bugün

msnden veya telefondan arkadaşlarımın yoğun isteği üzerine onların sevgilileriyle ben konuşuyorum ama faydasını gören onlar oluyor. ben de avucumu yalıyorum. ama yine de mutluyum.
başkasının işini yapmak için canla başla ve sıkılmadan çalışıyorum, kendime gelince kılımı kıpırdatasım yok. neden bilmiyorum. hep son güne bırakıyorum herşeyi. ama birisine yardım edecek olsam hiç bilmediğim şeyi bile buluyorum yapıyorum. tembelim ama kendime tembelim. bak hala oyalanıyorum.
kotalı internet kullanmanın zorluklarını yaşamaktayım. itiraf bu değil tabi. he seferinde kalan kotama bakmak için siteye girdiğimde -nerden yer etti bilmiyorum- 5 haneli rakam gelince refreshliyorum. 6 haneli olması gerekiyo gibi bi hisse kapılmışım. siteye girip bakarsanız ;

http://www.ttnet.com.tr/adsl-kota-sorgulama/

rakam ve/veya harf grubunun renk körlüğü testine benzediğini görürsünüz. her 5 karakter gördüğümde acaba renk körümüyüm hissine kapılmadım değil. hatta biraz zorlayıp aradan harf veya sayı gördüğüm oldu. olmayanı oldurdum yani. psikolojim bozuldu. dedim ehliyet alamıcam heralde. sonra sevindim edgar davids gözlüğüyle etrafta dolanırım dedim kendi kendime. ardından bir gün lan şu 5 karakteri bi gireyim dedim ne olcak. dedim ki içimden "bi de oluyomuş 5 karakter girince, wahyyy be tamam itiraflık olur" nitekim oldu. rezilim biliyorum ama oyle. kotasız internete geçmeyi düşünüyorum daha da o sayfaya giremem çünkü. kötü hissediyorum. *
itiraf ediyorum,
yaklasik 45 dakikadir rastgele dolandigim internette, facebook sayfasinda FBI'in is ilanlari gozume carpti. (USA'da yasiyorsaniz bu tur ilanlar gozunuze carpabilir; cops in need, want to be a sniper... gibi)
fbi ajani olacagimdan falan degil ama merakimdan linke tikladim; birkac ek sayfaya falan gozattim. Pek tabii sonra sayfayi kapattim. Sonra biraz evvel giris yaptigim sozlukte kullanici adi ve paraloyi yazar yazmaz karsima gelen sayfayla deyimin tam anlamiyla odum bokuma karisti. Zira karsimda koskoca bir cia amblemi ve bir kac satir yazi vardi. O kadar cok tirstim ki; kesin hakkimda bir sanal takibin oldugunu hatta turk oldugumu bildikleri icin actiklari sayfada bilerek turkce aciklamalar koyduklarina falan hemen kani olmustum. Yuregimin agzima geldihgini hissedecek kadar urktugum bu an karsisinda neyapacagini sasirdim, 30 saniye bile surmedi ama bunun bir geyik oldugunu anlayinca bunu yapandan sebep olana, sozlugun kurucusu zall'a kadar icimden neler neler dedim, bilemezsiniz bilemeyeceksiniz...
bugünün hatrına ölümsüzlüğe içmeliyim be sözlük.
10000. itiraf benim olsun istiyorum.

edit: aa oldu lan. *
edit 2: ulan üstten üstten siliyosunuz ne güzen on bininci itiraf benimdi. ühühü.

- kaçıp kovalanmak istiyorum. bir kere denedim, oluyor sanki. zoru oynamak çok hoş. insanlar mücadeleyi seviyor demek ki ikili ilişkilerde. (ikili ilişki nasıl bir kavram lan, normali threesome falan mı?)

- ihtiyaçlarım ve bütçem ters orantılı. bütçem ne kadar azsa ihtiyacım o kadar çok oluyor. dengeyi tutturamıyorum.

- her yer bembeyazken, dışarıda g.tkesen soğuğu varken insanların gezdikçe gezesi geliyor, yok da diyemiyorsun. karda kışta gezip tozuyorsun. burnum akmaya başlayacak diye çok korkuyorum.

- işletme okuyor olmama rağmen çok salakça ekonomik hamleler yapabiliyorum. kendimden utandığım anlar oluyor.

- biranın tadını sevmiyor olmama rağmen lıkır lıkır içiyorum. bu nasıl bir iş? katlanabilirlik mi desem? soğuk bira güzel bir şey aslında da.. ne bileyim çok kararsızım.

- saçma sapan şeyleri büyüten insanlara gıcığım. basit çözümleri görmekten aciz olup da yakınmaları beni mahvediyor. az daha düşünsen beyninde fazladan iki kıvrım oluşacak, çözümü bulacaksın. ama yok.

- burger king'de ranch sos istediğimde yok denildiği zaman içime bir hüzün çöker dostlar. hayatta bir şeylerin eksik kaldığını düşünürüm. sonra sarımsaklı mayonez eksik de olsa hayatın gene hayat olduğunu hatırlatır.

- "bir insan televizyondan nasıl soyutlanır" gibi bir çalışma, ödev, tez vb. hazırlayan bir arkadaş varsa bana ulaşsın, anlatacaklarımı dinlesin. 2 senedir televizyon neredeyse izlemiyorum. playstation adlı meret olmasa televizyonun yüzünü görmeyeceğim allah inandırsın.
10000. entry i ben yazdım sözlük.

ama bu haksızlık. calimero.
ilk defa kaçan kovalanır taktiğini uyguladım. onayladım; kaçan harbiden kovalanıyormuş.
ekşi sözlükte çaylak edildim kutsal bilgilerimi senin aracılığınla paylaşacağım sözlük. daha sıramın gelmesine 41bin kişi var. daha çok var yani sözlük. biraz hasret gideririz hem.*
sözlükteki çaylakların itiraflarından daha çok benimseneceğini düşündüğüm itiraflardır.
(bkz: beni de alın yanınıza)
tuvalet espirilerine gülüyorum.
19yıl olmuş açalı gözümü. Ben biraz irileşmişim ve başka da hiç bir şey değişmemiş.
içimi çok tuaf bir duygu kapladı. netleştiremediğim ama nete yakın derecede bir yazı okudum. ölüm kokusu olan bir yazıydı. kendisini tanımasamda hakkında çok sey bildiğim, bir zamanlar onun bir parçasını sevdiğim bir kadın ölmüştü. bu çok garip bir duygu. ölümün kokusunu yakınımda hissetmek kelimelerin kifayetsiz kaldığı yerdi belki de. birden kendimi çırılçıplak hissettim. geçmisten bir hikaye. ben gömdüm sevdamı toprağa. anılarımı yaktım çoktan. beden habersizdi bu hikayeden. ama ruh şimdi en başından itibaren herşeyi biliyomuş gibi hissettim.evinde kaldığımı, yaptığı yemekleri yediğimi bunun gibi birçok şeyi. di'li geçmiş zamanda kalan bir hikayeyi şimdiki zamanda öğrenen bir ruhun birden beynimde yarattığı tahribat bu.
bundan sonrası da başsağlığı dilemekle dilememek arasında kalmak.ölümün suskunluğuyla geçmişin suskunluğu birleşince daha ağır cıkar kelimeler. doğru ifade etmeye çalışırken duygularınızı, boğazınız aslında daha çok düğümlenir.

aramazsam çok ayıp olurmu sözlük. başsağlığı dilemek zordur ama bu daha da zor gibi sanki.

(bkz: eski sevgilinin annesinin ölmesi)
"Aşkımın vizyon sahibi olup benimse hala çikita muz olmama sinir oluyorum."
yukarıdaki entry kopya kokuyor. itiraf ediyorum sözlük! *
yukarda allah var bence sözlük.
titanic i izlemedim.filmde ne anlatıldığını bile bilmiyorum.çok utanıyorum.
(bkz: ora et labora)
sözlük, şu man kafalılar, yazdığım en güzel, en tarafsız, buram buram hakikat kokan entrylerime eksi veriyorlar yaa, nasıl sinir oluyorum, anlatamam. hayır, karmada falan gözüm yok, hakkaten. ama ben doğru bir şey yazıyorum demi arkadaşım, niye çekemiyorsun? ya da ille sen ne düşünüyorsan ben de onu mu düşüneyim yani, istediğin, beklediğin nedir? anlamadım vallaa... hep 'la havle' diyoruz ama olmuyorki böylede!..

(bkz: seni bulacam oğlum)
lan zaten maldım hepten mal oldum sözlük. uçlarda yaşıyorum.

sağda ülker reklamı çıkıyor ya. şekil çiziyorum. çubuk kraker falan düşüyor. kız seviniyor, yiyor falan. kendi çocuğummuş gibi bakıyorum. seviniyorum "yirim lan yirim" diyorum.

lan evlilik çağına gelmiş evde oturan bir tip olsam neyse, kızım diye baktığım kız benim akranım ulan. çok şeker ama lan sözlük. keşke her çizik attığımda çocuklara böyle çubuk kraker falan düşse lan. krakerle poz versinler sonra yesinler. "meister abi sağol yav" desinler. ama büyüyünce sapıtıyorlar. büyümeden ölsünler.
bugün eskiden ilgi duyduğum bir kız ben caddede beklerken yanıma doğru yürüdü ve benimle konuşmak istedi tokalaştık, öpüştük. suratına boşalırcasına baktım ona karşı beslediğim ilgi ve sevgi nefrete dönüşmüştü. artık sıradan bir sürtükten çok daha fazla bir şey ifade etmiyordu bende. evet lan sözlük iyi bildin yüzüne tükürsem daha az zoruna giderdi heralde. yaptım! ben yaptım.
sevgili sözlük, dikkat ediyorum, son girdiğim 30 entry' den en az 25' i ilk beş dakika içinde eksilendi. ama aynı zamanda artılandı. bugün karar verdim ki benim sag ve sol omzumda birer melek var * bunlar yazmayı bırakıp beni oyluyorlar sözlükte. itiraf ediyorum, bundan emin olmama karşın birşey yapmamaya devam edeceğim. karma derdim sadece çaylakken oldu ama hangi ara o insanlar entry'nin girildiğini gördü de, sonra okudu ve oyladı? artık eminim ki okunmadan oylanıyorum. sevgili sözlük, umarım yazdıklarımın okunmaması sorunsalı sana küsmeme neden olmaz.

edit: ne kadar güzel, bu entry' mde de 5 eksileyen meleğim var daha şimdiden *
bazen yatmadan önce onu düşünüyorum. ölmeseydi nasıl olurdu. hayatım nasıl devam ederdi. ama öldü. ve onu geri getiremem. 300 filmindeki askerlerden bahsediyorum. neyse daha fazla yazamıycam..
sabun kokusuna bayılıyorum. özellikle hacı şakir'in kokusuna.
telefonum bozuk sözlük param var ama tamir ettirmeye kıyamıyorum.
güncel Önemli Başlıklar