aldım çevirdim çevirdim ve o yazıyı gördüm. sek beyaz şarap! nasıl lan ! nasıl düştüm bu tongaya! hele ki ben! beyaz şarap ne lan!. insan bi kere bakmaz mı ben ne alıyorum diye sığır. şimdi eğdim başımı usul usul bi boka benzemeyen beyaz şarabımı içiyorum. velhasıl siz siz olun şarap alırken bakın kırmızı mı beyaz mı diye.
(bkz: beyaz şarap alan gencin dramı)
dişlerimi fırçaladıktan sonra aynadaki halimi seviyorum çünkü; ancak o zaman 32 diş gülebiliyorum.
2013 le ilgili ne görsem içim bir garip oluyor.geçmişi çok seviyorum heralde.
kadınlar...

hayatta insanın en çok zorlandıkları şeyler.

dünya bir imtihan ya; dünyada sabredeceksin ya...

işte en çok kadınlara sabretmelisin.

onlara sabretmeyi öğrendiysen zaten hayatı çözdün demektir.

hadi kolay gelsin!
Zamanında bi kızın götünü fena kaldırmışım ki bugün hatta şuan bile indiremiyorum. nasıl bi havaya girmişse amk,bulunmaz hint kumaşı sanki sürtük.
zen pırlanta reklam müziğini arıyodum bayadır
buldum.
dinleyin liseliler.
sizde yanlız başınızaysanız ve elbette birine aşıksanız ve yarın finalleriniz varsa iyi gelir.
güncel Önemli Başlıklar